DenizBank KOBİ’lere pandemi ve yeni normal dönemde de nefes aldırıyor

DenizBank için çok önemli olan KOBİ’lerin ‘pandemi ve yeni normal’ döneminde sıkıntısını paylaşmak adına her türlü özverili çalışmayı yaptıklarını ifade eden DenizBank  Genel Müdürü Hakan Ateş, “KOBİ’lerimize şu ana kadar 6 milyar TL destek vermiş durumdayız. KOBİ tarafında 2020 KOBİ kredi büyümesine baktığımızda özel bankalar arasında lider konumdayız. Bunu nasıl sağladık diye bakarsak, sektörde tek banka olarak yer aldığımız “KOBİ’lere NEFES” projemiz piyasa oranlarının çok altında yıllık %7.50 faiz ve 2020 yılı boyunca anapara ve faiz ödemesiz kullandırılıyor. Gerçekten adı gibi NEFES aldırıyor. Projemizde bir aylık sürede 50 bin KOBİ’mize 3 milyar TL kullandırdık, KOBİ, küçük esnaf ve bireysel müşterilerimize yeni dönemde de her türlü destek vermeye devam edeceğiz” dedi.

Kurulduğu günden bugüne, gerek başarılı el değiştirmeleri gerekse müşterilerine sunduğu hizmetlerle her dönemin önemli bankası olan DenizBank’ın, 2020 yılında ve özellikle covid-19 krizi ve sonrasında yaşanacak yeni normal dönemde neler yapacağını, bu sıkıntılı süreçte nasıl bir yol haritası çizdiklerini Genel Müdür Hakan Ateş’den dinledik

Türk Bankacılık sektörü ve DenizBank açısından nasıl bir 2020 yılı geçiyor?

Türk bankacılık sektörü 2020 yılına oldukça iyi başladı. Mart ortasına kadar ekonomik aktivitenin toparlanmasına bağlı olarak aktif kalitesinde belirgin bir iyileşme görüldü. Mart ayında salgının etkileri ile beraber farklı bir ortama geçildi. Ekonomik aktivitedeki yavaşlamaya karşı alınan tedbirlerle kamu bankaları önderliğinde kredi genişlemesi oldukça hızlandı, özel bankalar da bu genişlemeye Mayıs ayı ortalarından itibaren daha belirgin katkı sağlamaya başladılar. 2020 yılının başlarında %10’lu seviyelerde seyreden kredi büyüme oranının (yıllıklandırılmış 13 haftalık)  Mayıs ayı sonlarında %50 mertebesine ulaştığını gördük.  

Gelirler tarafında geçtiğimiz bu dönemde faizlerdeki gerilemeye paralel net faiz marjında iyileşme sağlandı. Faiz dışı gelirler tarafında ise geçen yılın aynı dönemine nazaran daralma mevcut. Burada pandemi döneminde müşterilere pek çok hizmetin ücretsiz sağlanmış olmasının yanı sıra 1 Mart’tan itibaren hizmet gelirleri ile ilgili getirilen düzenlemenin etkisi de oldu. Yaz aylarından itibaren salgınla ilgili kısıtların azalmasıyla beraber bankacılık hizmet gelirlerinin kısmen toparlanabileceğini düşünmekle birlikte, değişen düzenlemelerin etkisi ile yıl genelinde yatay bir performans bekliyoruz.

Giderler tarafında ise pandemi operasyonel giderlerin enflasyonun üzerinde bir artış göstermesine sebep oldu. Ayrıca, yine salgının etkisi ile takipteki kredi oranı artışının 2020 yılının sonlarında ve 2021 yılı başlarında mevcut duruma göre daha yukarıda olacağını öngörüyoruz. Buna mukabil bankacılık sektörünün oldukça önden yüklemeli karşılık ayırdığını söylemek mümkün. 2019 sonunda %65 seviyesinde olan karşılık oranları Mayıs sonu itibari ile %70 mertebesine ulaştı. Bu artış bir taraftan karlılıkları baskılıyor ancak sektörün sağlıklı yapısının korunduğunu da gösteriyor.

Bütünüyle değerlendirildiğinde 2020 yılında sektörde kar genişlemesinin %15-20 aralığında olabileceğini ve özkaynak karlılığının mevcut %11 seviyesini korumasını bekliyoruz.


Türk bankacılık sektörü pandemi döneminden nasıl etkilendi? Yeni normal dönemde Türk finans sisteminde neler değişecek?

Pandemi döneminin etkileri operasyonel ve finansal olarak iki farklı açıdan ele alınabilir.

Operasyonel tarafta gerek müşterilerimiz gerekse de çalışanlarımızın sağlıklı koşullar altında bankacılık operasyonlarını yapabilmeleri için dijital kanal kullanımının önemi net bir şekilde ortaya çıktı. Bankalarda önemli bir çalışan grubu uzaktan erişim ile çalışıyor, bankamız özelinde Genel Müdürlük personelimizin %90’ı şu an evlerinde. Müşteri tarafında ise sektörün mobil bankacılıktaki aktif müşteri sayısı 2019 yılı Mart ayına göre 10 milyon kişinin üzerinde artarak Mart 2020’de 50.8 milyon kişiye ulaştı. Ticari tarafta ise aynı dönemde 1.3 milyon olan aktif müşteri sayısı 1.7 milyon seviyesine ulaştı. Normalleşme döneminde bu kazanım korunacak ve operasyonlar artan bir şekilde dijitalleşmeye devam edecektir.

Finansal açıdan bakıldığında ise dünya ekonomilerindeki yavaşlamanın etkisi ile kredi kalitesinde bozulma olacaktır.  Türk bankacılık sektöründe takipteki kredi oranı 2019 sonunda %5.4 ile yakın dönemin en yüksek seviyesine ulaşmıştı. Sene başındaki güçlü büyüme dönemi sayesinde gerek tahsilatların hızlanması ve gerekse de kredi genişlemesi ile bu oran %4.5 seviyesine kadar geri çekildi.

İkinci önemli konu kredi ödemelerinin salgından dolayı ertelenmiş olması likidite açısından bankaları çok daha dikkatli olmaya yöneltti. Her ne kadar likidite yeterlilikleri %100 seviyesinin üzerinde seyrediyor olsa da, 2019 sonu ile kıyaslandığında varlıkların yükümlülükleri karşılama oranında gerileme gözlüyoruz.

Sermaye yeterliliği anlamında ise bankacılık sektörümüz oldukça rahat. Toplam SYR %18.6 seviyesinde. Bu da bankalara kredi genişlemesinin sürdürülebilmesi anlamında önemli destek sağlıyor. Faiz oranlarındaki gerileme ile kredi koşullarının iyileşmesine bağlı olarak 2020 yılının ikinci yarısında büyüme ile birlikte içsel sermaye oluşumu ile sermaye yeterlilik oranlarının desteklenmesi beklenebilir.


Türkiye Merkez Bankası, AB Merkez Bankası ve FED’in pandemi dönemi ve sonrasında uyguladığı para politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz. — Yeni dönemde para politikalarında köklü bir değişim bekliyor musunuz. Neler olacak?

2020 yılının Şubat ayından bu yana koronavirüsün yol açtığı sağlık krizi küresel bazda ekonomi, istihdam ve enflasyon göstergeleri üzerinde ağır baskı yaratıyor, önümüzdeki orta dönemde de risk yaratmaya devam ediyor. Zayıf talep koşulları ve düşük petrol fiyatları ise tüketici enflasyonunu aşağıda tutuyor. Geldiğimiz noktada Merkez bankalarının görevi fiyat istikrarını korumanın çok ötesine taşındı, bu dönemde ekonomiyi desteklemek adına tüm politika araçlarını kullanıyorlar. FED ve ECB gibi önemli kurumlar ve onları takiben gelişmiş ile gelişmekte olan piyasalardaki merkez bankaları faizi aşağı çekerek ve parasal genişleme ile daralan ekonomik aktiviteye tepki gösteriyor. FED Mart ayı itibariyle ekonomiyi desteklemeye yönelik attığı adımlarla (menkul kıymet alımları ve swap operasyonları) bilanço büyüklüğünü yaklaşık 4.2 trilyon $’dan 7.2 trilyon $’a kadar genişletti, takvim dışı iki defa toplanarak 150 baz puan faiz indirimine gitti, faizi %0.0 – 0.25 aralığına kadar çekti. ECB de benzer şekilde negatif faizi %-0.50’yi devam ettirdi ve bilançosunu 5.6 trilyon EUR’a yükseltti. Bizim Merkez Bankamız da doğal olarak dünyaya paralel hareket ediyor. Şu anda politika faizimiz %8.25 seviyesine kadar gerilemiş durumda ayrıca likidite anlamında piyasaya destek olmak için farklı enstrümanlarını kullanıyor.

Dünya genelinde salgının yarattığı etkilerin 2021 yılının ikinci yarısına kadar devam edeceği öngörülüyor. Bu da Merkez Bankalarının kısa vadede politika değişikliğine gitmeyeceğini işaret ediyor.

Pandemi döneminde Denizbank ülke ve müşterilerine yönelik ne tür çalışmalar yaptı? — Denizbank, pandemi döneminden başta turizm olmak üzere etkilenen sektörlerle ilgili bir çalışması olacak mı?

Pandemi döneminde müşterilerimizi desteklemek adına erteleme, yapılandırma ve ek finansman olanakları sağlıyoruz.

Bu destekleri de en verimli şekilde kullandırmak için ticari tarafta her müşteriyi yaptığı işe göre, iş modeline göre tek tek değerlendirip neye ihtiyacı olduğunu tespit ederek hareket ettik. Şöyle ki; Turizm sektörü müşterilerimizde, biliyoruz ki sezon gelirleri ve geri ödeme yapıları mevcut. Onların bu sene en çok zorlanacak sektörlerden birisi olduğunu varsayarak tüm ödemelerini bir sonraki seneye öteledik. Personel ve sair masrafları için ilave fon sağladık. Tekstil sektörü müşterilerimizde, Avrupa pazarına satış yapanların Avrupa ekonomisinin tekrar açılacağı zamana kadar; yurtiçi pazarına satış yapanların talebin tekrar oluşacağını tahmin ettiğimiz zamana kadar yükümlülüklerini öteledik. Altyapı sektöründe, Hazine’nin borç üstlenim garantisi olanlar dâhil, hiçbir müşterimizin mağduriyetine sebep olmamak için hem yapılandırma, hem de ilave fon desteği sağladık.

Bireysel tarafta ise kitle uygulamaları ile hem kredi taksitleri için ve kredi kartı ödemeleri için 3 ay erteleme imkânı hem de ticariye benzer şekilde ek finansman imkânlarında kolaylıklar sunduk.


DenizBank için çok önemli olan KOBİ’lerin bu süreçte sıkıntısını paylaşmak adına neler yapıyorsunuz? Yeni projeleriniz olacak mı?

KOBİ’lerimize şu ana kadar 6 milyar TL destek vermiş durumdayız. KOBİ tarafında 2020 KOBİ kredi büyümesine baktığımızda özel bankalar arasında lider konumdayız. Bunu nasıl sağladık diye bakarsak sektörde tek banka olarak yer aldığımız “KOBİ’lere NEFES” projemiz piyasa oranlarının çok altında yıllık %7.50 faiz ve 2020 yılı boyunca anapara ve faiz ödemesiz kullandırılıyor. Gerçekten adı gibi NEFES aldırıyor. Projemizde bir aylık sürede 50 bin KOBİ’mize 3 milyar TL kullandırmış durumdayız.

Ayrıca “Ekonomik İstikrar Kalkanı” tedbirleri çerçevesinde Bankacılık sektöründe iki kredi destek paketini daha uygulamaya aldık. KGF kefaleti ile 3 ay ödemesiz dönem de içeren; KOBİ’lerin, çekleri için finansman destek kredisi olan “Çek Ödeme Destek Paketi” ve maaş&kira ödemeleri başta olmak üzere işletmelerin sözleşme veya faturaya bağlı tüm sabit giderlerinin karşılanması amacıyla kullandırılan “Opex Destek Paketi”. Bu kredilerde de 1.5 milyar TL kullandırım yapmış durumdayız.  

Tüm bunlara ek olarak pandemi sebebiyle güçlük yaşayan KOBİ’lerimize de 1.5 milyar TL erteleme yaptık.


Hazine Maliye Bakanlığı’nın yaptığı toplantılar sonucunda, Türk Bankacılık sektörü nasıl bir yol haritası izleyecek? Bu aşamada DenizBank neler yapacak?

COVID-19 salgını nedeniyle yaşadığımız sürecin ekonomimize, piyasaya, üretime ve istihdama olumsuz etkisini mümkün olan en az seviyeye indirmek ve bankaların ellerinde bulundurduğu kaynakların en etkin şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla tedbirler alınıyor. Bu anlamda Temelinde kredi genişlemesinin teşvik edilmesi yatan BDDK’nın “aktif rasyosu” tanımlaması bankaların en önemli gündem maddelerinden birisi oldu. Gerek özel gerekse kamu bankaları bu rasyoyu yakalama konusunda özverili bir şekilde adımlar atıyor. DenizBank olarak biz de krediler kaleminde büyümeyi hedefliyoruz, Nefes Kredisi projesine tek banka olarak katılım göstermemiz buna en iyi örnek. Ayrıca, likidite yönetimi çerçevesinde TCMB ile olan işlem hacimlerini arttırmaya, elimizde bulunan kaynakların bir kısmını Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca ihraç edilmiş menkul kıymetlerde değerlendirmeye çalışıyoruz.

Bu dönemde sermaye yeterliliği ve likidite tarafında BDDK ve TCMB’nin sağladığı imkânları da sektör en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyor.  Örneğin kredinin takipteki kredi olarak yazılabilmesi için tanınan sürenin 90 günden 180 güne çıkartılmış olması, merkez bankasının likidite limitlerini arttırması, düşük faizle fonlama imkânı, zorunlu karşılık oranının 500 puan düşürülmesi bankacılık sektörünün pandemi döneminde ekonomiye verdiği desteği arttırmasına yardımcı oluyor.

DenizBank olarak 2020 başında nasıl bir hedef yıl planlamıştınız, bugün bu planın ne kadarı gerçekleşti? 2020 sonu hedeflerinizde revize olacak mı?

Müşterilerimize sunduğumuz ana avantajımız, Türkiye’nin 81 iline yaygın şube ağımız yurtdışındaki bankalarımız da dahil tüm iştirakler ve destek birimleri arasındaki kuvvetli sinerji, iletişim ve geniş ürün yelpazesi sayesinde finansal süpermarket anlayışımızdır.

Kurumsal ve Ticari tarafta niş sektör olarak adlandırdığımız bazı sektörlerimize, Sağlık, Spor Kulüpleri, Belediyeler, Denizcilik, Turizm, Enerji, Altyapı gibi, öncellik verme stratejimiz devam ediyor. Bu sektörler aracılığı ile Türkiye’nin gelişimine katkı sağlamak üzere finansman ihtiyaçlarına destek olmayı sürdüreceğiz.

Bireysel bankacılık tarafında büyük veriden yararlanarak doğru müşterinin tespiti, geliştirilen ön onaylı kredi süreci ile hazır limitlerin hızla kullandırıma dönmesi ve marka ortaklılarımız sayesinde  müşterilerimizin alışverişleri esnasında kredi temin edecek alt yapıları oluşturmamız bizi bir adım öne taşıyor

KOBİ tarafında büyümemiz Nefes Projesi kapsamında kullandırdığımız KGF garantili kredilerden geldi. Nefes Projesi’nde kullandırım tutarları açısından Mikro ve Küçük segment müşteriler hedeflendi.

Ayrıca DenizBank’ı diğer özel bankalardan ayıran niş sektörlere odaklanma stratejisi kapsamında ayrı bir Segment olarak kurduğumuz Tarım işkolumuzda çiftçilerimize önemli destek sağladı, Tarım sektörüne finansmanı arttırdı ve Özel bankalar arasında lider pozisyonunu devam ettirdi. 2020 yılında bu stratejilerimizle yola devam ediyoruz. Yılın ilk çeyreğine baktığımızda kredi büyümemiz özel bankaların üzerinde %8 olarak gerçekleşti, 2019 ilk çeyreğine göre karlılığımızı %20 arttırdık. Ancak yılın ikinci çeyreğinde salgının etkisini tüm sektörler gibi bankacılıkta hissediyor. İlk beş ayda özel bankaların kredi büyümesi %11.5, mevduat büyümesi ise %6.3, sorunlu kredi oranı %6.2. Henüz ikinci çeyrek için finansallar açıklanmadı ancak ilk çeyrekte olduğu gibi kredi ve mevduat büyümesinde özel bankaların üzerinde, sorunlu kredilerde ise altında devam ettiğimizi söyleyebiliriz. TEMMUZ 2020