Kanal Riva Projesi bölgeye değer katacaktır

Tarımdan, turizme, çevre düzenlemesinden Beykoz halkının gelir artışına kadar birçok alanda hayati bir proje olması beklenen Kanal Riva Projesi, bölgeye yeni bir hayat vermesi bekleniliyor. Yapılması planlanan projeyi titizlikle yürüttüklerini belirten Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ve Beykoz Belediyesi Başkan Yardımcısı Dr. Mimar Salih Elmas, sorularımızı yanıtladı.

Beykoz’da 90’lı yıllarda da belediye başkanlığı yaptınız. O günden bugüne Beykoz’daki değişimi aktarır mısınız?

1994-99 yılları arasında ben Beykoz’da belediye başkanıydım. O günden bugüne çok şeyler değişti. O yıllarda Beykoz’da mülkiyet konusunda %10 civarında bir mülkiyet vardı, bugün ise %90 civarında bir mülkiyet söz konusudur. Bugün devletin verdiği tapular var o günlerde ise bu tapular yoktu. 1995 yılında Beykoz bölgesini doğal sit alanı ilan etmeleriyle birlikte bizi çok zorlu bir süreç ile baş başa bıraktılar. Yine o yıllarda % 10-12 civarında imar vardı. Şu anda ise yeni mahallelerimizde çalışmalar yapılıyor ve ortalama % 80 oranında imar verebiliyoruz.

Bu imar artışı Beykoz’un yapısını bozar mı?

Tabi ki amacımız Beykoz’un yapısını bozmak değildir. Biz diğer ilçelerde olduğu gibi bir gelişimi istemiyoruz. Öyle olursa Beykoz, Beykoz olmaktan çıkar. Boğaz kanunları bir bakıma Beykoz açısından şansızlık gibi görülse de bir bakıma da kendi değerlerimizi bu yasa ile koruduğumuzu söyleyebilirim.

Beykoz’da yüksek katlı binaları bulamazsınız. Bu konuda hassasiyet göstermişiz. 4-5 katlı binaların üstünde binalarımız yoktur. Fakat çevre ilçelerimizde yüksek katlı binalar nedeniyle Beykoz halkı iç çekerek bizde neden bu yapılanmaların olmadığını sorguluyor. Fakat oradaki yaşamların bekledikleri yaşamlar olmadıklarını gördükçe de Beykoz’daki yaşamın daha iyi olduğunu belirtiyorlar. Yine de imar konusunda biraz daha iyileştirilirse gelecek neslinde burada yaşaması sağlanabilir. Yine diğer ilçelerin yine ekonomik olarak gelişirken bizim daha geri kalmamız da insanlarımızı üzüyor. Fakat zamanla bu bölgenin böyle kalkasının da önemli olduğunu anlayacaklardır.

Sayın Salih Elmas, Riva projesinin bitmesiyle birlikte Beykoz’da da ekonomik gelişim bekleniliyor, özellikle tarımda organik üretimden bahsediliyor. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Riva kanalı aslında bölgenin gelişimi ve imarı belirlemesi açısından büyük önem taşımaktadır. Başkanımızın önderliğinde DSİ’nin diğer projelerde olduğu gibi ezbere bir çalışma yapmayıp sürdürülebilir bir kalkınmaya teşvik edecek bir proje haline getirdik. O manada Başkanımız Hollanda’da da bir çalışmaya katıldı ve uluslararası çalışmalarla elde edilmiş bir fikir çalışma var elimizde. Tabi ki bu fikir bizim için de referans alındı. Bu durum da ezber bozan bir çalışmayı beraberinde getirdi. Normal şartlarda Riva Kanal Projesi 32 km’lik bir alanı kapsıyor. Bunun bir kısmında geleneksel yöntemde ıslah projesi gerçekleşti. Geriye kalan 17 km kısmında da başkanımızın önderliğinde konsept bir çalışma hazırlardık. Bu çerçevede baktığınızda aslında yetkiler belediye de değildir, normal şartlarda dere ıslah çalışmaları DSİ projeleridir. Başkanımız bu felsefeyi ilçemize kazandırmak amacıyla DSİ’den yetki aldı. Burada birden fazla kurul ve kuruluşun var olması gereken ve iyi bir organizasyonla yürütülmesi gereken bir projedir. Tarım bu işin bir parçası, kanalın ıslahı, taşkınların önlenmesi, su güvenliği, çevre düzenlemesi gibi işin birçok yanı bulunuyor. Bu açıdan da teknik üniversiteden de destek alıyoruz. Yine proje kapsamında 5 tane gölet öneriyoruz. Yine kalkınmayı teşvik edecek çalışmalar yapılacaktır. Tarım açısından bakacak olursak organik tarım biraz iddialı olabilir, çünkü şehir merkezinde üretim yapıyorsunuz, fakat ekolojik tarım olabilir.

Salih Bey, bu noktada Koltek Müşevirlik firması da tüm çalışmanın nasıl yapılması gerektiğini mi ortaya çıkartacak?

DSİ’den Beykoz Belediyesi olarak biz yetki aldığımız için ihalesini belediye olarak biz yaptık. İhaleyi Koltek Müşavirlik firması kazandı. Firma bu derede ne kadar unsur var ise hepsinin incelemesini yapacak. Burada tek bir disiplinle hareket edemeyiz. Mülkiyet kavramından, birçok unsura kadar bakılması gerekiyor. Buradaki amaçlarımızdan biri de Beykozlu vatandaşların arazilerine de katma değer oluşturacak bir projeyi ortaya çıkarmaktır. Bu dengeyi bozmadan bir projeyi ortaya çıkarmak istiyoruz.

Salih Bey, bu proje ile birlikte turizm açısından da bölgenin gelişeceği belirtiliyor. Otel yatırımları tarım alanlarına zarar verebilir mi?

Turizm sadece Riva üzerinde değil, tüm Beykoz üzerinden konuşmak gerekiyor. Çünkü doğal sit alanı ilan edildiğimiz için yapacağımız çalışmalarında onlara uygun olması gerekiyor. Bu konuda şuanda bizde doğru bilgileri topluyoruz. Bugün sit alanı ilan edilmeyen en uzak bölgemizdeki bir mahallede dahi çalışma yapılırken birçok kurumdan bilgiler alıyoruz ve çalışmamızı öyle tamamlıyoruz. Bu bölgeyi turizme açacağız dediğimizde kendi isteğimizle açamıyoruz. Bu konuda Tarım Bakanlığı’nın izinleri gerekiyor. Bakanlığın görüşleri üzerine bizde bu çalışmaları yapacağız. Tabi ki bölgenin daha fazla kalkınması için bölge güzelliğinin herkes tarafından kullanılması gerekmektedir. Şuanda fiili olarak turizm bölgelerimiz bulunuyor. Buradaki çalışmada tabi ki doğayı tahrip ederek, kurumların verdikleri görüşleri yok sayarak hareket etmemiz mümkün değildir.

Beykoz bölgesinde bir proje yapılmak istendiği zaman hemen ormanlarımız gidiyor şeklinde haberler yapılıyor. Belediye başkanı olarak bu projede ise bu kuşkuları yok edecek unsurlar bulunuyor mu?

Beykoz Belediyesi olarak şimdiye kadar hiçbir projemizde ormanla ilgili endişe duyulacak bir projemiz olmadı.  Fakat Beykoz’un dışında olan belirli basın kuruluşları sanki bu bölgenin hamisi gibi hareket etme alışkanlığı edinmişler. Hâlbuki burada bizler yaşıyoruz. Burada yaşayan insanlar Beykoz’u diğer ilçelerde yaşayan insanlardan daha fazla seviyor. Hiçbir projemizde ormanla ilgili kaygılar duyulmadı. En son Yavuz Sultan Selim köprüsüyle ilgili de çok şeylerden bahsedildi. Kuş yolları kaybolacak denildi, ama hiçbir şey olmadı. Bu köprü yapılırken kesilen ağaçların üç misli ağaç dikildi. Orman Genel Müdürlüğü de bu rakamları tek tek açıkladılar. Burada hiçbir orman kaybı yaşanmadı. İlçemize gelen farklı kuruluşlarda bu bölgeye sürekli ağaç dikmektedir.  Daha öncesinde Beykoz’da ağaç oranı %80 oranında ise yapılan ekimler sonrasında bu oran %83 seviyelerine yükseldi. Çünkü sürekli ağaçlar dikiliyor. Burası bize emanettir ve bu bölgeyi herkesten fazla korumak ve savunmak bizim görevimizdir.

Bu proje bittiğinde Beykoz’un artık bir Avrupa şehri olacağını söyleyebilir miyiz?

Bu kanal bittiğinde küçük teknelerin içinde yüzeceği ve bölgeye seyahat edebileceğiniz bir yapı ortaya çıkacaktır. O zaman da Venedik tarzında daha etkin bir bölge ortaya çıkmış olacaktır. Şuanda Venedik giderek ekonomik sıkıntılar yaşıyor ve su yollarında da sorunlar yaşıyorlar. Bu açıdan Beykoz Riva Kanal Projesiyle onları da geçecektir.  Bu açıdan kazanımlarımız çok olacaktır. Bu kanalın Beykoz’a katacağı değerle birlikte ilçemizden çıkan insanların da geri geleceğini düşünüyorum. Ciddi derecede turist çekeceğimizi düşünüyorum.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın proje ile ilgili desteğini aldınız mı?

Cumhurbaşkanımız konuyu bilebilir. Biz bu projeyi kendilerine anlatmadık. Bunu DSİ veya Orman Bakanlığı anlatmış olabilir. Fakat projeyi bizden dinleyebilirlerse daha farklı bir yaklaşım ortaya çıkacaktır. Çünkü biz bu projeyi kendi evladımız gibi görüyoruz ve projenin adım atması için heyecanla takip ediyoruz. İnşallah bizde bu evladımızı sağlıklı bir şekilde büyütüp topluma kazandırmayı başaracağız.

Projenin bitmesiyle ilgili öngörünüz nedir?

Projelendirme süresi 600 gün olarak öngördük ve ihalesini yaptık. Daha sonrasında da uygulama kısmı olacak. DSİ bu konuda gündeme alacak.

Bölgede Galatasay’ın Riva Projesi bulunuyor, yaptığınız bu çalışma da onların projesi de değer katar mı? Onlara da değer katacaktır. Onların projesi üzerinde bir köprü var ve projeyi üstlenen grup şuanda köprü çalışmasını yapıyor. Aynı zamanda Kanal Riva projesinin geriye dönük olmayacağının bir göstergesidir. Burada dereden karşıya geçmek için bir köprüyü onlar yapacaklar bir tane de biz çalışma yapacağız.