Kaliteli eğitimin temelinde öğretmen yer alır
Eğitim anlayışları farklı olsa da bu farklı eğitim anlayışlarının gelecek inşası ile ilgili bir öngörü ile hareket ettikleri söylenilebilir. Bu gelecek inşası çerçevesinde ise eğitim kuruluşlarına ayrı bir parantez açılması gerekir Bu parantezi açmak için bir araya geldiğimiz AREL Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Üyesi Münevver Gözükara, önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de özel okul işletmecilik oranı 2016 yılında % 7 seviyesini geçti. Büyüme ile ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz?
Özel okulculuğun büyümesi ve özel okullara olan talebin özellikle son yıllarda artmasının en önemli nedenlerinden biri devletin teşvik uygulaması oldu. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu yaklaşım özel okul işletmeciliğinin büyümesinin yanı sıra devlet okullarının yükünün hafifletilmesini de amaçlayan bir uygulama oldu. Teşvik sayesinde, birçok aileye özel okullarda eğitime erişim imkânı sağlandı. Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı’nın teşvik uygulamasını çok önemsiyoruz.
AREL Koleji hakkında bilgi alabilir miyiz? Eğitimdeki farklılıkları neler?
AREL Koleji bir IB okuludur. 27 yıldır Türkiye’nin en başarılı eğitim kurumlarından biriyiz. Bizim sistemimizde merkezde öğrenci vardır, bunun dışında her şey eğitimin yardımcı materyalidir. Uyguladığımız öğretim yöntemi tamamen çocuklara özgüven veren bir sistemdir. Uluslararası bir okul olmak için 10 sene çalıştık ve pek çok aşamalardan geçerek otorize alabildik. Biz 8 yıldır IB otorizasyonuna sahibiz. Anaokulundan üniversiteye yaşam boyu eğitim veren AREL Eğitim Kurumlarında, uyguladığımız uluslararası eğitim anlayışıyla, bilgiye ulaşmayı bilen, teknolojiyi araç olarak kullanan, kendini sürekli geliştiren ve en önemlisi iletişim kurabilen ‘dünya insanı’ gençler yetiştiriyoruz. Ayrıca sınavlara hazırlıyoruz. TEOG ve YGS-LYS sınavlarına öğrencilerimizi hafta sonu kursları, yoğunlaştırılmış destek programları, çok sayıda deneme sınavı ve yayın takibi yaparak hazırlıyoruz.
Öğrencilerinizin iyi bir yabancı dil eğitimi almaları için yaptığınız çalışmalardan söz edebilir misiniz?
Uluslararası program uygulayan bir okul olarak yabancı dil öğretiminde IB’nin bize çok yararı oldu. Yabancı dil bizde anaokulundan itibaren devreye giriyor. Günümüzün çocukları 36 aydan sonra zaten eğitilme ihtiyacı gösteriyor. IB kapsamında aynı Türkçe öğretiminde olduğu gibi okuma parçalarıyla, hikaye kitaplarıyla çocuğun konuşmasını, okumasını, yazmasını ve duymasını öğretme yöntemini benimsedik. Böylece İngilizce farklı konularla da işlenerek pekiştiriliyor. Yabancı dil eğitimi Türk ve ‘native speaker’ öğretmenler rehberliğinde yapılıyor. Yabancı öğretmen sayısını uygun tutuyoruz. Çocukların yabancı bir öğretmenden telaffuzu kapmaları bizim için çok önemli. Öğrenci merkezli eğitim ve öğretimi benimsiyoruz. Yabancı dil eğitiminde Türk ve yabancı öğretmen kadromuzla yoğun İngilizce’nin yanı sıra ikinci yabancı dil olarak Almanca ve İspanyolca eğitimi de veriyoruz. AREL Koleji’nden mezun olan öğrenciler, İngilizce öğretim yapan fakültelerin hazırlık sınıflarını atlayarak lisans programlarına devam edebilecekleri İngilizce seviyesine sahip oluyorlar. İkinci yabancı dilde de derdini anlatacak seviyeye geliyorlar.
Öğretmen kadronuzu oluştururken hangi kriterleri gözetiyorsunuz?
Aldığımız her öğretmeni eğitiyoruz. Bizde eğitim okul açılmadan bir ay önce başlar ve okulun açık olduğu, öğretmenin okulda olduğu sürece bitmez. Öğretmeni eğitmeden, yetiştirmeden çocuğa ulaşmamız çok zor. Onun için biz öğretmene yatırım yapıyoruz.
Üniversite ve TEOG sınavlarında okulunuzun başarısı hakkında bilgi verebilir misiniz? Öğrencilerinizi sınavlara nasıl hazırlıyorsunuz?
Çocukları sınava hazırlarken, biz okul olarak ezberletmeye değil kavratmaya çalışıyoruz. Eğitim ve öğretime yaklaşımımızı ‘öğrenci merkezli’ bir anlayışla, her bireyin farklı olduğunu kabul ederek belirliyoruz.
Sınav başarılarımız gayet iyi, üniversiteye yerleşemeyen veya Anadolu lisesine giremeyen öğrencimiz yok. O konularda hiçbir kaygımız yok. Öğrencilerin üniversitelere yerleştirme oranları yüzde 100’lere varıyor. Türkiye’nin başlıca üniversitelerinden Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ gibi değerli üniversitelere yerleşiyorlar. TEOG sınavında bu yıl çok iyi bir başarı oranımız var, netleşmediğinden şuan açıklayamıyorum ama iyi bir başarı yakaladığımızı söyleyebilirim.
Okulunuzda spor, sanat ve kültürel faaliyetler adına ne gibi çalışmalar yapılıyor?
Okulumuzda öğrencilerimize spor, sanat ve kültürel alanlarda gelişim sağlayabilecekleri ve yeteneklerini sergileyebilecekleri tüm imkânlar sunuluyor. Çok amaçlı AREL Spor ve Kültür Kompleksimizde tüm spor dallarındaki çalışmaların yanı sıra çok önemli kültürel etkinlikler düzenleniyor. Çeşitli kulüp çalışmaları uzman eğitimciler rehberliğinde kendi dersliklerinde gerçekleştiriliyor. Öğrencilerimizin yıl boyunca yaptıkları deneyimlerini, gözlemlerini ve bakış açılarını yansıtan sanat çalışmaları da önemli kültür merkezlerinde ve okulumuzda sergileniyor. Tüm bu çalışmaların sonucunda öğrencilerimiz bu yıl Modern Pentatlon dalında Türkiye 2.liği ve Türkiye 8.liği, Yüzme dalında Türkiye 5.liği, İstanbul 1. 2.ve 3.lüğünün yanı sıra voleybol, masa tenisi, satranç ve hentbol dallarında da İlçe 1.liği gibi önemli dereceler aldılar. Ayrıca okulumuzda bir çok derece kazanmış sporla yakından ilgilenen öğrencilerimize spor kulübü bünyesinde lisanslı sporcu olma imkânı sunuluyor. Hafta sonları da gitar, keman ve piyano gibi enstürmanların eğitimini vermeye devam ediyoruz.
Özel okul sayılarının artmasıyla oluşan rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Okul sayısının artması ülkemizin zenginliğini, toplum olarak eğitime verdiğimiz önemi, dolayısıyla kendi deyimimle ülkemizin geliştiğini gösterir. Ayrıca rekabet ortamı okullar arasında eğitimi en iyi yapmalıyım çabasını arttırır.
Ülke olarak eğitim-öğretim konusunda en büyük eksikliklerimiz nelerdir? Kaliteli öğretmen en önemli eksiğimiz. Kaliteli eğitimin temelinde öğretmen yer alır. Burada devlet mutlaka okullardaki eğitim kalitesini görüp öğretmenlerin kalitesini artırması lazım. Öğretmen başarısı artmadan öğrenci başarısını arttıramayız. Ayrıca, bir öğretmenin iyi olup olmadığını belirleyen çok sayıda faktör var. TEOG sistemi bu konuda kullanılabilir. TEOG sınavıyla bakanlığımız her okulun, hatta her öğretmenin başarısını görebilir. Başarısı düşük öğretmenleri eğitime alabilir. Eğer öğretmenler istenilen başarıyı sağlamamışsa, eğitimlere alınabilirler, onlar için yaz kampları kurulabilir, farklı zamanlarda üniversiteler bu konularda yardımcı olabilirler. Sonuçta öğretmen eğitimlerinin çok iyi verilmesi gerekiyor.