Kalite bizi bir adım öne çıkarıyor
Zenginleştirilmiş omega 3 kavramını Türkiye’ye getiren firma TAB İlaç, kuruluşundan itibaren pazarda elde ettiği başarılarla adından söz ettiriyor. 2011 yılında kurulan TAB İlaç’ın başarılarının altında yatan gerçeği ve şirketin gelecek ile ilgili planlarını okuyucularımızla paylaşan TAB İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Aytekin PAHSA sorularımızı yanıtladı.
TAB İlaç hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?
TAB İlaç, 2011 yılı Şubat ayında kuruldu. Yirmi yıllık ilaç sektörü tecrübemizi kendi şirketimiz için kullanmaya karar verdik. Yaklaşık yirmi yıl önce ilaç sektöründe tıbbi mümessil olarak çalışmaya başladım. Hemen hemen her kademede Türkiye’nin büyük birçok şehrinde görev yaptım. Tıbbi mümessillik, bölge müdürlüğü, ürün müdürlüğü, tanıtım müdürlüğü, satış müdürlüğü, pazarlama müdürlüğü, fabrika müdürlüğü, genel müdürlük görevlerini icra ettim. En sonunda da kendi şirketimizi kurmaya karar verdik, şirket sahibi olarak Türk ilaç sektöründe var olmaya çalışıyoruz.
Ürün portföyünüzden bahseder misiniz?
Biz OTC alanında faaliyet gösteriyoruz. Ağırlıklı olarak besin destek gruplarımız var. Omega 3 ürünlerimiz var. Kadın doğum anne sağlığına yönelik ürünlerimiz var. Eklem-diz sağlığına yönelik destek tedavi ürünlerimiz var. Ayrıca şirketimizin yeni satın aldığı reçeteli ödenen ilaç grupları da 2018 yılı içerisinde pazara vereceğiz. Ödenmeyen reçetesiz ürünlerimizin yanına, devlet tarafından ödenen ürünleri de 2018 yılı içerisinde portföyümüze ekliyoruz. Bu ürün grubumuz kardiyoloji üzerine olacak. Yine Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı dermatolojiye yönelik ürünlerimiz var, bu ürünlerimizde 2018 yılı içerisinde pazarda olacağız.
Zenginleştirilmiş omega 3 kavramını Türkiye’ye getiren firmayız. Bizden önce Türkiye’de çok sayıda omega 3 vardı. Biz girdiğimiz bu pazarda basit bir omega 3 yapmadık. Yaptığımız tüm omega 3’leri zenginleştirdik. Ayrıca ilk yerli krill yağını pazara sunan ilk firmayız. Bunun dışında omega 3’ü D vitaminiyle, K2 vitaminiyle zenginleştirdik. Yani portföyümüzdeki omega 3’lerin hepsi insan hayatının her dönemine hitap eden ve oldukça etkili, zenginleştirilmiş ürünlerdir.
Piyasadaki ürünlerle karşılaştırdığın da ürünlerinizin farklılıkları nelerdir, kısaca anlatır mısınız?
Bizim ürünlerimiz şu an bulundukları pazarlarda ilk 3’ün içerisinde yer alıyorlar. Beş yıllık bir şirket için bu büyük bir başarı. Bunun sebebi kullandığımız hammaddenin kalitesidir. Ürünlerimiz alanındaki kendisini kanıtlamış patentli ve etkinliği bağımsız kuruluşlar tarafından gösterilen hammaddeleri kullanıyoruz. Mesela bir idrar yolları enfeksiyonuna sattığımız Ürinonvef isimli Cranberry içeren bir ürünümüz var.Cranberry örnekleyecek olursak Hindistan’da 18-20 dolar iken biz patentli Cranberry kullanıyoruz. Dolayısıyla kilogram fiyatı beş kat artıyor, yaklaşık 100 Euro’nun üstüne çıkıyor. Biz bu maliyete ürünümüzün etkinliği için katlanıyoruz tüm ürünlerimiz için böyledir. Yani bizim ürünlerimizin içerisindeki hammaddelerin hepsinin tedarikçileri kendilerini kanıtlamış patentli, etkili, güvenilir ürünlerdir. Tabi bu da bizi piyasadaki rakiplerimize göre bir tık öne çıkarıyor.
Ürünlerimizi kardeş şirketimiz olan Vefa İlaç üretiyor. Dünyanın sayılı doğal destek ürünlerini üretebilen önemli bir üretim tesisidir, GMP sertifikası vardır. Özellikle omega 3’ler için azot altında üretim yapmak çok önemlidir. Bunu Türkiye’de yapabilen tek tesistir, ürünler azot altında özel atmosferde üretiliyor. Böylelikle hava ile teması engellenerek okside olması önleniyor. Bizde ürünlerimizi bu tesiste ürettiriyoruz. Bu ürünlerimizin kalitesini arttırmakta ve doğal olarak da etkinliğine de yansımaktadır.
Mevcut markalarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Şu anda 14 ayrı ürünümüz ve sekiz markamız var. 2018 yılında piyasaya yeni ürünler vereceğiz. Biz 2017 yılında lansman yapmadık, ürünlerimizin tanıtılması ve pazarlama faaliyetlerinde bulunduk. 2018 yılı bizim için yeni ürünlerin pazara verileceği bir dönem olacak. Çok etkili bir magnezyum üzerinde çalışıyoruz markamız Magnimore çok iddialı bir şekilde piyasaya girecek. Piyasada çok sayıda magnezyum oksit ya da magnezyum sitrat içeren ürün vardır. Fakat bunların bilimsel olarak kanıtlanmıştır ki bioyararı çok düşüktür. Magnimore içerisinde patentli ve klinik olarak etkinliğini kanıtlamış yeni bir magnezyum tuzunu kullanacağız. Türkiye de ilk olacak. TAB İlaç’ın önemli farklarından bir tanesi de bilime ve kaliteye inanmasıdır. Biz ürettiğimiz ve sattığımız her ürünü kendimizde kullanıyoruz.
Ürünleriniz kaç noktaya ulaşıyor?
Türkiye’de pazarlama faaliyeti yürüten bir satış ekibimiz var. TAB İlaç şu anda 60 kişilik bir ekip ve Türkiye’de OTC çalışan ekipler içerisinde anlamlı bir sayıya ulaştı. Türkiye’de yaklaşık 33 ilde arkadaşlarımız doktor ve eczane ziyaretleri yapıyorlar. Çünkü biz bulunduğumuz alanda bizim markalarımızın doktor ya da eczacı tavsiyesi olmadan kullanılmasını istemiyoruz.
OTC’nin Türkiye’deki geleceğini nasıl görüyorsunuz?
OTC olarak baktığımız zaman çok genç bir pazardan bahsediyoruz. Belki de henüz başlangıç aşamasındayız, şu an bile bir pazardan bahsetmek çok güç. Bunu söylerken Amerika, Almanya, Japonya ile kıyaslıyorum. Bu ülkeler dünyanın en büyük OTC pazarlarını oluşturuyor. Avrupa’nın diğer ülkeleriyle de kıyasladığımız zaman OTC Türkiye’de henüz başlangıç seviyesine. Türkiye’de şu anda pazarı domine eden dört ana firma var. TAB İlaç bu dört firmadan birisidir. İnanıyorum ki bu dört firma Türkiye’deki OTC pazarını oluşturacak dinamiği yaratacaktır. Tabi bunun için zamana ihtiyacımız var. Çünkü bu ciddi anlamda sermaye isteyen bir pazardır.
Şu an eczanelerimizde dermokozmetik dediğimiz çok geniş alanı kaplayan, hak etmediği bir durumda olan bir olgu var. Eczaneler bu dermokozmetik ürünlerden para kazanmıyor olmalarına rağmen prestij için bu ürünlere yer açıyorlar. O dermokozmetik firmalarının çok az satan çok pahalı ürünleri belki eczanede ayda üç tane beş tane sattığı ürün rafta yer kaplar. Zaman içerisinde eczacının insan sağlığına katkı sağlayan OTC ürünlerine destek vererek daha fazla yer açmaları gerektiğine inanıyorum. Fakat dermokozmetik firmaları Türkiye’de OTC firmalarından daha önce faaliyete geçti ve daha büyük bir alan kapladılar. Şimdi yavaş yavaş eczacılar matematiği kurarak denklemi doğru okuyarak OTC ürünlerin sayısını arttırmaktadır. Çünkü bu ürünlerle hem eczaneler para kazanıyorlar hem de halkımız kolay hastalanmıyor. Devletimiz ve milletimiz için daha maliyetli olan hastalığa yakalanıp iş gücü kaybını önlemiş oluyorlar. Yani OTC’nin güçlenmesi devletimiz ve milletimiz için faydalıdır. Daha az hastalanacağız, devlet daha az para ödeyecek ve genel sağlığımızı biz kendi cebimizden finanse edeceğiz. Halk olarak buna alışacağız. Yavaş yavaş ülkemiz zenginleşiyor, ülkemiz dünya ölçeğinde de büyük bir ülke. Artan gelir seviyesi, insanlarımızın daha kaliteli yaşama isteğini canlandırıyor.
Gelecekte OTC alanında hangi ürünleri göreceğiz?
Zenginleştirilmiş ürünler göreceğiz. Yıllarca OTC dendiği zaman akla her zaman basit ürünler geldi. Bu ürünler bize yıllarca OTC ürünler diye gösterildi. Zenginleştirmek, TAB İlaç ile Türkiye pazarında gündeme gelen bir kavramdır. Biz ilk önce omega 3’leri zenginleştirmekle yola çıktık sonra yumurta kabuğu zarını zenginleştirdik ve şimdide magnezyum üzerinde çalışıyoruz. Önümüzdeki dönem de probiyotik alanda ürünlerimiz olacak Zenginleştirilmiş, bioyararımı arttırılmış, kullananlara daha fazla fayda sağlayan ürünler OTC’de yol açacak, lider olacak ürünler olarak görüyoruz.
OCAK 2018