Geleceğe hazır bir şirket olabilmek için çalışmaya, yatırıma devam edeceğiz
Pandemi sürecine rağmen global pazarda büyümeyi hedefleyen Otokar, 50’den fazla ülkeye yaptığı ihracatla uluslararası pazardaki yerini güçlendiriyor. Ürün ihracatının yanı sıra küresel pazarda ortak ürün geliştirme, yerel iş ortaklıkları ve teknoloji transferi gibi farklı iş birlikleri oluşturarak fırsatları değerlendirdiklerinin altını çizen Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, bugünü ve gelecekle ilgili beklentileri dergimize aktardı.
Pandemi süreci ve yansımaları ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Türkiye de dahil olmak üzere tüm dünya, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir süreçten geçiyor. Kısa sürede dünyanın dört bir yanını etkisi altına alan Covid-19’un ekonomik ve sosyal kalkınmaya büyük etkileri oldu. Yayımlanan Dünya Ticaret Örgütü (WTO) verilerine göre ticaret hacmi, 2019’a kıyasla değer bazında yüzde 2,9 azalarak 38,1 trilyon dolara geriledi. Covid-19’un Nisan 2020 itibariyle küresel çapta verdiği hasarın 8,5 trilyon dolara ulaştığı söyleniyor. Tüm bu gelişmelere baktığımızda 2020 global anlamda zor bir yıl oluyor. Fakat yavaş yavaş da olsa normalleşme süreci için çalışmalar başladı. Alınan önlemlere uyarak, tedbiri elden bırakmayarak en kısa sürede iyileşeceğimize inanıyoruz.
İstihdamın korunması için önlemler alınmaya çalışıldığı bir dönem yaşanmaktadır. Konu ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
Otokar olarak Koç Topluluğu’nun en önemli sermayemiz insan kaynağıdır felsefesi ile hareket ediyor, hizmet verdiğimiz sektörlerde nitelikli insan kaynağımız ile ön plana çıkıyoruz. Salgınının en başından itibaren koronavirüs salgınının etkisini azaltmak, yayılmasını engellemek, öncelikli olarak çalışanlarımızın sağlığını korumak ve işimizin devamlılığını sağlamak için gerekli önlemleri almaya başladık. Pandemi kapsamında, acil durum planları oluşturduk, ilgili hazırlıkları yaptık. Şirket içinde ve dış paydaşlarla ilerleyen operasyonlarda önlem odaklı aksiyonlar aldık, düzenli iletişim halinde olduk.
Normalde tek vardiya olan çalışma şeklimizi iki vardiyaya böldük. Her vardiyada çalışan sayımızı en az seviyede tutacak şekilde üretime devam ediyoruz. İşleri uzaktan çalışma modeline uygun çalışanlarımız da evlerinden çalışmaya devam ediyor. Tüm üretim alanlarımızda ve ortak alanlarda sosyal mesafeyi koruyabilmek için her türlü önlemi aldık. Servislerden, soyunma odalarına, yemekhaneden mola alanlarına kadar her ortamda en üst seviyede hijyen ve kişisel korunma önlemleri devreye alındı. Kişisel hijyen için gerekli olan dezenfektanlar, maskeler dağıtılmaya devam ediliyor. Fabrika girişinde ve gün içerisinde çeşitli alanlarda termal kameralarla ateş ölçümü yapılıyor. Önleyici tüm tedbirleri çok sıkı bir şekilde uyguluyoruz.
Savunma sanayinde edinilen tecrübelerin farklı alanlarda kullanıldığı bir döneme girdik. Bu konudaki düşüncelerini alabilir miyiz?
Savunma sanayi sektörü, yürüttüğü çalışmalar ve Ar-Ge yatırımları ile bugüne kadar birçok sektörün geleceğine ışık tuttu. Covid-19 sürecinde de bu yatırımların ve nitelikli iş gücü kaynağının başarısını hep birlikte deneyimledik. Sağlık ve savunma sektörlerinde geliştirilen bazı temel teknolojilerde ortak çalışmalar başladı. Bu adımların önümüzdeki dönemde diğer sektörlerde de uygulanmasıyla birlikte yeni başarı hikayelerine hep birlikte şahit olacağız.
Önümüzdeki dönem öngörüleriniz ve gelecek planlarınız ile ilgili bir değerlendirme yapar mısınız?
Kurulduğumuz günden itibaren ülkemize ve kullanıcılarımıza duyduğumuz sorumlulukla pek çok başarılı projeyi hayata geçirdik. Ülkemiz savunma sanayiini yurt dışında başarılı bir şekilde temsil etmeye devam ediyoruz. Otokar olarak global pazarlarda büyümeyi hedefliyoruz. Fikri mülkiyet hakları kendimize ait ürünlerle bugün ülkemiz başta olmak üzere 35’ten fazla ülkede askeri araçlarımızın 50’den fazla kullanıcı tarafından aktif olarak kullanılması bizim için en büyük gurur kaynaklarından biri. Ürün ihracatının yanı sıra global pazarlarda ortak ürün geliştirme, yerel iş ortaklıkları, yerel üretim, teknoloji transferi gibi farklı iş birliği fırsatlarını da değerlendiriyoruz.
Yerli teknolojilerin önem kazandığı bir dönemde Otokar’ın bu hususta aldığı yol ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
Otokar, kendi teknolojisini geliştirerek ürünlerinde yerli ve milli kimlik özelliğini korumayı hedefler. Bu, şirket vizyonumuzda da tanımlanmıştır. Fikri mülkiyet hakları kendimize ait ürünler geliştirmek için Ar-Ge faaliyetleri büyük önem taşıyor. Son 10 yılda ciromuzun yüzde 8’ini Ar-Ge faaliyetlerine ayırdık. Şirketimizin son 10 yıllık Ar-Ge harcaması 1,1 milyar TL’ye ulaştı. Her yıl bu yaklaşımımızdan taviz vermeden tasarım, geliştirme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kurulduğu günden bugüne, Türkiye’de ilk bilgisayar destekli tasarım uygulamasını gerçekleştiren, Türkiye’nin ilk taktik tekerlekli zırhlı araç üretimini yapan, ilk özgün paletli zırhlı aracını üreten Otokar’ın Ar-Ge kabiliyetleri ve imkanları bugün dünya çapında tanınıyor. Elbette bu imkan ve kabiliyetler sektörümüzde öncü ürünler ortaya çıkarmamıza vesile oluyor. Türkiye’nin tek milli kara sistemleri üreticisi olarak, geçtiğimiz yıl yeni teknoloji ve uygulamaları ürünlerimize yansıtma konusunda önemli adımlar attık. Ürün gamımıza Akrep II zırhlı araç ailesini ekleyip, Türkiye’nin ilk elektrikli zırhlı aracı Akrep IIe’nin lansmanını yaptık. Sadece yurt içinde değil, yurt dışında da fark yaratan ürünler ortaya koyuyoruz. Geleceğe hazır ve geleceğe yön veren bir şirket olabilmek için çalışmaya, yatırıma devam edeceğiz.
Güncel projeler ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
Mevcut sözleşme ve siparişlerimiz doğrultusunda çalışmalarımıza ve teslimatlarımıza devam ediyoruz. Savunma sanayiinde kara sistemleri alanındaki kullanıcılarımızın farklı ihtiyaç ve beklentilerini analiz ediyor, mühendislik kabiliyetlerimiz ve üstün Ar-Ge imkanlarımız ile bu ihtiyaçları yanıtlayabilecek çözümleri hızlı şekilde geliştiriyoruz. Bugün 32 binden fazla aracımız 35’in üzerinde ülkede görev yapıyor. Farklı coğrafyalarda, zorlu iklim koşullarında ve riskli bölgelerde aktif olarak hizmet veriyor. Sahip olduğumuz deneyim, kabiliyetlerimizle birlikte, ürünlerimizin başarılı performansları yeni alımlar için en önemli referans oluyor.
İhracatın daha da önem kazandığı bir dönemden geçmekteyiz. Otokar’ın bu alanda son dönem çalışmaları ve beklentileri ile ilgili neler söylemek istersiniz? Türkiye’nin yabancı ortağı olmayan, tek milli kara sistemleri üreticisi olarak Sakarya’da tasarlayıp ürettiğimiz zırhlı araçlarımızı 35’ten fazla ülkeye ihraç ediyoruz. 2019 yılında savunma sanayii ihracatımızı bir önceki yıla kıyasla iki katına çıkardık. Kullanıcı beklenti ve ihtiyaçlarını en iyi şekilde analiz edip bu doğrultuda üretim yaptık. Global ölçekteki konumumuzu hızla yukarı taşımak, ülkemizin savunma sanayiini yurt dışında başarılı bir şekilde temsil etmek için büyük bir gayretle çalışmaya devam ediyoruz. Otokar olarak, sadece yurt içinde değil, yurt dışında da fark yaratan ürünler ortaya koymaya devam edeceğiz. Geniş ürün gamımız, teknolojimiz, tasarım ve mühendislik kabiliyetimiz ile global markalar arasındaki yerimizi daha da kuvvetlendirmeyi hedefliyoruz. Yurt dışındaki büyümemizi yeni başarılarla taçlandırmak, yurt dışı iştiraklerimiz ile ortak ürün geliştirme, yerel iş ortaklıkları, yerel üretim, teknoloji transferi gibi farklı iş birliği fırsatlarını da değerlendirmeyi arzu ediyoruz. TEMMUZ 2020