Keşmir Meselesine Ekonomik Ve  Enerji Politik Ağırlıklı Farklı Bir Bakış

A. Beril TUĞRUL

İstanbul Teknik Üniversitesi –  Enerji Enstitüsü

GİRİŞ 

Keşmir; kadim uygarlıklara kadar dayanan derin bir tarihi olan ve Asya’nın güney (Hint) coğrafyasının kuzeyinde yer alan, önceleri verimli bir vadiyi betimlerken zaman içinde tüm yöreyi tanımlayan stratejik bir bölgedir. Bölge’nin bilinen ilk ismi Sankritçe kökenli Batlamyus Kaspeiria olup, Çinli seyyah Hiuen Tsiang tarafından Kiashimilo olarak, Arapça kaynaklarda ise (bizim de kullandığımız) Keşmîr veya Kaşmîr olarak nitelenmiş, yerli halkın ise Keşir dediği bir yöredir. Bölge; aynı zamanda, bir keçi türünün özellikle sakal kıllarının kullanımı ile dokunan ve dünyadaki belki de en yumuşak ve özel yün kumaşı ile ünlüdür. Söz konusu bu kaliteli yün kumaş, tarihi ipek yolu üzerinden asırlar boyu tüm dünyada tanınır olmuştur. Günümüzde de popülaritesini sürdüren kaşmir, öylesine ünlenmiştir ki; kaşmir denince, bölgeden önce bu kumaş akla gelir olmuştur.

Bölgenin tarihine bakıldığında; bölgeye hakim olmak isteyen pek çok kavim ve devletler olmuştur. Büyük İskender’den, Gazneli Mahmud’a, Moğollar’dan Hintli Mihracelere, Babür Hanlarından Emeviler’e kadar dönemlerinin etkin pek çok gücü bölgeye egemen olmak istemişlerdir. Ancak, birçoğu sert tabiat şartları nedeniyle pek de başarılı olamamışlardır. Başarılı olanlardan önemli biri (bir Türk devleti olan ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan 16 yıldızdan birini temsil eden) Babür İmparatorluğu olmuştur. Babür İmparatorluğu, bölgeyi bir eyalet olarak kendine bağlamıştır. 20. Yüzyılın başında ise bölgede İngiliz hâkimiyeti söz konusu olmuştur.

Hindistan’a Müslümanlığın girişi 8. Yüzyıl olarak belirtilebilirse de Keşmir’e Müslümanlık 14. Yüzyılda etkin olmuş ve bölgenin Babür İmparatorluğuna bağlandığı dönemde ise Müslümanlık kök salmıştır denebilir. Halen Müslümanlık, bölgenin etnoğrafyasını önemli ölçüde etkileyen bir unsur durumundadır.

Keşmir sorunu; 1947’de Müslüman Pakistan ile Hindu ağırlıklı Hindistan’ın iki ayrı ülke olarak bağımsızlıklarını ilan etmesiyle başlamıştır denebilir. Nüfusunun yüzde 90 kadarı Müslüman olan Keşmir’in söz konusu bu iki ülkeden hangisine katılacağına Keşmir halkının referandumu ile belirlenmesi benimsenmişti. Ancak ne var ki bu referandum; isyanlar, protestolar, baskılar ve katliamlarla bir türlü gerçekleşmemiş ve Pakistan ile Hindistan arasında yaşanan dört sıcak çatışmadan üçüne neden olmuştur. Hindistan, yörenin Müslüman çoğunluğa sahip olması nedeniyle referandumun kendi aleyhine sonuçlanabileceği gerekçesiyle halk oylamasına karşı çıkmaktadır. Konuya, Birleşmiş Milletler müdahil olmuş ve ateşkes ilan edilmişse de sonuca ulaşılamamıştır. Hindistan, ateşkes anlaşmasına uymayı reddederek Keşmir’den askerlerini geri çekmemiş ve işgal ettiği bölgeleri “Cammu Keşmir” eyaleti adı altında kendine bağladığını ilan etmiştir. Söz konusu bu eyalet, halen Hindistan’da Müslümanların çoğunlukta olduğu tek eyalet durumundadır. Pakistan ise kendi kontrolü altındaki Keşmir’e “Azad Keşmir (Bağımsız Keşmir)” ve “Gilgit Baltistan” olarak iki özerk bölge statüsü vermiş bulunmaktadır. Halen, Keşmir’in yüzölçümü olarak % 45’i Hindistan’ın, % 35’i de Pakistan’ın ve % 20’si de Çin’in (Aksai Bölgesi olarak) kontrolü altında bulunmaktadır (Şekil 1).

Şekil 1 Keşmir Bölgesi

Son olarak Hindistan ve Pakistan arasında paylaşılamayan Cammu Keşmir için sıcak günler yaşanmış bulunmaktadır. Hindistan’ın, Keşmir hava sahasını ihlal etmesi üzerine Pakistan tarafından Hint uçağı düşürülmüş ve iki pilot hayatını kaybetmiştir.  Nükleer güce sahip, söz konusu bu iki ülke savaşın eşiğine kadar gelmişlerdir. Pakistan’ın emrivakie izin vermeyeceğini ancak gerilimi tırmandırmak ta istemediğini belirtmesiyle şimdilik sağduyu hâkim olmuş görünmektedir.

Keşmir’in Ekonomik ve Enerji Politik Değerlendirmesi

Dünyanın en yüksek sıradağları nitelemesine sahip Himalayalar ile Karakurum, Pir ve Pancal dağlarının uzantısı Keşmir’de birleşmekte ve jeolojik olarak özel yapıya sahip olmasına olanak vermektedir. Keşmir’in yer altı zenginlikleri arasında; zümrüt, yakut, altın, linyit, boksit ve alçı taşı sayılabilir. Himalaya oluşumunun genel zengin yer altı kaynakları potansiyeline sahip olduğu da düşünülmektedir.

Ticaretinin yapıldığı kaşmir kumaşının yanı sıra ipek üretimi de önemlidir ve özellikle ipek halı dokumacılığı öne çıkan bir ekonomik değerdir. Bölge coğrafyasının önemli nehri olan ve Pakistan için de ayrı bir öneme sahip Indus nehri, Keşmir için de Indus’u besleyen kollarla birlikte bölgeye hayat veren bir su kaynağı durumundadır. Dolayısıyla tarım ürünleri Keşmir’in zenginlikleri arasında yer almaktadır.

21. yüzyıl’ın belki de en önemli ekonomik ve enerji-politik projesi; “One Belt One Road –OBOR  (Bir Kuşak Bir Yol)” projesi adıyla anılan Modern İpek Yolu Projesi olacakmış gibi görünmektedir. Önemli ve öncelikli bir yol ve güzergâh olma niteliğini uzun süre taşımış olan Tarihi İpek Yolu’nun yeniden canlandırılması olarak nitelenen söz konusu bu projenin hayata geçirilmesiyle modern ipek yolunun yeniden tarihte olduğu gibi geçtiği bölge ve ülkeler için yadsınamaz avantajlar sağlayabileceği söylenebilir. 

Fazla olarak, günümüzde enerji hatları ile ana yolların birbirini takip ettiği düşünülürse, konunun enerji-politik önemi de kendini göstermektedir. Projenin Çin tarafından lanse edilen nitelemesi “One Belt One Road –OBOR  (Bir Kuşak Bir Yol)” olup, kuşak betimlemesi; projenin ticaret yolunun ötesinde çok daha derin anlamlar ifade ettiğini göstermektedir. Enerji-politik anlamı bu kapsamda öne çıkmaktadır. Nitekim söz konusu bu bölgeler için enerji hatları projeleri de gündemdedir. 

Modern İpek yolu Çin’den Londra’ya uzanan geniş bir bölgeyi birbirine bağlayacak gibi görünmekte ve gerçekleşmesi halinde dünyanın en önemli ticaret yolu olacağını düşündürmektedir. Bu bağlantının hayata geçirilmesi ile olay daha da genişleyebilecek ve tüm dünyayı birbirine bağlayan ticari ve de enerji-politik ağı oluşturabilecektir. Daha şimdiden konuya ilişkin haritalar çizilmektedir (Şekil 2)

Şekil 2 Modern İpek Yolu Uzantısında Olası Dünya Bağlantıları

Bir Kuşak – Bir Yol Projesi”nin genel güzergahı belli olmakla beraber yöresel detay bağlamında geçeceği ayrıntılı geçiş rotası  gelişen şartlarla değişiklik gösterebilecektir. Ancak belli düğüm noktaları olduğu da görülmektedir. Bu düğüm noktalarından biri Hindistan ve Pakistan’ın kuzey bölgesinde olduğu görülmektedir. Bu bölge, sarp ve geçit vermeyen Himalaya Sıradağlarının ilk geçiş verdiği bölge durumundadır. Bu bağlamda stratejik ve lojistik öneme sahiptir.  Dolayısıyla, Orta Asya’nın Hint Okyanusu’na çıkışı için ve de Doğu-Batı ekseninde Modern İpek Yolu’nun geçişine ilişkin düğüm noktası olabilecek niteliktedir.

Bu yöreye bakıldığında Keşmir Bölgesi’nin de burada yer aldığı görülmektedir.  Bir başka deyişle bu durum, Keşmir’i öne çıkarmaktadır. Hal böyle olunca, nükleer güce sahip iki ülkenin sıcak çatışmayı niye göze aldıkları daha anlaşılır olabilmektedir. Öte yandan, bölge küresel güçlerce de izlenmektedir. Dolayısıyla, zaman içinde başta Asya Zirveleri olmak üzere birçok faklı platformlarda da gündeme gelmesi muhtemel görünmektedir. 

Sonuç

Modern ipek yolu projesine ilişkin güzergah ülkeleri, proje bağlamında gelişecek işbirlikleri ve ortak yatırımlar ile yadsınamaz büyüklükte alt yapı projelerinin hayata geçirilmesi söz konusu olacak ve bölge ülkelerinin refahına hizmet edecektir. Bu durum, daha şimdiden büyük rekabet ve çekişmeleri gündeme taşımış bulunmaktadır.

Önemli bir geçiş güzergahı olma potansiyeli olan bir bölge Keşmir olmaktadır. Dolayısıyla bu durum bölgenin iki önemli ülkesi Pakistan ve Hindistan arasında önemli sürtüşmelere neden olmaktadır. Modern İpek yolu projesi olmasa da bölge stratejiktir. Ancak “One Belt One Road –OBOR  (Bir Kuşak Bir Yol)” projesi, bölgenin önemini, pekiştirici bir unsur olarak ortaya çıkarmaktadır.

Öte yandan, bölgede bir diğer önemli aktör Çin’dir. Çin de bölgenin bir kısmında etkindir ve aralarında var olan rekabetler nedeniyle Hindistan’dan  çok Pakistan’ı   destekler görünmektedir. Bununla beraber, bölgede konjüktürel dengeler henüz yerine oturmuş değildir. Ayrıca, Pakistan (Hindistan’a göre) yüzölçümü olarak daha küçük bir bölgede etkin gibi gözükse de müslümanlığın bölgede önemli bir unsur olması nedeniyle bölge halkı ile bütünleşmesi daha olası görünmektedir. Fazla olarak geçiş bölgesi bağlamında önemi olan bir bölge olan Afganistan sınırına da Pakistan özerk bölgesi sahiptir.

Öz olarak belirtmek gerekirse; 70 yılı aşkın bir süredir devam edegiden ve giderek te daha fazla stratejik önem kazanan Keşmir sorununa bölgesel ve uluslararası bir çok aktörün etkin olmaya çalışacağı ve sorunun belki de daha sert biçimde gündeme geleceği söylenebilir. Yazık ki; dünyanın bir çok yerinde görüldüğü üzere bu bölgede de, söz konusu ekonomik ve enerji-politik nedenler perde arkasında tutularak bölge insanlarının ve inançlarının, sorunların esas sebebiymiş gibi öne çıkarılarak sıcak çatışmalı şartlar yaşanabilmektedir.TEMMUZ – AĞUSTOS  2019