Ar-Ge merkezimizi hızlıca kurmamız gerekiyor

Bentonitin ülkemizdeki rezerv büyüklüğü ihracatta yüzleri güldürüyor. Özellikle kedi kumu olarak kullanılan bentoniti dünya pazarı ile buluşturan firmalarımızdan biri olan Bentaş Bentonit, yaptığı yeni yatırımlarla yoluna devam ediyor. Sektörün gelişimi ve yaptıkları yeni yatırımları konuşmak için sorularımızı yönelttiğimiz Bentaş Bentonit CEO’su Turgay Ömür, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın tesislerini ziyareti ile ilgili de açıklamalarda bulundu.

Bentonitin pazarlaması, uluslararası piyasadaki gücü açısından Türkiye’nin geldiği noktayı aktarır mısınız?

Bentonit madeninde, ABD ve Çin’den sonra en fazla rezerve sahip ülkelerden biri Türkiye’dir. Özellikle beyaz bentonitin önemli bir kısmı Türkiye’de Ünye – Fatma bölgesindedir. Beyaz bentonit resevlerinin kıyı kesiminde olması yani limanlara yakın olması nedeniyle logistik maliyetleri açısından Türkiye’deki bentonit madeni dünya pazarlarına ulaşımında çok daha avantajlıdır. Burada Türkiye’nin gücü kedi kumu ve seramik ürünlerinden gelmektedir. Bu yüzden, beyaz bentonit yatakları açısından dünyada rekabetçi bir konumdayız. Tokat civarında ise beyaz olmayan bentonit yatakları mevcuttur. Aslında ülkemizin her tarafında bentonit yatakları vardır. Mesela, Nevşehir’de rezervi olan bir firmayla 3 yıl önce ortaklık yaptık. ilgili bölgede ruhsatımız sınırları içerisinde15 milyon tonun üzerinde tahmini rezerv olduğu hesaplanmakla beraber, sadece iki yıl önce 26 kuyuda 2,8 milyon ton, ayrıca bu ay şu ana kadar yaptığımız çalışmalarda ilave 10 kuyuda 2 milyon ton daha ek rezerv tespit ettik. Bunun üzerine şu anda o bölgeye hızlı bir şekilde yatırım yapıyoruz. Yani, Nevşehir bölgesinde sadece beyaz bentonit değil, diğer renklerde endüstriyel amaçlı daha farklı kalitede bentonitler de bulunmaktadır. Avanos yolu üzerinde yatırım yapılacak arazinin satın alma işlemlerini 6 ay önce yaptık ve proje işlemlerini bitirdik. Şu anda fabrikanın kurulumu için ÇED ile ilgili süreci bekliyoruz. ÇED süreci sonrasında inşallah bölgede kedi kumu başta olmak üzere diğer renklerde ve farklı kalitede bentonitleri de kullanarak farklı alanlarda üretim yapmak istiyoruz. Fatsa bölgesinde seramik bentoniti yanında genelde halen kedi kumuna yönelik üretim yapıyoruz. Nevşehir bölgesinde ise farklı alanlar için de üretimleri araştıracağız. Bu anlamda Ar-Ge merkezi kurmak için gerekli adımlarımızı daha hızla atmak zorundayız.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ziyaretinizde bulundu. Ar-Ge merkeziyle ilgili görüşebildiniz mi?

Sayın Bakanımız spontan olarak tesisimizi ziyaret ettiğinde, bölgede Ar-Ge merkezine olan ihtiyacı gördüğünü direk kendileri ifade etti. Bizde Ar-Ge merkezi kurmak için başvuru yaptığımızı kendilerine ilettik. Bakanımız da ilgileneceğini bizzat belirttiler. Ar-Ge merkezi kurmak için başvuru yaptık, fakat bürokrasi pek hızlı ilerlemiyor. İnşallah bakanımızın ziyareti sonrası işlemlerin daha hızlanacağını ümit ediyoruz.

Bentonit açısından işleme ve kapasite göz önünde tutulduğunda maden rezervi Türkiye’ye ne kadar yeter?

Bentaş açısından bakacak olursak bizim Fatsa yerleşkesinde 4 tesisimiz bulunuyor ve yıllık 400 bin ton işleme ve paketleme yapıyoruz. Bu açıdan baktığınızda bizim mevcut erişimlerimizle 20 yıllık planlar yapabiliyoruz. Daha ileri bir süreç için de yeni bölgelerin ve rezervlerin keşfi tabiki önemlidir. Nitekim, Nevşehir bölgesinde bu konuda baya yol kat ettik. MTA da bu konuda sürekli keşif çalışmalarını yürütmektedir.  Tespit ettiği yeni sahaları zamanla  ihaleye çıktığı yerler olabiliyor.

Biz bu işlere ilk girdiğimiz 2007 yılında Enerji Bakanlığı, Türkiye’de sadece 35 milyon ton bentonit rezervi olduğunu rapor etmişti. Bizim yaptığımız hesaplara göre sadece bizim ve ortaklarımızın sahalarımızda bunun yarısı bulunuyor. Dolayısıyla yanlış bir hesap var diyorduk. Şu anda Türkiye üretim için, yıllık 2 milyon ton ham bentonit tüketiyor. Dolasıyla, yeni tespit edilen rezervler sayesinde 35 milyon değil belki 300 milyon ton rezervden bile şu an için bahsetmek mümkündür. Zira, Türkiye volkanik bir bölgede olduğu için bentonit oluşumuna çok uygun topoğrafik yapıya sahiptir.

Bentonit ürününü kullan at tarzında mı yaklaşıyoruz, geri dönüşüm yapabiliyor muyuz?

Şu anda ne yazık ki, bentoniti kullan at tarzında tüketiyoruz. Fakat kedi kumu olarak kullanılmış bu ürünü gübre olarak da kullanabiliriz.  Bentonitin kendisi zaten düzenleyici bir tarım toprağıdır.

Ar-Ge merkezinde yapacağınız çalışmalar nelerdir?

Kedi kumu dışında seramik ürünlerimiz de bulunmaktadır. Farklı alanlardaki çalışmalarımız da devam ediyor. Ar-Ge merkeziyle birlikte bentoniti hangi alanlarda daha fazla kullanabileceğimizi araştıracağız. Bentonit madeni kozmetikten deterjana, kağıttan yalıtım malzemesine ve ilaç sanayine kadar birçok alanda kullanılan bir hammaddedir. Biz ise bu ürünleri ihracat pazarında daha fazla katma değerle nasıl açacağımızı araştırma çabasındayız. Bunun için doğal olarak araştırma ve geliştirme yapmamız gerekiyor. Şu anda kedi kumunda bu katma değeri yakaladık. İnşallah ilerleyen süreçte daha fazla katma değerli farklı ürünler oluşturmuş olacağız.

Türkiye’de pet sektörüyle ilgili bir karar alınmıştı ve ev hayvanları artık burada satılmayacak. Bu durum sektörü nasıl etkileyecek, Avrupa’da bu sistemler nasıl çalışıyor?

Bu benim asli konum değildir. Bildiğim kadarıyla, Pet shopların bir dernekleri var, fakat pet ile ilgili üretim ve ticaret yapanlar halen bir sektör olarak tanınmıyorlar. Dolayısıyla, petshoplar başka sektörlerin altındaki federasyonlarla yönetiliyorlar. Bu durum iyi ve doğru bir yöntem değildir. Bu konuda bizde pet sektörünün kendi başına bir sektör olarak tanınması için kendi çapımızda çalışmalar yapıyoruz. Bizim kedi kumu üretimi için halen münhasıran bir Nace kodumuz bile yok. Örneğin, Bentaş olarak pet sektörü için ürün üretiyoruz fakat madencilik sektörü altında üretim yapıyor sayılıyoruz ve ihracatımız madencilik sektörüne yazılıyor. Oysa, Bentaş olarak biz maden ihracatı yapmadığımız halde maden firması görünüyoruz. Bu durum birçok yönden işimizi etkiliyor. Örneğin teşvik başvurusu yaptığımızda madencilik teşviki alabiliyoruz ve bir kısım ilave teşvik imkanlarından faydalanamıyoruz. Diğer taraftan, ana sorunuza gelecek olursak; bize göre evcil hayvanların daha uygun hijyen şartlarda veterinerler kontrolünde breeder’lar (üretim tesisi) vasıtasıyla üretilerek edinilmesi en uygun yoldur.  Gelişmiş ülkelerde durum zaten böyledir. Türkiye’de böylece AB standartlarında bu uygulamayı hayata geçirmiş olmaktadır.

Türkiye’de veteriner fakültelerinin de gelişmesi gerekiyor.

Şu anda ben tercih yapacak öğrencilere veterinerlik fakültesini özellikle öneriyorum. Çünkü pet sektörü elektronik ve ilaç sanayinden sonra dünyada en hızlı büyüyen sektörlerden biridir. O yüzden biz firma olarak da doğru bir sektöre yatırım yaptığımızı düşünüyoruz.

2022 yılı açısından sektörün durumu nedir, Rusya ve Ukrayna savaşı Bentaş’ı nasıl etkiliyor?

Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Ukrayna’daki bayilerimize bir iki ay süreyle ürün veremedik. Limanlarda bekleyen ürünlerimizi bekletmek ve geri almak zorunda kaldık ve sonrasında da iç piyasaya bu ürünleri verdik. Savaşın başlamasından iki ay sonra ise Ukrayna pazarı aniden tekrar açıldı ve eskisinden daha fazla sipariş almaya başladık. Rusya pazarı ise savaş nedeniyle Avrupa’dan ürün alamadı. Dolayısıyla biz Rusya pazarında payımızı çok daha hızlı artırmak imkanı yakalamış olduk. Yine, Almanya pazarına bakacak olursak Çin den gelen ürünlerin konteyner fiyatları nedeniyle pahalanması nedeniyle geçen seneye göre 3 kat daha fazla ürün gönderdik diyebilirim. Şu anda yani 2022 yılı itibarıyla geçen seneye oranla şirketimiz ihracatında miktar olarak yani tonaj bazında % 80 büyüme yakalamış olacağız. Döviz bazında büyümemiz ise % 100’ün üzerinde olacaktır.

Döviz artışı size olumlu yansıdı mı?

Döviz artışı bizde önce maliyetlerimize olumsuz yansıdı. Bu maliyeti biz ürünlerimize yansıtamadık. Fakat Türkiye’deki maliyet artışı tüm dünyada yaşanınca bütün firmalar zam yapmak zorunda kaldı ve maliyetlerimizi zorda olsa sözleşmeli firmalar haricinde kısmen fiyatlara yansıtabildi. Maliyet artışlarına rağmen pet sektöründeki büyüme halen devam ediyor.

Bankacılık sektörü kredi konusunda firmalara zorluk çıkardığı biliniyor. Siz Bentaş olarak yatırım konusunda kredi alabiliyor musunuz?

Biz Bentaş olarak 13 yıldır üretim, satış ve pazarlama yapıyoruz. Bankacılık sektörünün bu süre zarfında bizlere yani ihracatçı ve üretici firmalara bu kadar zorluk çıkardığını görmedim. Bankacılık sektöründeki bu zorlukları çıkarmasındaki etkenlerden biri Merkez Bankası’nın düşük faiz uygulamasına olan dirençtir. Aslında yatırım kredisi noktasında bir sorun görünmemekle beraber bu günlerde işletme kredisi temininde ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Dış ticarette Türkiye çok iyi bir dönem yakalamasına rağmen Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle maliyetler ve enerji fiyatları çok yüksek bir oranda artınca bankacılık sektörü bu yeni döneme uyum sağlayamadı. Tabii döviz bir anda ikiye katladı. Bankaların ve şirketlerin bilançoları TL cinsinden olması da kredibiliteleri haliyle olumsuz etkiledi. Şöyle ki, siz ürün üretiyorsunuz ve Euro cinsinden maliyetleriniz var, bankalar TL olarak kredi veriyor, dolasıyla mevcut kredi ihtiyaçları TL bazında ikiye, üçe katlanmış oldu. Bu durum sanayicilere ve üreticilere halen ciddi zararlar veriyor ve işletme sermayesi ihtiyacı her geçen gün artıyor. Bankaların bizim yaşadığımız bu süreci iyi okuması gerekiyor. Eğer imalatçı ihracatçı işletmeler yeteri akdar finansman bulamazsa işletmelerin üretim ve satış süreçlerinin yavaşlaması kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca, bu durumda ilgili işletmeler yatırım kararlarını da ertelemek durumunda kalacaklardır. Dolayısıyla yatırım kredine ulaşmak nispeten kolay olsa da ilave tesisin işletme sermayesi ihtiyacı zorluk olarak  hala önümüzde durmaktadır. Kısaca, ihracatçıların bu maliyet artışlarını karşılayabilmesi için ciddi ilave işletme kredisine ihtiyacı vardır. Halen devlete ve bankacılık sistemine güvenmeyip parasını evdeki kasalarda tutunlar var. Bu anlamda, yurt dışı veya yurt içindeki kaynakları ülke olarak bir şekilde arttırmanız gerekiyor. Özellikle yurtiçi yerleşik halkın yastık altındaki parasının ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın yurtdışı bankacılık sistemindeki paralarının yurtiçine getirilmesinin sağlanması gerekmektedir. Firma olarak hiçbir zaman yurt dışında veya sistemin dışında para bulundurmadık. Fakat maalesef birçok firma güven eksikliği nedeniyle hala yurt dışında veya yastık altında para tutabiliyor.EYLÜL2022