Budget markasını Macaristan’da güçlendirdik
Macaristan’daki önemli yatırımcılarımızdan biri olan Otokoç Otomotiv, Macaristan’a Budget markası ile adım attı. 2015 yılında neredeyse sıfır pazar payı ile başlayan bu girişimin bugün %10 pazar payına ulaştığını dile getiren Otokoç Otomotiv Genel Müdürü İnan Ekici, iki ülke arasındaki iyi ilişkilerin ticari ilişkileri de olumlu etkilediğini ifade etti.
Türkiye Macaristan ticari ilişkilerinin geldiği noktayı değerlendirir misiniz?
Türkiye Macaristan ilişkileri hem ekonomik hem de siyasi açıdan tarihi geçmişi güçlü, Avrupa ülkeleriyle karşılaştırdığınızda geçmiş ilişkisinin en güçlü olduğu ülkelerden biri Macaristan’dır. Halklar arasında büyük bir sempati var, daha da ileri gidebilir. Çok doğal ve güçlü bir ilişki gücümüz var. Dolayısıyla oluşturulan hedefler de bu temeller üzerinedir. Türkiye, Macaristan için Ortadoğu’ya açılan bir kapıdır, Macaristan da Türkiye için Avrupa’ya… Bu denli yoğun, diplomatik açıdan da güçlü ilişki, halklar arasındaki ilişki ve jeopolitik konumlarımızla birlikte daha yüksek bir ticari hacmin olmasının beklenmesi doğaldır. Ticaret hacmine baktığımızda son on yılda %55 oranında büyümüştür. Tabii Avrupa’nın diğer ülkelerine de bakarak bir değerlendirme yapmak gerekiyor. Bu yine de yeterli değildir. 2020 yılında 3 milyar Dolar seviyesinde bir ticaret hacmi gerçekleşti. Hedefler ise ilk etapta 5 milyar dolar, sonrasında da 8-10 milyar dolardır. Tabii pandemi süreci bir miktar durağanlık oluşturdu. Ama kurumların hem serbest ticaret anlaşması hem de AB düzenlemeleriyle birlikte pozitif bir bakış bulunuyor. DEİK’te güçlü bir Türk Macaristan konseyi bulunuyor. Dolayısıyla faaliyetler pandemi döneminde azalmasına rağmen her yıl 200’ün üzerinde iş insanıyla görüşmelerin sağlandığı, karşılıklı konferansların düzenlendiği, karşılıklı anlaşmaların yapıldığı bir ilişki ağı oluştu. 2013 yılında Macaristan ile yapılan ticaret ve iş birliği anlaşması, 2018 yılında tekrar yapılan karşılıklı ticaret anlaşmaları sonucunda bugün ekonomik seviye 3 Milyar Dolar’a ulaştı.
Ticari ilişkilerde hangi sektörler ön plana çıkabilir?
Burada öne çıkan sektörler; otomotiv, otomotiv yan sanayi, makine, tekstil ve demir çelik gibi ürünlerdir. Türkiye güçlü bir otomotiv sektörüne sahip, hem de yan sanayi ile güçlü bir otomotiv ekosistemi bulunuyor. Aslında Macaristan’da da üretim tesisleri var özellikle Kuzey Macaristan’da. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında otomotiv sektörü açısından büyük bir sinerji oluşturulabilir. Türkiye tarafında tarım, hayvancılık, makine sanayi ve karşılıklı olarak turizm sektörü ön plana çıkabilir. Her iki ülkenin de turizm potansiyeli çok büyük. Dolayısıyla Türkiye’nin ne kadar güçlü bir turizm alt yapısına sahip olduğunu biliyoruz. Macaristan açısından bakacak olursak da birçok Avrupa ülkesine sınır bir ülke. Bir haftalık tatil planınızda Macaristan ile birlikte 7-8 ülkeyi gezebilirsiniz. Bu açıdan iki ülke turizmi açısından karşılıklı bir potansiyelin olduğunu söyleyebilirim.
Macaristan’da yapılan anketlerde birçok kişi Türkiye’yi tanıyor, bazen başkent olarak İstanbul olduğunu söylüyor ama Türkiye’yi tanımaları çok önemli sanırım.
Türkiye’nin başkenti olarak İstanbul’un bilinmesi sadece Macarlara özgü bir şey değildir. Bütün dünyada böyle bir algı var. Çünkü İstanbul, eski uygarlıklara da başkentlik yapmış dünyanın en önünde gelen kentlerinden biridir. Burada önemli olan Macar halkında ve siyasi tarafta Türkiye’ye karşı çok büyük bir ilginin olmasıdır. Tarihe baktığınızda Osmanlı döneminde çok yakın ilişkilerimiz oldu. Yemeklerine kadar benzerlikler bulabilirsiniz. Dillerinde de çok Türkçe kelime var ve bunlar çok önemlidir. Macaristan’da Türk kökenine sahip olduğunu düşünen büyük bir kitle var.
Bu durum yatırımlara nasıl yansıyor, örneğin Türk yatırımcılarına yeterli teşvikler veriliyor mu?
Karşılıklı iş birliği anlaşması, Türk Macar iş birliği yine onları desteklemek için HEPA’nın kurulması ve yönetimde bir Türk’ün de olması çok önemlidir. Özellikle sanayi yatırımlarında ciddi teşvikler var. Hizmet sektöründe teşvik mekanizması yok. Ama sanayi yatırımlarında hem insan kaynakları açısından hem vergisel açıdan karşılıklı ithalat ve ihracatı kolaylaştıran adımlarıyla Avrupa Birliği ile farklılık gösteriyor. Dolayısıyla Macaristan’a yatırım yapmak isteyen Türk girişimcileri için birçok fırsat var özellikle üretim ve turizm tarafında bu teşvikler mevcut. Buradaki başkonsolosluğun ve elçiliğin müthiş gayreti aslında birçok kapının da açılmasını sağlıyor. Macaristan’da birçok otel yatırımı Türklere aittir. Aynı zamanda havalimanı alanında Çelebi Holding, Ekol Lojistik ve Otokoç Hungary gibi firmalarımız var. Geleceğe baktığımızda da enerji, tarım, karşılıklı otomotiv sanayinin desteklenmesi ön plana çıkıyor. Macaristan’ın entelektüel sermayesi de gelişmiş durumda. Okuma düzeyi çok yüksek ve eğitime önem veriyorlar. Bir de benim görebildiğim yeni dünyada teknolojiyle ilgili faaliyetler çok gelişiyor onlar da bu alanda kendilerini geliştirmek istiyorlar.
Macaristan’da nüfusun düşük olması nedeniyle üretim alanında fazla yatırım yapılamaz diye bir bakış var, siz bu bakışa katılıyor musunuz?
Macaristan AB üyesi olduğu için bence o sınır yoktur. Burada önemli olan iş fikri ve yaptığınız iştir. Bunu yaptığınız takdirde bütün pazar size aittir. Nüfus sadece bir bariyer değildir. Bazı ülkeler nüfus açısından küçük ama oluşturulan değer açısından büyüktür. Burada önemli olan niteliktir. Lojistik anlamda avantaj sunuyor, otoyol ve demiryolu hatları ile jeopolitik konumu ile… Kaliteli insan kaynağı, eğitim düzeyi, telekom altyapısının yeni ve güçlü olması, tıp ve bilişim sistemleri yatırımları ile yatırımcının göz bebeği niteliğindedir.
Otokoç Otomotiv açısından bakacak olursak Macaristan’a yatırım yapma kararını nasıl aldınız bugün geldiğiniz noktayı aktarır mısınız?
Koç Topluluğu, 2010 yılında gelirlerinin %50’sini yurt dışından temin etme konusunda stratejik bir plan oluşturmuştu. Dolayısıyla yurt dışı yatırımı yapma kararını aldık ve Avrupa’da ilk adımı Budget Macaristan’la attık. Avrupa’ya yabancı yatırımcı yoluyla sıkı şekilde bağlı, sektörlerin sürekli geliştiği Macaristan’ı tercih ettik. O dönem bir fırsat oldu, Budget oradaki lisansını satmak istiyordu biz de lisansını satın alarak Otokoç Hungary şirketiyle 2015 yılında Avrupa macerasına başladık. Budget markası o dönemde neredeyse sıfır pazar payına sahipti, bugüne geldiğimizde %10 pazar payına eriştik. Aynı zamanda uzun dönemli kiralama sektöründe de yer aldık. Macaristan hemen hemen bütün uluslararası firmalarının bulunduğu ve rekabetin yoğun olduğu bir ülkedir. Biz de bu sayede Avrupa’da rekabeti öğrendik. Türkiye’deki tecrübemizle Avrupa’da önemli bir yer edindik. Budget markasını Macaristan’da güçlendirdik. Geçtiğimiz dönem içerisinde toplamda 3.500 adede yakın araç yatırımı yaptık, bu da yaklaşık 55 milyon Euro değerinde bir yatırıma denk geliyor. Bu süre zarfında da ciddi anlamda bir büyüklüğe geldik. Halen gidebileceğimiz ve büyüyebileceğimiz bir alan var. Pandemi döneminde işimizi daha fazla operasyonel verimliliğe odakladık. Macaristan’da sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştirmek istiyoruz. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde de araç parkımızı 3 kat büyütmek istiyoruz. Bütün planlarımızı bu yönde yaptık. Macaristan’ın bizim açımızdan bir başka önemi de orada edindiğimiz Avrupa tecrübesiyle 2017 yılında Ukrayna’da, 2018 yılında da Yunanistan’da araç kiralama yatırımı yaptık.
Türkiye ile karşılaştırdığınızda sistemsel açıdan farklılıklar bulunuyor mu?
Bir farklılık yoktur. Biz zaten global markaları temsil ediyoruz. Özellikle günlük araç kiralamada sistemler ve müşteri beklentileri Türkiye’ye benzer. Gelecek trendleri de benziyor. Bizim sektörümüzde ülkeler arasındaki müşteri beklentileri genelde birbiri ile uyumlu. Uzun dönemli kiralama konusunda zaten Otokoç Otomotiv şirketimizin Türkiye’de önemli bir tecrübesi bulunuyor. Burada da çok farklılık yok, sadece ürün detaylarında farklılıklar var.
Bir Türk yatırımcısı olarak Macaristan’da yatırım yapan turizm firmalarımızla iletişim kurabiliyor musunuz, ortak çalışmalar yapabiliyor musunuz? Macaristan’da Türk yatırımcılarının tamamı birbirini yakından tanır. Orada Türk Macar iş insanları bir araya gelir, DEİK bünyesinde, TÜSİAD tarafında, TURKCHAM’da veya elçiliklerin organizasyonlarında bir araya geliyoruz. Örneğin salgın döneminde, bir talep olmamasına rağmen DEİK Macaristan İş Konseyi aracılığıyla Türkiye’den 3 tır dolusu dezenfektan ve maske kardeş ülkemize gönderildi. Teslimat döneminde iş insanlarımız orada bulundu. Bu çalışmalar, oluşan gönül köprüsünü daha da derinleştiriyor.MART2021