Türkiye’de Kıyı Tesisleri Sorumluluk Sigorta Limitleri çok yetersiz

Beşinci yılını geride Türk P&I Sigorta, piyasada önemli bir boşluğu doldurdu. Kuruluşundan buyana yapılan çalışmalarla ilgili bilgi almak için bir araya geldiğimiz Türk P&I Genel Müdürü Ufuk Teker, sorularımızı yanıtladı.

Türk P & I Sigorta olarak 2019 yılıyla ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz? Uluslararası pazardaki uzun vadeli hedeflerinizi ve yabancıların Türk P & I Sigorta’ya ilgisini aktarır mısınız?

Türk P&I Sigorta kuruluşu üzerinden 5 yıldan biraz daha fazla bir zaman geçti. Bu sürece, bazı açılardan bakıldığında çok uzun bir süre olduğunu düşünebiliriz ama bazı açılardan bakıldığında ise çok kısa bir süreç olduğu açıktır. Biz P&I çalışmalarımıza başlarken ilk 15 yılımızı planladık ve hedefimize giderken de bu rotaya sadık kalmaya çalıştık. Tabi sizin çizdiğiniz rotanın sizi hedefe götürmesi kadar dış etkenlerde çok büyük önem arz etmektedir. Nasıl ki bir gemi seferi esnasında hem fırtınalar ile karşı akıntılar ile gecikme yaşarsa bazen aksi de olur olumlu gelişmelerden de etkilenir. Burada tabi ki kaptanın öngörüleri çok büyük önem arz etmektedir. Havanın ve denizin durumuna göre rota tashihleri yapmak hedefe sizi bazen daha önce ulaştırmaktadır.

Bizler Türk P&I ekibi olarak sadece kendi şirket içi işlerimizle ilgilenmeyip tıpkı gemi kaptanının hava durumunu okuması örneğine benzer şekilde dünya sigorta piyasasındaki olumlu olumsuz gelişmeleri çok yakından takip etmekteyiz. Bu sayede yaptığımız analizler ile Lloyds piyasasındaki risk Kabul iştahının düşmesine paralel olarak kendimize bir avantaj sağlamak için çalışmalarımızı hızlandırdık. Sigortacıların faliyet göstermesi için hayati önem taşıyan yıllık anlaşmalar yapması gerekmektedir. Kendi müşterilerimize teminat sağlarken reasünans anlaşmaları ile taşıdığımız risklerin belli bir bölümü dağıtılmaktadır. 2019 yılı başında yapmış olduğumuz öngörümüz; armatörlerden bazılarının sigorta teminatı bulmakta zorluk yaşayacağı bir döneme girileceğiydi. Sonuç olarak beklentilerimiz gerçekleşti. Londra sigorta piyasası daraldı ve çok seçkin armatörler bile teminat bulmakta zorlandı. Bu sayede TürkP&I olarak çok seçkin filolara teminat verme şansı yakaladık. Şirketimiz uluslararası piyasada teminat sağlama yeteneğine sahip olduktan sonra dağıtım kanalları ve portföy çeşitliliğine sahip olmuştur.

Gelecek dönemde şirketin uluslararası bir marka olması ve bu anlamda tanıtımının yapılmasını sağlamak üzere ajandamızı revize etmiş bulunmaktayız. Ayrıca uluslararası piyasalarda müşterileri kontrol eden broker firmalar ile yakın ilişkiler kurmak için de zamanımızı yönetmeye başlamış bulunmaktayız.

Türk P & I Sigorta olarak uluslararası alana açıldınız, bu sürecin size ve ülkemize katkılarını aktarır mısınız?

Yaptığımız işe baktığımız zaman satılan ürünün finansal garanti sağlamak olduğunu ve üzerine katma değer olarak ise bilgi birikimimizi eklemekteyiz. Yani ürünümüz aslında iş yapma bilgisidir. Bence ülkemizin asıl hedeflediği bilgi ihraç ederek katma değer sağlayarak döviz getirme şansını yakalamak bizim için büyük önem arz etmektedir. Getirdiğimiz döviz miktarının artarak gelişmesi için tüm imkânları seferber etmeye büyük önem veriyoruz.

Öte yandan kuruluşumuz öncesinde doğrudan yurtdışında mukim sigortacıların sağladığı teminatlar için armatörlerimizin ödediği primler iç piyasada kalmaya başlamıştır. Özetle hem sigorta teminatımızı ihraç edip hem de iç pazarda millilik oranını arttırıyoruz. Bunun bizim en büyük başarımız olduğunu söyleyebiliriz.

Ülkemizde çevre kirliliği sürekli gündeme gelmektedir, son olarak İzmir’de yeniden petrol sızıntısı ortaya çıktı. Bu konuda ülke olarak nasıl önlerler alınabilir, sizin kıyı tesislerinin sigortası konusunda yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?

Deniz araçları sebebi ile oluşan kirlilikler ve bu kirliliklerin olabilecek en üst düzeyde temizlenmesi ve doğal hayatın olabildiğince geri getirilmesi herkesin ana konusu olmalıdır. Biz sigortacılar ise bu temizlik işlemlerinin organize edilmesi ve teminat çerçevesinde masrafların ödenmesini sağlamaktayız. Ayrıca P&I sigortacıları kirlilik oluşmadan önce de hasar önleyici faaliyetlerde bulunulmaktadır. Olası durumları ortadan kaldırmak, personelin bilgilendirilmesi, yerel ve uluslararası mevzuat konusunda sigortalılarımız sürekli bilgilendirilmekte hatta ikaz edilmektedir.

Deniz ve kıyıların kirlenmesi konusunun diğer bir boyutu ise Kıyı Tesisleri kaynaklı kirliliklerdir. Kıyı Tesislerinin çevreyi kaza sebebi ile kirletmeleri durumunda ise “Kıyı Tesisleri Yasal Sorumluluk Sigortası” P&I sigortası yerine geçmektedir dersek uygun olacaktır. Teminatların içeriği birebir birbirini karşılamasa da hiç yoktan iyidir diyebiliriz. Fakat deniz ve kıyı temizlik işlemleri çok maliyetli ve hassas işlemlerdir. Dolayısıyla ile maliyetli işlemlerdir. Şu anda Türkiye’de Kıyı Tesisleri Sorumluluk Sigorta Limitlerinin çok ama çok yetersiz olduğunu söylemek isterim. Acilen bu limitlerin belki 50 katı oranda arttırılması durumunda güncel ihtiyaçları karşılayacak seviyelere yaklaşabileceğini söyleyebilirim.

Deniz sigortacılığında ülkemizdeki bilincin arttığını söyleyebilir miyiz, bu konuda yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?

Sigorta bilincini arttırmak tek başına bir şirketin yapabileceği bir şey diyemeyiz. Bu konu mutlaka bir devlet politikası olmak zorundadır. Özellikle sorumluluk sigortalarının muhatapları ve mağdurlarının 3.şahıslar ve çevre olduğunu düşündüğünüz zaman bu konuda önlem alınması gerekliliği sonucuna da doğrudan ulaşabilirsiniz. Örnek vermek gerekirse, herhangi bir deniz aracına binen bir yolcu o deniz aracının ne tür bir teminatı olduğunu ve limitlerini kontrol edemez veya herkesin bu kontrolü yapmak istediği bir ortamı hayal ederseniz ortaya çıkacak kargaşayı düşünebiliyor musunuz? O yüzden kamu menfaatini ilgilendiren hadiseleri mecburi sigorta kapsamında teminat altına almak gerekir ve idarelere bu konuda büyük görev düşmektedir.

Yakın zamanda yolcu taşıyan teknelerde yayınlanması için hazırladığımız bir güvenlik videosunu sigortalılarımıza ücretsiz olarak kullanmaları için sunuyoruz. Amacımız havayolu taşımacılığında yayınlanmakta olan güvenlik videolarının benzerini deniz taşımacılığında uygulamaya sokarak yolcularımızı deniz aracındayken nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilgilendirmeye çalışmaktır. Bu tip bilgilendirme çalışmalarımızı hem kamu menfaati içeren konular ile ilgili hem de profesyonel taşımacılık ile iligli konularda arttırarak devam ettireceğiz. 

Boat Show fuarı yapılmaktadır, yapılan fuarla ilgili gözlemlerinizi aktarır mısınız ?

Boat Show fuarları hem ülke ve bölge tanıtımı hem de amatör denizciliğin geliştirilmesi için büyük önem arz ettiğini düşünüyorum. Fuar organizasyonları genel bir standard içerisinde olduğu için ben hoşnutum. Keşke bu tip fuarlarda daha çok yerli üretim tekneler olsa ve kendi markalarımız tüm dünya da boat show’larda daha fazla yer alsa. Bizim markalarımız aslında Mega Yat segmentinde dünya çapında söz sahibi olmakla beraber bir takım yabancı markaların daha az özellikli olmasına rağmen çok daha yüksek fiyatlar ile satılıyor olmasını da gözlemlediğimi belirtmek isterim. Umarım orta sınıf ve amatör denizcileri hedefleyen teknelerin de daha fazla yerli markaların hakimiyetine geçeceği ve pontoonların Türk yapısı tekneler ile dolu olduğu günleri görmeyi çok arzu ederim. KASIM 2019