Müşterilerimizin gelecekte yaşayacağı  gelir kayıplarını engellemek adına çalışan bir şirketiz

Her geçen yıl hem kendini geliştiren hem de portföy büyüklüğü ile pazarda emin adımlarla büyüyen Fiba Emeklilik ve Hayat A.Ş. 2019 yılı başında gerek büyüme gerekse karlılık anlamında belirlediği hedeflerinin üzerinde bir oranla 2 milyar liralık fon büyüklüğüne ulaştı. Bu sebeple hedef tutturma açısından 2020 yılında daha cesur bir performans göstermek adına bizlere cesaret veren bir tablo oluşmuştur.

Ülke ekonomisi ve piyasalar açısından çalkantılı geçen 2018 yılını, şirket satın alma ve portföylerini büyütme yılı olarak tamamlayan Fibaemeklilik, 2019 yılında yakaladığı büyüme hızı ile dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Sektör  ve Fibaemeklilik ile ilgili değerlendirmelerini bizlerle paylaşan Genel Müdür Erol Öztürkoğlu’ndan gelecek planlarını dinledik.

Fiba Emeklilik ve Hayat A.Ş. şirketinin 7 yıllık tarihiyle sektörde artık tecrübeli bir oyuncu olduklarının altını çizen Erol Öztürkoğlu, “2018 yılı şirket devralma ve yeni bir yol haritası belirlemekle geçti. Dolayısıyla, ilk zamanlarımızda oldukça fazla mesai yaparak hem devraldığımız portföy müşterilerimizi tanımaya hem de kendimizi anlatmaya çalıştık. Yola çıkarken belirlediğimiz strateji ve müşterilerimizle kurduğumuz doğru iletişim sayesinde sıkıntılı bir sürecin yaşandığı 2018 yılını hasarsız atlatarak iki şirketin birleşmesiyle 1+1’i 3 yaptık. 2019’a baktığımızda, birleşme sonrasında tüm müşterilerin iletişimi tamamlandı. Bütün müşterilerimizle tek tek iletişim kurup onlara tasarruflarının güvende olduğunu ve ileriye dönük planlarımızı anlattık. Bununla birlikte, mevcut teknolojik altyapımızı daha da geliştirerek, sektör geneline baktığımızda pazar payı alan bir oyuncu olarak hem şirketimizi geliştirdik hem de karlı bir performans sergiledik. Her geçen yıl hem kendini geliştiren hem de portföy büyüklüğü ile pazarda emin adımlarla büyüyen Fiba Emeklilik ve Hayat A.Ş. 2019 yılı başında gerek büyüme gerekse karlılık anlamında belirlediği hedeflerinin üzerinde bir oranla 2 milyar Liralık fon büyüklüğüne ulaştı. Bu sebeple hedef tutturma açısından 2020 yılında daha cesur bir performans göstermek adına bizlere cesaret veren ve yol gösteren bir tablo oluşmuştur.” dedi.

Dijitalleşmeyi günümüzün olmazsa olmazı olarak gören şirketlerden birinin de Fiba Emeklilik ve Hayat A.Ş. olduğunu vurgulayan Öztürkoğlu, “15 yıl önce böyle bir yapıdan söz etmiyorduk. Ama bugün geldiğimiz nokta da hayatımızın bir parçası olan dijital olgu, artık yaşamımızın her alanında olduğu gibi sigorta kavramında da yerini almış durumda. Fiba Emeklilik ve Hayat A.Ş. şirketinde de bu bakış açısı hakim.

Bu konuda Fiba Emeklilik ve Hayat A.Ş Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu sözlerine şu şekilde devam etti:

“Şirket olarak baktığımızda 700 acentemiz, iş birliği yaptığımız 4 banka ve 12 portföy yönetim şirketiyle çalışmamızın yanı sıra, bünyemizdeki personel kadromuzun işleyişini çoğunlukla dijitalleşmeyle yürütüyoruz. Bugün sektör içerisinde, gerek Hayat gerekse Bireysel Emeklilik alanındaki işlemleri uçtan uca web sayfası üzerinden yürütebilen tek şirketiz. Biz Fiba Emeklilik ve Hayat A.Ş. olarak kendimizi dijital altyapı bakımından geliştirirken, aynı zamanda müşterilerimizi de dijital platform yoluyla daha katılımcı olma konusunda yönlendiriyoruz” dedi.

Gerek Hayat gerekse Emeklilik sisteminde insanlar, Fiba Emeklilik ve Hayat A.Ş. şirketini neden tercih etmeli sorumuza “Müşterilerimiz birikimlerini güvende hissetmek, kendileriyle ilgilenilmesini, tasarrufunun daha iyi yönetilmesini  istiyorlarsa Fibaemeklilik’e gelmeleri gerekir.” şeklinde özetleyen Erol Öztürkoğlu, “Çünkü biz tüm bu saydıklarımın güvencesini veren, büyük tasarruf küçük tasarruf diye bakmadan tüm müşterilerimize aynı samimiyet ile yaklaşan, müşterilerinin gelecekte yaşayacağı  gelir kayıplarını engellemek adına çalışan bir şirketiz.” dedi.

Önce bireysel, sonra katılımcı  ve son olarak da zorunlu hale gelen Bireysel Emeklilik Sistemi üzerine konuşulması gereken çok şeyin olduğunu ifade eden Erol Öztürkoğlu, Tamamlayıcı Emeklilik konusunda hızlı pozisyon alıp içinin doldurulması gereken bir durum olduğunu belirtirken, “Yeni sistemler piyasaya yeterince ve doğru bir şekilde anlatılmadığı zaman, her ne kadar iyi bir şey yapmaya çalışsanız da olayın negatif tarafı daha fazla etkili olup, olumsuz bir gelişme yaşanmasına neden olabiliyor.  2017’de devreye alınan ‘Bireysel Emeklilik ve Otomatik Katılım’ gerek piyasa için gerekse vatandaşlarımız için çok yerinde ve güzel bir sistem. Devlet katkılı Bireysel Emeklilik Sisteminin ilk uygulanmaya başlandığı 2013 yılında 1,3 milyon kişiye ulaşan sistem, o dönem için oldukça ciddi bir çıkış yakalamıştır. Sonrasında dönem dönem azalmalar yaşansa da devlet desteğinin sağlanmasıyla 2017 yılına kadar yaklaşık 4 milyon kişinin katılımıyla bir büyüme etkisi sağladı. Otomatik Katılım’ın getirilmesiyle, 2 yılda 5.7 milyon kişiyi Bireysel Emeklilik Sisteminin içersine dahil edilmiştir. Bugün bakıldığında, eğer ki Otomatik Katılım  uygulanmamış olsaydı, 2 yılda sisteme dahil edilen 5.7 milyon sayısına ancak 5 – 6 yılda ulaşılabilinirdi. Böylelikle hem zaman hem de ekonomimizin ihtiyacı olan fon yaratmada ciddi kazanımlar olmuştur. Zorunlu katılımı bir çok yönüyle eleştirebilirsiniz. Daha farklı planlamalar yapılabilirsiniz ama geldiğimiz nokta itibariyle 7 milyar TL fon büyüklüğüne ulaşılmış ve 5.7 milyon kişi sistemin içerisinde ve katkı payı ödüyor, ödemeye devam ettikçe matematiksel olarak hızlı bir büyüme sağlanmaya devam edilecektir. Geçtiğimiz 3 yılın muhasebesini yaptığımızda, yaratılan sistemde mevcut durumdan çok daha ileriye gidebilirdik, bunun için atılması gereken küçük adımlar atılmadığı için toplum genelinde olumsuz fikirler oluşmasına neden oldu. Devlet, Otomatik Katılım ile vatandaşına yarınları için tasarruf yapmaya zorlamıştır. Bu son derece yerinde bir uygulama olmasına karşın, evet çok aşama kaydettik ama  yeterince anlatılamaması nedeniyle sistem, olması gerektiği yere henüz gelemedi.” dedi.

Bireysel Emeklilik Sistemi’nin özüne baktığımızda buradaki amacın vatandaşların bir yandan geleceği adına tasarruf ederken bir yandan da ekonominin ihtiyacı olan fonun toplanması için önemli bir kaynak olarak görülmesi gerektiğinin altını çizen Öztürkoğlu, “Bunu gelişmiş ülkelerin ekonomik verilerine baktığımızda çok açık görmekteyiz ki ekonominin lokomotifleri olarak uygulanan bu tür sistemlerdir. Bireysel olarak baktığımızda, ileride emekli olduğunuzda emekli maaşınızın durumuna göre ortaya çıkacak gelir boşluğunu tamamlayacak geliri şimdiden tasarruf ederek yaratmanız gerekiyor. Gerek devlet gerekse sektör temsilcilerinin ve olaya vakıf akil insanlara Bireysel Emeklilik Sistemini doğru bir şekilde anlatırken, aynı zamanda karşı görüşlerin de sistemin negatif yönünü ortaya atıp eleştirmek yerine negatif yönünün nasıl giderilmesi gerektiğini anlatması daha sağlıklı bir yapı yaratacaktır. Elbette Bireysel Emeklilik Sisteminde düzenlenmesi gereken eksiklikler var. Ancak, bu eksiklikleri ortaya atıp sistemin yanlışlığını söylemek yerine, geleceğimizin teminatı olarak görüp o düşünceyle insanlara anlatılması gerekmektedir” dedi. KASIM 2019