Türkiye Müteahhitler Birliği İnşaat Sektörü Analizi
Bir süredir dengelenmeye yönelik sancıların yaşandığı inşaat sektörü, yılın ilk çeyreğinde ekonominin
genelinde yaşanan gelişmeler ve koronavirüs salgını kaynaklı belirsizliklerin etkisi altına girmiştir.
İki yüzü aşkın alt sektöre talep yaratmasıyla öne çıkan inşaat sektöründe, son altı çeyrekte daralma
sürmüş ve sektörün GSYH’den aldığı pay, %7,2 seviyesinden %5,4 düzeyine gerilemiştir.
TÜİK’in zincirlenmiş hacim endeksine göre; 2019 yılında GSYH %0,9 büyümüş, inşaat sektörü ise %8,6
küçülmüştür. 2018 yılında ise GSYH %2,8 büyüme gösterirken, inşaat sektöründe %2,1 daralma
yaşanmıştı.
GSYH ve İnşaat Sektöründe Büyümenin Seyri (% puan)
Kaynak: TÜİK
Sektördeki daralmada, 2018 yılının son iki çeyreğinden itibaren gerileyen inşaat harcamaları etkili
olmuştur. TÜİK verilerine göre; kamunun inşaat yatırımları, 2019 yılı genelinde cari fiyatlarla toplam
580,7 milyar TL olarak gerçekleşmiş, inşaat harcamaları cari fiyatlara göre %9,8 ve zincirlenmiş hacim
endeksine göre (reel olarak) %18,6 oranında düşmüştür. Geçen yıl kamu harcamalarında yapılan
tasarrufun yanı sıra önceliklendirme kapsamında yeni başlanmış birçok projeye, sözleşmesinde
öngörülenden az ödenek ayrılmış olması da sektörü zor durumda bırakmıştır. Kamu yönetimince, girdi maliyetlerindeki yüksek artışlar dikkate alınarak yapılan ve kamu ile çalışan müteahhitlere projelerinde devir ve/veya tasfiye hakkı getirilen düzenleme kapsamında tasfiye başvurularının büyük bir çoğunluğunun kabul edilmemesi sıkıntıların sürmesine neden olmuştur. Bununla birlikte 2019’da 20,5 milyar TL tutarında toplam 47 kamu projesinde proje veya hisse devredilmiştir. Özel sektör yatırımları ve büyük ölçekli kamu – özel işbirliği (KÖİ) projelerinde de aynı dönemde finansman sorunları artmıştır.
TCMB’nin 2020 yılı Enflasyon Raporu’nda, kambiyo zararlarının en yüksek olduğu ilk üç sektörün
hizmetler, enerji ve inşaat (otoyol, köprü, şehir hastaneleri ve havaalanı vb) olduğunu açıklaması
yaşanmakta olan zorlukların derecesini göstermesi açısından önemlidir.
İnşaat Sektörü Temel Göstergeler
Kaynak: TÜİK, BDDK
2020 yılının ilk çeyreğinde ise, inşaat sektöründe süren daralma sonucunda finansman sıkıntısı ve
istihdamdaki gerileme sürmüştür. TÜİK’in işgücü istatistiklerine göre; sektörde istihdam edilenlerin sayısı 2019’da 442 bin kişi azalmış ve sektörün istihdamdan aldığı pay, %6,9’dan %5,5’e gerilemiştir. Bununla birlikte, 2019 yılı son çeyreğinde kamu bankalarınca uygulamaya konan “İstihdam Odaklı Kredi Teşvik Paketi”nden konut projeleri ile yurtdışı müteahhitlik hizmetleri kapsamında yararlanabilen sektörün fayda gördüğü izlenmiş, imalat ve hizmetler sektörünü de kapsayan paket çerçevesinde Şubat 2020 itibarıyla toplam 150 bin istihdam taahhüdü sağlandığı açıklanmıştır.
BDDK tarafından Şubat 2020’de açıklanan verilerde, takibe düşen kredi borcu tutarının, 23,8 milyar TL
düzeyine ulaşmış olması müteahhitlik sektörünün içinde bulunduğu finansman sıkıntısının göstergesidir. Bu rakam Şubat 2018’de 5,9 milyar TL ve Şubat 2019’da da 13,8 milyar TL olmuştur.
Özel sektör borç sorununa ilişkin olarak geçen dönemde kredi kanallarındaki tıkanıklığın giderilmesi ve yatırımlar ile talepteki gerilemenin tersine çevrilebilmesi amacıyla ekonomi yönetimince çeşitli
adımların atıldığı izlenmiştir. Son olarak, Bankacılık Kanunu’nda yapılan değişiklik ile uzun vadeli ve yoğun sermaye gerektiren büyük projelere kitle fonlaması ile menkul kıymetleştirme imkânı sağlanması bu kapsamda öne çıkan düzenlemelerden olmuştur.
Sektörün mevcut ve gelecek döneme ilişkin iyimserliğini ortaya koyan TÜİK İnşaat Sektörü Güven
Endeksi’ne bakıldığında; Ocak ayında %14,6 artarak 78,9 seviyesine olaşan endeksin Şubat ayında %5,7 azalarak 74,5 değerini aldığı görülmüştür. Endeks, Mart ayında artış oranının %3,7’ye gerilemesi sonucu 77,2 değerini almıştır.
Öte yandan, sektörde özellikle konut alanında 2019 yılının ikinci yarısında başlayan canlanma devam
etmiş; yılın başında kimi göstergeler bu durumu desteklemiştir. Temel girdilerden olması açından önem taşıyan ve Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) tarafından üretici anketi doğrultusunda açıklanan Hazır Beton Beklenti Endeksi de Ocak – Şubat 2020 döneminde 20 aydan sonra ilk defa eşik değerin üstüne çıkmıştır. Ardından Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), geçen yıl 2008’den bu yana en sert daralmanın yaşandığına işaret ettiği inşaat malzemeleri sanayi faaliyetlerinde, Şubat’ta son yılların en önemli aylık büyümesinin gerçekleştiğine işaret etmiştir.
İnşaat sektörü hâlihazırda küresel likidite koşulları, jeopolitik riskler, döviz kurlarının seyri, petrol
fiyatları, kamu maliyesi ve faiz tarafında çok bilinmeyenli bir denklem ile karşı karşıyadır. Bununla birlikte, Türkiye’de de ortaya çıkan koronavirüs salgınının etkisi altına giren sektörde belirsizlikler Mart ayı itibariyle yeniden artmış durumdadır.
Hükümet tarafından salgınla mücadele amacıyla açıklanan ekonomik tedbirler kapsamında özellikle kısa ve esnek çalışma modellerinin geliştirilmesi, SGK primleri ve vergi ödemelerinin ötelenmesi gibi
önlemler istihdam kapasitesi yüksek olan inşaat sektörü tarafından önemli; ancak altyapı faaliyetlerini
kapsam dışında bırakması nedeniyle eksik bulunmuştur. Ayrıca bankaların, Türkiye Bankalar Birliği’nin iş dünyasının kredi borçlarıyla ilgili taleplerine hızlı ve olumlu yanıt verilmesi konusundaki tavsiye kararını uygulaması mevcut sıkıntılı dönemde sektöre de bir nebze nefes aldırabilecektir. Bununla birlikte, uygulamaya ilişkin Bankalara yönelik şikayetler de mevcuttur. Kredi Garanti Fonu ve bankalar tarafından yaratılacak her türlü ilave finansman imkânı yaşanan ve yaşanacak olan sıkıntıların giderilmesine yardımcı olabilecektir. Yüklenici firmalara süre uzatımı ve fesih imkânı getiren 2 Nisan 2020 tarih ve 2020/5 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamında süre uzatımı ve fesih taleplerinin İdareler tarafından olumlu karşılanması ve uygulamanın gecikmemesi önemlidir. Öte yandan, ortaya çıkanolağanüstü durum dikkate alınarak, hakediş ödemelerinin zamanında yapılması için özel hassasiyet gösterilmesi, kredi geri ödemelerinde bankaların gerekli esnekliği göstermeleri ve faiz oranlarını düşürmeleri beklenmektedir. Yurtdışında devam eden projeler için de benzer biçimde hükümetler arası görüşmelerle oluşan sorunların çözümüne destek önemlidir.
Beklenen yaygın şantiye kapanmaları durumunda, en hızlı olumsuz etki inşaat sektörünün alt
yüklenicilerinin oluşturduğu segmentte hem de sert bir şekilde hissedilecektir. Sektörde ve tedarik
zincirinde yer alan birçok orta ve küçük ölçekli firmanın dayanma gücünün kısıtlı olduğu dikkate alınarak, vergi avantajları paketi ve nakit akışındaki bozulmaları önleyecek düzenlemelerin hızlı biçimde hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. İnşaat sektörüne dönük bir destek paketi ayrıca, kısa vadede istihdam kapasitesinin korunmasını sağlayacaktır. Bu çerçevede bir diğer önemli husus olarak, sektörün orta segmentinde olası erimenin önlenmesi, vasıflı işgücü kaybının ve krizin ardından sektörün hızla toparlanmasıyla projelerdeki gecikmenin engellenmesine yardımcı olacaktır.
Konut Segmenti: Yeni inşaat yapımında büyük düşüş
Konut satışları, bir süredir ertelenen konut talebinin hayata geçmesiyle Ocak – Şubat 2020 döneminde
geçen yıla göre belirgin bir iyileşme içine girmiş ancak salgının etkisinin izlendiği Mart ayında sınırlı
biçimde artmıştır. Yeni konut yapımı geçen dönemde önemli ölçüde gerilemiştir.
TÜİK’in Konut Satış İstatistikleri’ne göre; satışlar 2018 yılının ikinci yarısındaki kıpırdanmaya karşın 2019 yılında yıllık bazda %1,9 azalmıştır. Bu dönemde toplam satışlar içinde ilk el konut satışı %37,9, ikinci el konut satışı %62,1 pay almıştır. Türkiye genelindeki satışlar, 2019 yılına oranla Ocak’ta %55,8 ve Şubat’ta %51,4 artmıştır. Mart ayında ise satışlarda geçen yılın aynı dönemine kıyasla artış oranı %3,4 ile sınırlı kalmış, Şubat 2020’ye göre ise satışlar %8,5 gerilemiştir. Salgının etkisinin Nisan ayı rakamlarında daha net görüleceği değerlendirilmektedir.
Aylık Konut Satışları (Adet)
Kaynak: TÜİK
İpotekli satışlarda izlenen seyirde, hayata geçirilen kampanyalarla konut kredisi faiz oranlarının
düşürülmesi, bu gelişmeyi TCMB’nin faiz oranındaki indirim kararlarının izlemesi, inşaat sektöründe
finansman koşullarının kısmen iyileşme kaydetmesi ile önceki aylarda ertelenen talebin hayata
geçirilmesi etkili olmuştur. Alınan önlemler özellikle yeni konutların satışını ise umulan düzeylere
çıkaramamıştır.
Yılın ilk üç ayında yabancılara konut satışında yıllık bazda %3 ve aylık bazda %24 oranında gerileme dikkat çekmiştir. Uzmanlar, Türkiye’ye yönelik zayıflayan doğrudan yabancı sermaye yatırımları çerçevesinde yabancının konuta süren ilgisi ile cari açığın finansmanında bu satışların payının arttığına işaret etmektedir. 2019 yılında 8,4 milyar ABD Doları tutarındaki doğrudan yabancı yatırımlar içinde
gayrimenkul satışı 4,8 milyar ABD Doları tutarıyla %57,3 pay almıştır. Bu oran 2018 – 2016 döneminde
%45, %42 ve %28 seviyelerinde olmuştur.
Özellikle geçen yıl düşüş gösteren konut fiyatlarındaki son duruma bakıldığında ise artış sürmektedir.
Kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimini gösteren TCMB Konut Fiyat Endeksi (KFE), Ocak 2020’de bir önceki aya göre %1,79, yıllık olarak da %12,39 artmış olup, KFE’de aylık reel artış ise %0,22 olarak ölçülmüştür. Yeni Konut Fiyat Endeksi Mart 2020 sonuçlarını açıklayan REIDIN-GYODER Endeksi de
fiyatlarda aylık %0,62, yıllık %5,15 oranında artışı ortaya koymuştur.
Diğer taraftan yeni inşaat yapımı son iki yılda hızla azalmaktadır ve 2019 yılında yapı ruhsatı verilen daire sayısı %54 düşmüştür. Tamamlanan daireler için verilen izin belgelerinde gerileme ise geçen yıl %18 oranında gerçekleşmiştir. Yıllar itibarıyla belediyelerce verilen yapı kullanım izni ve ilk el konut satışlarınıgösteren aşağıdaki tabloya göre; ülkedeki konut stoku 1,3 milyonu aşmıştır.
Konut Stokunda Durum (Adet)
Not: TÜİK’in 2017 ve 2018 yıllarına dönük yaptığı revize yansıtılmıştır.
Konut stokunun azaltılması amacıyla hayata geçirilen kampanyalarla konut kredisi faiz oranları
düşürülmüş, 2019 yılının son günlerinde de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından kamu
bankalarının 1 Ocak itibarıyla yeni konutlar için kredi faizlerinde 0,99 olan oranı 0,79 düzeyine çekeceği açıklanmıştır. Koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında Mart ayında açıklanan “Ekonomik istikrar Kalkanı Paketi”nde yine bu çerçevede yer bulan inşaat sektörü için 500 bin TL’nin altındaki konutlarda kredilendirilebilir miktar %80’den %90’a çıkarılarak, asgari peşinat %10’a düşürülmüştür.
Ekonomide normal şartlar altında sektörün çok sayıda alt sektöre talep yaratması nedeniyle olumlu bir zincirleme etki oluşturması beklenebilecek bu adımın, kısa vadede önünde mevcut risk ortamının yol açtığı belirsizliklerin bulunduğu izlenmektedir. Nitekim maliyet – getiri analizleri, genel ekonomik ve sosyal durum, kur ve finansman riski gibi çok katmanlı unsurları barındıran konut yatırımı yaşanan salgın nedeniyle tırmanan gelecek kaygılarının olumsuz etkisi altındadır. Bu nedenle de konut alanında olası gelişmeler için gözler, daha çok orta vadede oluşacak ekonomik şartlarda olacak; o zamana kadar genel ekonomide belirsizliklerin giderilmesi, konut alanında kredi imkânlarının geliştirilmesi ile arz-talep dengesi için bir strateji hazırlanması ihtiyacı varlığını sürdürecektir.
Öte yandan, pandemi nedeniyle artan evden çalışma, bu konudaki gelişmelerden konut dışı gayrimenkul piyasasının da etkilenebileceğini göstermektedir.
Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri: Düşen petrol fiyatları ve salgının etkisinde
Geçen yıl dünya ekonomisinde görülen dalgalanmalar ve bölgemizde yaşanan siyasi sıkıntılardan
olumsuz etkilendiği gözlenen Türk yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde son olarak koronavirüs salgınının yarattığı belirsizlikler yeni ve önemli bir risk oluşturmaktadır.
Türk müteahhitlik firmaları, yurtdışına açıldıkları 1972 yılından 2020 yılı Mart ayı sonuna kadar 127
ülkede toplam 403,3 milyar ABD Doları tutarında 10.197 proje üstlenmiştir. Türk müteahhitlik
firmalarının yurtdışındaki performanslarının geçmiş yıllardaki seyrine bakıldığında; 2012-2013 yıllarında 31 milyar ABD Doları/yıl ile en yüksek seviyelere ulaşıldığı görülmektedir. Ancak dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmeler, petrol fiyatlarındaki gerileme ve Rusya pazarında yaşanan sorunların etkisi ile bu rakam, 2016-2017 yıllarında 14-15 milyar ABD Doları/yıl mertebesine kadar inmiştir. Türk
müteahhitlerinin yurtdışında üstlendiği yıllık yeni iş tutarı, son olarak 2018 yılında yeniden 21 milyar ABD Doları’na ulaşmıştır.
Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetlerinde Yıllara Göre Seyir
Kaynak: Ticaret Bakanlığı
Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre; 2019 yılında Türk müteahhitlik firmaları tarafından yurtdışında 19,2 milyar ABD Doları tutarında 475 proje üstlenilmiştir. 2019 yılında lider pazar Rusya’da 5,8 milyar ABD Doları tutarında toplam 57 proje üstlenilirken, ülkeyi 1,4 milyar ABD Doları tutarında 10 proje ile Katar ve 1,1 milyar ABD Doları tutarında 25 proje ile Irak ve 1 milyar ABD Doları tutarında 8 proje ile Kuveyt izlemiştir. 2020 yılı Mart ayı itibariyle ise, Türk müteahhitlik firmaları tarafından 23 ülkede 2 milyar ABD Doları tutarında 50 proje üstlenilmiştir. Bu dönemde Ukrayna, Hırvatistan, Irak ve Rusya
Federasyonu’nun ilk dört pazar olduğu görülmektedir.
Yurtdışında En Çok İş Üstlenilen Ülkelerin Dağılımı
Kaynak: Ticaret Bakanlığı
Geçen yıl özellikle Ortadoğu’da Türkiye aleyhine oluşturulan algı neticesinde 3 milyar ABD Doları kadar iş kaybı yaşandığı değerlendirilmektedir. Türk müteahhitlerinin süren teminat mektubu temini ve kontrgaranti kabulü sorunları da iş kaybının yaşanmasına neden olmaya devam etmektedir.
2020 yılında ise, Çin’den tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını Türk müteahhitlerinin yurtdışı
faaliyetlerinde çok çeşitli riskleri beraberinde getirmiştir.
Salgın öncesinde uluslararası müteahhitlik hizmetlerinin hâlihazırdaki 500 milyar ABD Doları
seviyesinden 2023 yılında 650 milyar ABD Doları ve 2030’larda 750 milyar ABD Doları seviyelerine
çıkması öngörülürken, Türk müteahhitlerinin de uluslararası pazardaki paylarının orta vadede 50 milyar ABD Doları tutarına ulaşması beklenmekteydi.
Pandeminin küresel ekonomide yol açtığı sorunlar tüm sektörler için öngörülerin zorlaşmasına neden
olduğu gibi Türk yurtdışı müteahhitlik hizmetleri için de hedeflerin revize edilmesini gerektirebilecektir.
Salgın sektör üzerinde maliyet artışlarından malzeme tedarikine; lojistik ve işçi sağlığı ile güvenliği
sorunlarından stratejik ortaklıklar ve yatırımlarda risk algısına kadar çok geniş yelpazede mevcut ve yeni projeler üzerinde tehdit oluşturmaktadır.
Bu çerçevede Türk müteahhitlerinin süren projelerinde bu olağanüstü durum nedeniyle yaşanabilecek gecikmeler konusunda desteğe ihtiyaç olduğu değerlendirilmektedir. Koronavirüs salgını nedeniyle tüm ülkeler tarafından uygulanan farklı nitelikteki önlemlerin projelerde gecikmelere ve neticede cezai yaptırımlara neden olmamaları için hükümetlerarası temasların gündeminde tutulmasının uygun olacağı ortadadır.
Nitekim ihracat taahhüdü ile kullanılan Eximbank kredilerinde ortaya çıkan olağanüstü şartlar göz önüne alınarak taahhüt kapatma yükümlülüğünde ilave 1 yıl süre uzatımına imkân verilmiştir. Bununla birlikte, sektörün Türk Eximbank kredi faizlerinin düşürülmesi ve Eximbank tarafından talep edilen banka teminatlarının azaltılması yönündeki talepleri henüz karşılanmış değildir.
Diğer taraftan, yaşanmakta olan bu olağandışı dönemde, yurt dışındaki projelerde istihdam edilmekte
olan Türk işçilerinin yurda getirilmesi konusunda devletimiz gereken hassasiyeti göstermekte ve
sektörümüze destek vermektedir. Bu konuda artan ve artması muhtemel yurda dönüş taleplerinin de
karşılanması için Türkiye Müteahhitler Birliği ilgili Bakanlıklar nezdinde girişimlerini sürdürmektedir. Koronavirüs salgınının talep ve arzda yol açtığı sorunlara ek ve paralel olarak petrol fiyatlarındaki keskin düşüş de sektör için endişe vericidir. OPEC + koalisyonundaki anlaşmazlık ile Mart ayında yaşanan %30’un üzerindeki gerilemenin, Türk müteahhitlik firmalarının güçlü olduğu; bütçeleri petrol fiyatlarına bağımlı ülkeleri olumsuz etkilemesi beklenmektedir. MAYIS 2020