Havacılık ve Savunma Sanayi Firmaları ESBAŞ’ta Bir Araya Geldi

ESBAŞ ile Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği Savunma ve Havacılık Sektöründeki Milli ve Yerli Sanayimizin Küresel İş Birlikleri ile Geliştirilmesi Konferansına katılımın yüksek olması, ülke ekonomisine olan güveni gösterdi.

Havacılık sektöründe böylesine nitelikli bir konferans gerçekleştirmenin önemini aktaran ESBAŞ CEO’su Faruk Güler, bu çalışmaları her yıl daha etkili hale getireceklerine vurgu yaparak sorularımızı yanıtladı.

Gerçekleştirdiğiniz ‘Savunma ve Havacılık Sektöründeki Milli ve Yerli Sanayimizin Küresel İş Birlikleri ile Geliştirilmesi Konferansı’ ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Ülkemizde Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde havacılık sektörü hızla ilerliyor. Bu doğrultuda Türkiye’de savunma ve havacılığın yerli ve milli bir şekilde kuvvetlenmesi ve ilerlemesi, yerli ve milli sanayiyi geliştirmek için küçük ve orta boy işletmelerin daha iyi bilgi ve teknolojilerle teçhiz edilmeleri gerektiğine inanarak burada üç gurubu bir araya getirmeye çalıştık. Bir yıllık bir çalışmanın neticesinde sektörün temsilcilerini biraraya getirebildik. Bu çerçevede yurtdışından savunma ve havacılık alanında söz sahibi olan yabancı firmaları İzmir’e getirdik. Burada Airbus, Boeing, GE, Rolls-Royce’un yanı sıra, TAI, TEİ, Aselsan, Havelsan, Roketsan, Kale Havacılık gibi şirketler ve ana firmalara üretim yapan büyük şirketler yer aldı. Bunun yanı sıra ülkemizde sektörün öncülüğünü yapan, çekim merkezi olan ve şirketlerimizin gelişimini sağlayan Savunma Sanayi Başkanlığı da konferansımızı destekledi. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin hepsi bu konferansa katıldı. Diğer taraftan gelişmekte olan firmalarımız katılım sağladı. Dolayısıyla amacımıza ulaştığımızı söyleyebilirim. Benim hayatım boyunca katıldığım en katma değerli toplantılardan biri olduğunu söyleyebilirim.

Havacılık sektörünün gelişimi diğer taraftan nitelikli insan kaynağımızın gelişmesine de katkı sağladığını söyleyebilir miyiz?

Nitelikli insan kaynağımızı geliştirdiği gibi teknolojinin gelişimini de sağlıyor. Dünyada da bu böyledir. Dünyada havacılık ve savunma alanındaki gelişim, teknolojilerin diğer alanlarda da gelişmesini sağlamıştır. Dolayısıyla buralardan yetişecek olan mühendisler, başka alanlarda da üretim yapacak başarılı şirketlerin doğmasını sağlayacaktır.

ESBAŞ’ın son dönemde yatırımcılara yeni yatırım alanları sunduğunu gözlemliyoruz. Bu konuda bilgi verir misiniz?

Doğrudur. Şuan itibarı ile dört ayrı parselde inşaatlar devam ediyor ve 18-20 civarında yatırımcıya ihtiyacımız var. Bu yatırımcıları da yakın zamanda bulabileceğimizi düşünüyoruz. Bunun için yurtiçinde ve yurtdışında çalışmalarımız devam ediyor.

ESBAŞ açısında 2019 yılı nasıl geçti?

2019 yılı içerisinde gelişim arazisi ile ilgili çalışmaları bitirdik. İngiliz bir firma yatırımını tamamladı, bu yıl içerisinde üretime başlayacak. Şuan itibarı ile üç tane yabancı şirket var, onlarında kısa zamanda yatırım yapacağını umut ediyoruz. Mevcut yerde ise yazılım şirketlerine kucak açtık ve bu sektörün önümüzdeki dönemde çok daha fazla katma değerli işler yapacağını düşünüyoruz. Önümüzdeki yıl için yazılım ve bilişim firmalarını çağıracağımız bir konferans üzerinde çalışıyoruz. Yapay zekâ konusunda ülke olarak hızlı davranmamız gerekiyor.

Dövizdeki dalgalanma yatırımcıyı nasıl etkiliyor?

Reel ekonominin içerisindeki aktörleri, dövizin düşük ya da yüksek olmasından çok, kurdaki oynaklık etkiliyor. Reel ekonominin içerisinde olan yatırımcı için bu olumsuz bir durumdur. Reel ekonomi dışında para ile oynayarak para kazanmaya çalışanlarında bu noktada yatırımcıya zarar verdiklerini söyleyebiliriz.

Ülkemizde yeni ortaya çıkan bir başka konu da yeni nesil serbest bölgeler. Bu konuda da ilgili bakanlığımız ihtisas serbest bölgeler oluşturmak istediklerini ifade ettiler. Konu ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Anladığım kadarıyla belli sektörlerdeki firmaları bir araya getirip desteklemek istiyorlar.Ülkemiz ölçeğinde bu yapı küçük serbest bölgeler halinde hayata geçirilebilir. Biz karma ve büyük bir serbest bölge olmamamıza rağmen Ege Serbest Bölgesini 28 yılda doldurabildik. Bu örnekten yola çıkarak küçük olmasının daha etkin olmasını sağlayacağı kanaatindeyim. OCAK 2020