Gıda güvenliği bir ihtiyaç değil, zorunluluktur
Pandemi süreciyle birlikte gıda güvenliği yeniden gündeme gelirken, bu konuda Tarım Bakanlığı’da yeni yönetmeliklerle sektöre yön veriyor. Balparmak olarak 40 yıldır tüketicilere güvenilik bal sunduklarının altını çizen Altıparmak Gıda Yönetim Kurulu başkanı Özen Altıparmak, sorularımızı yanıtladı.
Virüsle ilgili yaşanan süreçte sizin bir değerlendirmenizi alabilir miyiz?
Tüm dünya koronavirüs pandemisi nedeniyle hassas bir süreçten geçiyor. Biz de Balparmak olarak bu süreçte başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere tüm yetkili mercilerin açıklamalarını dikkatle takip ediyor, yönlendirmelerini hassasiyetle uyguluyoruz. Ülkemizde evden çalışma sistemi çok fazla uygulanan bir yöntem değildi ama şirketler de çalışanlar da bu sisteme hızlıca adapte olarak işlerini sürdürmeye devam ediyor. Tabii bir de üretim tarafı var. Diğer gıda şirketlerinde olduğu gibi işimiz gereği, temel gıda ürünlerinin başında gelen balın ve insan sağlığına yönelik ürünlerimizin, ülkemiz insanına ulaşması için tüm tedbirleri alarak çalışmaya devam ediyoruz. Özellikle gıda şirketlerinin bunu yapmasının bir görev olduğunu düşünüyoruz. Gıda ve hijyen ürünlerindeki talebin artışı da bunu bir kez daha doğruluyor.
Yaşanan bu süreç gıda güvenliğini bir kez daha ortaya koydu. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Gıda güvenliği bir ihtiyaç değil zorunluluk. Piyasaya arz edilen tüm gıdalar AB uyum yasaları ile şekillenen ve devletimizin ilgili mercilerinin denetlediği kodeks ve güvenilir gıda kriterlerine uygun olmak zorunda. Ülkemizde de bu anlamda ilgili bakanlıklarımız çok önemli adımlar atıyor, sürekli denetimler gerçekleştiriyor, ürünlerinde taklit ve tağşiş tespit edilen firmaları teşhir ederek toplumu da bilgilendiriyor. Biz de Balparmak olarak tam 40 yıldır, kalite kontrol kabiliyetlerimiz ve uzman personelimizle özenle seçtiğimiz, ambalajladığımız arı ürünlerini gıdaların güvenilirliği kapsamında tüketicimize ulaştırmayı iş ortaklarımızla beraber sürdürüyoruz. Gıda güvenliği ve hijyeni, hem işimiz hem gücümüz hem de sorumluluğumuzdur.
Bağışıklık sistemini güçlendirici ürünlere bu süreçte talebin arttığı gözlemlenmektedir. Bu konuda sizin yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?
Bu konudaki adımlarımızı koronavirüs sürecinden çok önce attık. Çünkü Balparmak olarak sektörümüzde farklılaşmanın yolunun inovasyon ve Ar-Ge’den geçtiğine inanıyoruz. Bu çerçevede sektörümüze ilkleri katmak, yenilikçi ve katma değerli ürünler geliştirebilmek adına inovasyon ve Ar-Ge’ye sürekli yatırım yapıyoruz. Öncelikli amacımız 100’den fazla parametrede analiz ederek doğallığını ve saflığını koruduğumuz balı, yine doğal ve sağlıklı diğer arı ürünleriyle bir araya getirerek tüketicimizin ihtiyacına yönelik yenilikçi ürünler geliştirmek. Balparmak Apitera serimiz ve su bazlı saf Balparmak Propolis ürünümüz de bu bakış açımızın bir yansıması…
TÜBİTAK destekli araştırma projemiz kapsamında geliştirdiğimiz özel bir teknolojiyle, ham propolisten, antioksidan kapasitesi ve toplam fenolik madde miktarı yüksek, alkol içermeyen, suda tamamen çözünen, saf propolis ve sudan oluşan standardize propolis elde ettik. Çok kısa bir süre önce de propolisi antioksidan içeriği yüksek bir arı ürünü olan çam balı ile buluşturarak Balparmak Apitera Propolis’i tüketicilerin beğenisine sunduk. Balparmak’ın yeni ürünü çam balı ile tatlandırılan Apitera Propolis, ister bir içecek ya da yiyeceğe ilave edilerek ister direkt olarak tüketilebiliyor. Her iki ürünümüz de etken maddesi yüksek ve %100 yerli propolis içeriyor, tek kullanımlık özel ambalajı sayesinde hijyenik kaldığı gibi, hava ve ışıkla temas etmediğinden etken maddelerini de daha iyi koruyor.
Bu süreçte talebin arttığı ürünlerde bir başka sorunun da ani fiyat artışları olduğu belirtilmiştir. Bu konuda sizin ürünlerinizde fiyat artışları yaşandı mı?
Serbest piyasa koşulları ve rekabet hukuku gereği müşterilerimize sadece bağlayıcı olmayan tavsiye satış fiyatları önerebiliyoruz. İçine bulunduğumuz bu dönemde Balparmak olarak ürünlerimizde herhangi bir fiyat artışı yapmadık.
Gelinen noktada artık dünyayı yeni bir dönemin beklediği belirtiliyor. Bir üretici olarak gelecekle ilgili öngörülerinizi aktarır mısınız?
Bu dönemde tüketicilerin alışveriş alışkanlıkları değişti ve online alışverişe yöneldiler. Bu durum önümüzdeki yeni dönemde de bu şekilde ilerleyecek, dijital dünyaya ayak uyduramayan markalar, şirketler geride kalacak. Dijitalleşme süreci daha da hızlanacak. Ayrıca bal ve diğer arı ürünlerinin önemi tüketici nezdinde daha da iyi kavrandığı için bu trendin yükselerek devam edeceğini öngörüyoruz. MAYIS 2020