Ülkemizin 500 milyar dolar ihracat yapacak potansiyeli var

Kuruluşundan itibaren yeni teknolojiler ile yaptığı yatırımlar sayesinde zirveye çıkan Borubar A.Ş. üretim yaptığı 20.000 metre karelik kapalı alanıyla kabuk soyma, taşlama, sert krom kaplama, indüksiyonla sertleştirme ve honlamaya hazır boru imalatı yapmaktadır. Tüm bölümlerinde sürekli geliştirilen buluşlar ve modern teknikler, yıllar içerisinde kazanılan deneyimle birleştirerek, yüksek kalite standartlarının garantisi haline gelen Honbar, ihracat alanında da önemli rakamlara ulaşmayı başarmış. Bu çerçevede şirketin dış pazarlardaki etkinliği ve gelecek palanlarını okuyucularımızla paylaşan Borubar A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özsivri, ülkemizin dış pazarlardaki potansiyelini gözler önüne serdi.

Ülkemizin gelişimi için ihracat önemli ve bu konuda sizin deneyimlerinizden faydalanmak isteriz. Konu ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Biz ilk ihracat yaptığımız tarihlerde ülkenin ihracatı beş milyar dolar mertebelerindeydi. O dönem tarım ürünlerinin ağırlıkta olduğu bir dönemdi. Hatta bugün de koro halinde tarım ürünleri olmadan Türkiye’nin ihracatının artamayacağını söyleniyor ve ben bunları şaşkınlıkla izliyorum. Tabii beş milyar dolarlardan bugün 170-180 milyar dolarlara geldik. Bizim o dönemde ihracatımız bir milyon dolar civarındaydı, fakat o küçük rakam bile bize büyük hamleler yaptırabiliyordu. O dönemde ihracatın gelişmesi için teşvik ediliyorduk. O dönem daha çok fuarlar vasıtası ile ihracat yapıyorduk. Ancak dünya değişti, iletişim imkanları çok arttı, daha hızlı hareket edebilmenin önemli olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Geçmişte ilk ihracat yaptığımız dönemde faks makinesi yeni çıkmıştı, bugün ise firmamızda faks artık kullanılmıyor.

Geçmiş ile bugün kıyaslaması yaparken ülke ihracatını artırmak için neler yapmamız gerektiği hususunda sizden birkaç cümle alabilir miyiz?

Bu noktada önemli gördüğüm bir husus bir takım aklı evvellerinde üzerinde durduğu tarım ülkesiyiz argümanıdır. Evet tarımda da önemli gelişme sağlayabiliriz ama bu gelişme eski meodlarla yapılan tarımla olamaz. Bu şekilde illa da tarım diyenler Hollanda’yı örnek gösteriyorlar. Fakat Hollanda geleneksel yollarla hiç üretim yapmıyor hatta güneş ışığını bile kendisi üretiyor, fotosentezin 24 saat devamlı olmasını sağlıyor. Acilen bu düşünceden kurtulmamız gerekmektedir. Bizim 170 milyar dolarlık ihracatımızın 18 Milyar Doları tarım sektöründen gelmektedir. Geri kalan ihracatımızın tamamı sanayi üretiminden kaynaklanmaktadır. Bu doğrultuda da sanayimizin geliştirilmesi için çabalamamız gerekmektedir. Bu noktada da bürokrasinin üretimi destekleyici bir bakış açısı içerisinde olması gerekiyor. İhracatı geliştirecek bir diğer husus ise firmaların insan kaynaklarının geliştirilmesidir. Bu noktada ülkede değerli üniversitelerimizin olduğunu ve buralardan iyi eğitim almış geçlerimizin çıktığını söyleyebilirim. Ancak bu gençlerimizin ilk hedefinin devlet olması özel sektör açısında bir handikaptır. Bu handikabın giderilmesi firmalarımızı güçlendirecek, dolayısıyla ihracatın önü açılacaktır.

Sizce Türkiye’nin bugün gerçekleştirdiği ihracat rakamlarının üzerine çıkma potansiyeli var mı?

Türkiye’nin kısa dönemde iki yüz milyar Dolarları aşma potansiyeli var. Fakat ülkemizde ve milletimizde hakim kanaat, biz yapamayız batılılar yapar, biz onların temsilcisi oluruz, müşterisi oluruz şeklindedir. Geçen gün bir habere denk geldim. Haberde yapay zeka ile ilgili dünyadaki sayılı firmalardan biri Türkiye’deymiş, bu konuda çok iyi mühendislerimiz varmış. Bu gelişmeler Türkiye’nin potansiyelini göstermesi açısında önemli örneklerdir. Düşünün bugün insansız hava araçlarımızdan bahsediyoruz. Bu çerçevede ülke neredeyse terörü bitirdi.

Son yıllarda Ar-Ge çalışmalarına önemli destekler verildiğine şahit oluyoruz. Firma olarak bu desteklerden faydalanıyor musunuz? 

Bu konuda herhangi bir teşvik almıyorum. Daha önce bunu deneyimledim ve bu konuda prosedürlerin çok ağır olduğuna kanaat getirdim ve o nedenle de bu hususta bir teşvik almıyorum. Ar-Ge çalışmalarını firma olarak finanse ediyoruz.

Ar-Ge konusunda yaptığınız çalışmalar ile ilgili bilgi verir misiniz?

Biz firma olarak hidrolik silindirler için krom kaplama yapıyoruz. Bunu yaparken yeni bir sistem geliştirdik. Kontinü sistemi geliştirdik. Bu çalışmaları kendi bünyemizde yaptık ve bu çalışma sonucunda kalitemizi dünya standartlarına getirdik. Bu ürünümüz sonrasında ürünümüzün kalitesi ve fiyatını artırmış olduk. Bu doğrultuda da ihracat rakamlarımızın katlanarak artacağını söyleyebilirim. Biz şimdi sert kromlu milde yeni bir çığır açıyoruz. Bu kontinü kaplama sistemi ile müthiş işler yapacağız. Bu sistem bizim sektördeki üretimimizi beşe hatta ona katlayacaktır. Bu çerçevede alanında dünyanın sayılı şirketleri arasına girdiğimizi söyleyebilirim.

Dahilde işleme sistemi içerisinde ihracatçımızın sıkıntılar çektiği hususların olduğunu ifade ediliyor. Sizin bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

Dahilde işleme sistemi ihracatın geliştirilmesi için çok önemli bir sistemdir. Bizim iki imalatımız var bunlardan hidrolik silindirler için çubuktur ve bunun hammaddesini rahatlıkla ülkemizden temiz edebiliyoruz. Ancak hidrolik silindir borusu için Türkiye’de ham madde imalatı yok. Bizim bunu yurt dışından almamız lazım. Bunu yaparken dahilde işleme sistemi içerisinde yurt dışından temin ediyoruz. Dahilde işleme sistemi içerisinde öyle uygulamalar yapıyorlar ki sıkıntı yaşanmaması mümkün değil.  Dahilde işleme rejiminde ayniyat takibini gümrük yapıyor. Bunu yaparken akla ziyan uygulamalarla karşılaşıyoruz. Çelik olarak Ck 45 ithal ettiniz Ck 45 çelik ihraç ettiniğiniz zaman bu durumda ayniyat takibi için maalesef yeterli değil. Bin tonda bulunan çubukların ebatlarının listesini yaptırıyorlar. Enini boyunu listeletiyorlar. Aynı çubuklar olup olmadığını muayene etmek için saatlerce kamyonları bekletiyorlar. İşleme sırasında elbette boyutlamada değişikler oluyor. Üniversiteden ticaret odasından raporlar almak zorunda kalıyoruz. Muhakkak kimyahaneye gönderiyorlar. Çok büyük masraflarımız oluyor. Halbuki bizim gibi ihracatçı firmalardan gümrük idaresinin bu tetkikler için ücret, fazlamesai ve rapor parası almaması lazım. Adeta bize bir çuval pirinci tek tek liste yaptırıp saydırıyorlar. Konuya itiraz ettiğimizde daha ağır yaptırımlar geliyor. Bu sanayici için hem zaman hem de ekonomik kaynak kaybına neden oluyor.

500 Milyar Dolarlık ihracat hedefimiz var. Siz bu hedefi gerçekçi buluyor musunuz?  

Verilecek desteklerden önce bürokrasinin önleyici, caydırıcı, yıpratıcı zulmünün hafiflemesi halinde bu rakamları tutturma potansiyelimizin olduğunu düşünüyorum. Bugün baktığınızda o kadar güzel makineler yapılıyor ki Türkiye’de, potansiyelimizi buraya bakarak görebiliriz.  

TEMMUZ – AĞUSTOS  2019