Port Alaçatı Projesi’ni görmek için insanlar Alaçatı’ya gelecek
Alaçatı bölgesinin parlayan yıldızı Port Alaçatı Proje’sinde, gelişim devam ediyor. Fransa’daki Port Grimaud’dan esinlenerek hayata geçirilmeye çalışılan proje yıllar itibari ile yaşadığı sorunlar nedeni ile bir dönem sürüncemede kalmış. Proje ülkemizin yetiştirdiği önemli mimarlarımızdan olan Aykut Mutlu ile buluşunca, yeniden güncellenerek hayata geçirilmiş. Projenin geçmişten bugüne geçirdiği evreleri ve geleceği ile ilgili düşüncelerini paylaşan Mimar Aykut Mutlu, konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç ile görüştüğümüzde Port Alaçatı Projesi’nin bir belediye projesi olduğunu ve hem halkın hem de belediyenin bu projeyi sahiplendiğini belirttiler. Bu noktada siz projesi sahiplenen bir yatırımcı olarak düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Genellikle ülkemizde iş adamları resmi merciler projemizi sahiplenmediler şeklinde açıklamalar yaparlar. Fakat Port Alaçatı Projesi’ni belediye de halkta gayet iyi bir şekilde sahiplendiler. Eğer belediye olmasaydı bu proje olmazdı. Daha öncesinde kamuda farklı görevler yapmış ve sonunda da Alaçatı Belediye Başkanı olan Remzi Özen, başkan olmadan önce eğitim için Fransa’ya gönderilmiş o sırada Port Grimaud projesi de kendisine gösterilmiş. Oradaki projeyi görünce aynı projeyi Türkiye’de de yapmayı hayal etmiş ve kendisine hedef edinmiş. Kamuda çeşitli görevler yaptıktan sonra, milletvekili oluyor, Başbakan özel kalemliğinde görev yapıyor ve en sonunda da memleketi olan Alaçatı’ya gelerek belediye başkanı oluyor. Belediye başkanlığı sırasında tesadüfen Port Grimaud projesini yapan Fransız mimar François Spoerry, 1990’lı yılların başında Alaçatı’da böyle bir proje yapmak istediğini belirtiyor. Belediye başkanı da projeyi bildiği için bu projenin hayata geçmesi için elinden geleni yapıyor. Fransızlar o dönemde bu projeyi hayata geçiremeyince, bu projeyi bana getirdiler. O dönemde bende kentsel dönüşüm projelerini yapıyordum. Böyle bir projeyi görünce bende bu tür projelerin ancak belediye ile sağlıklı yürüyeceğini söyledim. Lider Tepe İnşaat olmak üzere belediyeye de projeden hisse vererek birlikte bu projeyi gerçekleştirmek istedim. Belediye projenize sahip çıkmadığı sürece böyle bir projeyi hayata geçirme imkânınız olamaz. Dürüst ve beldesini gerçekten seven bir belediye başkanı olmazsa böyle bir projenin gerçekleşme imkanı olamaz. Bunun dışında da proje içinde belediyenin 300 dönümlük arazisi bulunuyor. Belediye bizimle kat karşılığı olmak üzere 300 dönümlük araziyi firmaya devir etti. Belediye tapuyu şirkete devir etmeden çalışmalara başlamadık. Başkan devir işleminden çekiniyordu, tapuları şirkete devir yaptıkları anda da belediyeye dava açıldı. Kamu yararını özel sektöre peşkeş çekiliyor, diye dava açıldı. Bu davadan başkan beraat etti. O devirlerde devletin bazı mercileri de mimarlar odası gibi sivil toplum kuruluşları da projeyi durdurmak için bütün güçlerini kullandılar. Ancak proje biraz ortaya çıkınca mimarlar odası hariç proje sahiplenilmeye başladı. Özellikle o dönemde Ulaştırma Bakanı olan Sayın Binali Yıldırım, projeyi iki defa ziyaret edip dolaşıp projemizi beğenince bizimde önümüz açıldı.
Büyük projelerin hepsinin kaderinde böyle bir geçmiş yok mudur? Fransa’da Eiffel Kulesi de yapılırken tüm Fransız halkının itiraz ettiği bilinir.
Eiffel Kulesi bugün dünyanın en fazla turist çeken bölgelerinden biridir. Fakat dediğiniz gibi o projede yapılırken Fransa’da kıyamet koptu. Paris’in kalbine demir hançer yerleştiriyorsunuz dediler. Fakat bugün Fransa’da herkes bu projeyi benimsiyor. Her iyi projede böyle şeyler oluyor.
Port Alaçatı Projesi yapılmadan önce bölge nasıl bir yerdi, gelişime böylesine açık mıydı?
Alaçatı farklı bir yerdi. Her yerde asfalt yollar yapılırken, Remzi Özen Başkan seçildiğinde ben buraya asfalt yapmayacağım, parke taş yapacağım demiş. Alaçatı’nın merkezinde eski gecekondu tarzında bir düğün salonu ve çok kötü yapılaşmalar vardı. Ancak bazı yerlerde eski evler duyarlı bir şekilde restore ediliyordu. Yani iyi yapılaşma da kötü yapılaşma da yan yana devam ediyordu. Remzi Başkan da iyi yapılaşmayı teşvik ediyordu. Alaçatı’da bugün Çeşme Belediye Başkanı olan Muhittin Dalgıç başkan olunca, ilk iş olarak gecekondu tarzı düğün salonu ve kötü yapılanmaların hepsini yıktı. Genç bir şehirci mimar ile Alaçatı’da yeni bir kentsel dönüşüm planı yaptırdı ve Alaçatı’nın girişini yeniden inşa etti. Alaçatı’nın bugün de rağbet görmesi bu dönüşümle başladı. Ancak Muhittin Başkan 14 gün gözaltına alınınca hevesi kırıldı. Oysa ki o hızla çalışmalar devam etmiş olsaydı bugün Alaçatı daha iyi bir yer olabilirdi. Türkiye’ye örnek olan uygar bir belediye olacaktı.
Muhittin Beyle bir araya geldiğimizde yerel yönetimlerle ilgili kanunların yetersiz olduğuna vurgu yaptılar. Belediyeleri bu açıdan yönetmek kolay olmuyor sanırım.
Ülkemizde belediyelerin bazı konularda elleri kolları bağlanmış oluyor. Fakat Çeşme Belediye’sinin işleri Ankara’da çözümleniyor. İyi niyetle ve projenize hakimseniz Ankara’ya gidildiği zaman muhalefet partisi de olsanız işleriniz çözülüyor.
Alaçatı açısından bakacak olursak, bölge Port Alaçatı’yla anılacak bir aşamaya geldi mi?
Hayır, daha gelmedi. 3 yıl sonra Port Alaçatı Projesi ile de anılacaktır. Port Alaçatı Projesi’ni görmek için insanlar Alaçatı’ya gelecektir. Fakat projemiz şuanda o aşamada değildir. Birkaç çalışmamızın daha bitmesi gerekiyor.
Port Alaçatı Projesi’nin aynı zamanda bölgedeki arsa fiyatlarının da artmasını sağladığı ifade ediliyor. Projenin başlamasından bugüne nasıl bir değişim oldu?
Biz ilk projeye başladığımız zaman metrekaresi 2-3 dolardan arsalar satılıyordu. Biz ilk projeye başladığımızda Belediye Başkanı arsaları 10 doların altından almayın dediler, bizde öyle yaptık. Projeye başladığımız an fiyatlar yükselmeye başladı. Bir tek 2001 yılı krizinde 5 dolara kadar düştü. 1995 yılından 2001 yılına kadar hızla yükseldi. Yine aynı şekilde Alaçatı bölgesinde de fiyatlar yükselmeye başladı. Çeşme bölgesi ucuzdu şuanda orada da fiyatlar yükselmeye başladı. Belediyenin politikasıydı bu durum. Muhittin Bey’de özellikle köylüsüne ucuza arazi sattırmadı. Port Alaçatı projesinde biz arsaları satın almıyoruz, kat karşılığı alıyoruz. Köylüden araziyi almıyoruz. Fakat köylüden araziyi alıp bize kat karşılığı verenler var. Yine de firma olarak arazi kapatan bir firma olmak istemiyoruz.
Port Alaçatı Projesi’yle birlikte belediyenin de gelirleri arttığı belirtildi.
Öncelikle ruhsat işlerinden bir gelir elde ediyorlar. Hafriyattan bir gelir alıyorlar. Bir de belediyenin 300 dönümlük arazi var, onları yapıp sattıkça oradan gelirleri artıyor. Şu anda 50 dönümlük arazisine ev yaptık, geriye kalan kısmı devam ediyor. Bunun dışında marinamızın cirosundan belediye bir pay alıyorlar.
Port Alaçatı Projesi’ni gezdiğimizde her bir evin farklı özellikleri görüyoruz diğer taraftan büyük resme baktığınızda bu farlılıkların bir bütünün parçası olması oldukça değerli. Böyle bir mimari yapıyı çıkarmak kolay olması gerek. Konu ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Birçok insanın birlikte çalışmasıyla birlikte ortaya çıkmış bir projedir. Böyle bir projeyi tek bir mimar yapamaz. Fransız mimar bulunuyor, onun dışında iki tane Türk mimar ekibi var, onların dışında da ben varım. Projeyi ortaya çıkartırken de uzlaşarak ilerliyoruz. Böyle bir projeyi yapmak istemek adeta deli işidir. Fakat ortaya çıkan ürün öyle bir ürün ki projeye aşık oluyorsunuz. Bizim buradaki amacımız 21. yüzyıl insanına yakışır, doğa ile uyumlu ve maddi olarak ulaşılabilir bir yaşam tarzını Port Alaçatı projesi ile hayata geçirmektir.
Bir başka önemli hususta projede marinanın oluşu, insanların yatlarıyla rahat bir şekilde evlerine ulaşması ve yatların bakımlarına kadar birçok konuda çözümler bulması oldukça önemli.
Marinada halen eksik kalan yanlarımız var. Marina da çarşı ve tamirat ünitelerimiz tam bitmedi. Oranın iyi bir hale gelmesi gerekiyor. Kısmet olursa önümüzdeki yıl eksiklikleri gidermeye başlayacağız. Hizmetlerin daha iyi yapılması için çalışmalar yapacağız. Daha fazla acente olması gerekiyor. İyi bir çarşı olacak. Bizim marinadaki amacımız, Alaçatı bir çekim merkezi, marinamız ayrı bir çekim merkezi, Port Alaçatı ise ayrı bir çekim merkezi olsun istiyoruz.
Alaçatı’da butik bir havalimanı projesi için bakanlık çalışmalara başladı. Böyle bir projeye bölgeye ayrı bir değer katar mı?
Alaçatı’da özel bir havalimanı olabilir. Burayı da uçuş okullarıyla birleştirdiğiniz zaman daha güzel bir havalimanı olur. Eğer uçuş okulu yapılmaz ise kışın Alaçatı’daki havalimanı atıl durumuna düşer. Sivil uçuş okullarına ülkemizin ihtiyacı vardır. Bu alana da ihtiyaç olduğunu görmekteyiz. Bu açıdan doğru bir yaklaşım olacaktır.
EYLÜL 2017