DSİ önemli projeleri hayata geçiriyor

Ülkemizin gelişimine önemli katkılar sunan DSİ (Devlet Su İşleri), yıllar itibari ile ülkemiz su kaynaklarını bilim ve tekniğe uygun olarak, faydalananların kullanımına sunmak ve suyun zararlarından korunmak amacıyla, su ve ilgili toprak kaynaklarımızın çevre duyarlılığı ve sürdürülebilirlik esasları dahilinde geliştirilmesini sağlıyor.

Görev ve sorumluluklar çerçevesinde gerçekleştirilen çalışmalar ile ilgili bilgi almak için bir araya geldiğimiz DSİ Genel Müdür Vekili Murat Acu, önemli açıklamalarda bulundu.

HES projelerinde önemli yatırımlar yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Bu çerçevede güncel projeler ile ilgili genel bir değerlendirme alabilir miyiz?

Sizin de belirttiğiniz gibi HES’ler ile alakalı özellikle 2003 yılından sonra çok ciddi adımlar atıldı. Öncelikle HES’ler ile alakalı durumu ortaya koymak isterim.

Türkiye’de teknik ve ekonomik olarak değerlendirilebilir hidroelektrik potansiyel 180 milyar kWh olarak hesaplanmıştır. Günümüz itibariyle Türkiye’de (kamu ve özel sektör yatırımları olmak üzere) 585 adet hidroelektrik santral işletmede bulunmaktadır. Bu santraller; 26 230 MW kurulu güce ve toplam potansiyelin % 55’ine karşılık gelen 94 Milyar kWh yıllık ortalama üretim kapasitesine sahiptir. 

Ülkemizde özellikle 2003 yılından bu yana enerjide kaynak çeşitliği sağlanması konusunda ciddi adımlar atılmış olmasına rağmen hidrolik potansiyelin Ülkemizde gelişimi % 50 seviyesinde kalmış ve Ülkemiz ihtiyaç duyduğu enerjiyi temin edebilmek, büyüme oranlarında yakaladığı hedefleri tutturmak adına Ülke içinde harcayabileceği çok ciddi miktardaki parasal değeri yurt dışına aktarmak zorunda kalmıştır.

Bu oranı gelişmiş ülke seviyesine çıkarmak ve ülkemizin kullanılmayan hidroelektrik potansiyelini daha kısa bir sürede devreye sokabilmek için Kamu yatırımları yanında özel sektörün çalışmalarına da ihtiyaç bulunmaktadır. Bu sebeple yürürlüğe giren “Su Kullanım Hakkı Anlaşması Yönetmeliği” ile özel sektörün hidroelektrik enerji yatırımlarında önü açılmış ve böylece 2003 yılında 36 milyar kilowatt.saat olan enerji üretim kapasitemiz, şu an itibariyle 94 milyar kilowatt.saata yükselmiştir. Son 14 yılda devreye giren hidroelektrik santrallerin % 74’ü özel sektör tarafından tamamlanmıştır.

Şu an itibariyle 82 adet HES projesi inşaat aşamasında olup 464 adet proje ise plan-proje aşamasındadır. Bu projeler tamamlandığında toplam potansiyelimiz olan 180 Milyar kWh’lik kapasiteye ulaşılmış olacaktır.

HES projeleri içerisinde Ilısu Barajı ve HES Projesi’ne ayrı bir parantez açarsak, proje ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Dolgu hacmi bakımından kendi sınıfında dünyanın en büyük barajı, temelden 138 m yüksekliği ile Dicle Nehri üzerindeki en büyük Baraj ve HES’tir. Baraj ile yılda 4 Milyar kWh hidroelektrik enerji üretilecektir. Tamamlandığında, sadece elektrik enerjisi üretiminden ekonomiye yılda
1 Milyar 300 Milyon TL katkı sağlayacaktır. Barajda şu an itibariyle % 93 fiziki gerçekleşme sağlanmıştır. Ilısu Barajı’nda 2018 yılında su tutmayı planlıyoruz.

Ilısu ile ayrı bir çerçevede değerlendirmemiz gereken bir başka proje de Yusufeli Barajı ve HES Projesi’dir. Proje ile ilgili kamuoyuna neler aktarmak istersiniz?

Yusufeli Barajı 270 Metre Yüksekliğiyle İnce Beton Kemer Tipinde Türkiye’nin En Yüksek Barajı olacaktır.

Yusufeli Barajı ile 540 MW kurulu gücü ile yılda 1 milyar 827 milyon kWh hidroelektrik enerji üretilecektir.

Baraj ürettiği elektrik ile yaklaşık 650 bin nüfuslu bir şehrin ihtiyacını karşılayabilecek ve milli ekonomiye yılda 400 milyon TL katkı sağlayacaktır.

DSİ’nin uluslararası arenada ses getiren bir diğer projesi KKTC Su Temin Projesi oldu. Konu ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Dünyada ilk ve tek olma özelliği taşıyan Askıda Borulu Deniz Geçiş Sistemini de bünyesinde barındıran “KKTC Su Temin Projesi” Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde 17 Ekim 2015 tarihinde yapılan açılış merasimi ile işletmeye alınmıştır.

DSİ, Kıbrıs Su Temin Projesi kapsamında dünyada ilk ve tek olan askıda borulu deniz geçiş sistemi ile Anamur Dragon Çayı’nın sularını Akdeniz’in 250 metre altından geçirerek Yavru Vatana taşımıştır. Deniz yüzeyinden 250 metre derinden geçen ve 80 km uzunluğa sahip olan boru hattı, KKTC’nin içme, kullanma, sanayi ve sulama suyu ihtiyacını karşılayacak olan suyu taşımaktadır.

Güzelyalı mevkiinde KKTC toprakları ile buluşan su, Geçitköy Barajında depolanmakta, Çamlıbel bölgesinde yapılan modern arıtma tesisinde arıtılmaktadır. Arıtılan su 26 Haziran 2016 tarihinden bu yana 478 km dağıtım hattı ile KKTC halkı ile buluşmaktadır. 

DSİ olarak sulama projelerinde ülkemizin ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalar yapılmaktadır. Bu projeler ile ilgili değerlendirme alabilir miyiz?

Esasen baraj ve gölet gibi depolama tesislerimizde biriktirilen sular faaliyetlerimizin çıkış noktasını oluşturmaktadır.

Depolama tesislerimizde biriktirilen sularımızın kullanım miktarı sulama sektöründe 32 milyar m3, içme suyu sektöründe 7 milyar m3, sanayide 5 milyar m3 olarak hesaplanmıştır. Görüldüğü üzere su kullanımımızda en büyük kalemi tarımsal sulama oluşturmaktadır. DSİ, bu gerçekten yola çıkarak özellikle 2000’li yılların başından itibaren sulamada büyük oranda tasarruf sağlayan modern sulama sistemlerine geçişi hızlandırmıştır.

Mevcut sulamalarda kanal tipleri hizmet ettikleri alana göre sınıflandırıldığında; sulamaların % 37 klâsik kanal, % 42 kanalet ve % 21 borulu şebekeden oluştuğu gözlemlenmektedir. Son yıllarda Kuruluşumuzca geliştirilen sulama projelerinde, basınçlı borulu şebeke kullanımı arttırılmaya çalışılmakta ve borulu sistemler tercih edilmektedir. Böylece hem su tasarrufu sağlanmış hem de modern sulama sistemlerinin kullanımı teşvik edilmiş olmaktadır.

Türkiye’nin yüzölçümü 78 milyon hektar olup yapılan etütlere göre; mevcut su potansiyeli ile teknik ve ekonomik olarak sulanabilecek arazi miktarı 8,5 milyon hektar olarak hesaplanmıştır. Günümüz itibarıyla ülkemizde 6,4 milyon hektarlık sulamaya açılmış alanın 3,8 milyon hektarı DSİ tarafından inşa edilmiş modern sulama şebekesine sahiptir.

Türkiye’de ziraî üretimin üçte ikisi DSİ sulamaları vasıtasıyla gerçekleşmekte olup sulama projeleri neticesinde proje alanında gayri safi millî ziraî gelir yaklaşık 5 kat artmaktadır.

Ziraî gelişmede su, en önemli girdilerden biridir. Toprakta bitki için gerekli olan nemi temin ederek verimi artırmanın yanı sıra, sektörü iklim şartlarından bağımsız kılmakta, ilâve istihdam yaratmakta, kırsal alanda gelir dağılımını düzeltmekte, gübre kullanımına imkânı oluşturmakta, üretimin çeşitlenmesine ve tenebbüt müddetinin uzunluğuna bağlı olarak birim alandan birden fazla ürün alınmasına imkân vermektedir.

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2011 ve 2013 yılındaki “Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’na göre su, gıda ve enerjiye olan talebin önümüzdeki 20 yılda; %30-%50 oranlarında artması beklenmektedir. Bu çerçevede DSİ hayata geçirdiği sulama yatırımları ile gıda güvenliği meselesinin çözümüne büyük katkı sağlamaktadır.

DSİ’nin başarı ile yürüttüğü çalışmalar içerisinde ayrı bir parantez açılacak alanda içme suyu projeleri olduğunu düşünmekteyiz. Bu alanda yapılan çalışmalar ile ilgili bilgi verir misiniz?

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü içme suyu temini hususunda daha önce nüfusu 100 000’i aşan yerleşim yerlerinde çalışmalarını sürdürmekte iken 1053 sayılı Kanunun 10. maddesinin 1. fıkrasında yapılan değişiklik ile belediye teşkilatı olan yerleşim yerlerine içme, kullanma ve sanayi suyu sağlanması yönünde yetkilendirilmiştir.

Kuruluşumuzca içme suyu faaliyetlerine başlanılan 1968 yılından bugüne kadar; 41 milyon nüfusa Avrupa Birliği standartları kalitesinde, bugün için yılda toplam 3,76 milyar metreküp içme suyu sağlanmaktadır. Bir başka deyişle ülkemizin içme, kullanma ve sanayi suyu ihtiyacının yarısından fazlası DSİ tarafından yapılan içme suyu tesislerinden karşılanmaktadır.  

İnşaatı devam edem 46 adet yerleşim yerindeki tesisler tamamlandığında yaklaşık 23 milyon kişiye daha yılda 1,74 milyar m³ içme suyu sağlanmış olacaktır. Plânlama, proje ve inşaat aşamasındaki tesislerin de tamamlanmasıyla yıllık ilave 1,61 milyar m3 içme suyu daha temin edilmiş olacaktır. 33 ilde yapımı tamamlanmış olan 75 adet arıtma tesisinden yılda 2,81 milyar m³ AB standartlarında arıtılmış su üretilerek halka sunulmaktadır. Ayrıca 17 ilde inşaat ihale süreci ve/veya inşaatları devam etmekte olan arıtma tesisleri tamamlandığında yıllık ilave 500 milyon m³ arıtılmış su sağlanmış olacaktır.

Su potansiyelimizin tamamının etkin bir şekilde değerlendirilmesi için gelecek planlarınız ile ilgili bilgi alabilir miyiz?

Su potansiyelimizin ektin kullanımı ve bir damla suyumuzu dahi değerlendirmek adına 7 bölgemizi de ilgilendiren Bölgesel Gelişim Projelerini hayata geçirdik.

GAP, KOP, DAP ve DOKAP dışında TRAGEP, EGEGEP, AKDENİZGEP, ORTA ANADOLU GEP, BAKGEP ve MARMARA GEP’i başlattık. 

Diğer bölgesel projelerle birlikte 2019 yılına kadar 175 milyar TL’lik yatırım yapacağız. Bu projelerle adeta bölgelerimizi şaha kaldıracağız.

Bu projeler kapsamında;

  • 1.811 baraj ve gölet,
  • 2.413 sulama tesisi,
  • 666 HES,
  • 313 içmesuyu tesisi,
  • 29 atıksu arıtma tesisi,
  • 5.857 dere ıslahı yapacağız.

DSİ’nin gelecek hedefleriyle ilgili bilgi verir misiniz?

-25 Adet Akarsu Havzasının tamamının master planının güncellenmesi,

-Halihazırda 165 milyar m3 olan depolama tesislerinin tamamının bitirilerek kapasitenin 200 milyar m3’e yükseltilmesi,

-Hidroelektrik enerji kapasitemizin 180 Milyar kWh’ye çıkarılması

-Hâlihazırda yukarı havza tedbirleri alınmış dere ıslahları, taşkın koruma tesisleri ve benzeri taşkın önleyici ve düzenleyici tüm su yapılarının sayısının 6.513’ten 10.000’e çıkarılması,

-2016 Yılı sonu itibarıyla sulamaya açılan 6,4 milyon hektarın (Köy Hizmetleri ve Halk Sulamaları dahil) ekonomik olarak sulanabilir alan olan 8,5 milyon hektara çıkarılması,

-Tüm sulama sistemlerini modern sulama sistemine dönüştürerek (yağmurlama, damla) salma sulamaya son verilmesi, -Atıksu sektöründe, ülke genelinde içme suyu temin edilen baraj havzaları ile nehir havzalarını kirleten atık suların toplanıp arıtılarak bertaraf edilmesi çalışmalarının sürdürülmesi hedeflenmektedir. Ayrıca, ileri biyolojik atık su arıtma tesislerimizin işletme maliyetlerini azaltmak hedeflerimiz içindedir.