Çiftçilerimiz düzenli gelire sahip olmaları için sigorta yaptırmaları çok önemlidir

Sektörün ve müşterin ihtiyaçlarına en uygun ürünleri oluşturmak ve acentelerinin, ticari hayatları boyunca iş ortaklığı yapabilecekleri, çalışan, sermayedar, acente ve müşterilerinin her zaman koşulsuz güven duyduğu bir kurum olmak öncelikli hedefleri arasında olan Bereket Sigorta, gelecek yıllarda da yenilikçi ve kaliteli hizmet anlayışıyla sigorta sektörüne değer katmaya devam ediyor. Tarım alanındaki boşluğu doldurmak için çalışmalarına yoğunlaştırdıklarını ifade eden Bereket Sigorta Genel Müdürü Vekili Balkan Akbaş, sorularımızı yanıtladı.

Tarım Kredi Kooperatifleri olarak yeniden sigorta sektörüne girdinizin nedeni ile ilgili bilgi alabilir miyiz?

Tarım Kredi Kooperatifleri daha öncesinde de sigorta sektöründe yer almış güçlü bir aktördür. Bugün Tarım Kredi Kooperatifleri’nin yaklaşık bir milyon çiftçi ortağı bulunmaktadır. nüfusa oranlarsak sokaktaki her 80 kişiden birinin bizim ortağımız olduğunu kabul edebiliriz. Bu açıdan baktığınızda çok büyük bir kuruluştur. Tarım Kredi Kooperatifleri daha önce de sigorta sektöründe bulunuyordu ve aldığı bir kararla  Sigorta şirketlerini satmıştı. Şimdi ise Tarım Kredi Kooperatifleri, geçmişten gelen tecrübelerini de göz önünde bulundurarak,bu sektöre girmenin stratejik önemi olduğunu düşünmüş ve bu yönde bir karar alarak sigorta sektörüne yeniden yatırım yapmıştır..

Tarım Kredi Kooperatifleri’nin sigorta şirketinden beklentileri nelerdir?

Şuanda geçerli olan münhasırlık sözleşmesi bitip, Bereket Sigorta’da üretim başlayıncaya kadar restorasyon sürecinden geçerek, teknoloji, insan kaynağı gibi alt yapılarını hazırlayarak 2018 yılının Kasım ayına hazırlık yapıyoruz. Şu anda bu yönde hedeflerimizi belirledik ve bu hedefe doğru gidiyoruz. Tarım Kredi Kooperatifinin bir kuruluşu olarak en büyük amacımız Türkiye’nin en büyük sigorta gruplarından biri olmaktır ve ülkemizin en iyi sigorta şirketi olmak istiyoruz. Burada en iyi olmaktan kastımız, insan kaynağı açısından en iyi, ürün alt yapısı açısından en iyisi, müşteri hizmetleri bakımından en iyi, teknolojik olarak en iyi olan bir firma olmak istiyoruz. Bütün bunları başardığımızda da zaten büyük bir sigorta şirketi olacağız.

Bereket Sigorta olarak şirketinizi kurduğunuz andan bugüne bir müşteri alt yapısı oluşturabildiniz mi?

Şu anda Tarım Kredi Kooperatifi’ninbir başka sigorta şirketi ile münhasırlık anlaşması olduğu için bizimle ilgili çalışmalarını yapamıyor. Bu nedenle biz şimdi alt yapımızı hazırlıyoruz ki yarın gelecek müşterilerimize nitelikli hizmeti hemen verebilelim.

Ülkemizde çok ortaklı şirketlerin başarılı olmadığı düşünülüyor, fakat çok başarılı örneklerde var.

Dediğiniz gibi çok ortaklı olup da başarılı olan birçok firmamız bulunuyor. Tarım Kredi Kooperatifi de geçmişi olan köklü bir kuruluştur. Bugün Türkiye’de birkaç kamu kuruluşu dışında köklü bir yapı bulmakta zorlanırken, Tarım Kredi Kooperatifleri 1881 yılında kurulmuş ve bugüne kadar gelmiş bir kuruluştur. Dolayısıyla beklenen kurumsal yapı zaten Tarım Kredi Kooperatifinde mevcuttur.

Son dönemde tarım alanındaki çiftçilerimiz bankalardan kredi çektiklerinde sigorta işlemlerini de bankadan yapmak zorunda bırakıldıklarını belirtiyorlar. Bu durum Bereket Sigorta’yı etkiler mi?

Türkiye’de maalesef sigorta talep edilen bir ürün değildir, genellikle satılan bir üründür. Normal şartlarda müşterilerin kendisi bu ürünleri talep etmesi gerekiyor. Fakat bu konuda gerekli bilinçlenme tam oluşmadı.  Durum böyle olunca da bankalar genellikle müşterilerine kredi verirken sigortayı da satmak istiyor. Fakat bu konuda Hazine Müsteşarlığı’nın bildirisi çok açıktır. Müşteriler istedikleri yerlerden sigortalarını yaptırabiliyorlar. Burada önemli olan husus aslında başkadır. Bugün bir sigorta şirketinin müşteriye ulaşımı maliyet açısından fazladır. Doğal olarak da bankalar, şubesine gelmiş bir müşteriye sigorta da yaparak göndermesi maliyet açısından daha sağlıklı gibi duruyor.Her müşterinin ihtiyacının ne olduğunu bilemediğimiz için müşteriye ulaşmada ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Bu yüzden direkt olarak sahada aktif pazarlama yapmamız gerekiyor. Ancak bu durumda pazarlama maliyetlerini artırmaktadır.  Sigorta şirketleri de bu durumdan çok etkileniyor. Fakat sigortayı tabana yayma açısından bakarsanız bu durumun sağlıklı olduğunu söyleyebilirim. Sigorta şirketi olarak Bir pasta var ve bu pastadan nasıl pay alabilirim, demek yerine mevcut pastayı büyütmek için çaba harcamamız gerekmekte. Tarım sigortası açısından bu durumu aktarmak gerekirse, ülkemizde tarım sigorta alanı açısından baktığınızda halen %11’in sigortalı olduğunu görüyoruz. Şu anda bu alanda %89’luk bir pazar bulunuyor ve bizlerin bunlara ulaşmamız gerekiyor. 2016 yılında Tarsim’in yaptığı sigorta 1.3 milyar, devletin verdiği destek 700 milyon TL’dir. Bu rakamlar sadece %11’i gösteriyorsa geriye kalan kısmın ne kadar büyük olduğunu görebiliriz.. Bugün bir müşteri Ziraat Bankası’ndan kredi çektiği için sigorta yaptırıldığını söylüyoruz. İyi de bu sadece sektörün %11’idir, geriye kalan %89’a da biz ulaşalım.. Bunu engelleyecek hiçbir durum yoktur. Sigorta şirketleri olarak de bu insanlara ulaşacak çabayı yeterince göstermiyoruz.

Tarım sigortalarıyla ilgili veri alabileceğiniz araştırmalarınız var mı?

Şuanda hangi illerde daha fazla sigorta bilinci olduğunu görüyoruz. Manisa prim üretiminin en yüksek olduğu ilimizdir. Poliçe sayısı açısından da Tekirdağ çok yüksektir. Tekirdağ’daki sorun ise ürünün maddi değeri düşük olduğu için poliçe değerleri de düşük oluyor. Yine Malatya’daki kayısı üreticilerinin sigorta konusunda bilincinin oluştuğunu görüyoruz.

Bu noktada genellikle insanların geliri artıkça sigortaya da ayıracağı bütçenin artacağı belirtiliyor. Sizce de durum böyle midir?

Türk tarım sektörü dünyada 7. sırada bulunuyor. Avrupa’nın en büyük tarım ekonomisine sahibiz. Bugün 192 ülkeye tarımsal ürün satmaktayız. Burada önemli olan sürdürülebilir bir gelir elde etmektir. Yani çiftçilerimizin düzenli olarak her yıl gelir elde etmesi gerekmektedir. Çiftçilerimizin düzenli bir geliri sağlamasındaki yollardan biri de sigorta yapmalarıdır. Çünkü tarımsal üretim iklimsel değişikliklerden ve doğal afetlerden çok fazla etkileniyor. Bugün bir otomotive sigorta yaparsınız, araç kaza yapar aracın hasarına ilişkin ödeme yaparsınız. Tarım sigortasında ise genellikle katastrofik hasarlarla karşılaşılır;  sel olur, kuraklık olur, hayvansal hastalık olur belli bir yeri değil çok daha geniş alanlardaki hasarları  karşılarsınız. Tarım alanında yüzlerce nedenden dolayı gelir kaybı oluşabilir. Bu nedenle de çiftçilerimiz düzenli gelire sahip olmak için sigorta yaptırmaları çok önemlidir.

Fakat tarım sigortasında olası bir zararda firmalar çiftçilerimizin gelirlerini karşılamıyor. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

Burada amaç nihai satış zararını karşılamak ise ek bir poliçe ile bu mümkündür. Bugün konut alıyorsunuz, değeri bir milyon TL’dir. Yani satışını yapsanız bir milyon TL’ye satabiliyorsunuz. Fakat DASK yaptığınızda size diyorlar ki bedeli 170bin TL’dir. Çünkü DASK konutunuz yıkılırsa bu ödeme ile yerine koyma bedelini veriyor. Fakat siz ek poliçe yaptırıyorsunuz, evinizin içindeki eşyalarınızı da göstererek daha yüksek bir ödemeyi isteyebiliyorsunuz. Deprem olduğunda DASK size konutunuzun sizdeki değerini karşılamıyor. Sadece o binayı yeniden yapabileceğiniz ödemeyi veriyor. Sigorta bilinci dediğimiz şeyde bu noktada ortaya çıkıyor. Aldığınız poliçe sizin ihtiyaçlarınızı karşılıyor mu veya sizin ihtiyaçlarınız nedir. Eğer çiftçiler burada bir ihtiyaçtan bahsediyorlarsa demek ki orada bizim eksiklerimiz bulunuyor. Bu noktada bizlerde bu ihtiyaçları doğru belirleyip ve doğru ürünleri ortaya çıkarmamız gerekiyor. Baktığınızda kişinin gelirini azaltan ve giderini arttıran her şey sigortalanabilir. Bugün çalışırken gelir elde ediyoruz işsizlik sigortasına ödeme yapıyoruz ve işsiz kaldığımızda işsizlik sigortamız asgari giderimizi karşılayacak bir ödemeyi bize yapıyor. Fakat kişilerin başkaca bir kaybı var ise ayrı bir sigorta yapıp aradaki farkı da alabiliyor. Bu durum böyledir. Bu noktada Bereket Sigorta olarak çiftçilerimizin de bu ihtiyaçlarını görüyoruz ve ilerleyen dönemde bu ihtiyaçları da karşılamak için çalışacağız.

Siz piyasaya tam olarak girdikten sonra Tarsim’e farklı alanlar açması için önerilerde bulunacak mısınız?

Öncelikle şunu belirteyim, sigorta alanında DASK ve Tarsim çok başarılı ve iyi bir uygulama oldu. Dünyaya örnek çalışmalar yapıyorlar. Tabi ki daha yapılacak çok çalışmalar vardır. Baktığımzda bu yıl kuraklık konusu da Tarsim’in havuzuna dahil olmuş oldu. Dolayısıyla yol almamız gereken çok yol var, bizde bunların daha hızlı gelişmesi için çalışacağız.

Tarım Bakanlığı şu anda Milli Tarım Projesi üzerinde çalışıyor. Bu projenin hayata girmesi sigorta alanının da daha fazla gelişmesini sağlar mı?

Ülkemizde yüzlerce yıldır yapılmayan birçok çalışmanın şu anda Tarım Bakanlığı tarafından kapsamlı olarak yapıldığını görmekteyiz. Havza havza çalışmalar yapılıyor. Sürdürülebilir tarım, gıda güvenliği ve ekonomi açısından bu projenin çok önemli olduğunu görüyoruz.

Tarım sigortası yapılmadan önceki dönemde bir hasar olduğunda devletin bunu karşıladığını ve düzensiz bir sistemin olduğu belirtiliyor. Sorunlar nitelikli çözüme kavuşturulabilir mi?

2016 yılında Tarsim’in ödediği tarım sigorta hasarı 800-900 milyon TL civarındadır. Bu para direkt Türk çiftçisine sigorta şirketleri tarafından ödenen bir kaynaktır. Eğer bu kaynak Tarsim tarafından ayrılmış olmasıydı çiftçilerimize birileri tarafından bu kaynak karşılanacaktı. Bankalar kredi vererek karşılayabilirdi, devlet kendi bütçesinden karşılayabilirdi. Sonuçta bu insanların sürdürülebilir bir gelire ulaşması için bir yerden bu kaynağı bulacaklardı. Gerek Tarsim’in gerekse sigorta şirketleri olarak bizim amacımız Çiftçilerimiz bu hasarları, faiz borcu altına girmeden ödeyebilsin,. sürdürülebilir bir gelirleri olsun, ülke insanımız da sağlıklı, temiz ve güvenilir bir gıdaya ulaşsın.. Sigorta şirketleri olarak bizlerde bu hedefler doğrultusunda çalışıyoruz.

Sigorta dışında Bereket Emeklilik olarak da faaliyet gösteriyorsunuz, orada da yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?

Bereket Sigorta ve Bereket Emeklilik olarak iki ayrı şirketimiz bulunuyor. Sigorta şirketimiz hayat dışı bütün alanlarda faaliyet göstermektedir. Emeklilik şirketimiz ise hayat sigortası, ferdi kaza sigortası ve bireysel emeklilik sektöründe faaliyet göstermektedir. Türkiye’nin de ilk faizsiz emeklilik şirketidir. Faizsiz emeklilik şirketi diye tanımlayınca ülkemizde getirisi olmayan emeklilik şirketi olarak düşünülüyor, Aslında getirisi faiz olmayan yatırım alanında hizmet veriyoruz. Bireysel emeklilik alanımızda bir getiri var fakat bu getiri faiz değildir. Buradaki kazancınız helal kazançtır. Emeklilik yatırım fonlarımıza baktığımızda kurulduğu günden bu yana  yüksek bir getiri getirdiğini görmekteyiz. Önümüzdeki yıllarda da faizsiz emeklilik sistemindeki pazar payının daha fazla artacağını düşünmekteyiz. Özellikle otomatik  katılım sistemine geçişle birlikte katılımcılara baktığınızda yarıdan fazlasının faizsiz fonları tercih ettiğini görmekteyiz. Dolayısıyla bu alanda çok büyük bir pazar bulunuyor. Bereket Emeklilik olarak bu pazarı da büyütmeye ve geliştirmeye talibiz. 2023 yılına geldiğimizde faizsiz alandaki fon büyüklüğünün 30 milyar TL’yi aşmasını bekliyoruz ve biz bu pazarın büyük bir oyuncusu olacağız.

EYLÜL 2017