Ülkemizi ve bizim için avantajların olduğu yerleri tercih ediyoruz
Havacılık sektörünün köklü şirketlerinden biri olan Çelebi Havacılık Holding, yurtdışında gerçekleştirdiği başarılı çalışmalarla uluslararası arenada da rüştünü ispatladı. Yeni ülkelerle görüşmelerin devam ettiği bir dönemde görüşlerini aldığımız Çelebi Havacılık Holding Yönetim Kurulu Üyesi Canan Çelebioğlu, havacılığın geleceği ile ilgili düşüncelerini okuyucularımızla paylaştı.
Havacılık sektörünün ülkemizdeki gelişimi ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
Avrupa ve ABD pazarındaki doymuşluk, Asya, Ortadoğu ve Afrika’daki ülkelerin buna paralel olarak ekonomik olarak gelişimi, artan refah düzeyi ve artan ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekleştirilen yatırımlar, bu bölgelerde havacılığın gelişmesine neden oldu. Türkiye’de bu ortamda yaptığı yatırımlarla havacılık sektöründe önemli aşamalar kat etti. THY’de bu gelişim seyri içerisinde yaptığı yatırımlarla önemli büyüme rakamlarına ulaştı. Türkiye olarak havacılık alanındaki büyümemiz devam ediyor. Bunun en büyük örneğini İstanbul’a inşa edilen Yeni Havalimanı ile gösterdi. Bu yatırımların önümüzdeki dönemde havacılık sektörünün gelişimine ciddi etkileri olacaktır. Türkiye açısından havacılığın gelişimi noktasında açılması gereken önemli parantezlerden biri de hiç kuşkusuz ülkemizin lojistik konusunda önemli bir bağlantı noktasında olmasıdır. Yıllarca avantajlarımız hususunda aktarımlarımız olmuştu bugün bu avantajlarımızın altyapıya yapılan yatırımlarla hayata geçiyor olması oldukça sevindirici.
Yeni Havalimanı’nın fiyat açısından yüksek olduğu ile ilgili eleştiriler alıyoruz sizin bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Bu konuda eleştiriler varsa, Yeni Havalimanı işletmecisinin yaptığı görüşmelerde bu konu ile ilgili bilgilendiğini düşünüyorum. Bu doğrultuda da kapasiteyi doldurmak için karşılıklı görüşmelerde ortaya koyulan görüşleri dikkate alacağı kanaatindeyim. Müşteriler sadece fiyat konusuna değil sunulan diğer imkânlara da bakacaklardır. Bu nedenle havayolu şirketi Dubai Havalimanı daha ucuz olmasına rağmen, verilen hizmetin kalitesi ve hızına bakarak Yeni Havalimanı’nı tercih edebilirler. Uçağın kalkışı ve inişi noktasında yeterli altyapı olmadığı için yaşanan kaotik ortamı havayolu şirketlerinin tercih etmeyecekleri düşüncesindeyim.
Sizin açınızdan bir risk var mı?
Biz Yeni Havalimanı’nda varız. Olmama gibi bir düşüncemiz olmaz. Bu ülkenin firması olarak burada ortaya çıkacak gelişime inanıyoruz. Ancak burada belirleyici olan havayolu şirketlerinin Yeni Havalimanı’nı doldurması olacaktır. Eğer hizmete girdikten sonra üş beş yıl içerisinde istenilen düzeyde doluluklar yaşanmazsa bizim içinde riskler ortaya çıkabilir. Tekrar etmekte fayda var, Yeni Havalimanı işletmecisinin yaşanılacak süreçte oluşan sonuçlara göre düzenlemeleri ve gerekli değişiklikleri göz önüne alarak yoluna devam edeceğini düşünüyorum Yeni Havalimanı işletmecisinin bu kadar büyük bir yatırım yapıp oluşan talepleri göz ardı etmesini beklemiyorum.
Yeni Havalimanı istenilen doluluk oranlarına kısa sürede ulaşabilir mi?
Zor olan bu yatırımı yapmaktı, bu yatırım yapıldıktan sonra iş belli bir sürede büyüme sağlanacaktır. Yeter ki Dünya’nın ve Türkiye’nin büyüme temposu ile ilgili sorunlar yaşanmasın. Normal şartlarda kısa sürede belli noktalara geleceği kanaatindeyim.
Yeni Havalimanı ile yaptığınız anlaşmalar öncesi bu konuları dile getirdiniz mi?
Dile getirdik. Tabii onların beklentisinin yüksek olduğunu söyleyebilirim. Ümit ediyorum bu beklentiler gerçekleşir bizde bu büyüme içerisinde payımıza düşeni alırız. Bir yerde mevcudu paylaşırken sorun yaşanır ama bir büyüme var ve oradan pay alınıyorsa daha sağlıklı bir ortamın oluşacağını söyleyebilirim.
Tabii bu noktada THY’nin nasıl pozisyon alacağı da önemlidir. Ortada bir de rekabet konusu var. Türkiye’ye gelen yabancı havayollarının uçuş sayıları azaldı. Bunun en büyük nedeni THY’nin büyümesidir. THY’nin bizim açımızdan büyümesi memnuniyet verici ama bu büyümenin diğer hava yollarının Türkiye ye uçuş sayısını etkilemesi de doğaldır..
Bu durumu yetkililere sorduğumuzda uluslararası dengelerin sonucu olduğu cevabını alıyoruz. Bu durumda havacılık alanında serbest bir piyasanın olmadığı söylenilebilir mi?
Mutlaka öyle ama Yeni Havalimanı’nın ölçeği düşünüldüğünde sadece THY ölçeğinde düşünülmemesi gerektiği sonucu ortaya çıkıyor. Daha uluslararası bir strateji ile hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sadece THY olarak bakılarak hareket edilirse, Yeni Havalimanı’nın işi zor. Daha liberal bir politika izlenmeli. Tabi ki THY rekabet açısından kendi haklarını koruyacak ama işi rekabet anlamında biraz daha esnek tutmalarının daha iyi olacağını düşünüyorum. Dubai örneğine baktığımızda Emirates’in çok fazla bir ağırlığı yok. Bu sayede orası bir hab olabilmiştir. Burada sadece Emirates’in haklarını düşünerek o havalimanını konumlandırsalardı bu kadar büyük bir hab olabilme şansları olmazdı. Bu açıdan THY’nin de konuya farklı yaklaşacağını düşünüyorum, yoksa Yeni Havalimanı’nın işi zorlaşır.
Çelebi’nin uluslararası arenada da çalışmalar yaptığını görüyoruz. Konu ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Yurtdışında ağırlıklı olarak Asya’da çalışmalarımıza devam ediyoruz, onun dışında Afrika’da çalışmalar yapıyoruz. Şuanda Hindistan’ın dışında Malezya’da girişimlerimiz var. Son iki yıldır, görüşmelerimiz devam ediyor ülkelerde havaalanı altyapı yatırımları yapılıp sektör büyüdüğü zaman bizim gibi firmalara buna ihtiyaç duyuyorlar. Onun için TAV gibi firmalar altyapı yatırımlarına girdikleri için avantajlılar. Bazı ülkelerde mevcut firmaları satın alarak o ülkede hizmet verme şansı yakalamaya çalışıyoruz. Malezya’da böyle bir yer, ancak süreçler hızlı ilerlemediği için bekliyoruz. Şuanda bizim Malezya, Cezayir, Tunus, Filipinler, Birleşik Arap Emirlikleri ile görüşmelerimiz devam ediyor, bunun yanında Balkanlarda görüştüğümüz ülkeler var. İlgilendiğimiz bölgelerde ülkemiz ve bizim için avantajların olduğu yerleri tercih ediyoruz.
Hükümet size yurtdışında destek oluyor mu?
Devletin her zaman desteğini görüyoruz. Yapılan gezilerde yapılan üst düzey görüşmelerde konuların ele alınması veya bu görüşmelerde ortaya çıkan fırsatları bize yönlendirmeleri bizim için önemli. Hindistan konusunda devletimizden çok destek aldık. Hindistan büyük bir ülke ve o ülkenin büyük bölümüne hizmet vermemiz hem ciro anlamında hem de hizmet büyüklüğü açısından birkaç ülkede olmaktan daha avantajlı bir durum. O nedenle başka ülkelere de bakmakla birlikte Hindistan, aktardığım nedenlerden dolayı bizim açımızdan büyük önem taşımaktadır. Hindistan’ın tüm bölgelerini ı hedefliyoruz. Bu hedeflere ulaşmak için de avantajlarımız var. Hindistan’ın yabancı yatırımcıya olan desteği, Türk olarak kültürel anlamda olan benzerliklerimiz, iki ülke arasındaki ilişkiler gibi hususlar bize önemli avantajlar sağlıyor. Bu çerçevede Hindistan’daki çalışan sayımızın Türkiye’yi geçtiğini söyleyebilirim. On yıldır oradayız ve doğru işler yapıyoruz ki büyümeye devam ediyoruz.
Uluslararası alanda Çelebi’nin konumu ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Yer hizmetleri dünyada genelde ya bir havalimanının parçası ya da bir havayolu şirketinin uzantısı olarak faaliyet göstermekteydi. Son yıllarda özelleştirmelerle bizim gibi sadece yer hizmeti yapan şirketler devreye girdi. Dünyadaki bu alandaki pazarın elli milyar dolar civarında olduğunu varsayarsak, bunların yarısı havalimanı ve havayolu bağlantılı firmaların elinde. Bizim gibi olan, sadece yer hizmetleri veren dört beş firma var, kalan %50’lik pazar payını da bu firmalar paylaşıyor. Bunların içerisinde Çelebi’nin hatırı sayılır bir yeri olduğunu söyleyebiliriz.
İstanbul’a yapılan Yeni Havalimanı’nın dışında da ülkemizde yeni havalimanları yapılıyor. Bu çalışmaların sektöre etkileri ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Bizim açımızdan bakıldığında Sayın Binali Yıldırım’ın 2004 yılında özel sektör firmalarının Türkiye’de yurt içi uçuşları yapmasını desteklemesi, sektörümüz açısından önemli bir ivme oldu. O zamana kadar biz ağırlıklı olarak sadece yabancı havayollarına hizmet veriyorduk, bu durumda ister istemez yedi sekiz havalimanı ile sınırlanıyorduk. Türk sektör firmalarının yurtiçi uçuşlara başlamasıyla, sektör hızla büyüdü. Bizde o dönemde bir sene içinde yedi sekiz havalimanında, bir anda 22-23 havalimanında hizmet vermeye başladık. Ancak gittiğimiz her havalimanından ilk günden para kazanabilecek potansiyel yoktu. Bizde buna hazırlıklı olduğumuz için uzun vadeli düşünerek, bu hususu işimizin tamamlayıcı bir unsuru ve aynı zamanda kamu hizmeti yaptığımızı düşünerek değerlendirip yolumuza devam ettik. Aktardıklarım neticesinde yeni açılan havalimanları bizim için karlı yatırımlar olmuyor. Bizde bu konuya çok para kazanacağız diye bakmıyoruz. Bugün bakıldığında Çeşme’ye havalimanı kuruluyor ama buraya kaç havayolu uçak indirecek henüz beli değil. Tabii devlet havalimanı yaparken olayı birkaç açıdan değerlendirerek yapıyor. O bölgeye hizmet için yapılıyorsa bizde bu noktada aynı bakış açısı ile belli fedakârlıkları yapmayı göze alıyoruz. Ancak zamanla bazı havalimanlarının büyümesi bizi sevindiriyor. Örneğin Trabzon, Gaziantep, Diyarbakır havalimanları büyüdü ve büyüme potansiyelleri hala devam ediyor. Dolayısıyla evremizdeki ülkelerde olan sıkıntıların çözülmesiyle birçok havalimanımızın önlerinin açık olduğunu düşünüyorum.
THY Çinli bir firmayla kargo alanında bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma sektörün gelişimine etki eder mi?
Etki eder. Bizim şirketimize direk etkisi olmaz ama sonuçta ülkede lojistik anlamda bir büyümeyi sağlayacak bir alışmanın olması diğer firmaları da dolaylı olarak etkileyecektir. Bu kanal açıldıktan sonra THY’yi takip edecek firmaların olacağı kanaatindeyim. Bunun yanında Çin’in çok çok önemli bir pazar olduğunu söyleyebilirim. Kapasitelerin yüksek olduğu bir pazardır dolayısıyla Türkiye ve sektör için ivme kazandıracak bir anlaşma olduğu kanaatindeyim.