Çanakkale Köprüsü ile uluslararası ortamda rekabetçiliğimiz ve yeterliliklerimiz artıyor
Türk müteahhitlik sektörü her geçen yıl uluslararası pazardan aldığı pay artarken, yurt içinde yapılan önemli projelerle de rekabette avantaj sağlıyor. Avrasya Tüneli’ni hayata geçiren ve Çanakkale Köprüsü gibi önemli projeler üstlenen Yapı Merkezi, yurt dışında daha fazla proje üstlenmek için kollarını sıvamış görünüyor. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında yaptıkları projelerle ilgili bilgi veren Yapı Merkezi Yönetiminden Başar Arıoğlu, Erdem Arıoğlu ve Özge Arıoğlu sorularımızı yanıtladı.
Sayın Başar Arıoğlu, sektörün yurtdışında gerçekleştirdiği projeler ve bu doğrultudaki gelişimi ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Türkiye Müteahhitlik sektörü büyük başarılara imzalar atarak 400 milyar USD üzerinde uluslararası işi kazanmış ve gerçekleştirmiştir. Unutmamak gerekir ki, müteahhitlik sektöründe işlerin büyük çoğunluğu rekabet ile alınmaktadır. Yani istenen kaliteyi hedeflenen proje süresi içinde sağlarken herkesten daha ekonomik olmayı da bilmek gerekmektedir. Türkiye içindeki yüksek rekabet ortamı müteahhitlerimize iyi bir hazırlık olup adeta onları yurtdışında da başarılı olmaya itmektedir.
Yapı Merkezi’nin yurtdışında gerçekleştirdiği projeler ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
Yapı Merkezi Fas, Cezayir, Senegal, Tanzanya, Etiyopya, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde genellikle demiryolu veya demiryolu ile alakalı metro, tramvay gibi raylı ulaşım projelerinde konsantre olarak faaliyetlerine devam etmektedir.
Şu anda devam eden büyük projelerimiz Etiyopya ve Tanzanya’dadır. Bu iki ülkede toplamı 900 kilometreden fazla demiryolu yapılmaktadır. Bu iki projede de güzergâh el değmemiş alanlardan ve medeniyetin henüz yeni ulaşmakta olduğu bölgelerden geçmektedir. Buralardaki doğal hayatı ve kültürleri en az şekilde etkileyerek, oradaki hayvan ve yerli kabilelerin yaşam biçimlerini zedelemeden geçerek medeniyeti getirmek çok önemli olmaktadır. Bu nedenle buralarda yaptığımız aktivitelere sadece inşaat işleri dersek, eksik ifade etmiş oluruz. Proje ekibinin içinde bulunan, konularında uzman ve yetişmiş kadrolarımızla, yaptığımız tüm inşaat faaliyetlerinin toplumsal ve çevresel etkilerini minimum düzeyde tutmamız, aynı zamanda gerçekleşmekte olan projenin toplum tarafından da doğru anlaşılmasından emin olmamız gerekmekte.
Sayın Erdem Arıoğlu, Yapı Merkezi’nin yurtdışında hedeflediği pazarlarla ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Yapı Merkezi Afrika Kıtası’ndaki çalışmalarına devam etmekte ve daha çok ülkede faal olmaya çalışmaktadır. Türklerin doğal bir pazarı olan Kuzey Afrika’da politik rüzgarlar değişmekte ve buralarda da lokal müteahhitler ortaya çıkmakta rekabeti zorlaştırmaktadır. Bu sebeple, bazı daha uzak noktalara da bakmak, uluslararası ortamda çok büyük rekabete sahne olan Orta Doğu’nun ilerisinde Uzak Doğu’da da hedefler seçmek gerekmektedir.
Sayın Özge Arıoğlu, yurtiçindeki aktif projelerle ilgili bilgi alabilir miyiz?
Yapı Merkezi’nin yurtiçinde devam etmekte olan birkaç küçük ama önemli projeleri ile birlikte asıl iki büyük ve stratejik projede görevi vardır. 1915 Çanakkale Köprüsü ve Yerköy-Sivas Hızlı Tren Projesi.
Öncelikle 1915 Çanakkale Köprüsü tamamlandığında dünyanın en büyük açıklıklı köprüsü olacak. Bu projede Yapı Merkezi, eşit paylarda, iki Koreli ve bir Türk ortağıyla beraber hem yatırımcı hem de inşaatçı görevindedir. Toplamda 3 milyar Euro’yu aşan yatırım tutarıyla dünya standardında da en büyük projelerden birisi olan projeye %70 kısmı yurtdışından olmak üzere finansman sağlanması ve şu ana kadar da gecikmesiz ilerlenmesi büyük bir başarı hikayesi ortaya çıkarmaktadır.
Yine Türkiye’nin önemli bir atılım projesi olan Ankara-Sivas Hızlı Tren Projesi’nin 200 km’lik kısmı olan Yerköy-Sivas kesiminin üstyapısı Yapı Merkezi tarafından anahtar teslim olarak yapılmaktadır. Bittiği zaman Türkiye’nin en hızlı treninin (300 km/saat) çalışacağı projenin hedefi olan mayıs ayında Sivas’a hızlı trenleri ulaştırmak amacıyla gece – gündüz, yaz-kış demeden ekiplerimiz tüm gayretleriyle çalışmaktadır
Yapı Merkezinin, nitelikli bina faaliyet alanı içinde önemli bir yeri olan İstanbul Modern Sanat Müzesi projesi de bu sene içinde tamamlanacak projeler arasında yer alıyor. Dünyanın en ünlü mimarlarından Renzo Piano tarafından tasarlanan müze binası, İstanbul’un kültür ve sanat hayatının kesinlikle çok önemli bir mekânı olacak.
Başar Bey, Çanakkale Köprüsü ne ayrı bir parantez açarsak, projede gelinen nokta ve projenin sizin açınızdan önemi ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Çanakkale Köprüsü, büyüklüğü ve teknik zorlukları dışında bizim için çok anlamlı bir ulusal proje. Türk Mühendisliğine de pek çok inşaat uzmanlık alanında çok iyi yetişmiş arkadaşlar kazandırıyoruz. Bunlar içinde çok sayıda mühendis kadınlarımız da bulunuyor. Her meslekte olduğu gibi insanlar yaptıkça öğreniyor ve daha iyiye ulaşıyorlar. Türkiye’de böyle projelerin yapılması Türk müteahhitlik sektörüne büyük güç kazandırıyor, uluslararası ortamda rekabetçiliğimiz ve yeterliliklerimiz artıyor. Çin, Japonya, Kore, Amerika ve Avrupa’nın pek çok bölgesinde olduğu gibi yerli pazarımızı yabancı firmalardan korumak ve onlarla özel durumlarda çalışmak gerekiyor. Türkiye’deki özellikle en dikkate değer projelerde, Türk firmaların mutlaka varolması sağlanmalıdır.
Sayın Özge Arıoğlu, yurtiçinde geliştirilen Üç Katlı Tünel Projesi ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Proje ihale sürecine girmekte olduğundan bir yorum yapmak istemiyorum. Tabii ki, mühendislik olarak sınırları zorlayan projelerde olmak isteriz. Ancak, Mühendisin ana görevinin arzu edilen veya ihtiyaç duyulan hizmetleri topluma en az maliyetle sunmak olduğunu da unutmuyoruz ve bu hedef için her zaman yarışmaya hazırız.
Başar Bey, Yapı Merkezi’nin önümüzdeki dönem hedefleri ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
Yapı Merkezi, teknoloji ve globalleşme ile gitgide daralan küresel pazarlarda etkisini ve payını arttırabilmek adına faaliyetlerini daha geniş coğrafyalara yaymak için çalışmaktadır. Dolayısı ile, daha çok ülkeyi tanımak, daha çok pazarda faal olmak ve daha çok projeyi takip etmek için organizasyonunu geliştirerek kapasitesini arttırmaya çalışmaktadır. Tüm bunları yaparken kaliteden fedakârlık etmemek ve tutabileceği sözleri vermek gibi prensiplerini muhafaza etmeye çalışmaktadır. Bunun için modern iletişim imkanlarını ve teknolojileri kullanarak yönetim sistemlerini geliştirmektedir. MART 2020