Polonyalılar rasyonel insanlardır
Polonya Türkiye ticari ilişkileri savaş, pandemi gibi olumsuzluklara rağmen gelişmeye devam ediyor. Ticari hedefler doğrultusunda ortaya koyulan çabaların sonucu artan ticari faaliyetler ve Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Sebastian Duda’nın Türkiye ziyareti ile ilgili görüşlerini almak için bir araya geldiğimiz DEİK Polonya İş Konseyi Başkanı ve Ford Trucks Uluslararası Pazarlar Direktörü Ercan Emrah Duman ile pazarın geleceğini konuştuk.
Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Sebastian Duda, Türkiye’ye geldi ve iki ülke ticari ilişkilerinin 8.3 milyar Dolara ulaştığını ve artması için çaba gösterdiklerini belirttiler. İki ülke ticaret hacmi ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan, Polonya ziyaretinde 10 milyar dolarlık bir hedef belirlemişlerdi. O dönemde bu hedefe ulaşmak iş dünyası açısından belki de çok zor gözükmüştü. Fakat yıllar içinde anlaşıldı ki çok iyi belirlenmiş ve doğru bir hedefmiş. Bugün iki ülkenin nüfusuna, potansiyeline ve ekonomisine baktığınızda zaten 10 milyar doların altına düşmemek gerektiğini anlıyorsunuz. Şu anda dış ticaret hacmimiz 8,5 milyar dolara yaklaşmış durumda, emin adımlar ile 10 milyar dolara doğru ilerliyor. 4.674 milyar dolar Türkiye’nin ihracatı, 3.636 milyar dolar da Polanya’dan ithal ediyoruz. Bu ticari ilişkimizde ülkemiz menfaatine, 1 milyar dolar kadar cari fazla oluşmkatadır. Bu açıdan da baktığınızda Polonya pazarı, Türkiye açısından çok önemli hale geliyor. Hem potansiyel açısından önemli, hem de cari fazla veriyoruz.
Bu potansiyel iki ülke ticari hacmi 10 milyar dolara hızla getirir mi?
2022 yılının sonunda ortalama 9 milyar doları beklemekteyiz. 2023 yılında ise 10 milyar dolar hedefini gerçekleştirebiliriz.
Türkiye – Polonya stratejik iş birliği konseyi kuruldu, bu konsey ile birlikte iki ülke kendi içinde farkındalık oluşturabilir mi?
Bu tür çalışmalar iki ülke yatırımcıların ilgisini arttırıyor. Önümüzdeki dönemde, iki ülke bakanları ve iş insanları katılımı ile planlanan iş birliği toplantıları var. Bu tür toplantıların hepsinde iki ülke şirketlerinin ilgisini çekmesi açısından büyük önem taşıyor. Bu farkındalığın arttığını başka gözlemlerle de görebiliyoruz. DEİK seçimlerinde Polonya iş konseyine yeni üyeler katıldı. Bütün yatırımcılar Polonya pazarına ilgi duyuyor. Yatırımcıların Polonya pazarından daha fazla faydayı nasıl oluşturabiliriz şeklinde yaklaşımları var. Örneğin Polonya’dan Almanya’ya, Baltık ülkelerine nasıl açılabiliriz diyorlar. Polonya’dan Almanya’ya, açılmak yatırımcı için ciddi fırsatlar oluşturabilir. Bugün Alman şirketlerde üretimini Polonya’da yapıp, Almanya’ya ihracat yapıyorlar. Bu açıdan Türk firmalar sadece Polonya pazarına ne satabilirim şeklinde değil, bir yandan da Polonya pazarından diğer ülkelere geçiş yapabilir miyim, şeklinde bir düşünce içerisindeler. DEİK Polonya İş Konseyi başkanlığımın ikinci dönemindeyim. İlk dönemime göre bugün firmaların daha fazla Polonya’yı özümsediğini görüyorum.
Bir ülke pazarını özümsemek yatırımcılar açısından önemli bir gelişmedir. Bundan sonraki süreçte iki ülke ticaretini daha fazla arttırmak için mutlaka çalışmalarda yapılacaktır.
Türkiye’deki firmalara ihracat dediğiniz zaman hemen yakın coğrafyalara bakıyor. Balkan ülkelerine bakıyor, fakat balkan ülkeleri ihracat potansiyeli açısından sınırlı bir coğrafya. Sonra İtalya, İngiltere, Almanya, Fransa gibi büyük ekonomilere odaklanıyor. Polonya ise bu kadar büyük potansiyeline rağmen arada gözden kaçabiliyor. Bugüne kadar potansiyeli tam anlamda kullanılmayan Polonya pazarının bugün farkına varılmaya başlandı. Belki Almanya, Fransa ve İngiltere kadar büyük bir pazarı olmayabilir, fakat onlara yakın bir potansiyel bulunuyor. Türk girişimcilerde bu durumun farkına vardıktan sonra şimdi ciddi çalışmalar yapıyor. Şuanda yazılım sektöründe faaliyet gösteren Türk firmalar Polonya’ya ihracat yapıyor. Savunma sanayi alanında çalışmalar yapan firmalarımız var, otomotiv sektöründe iş yapan firmalarımız var.
Polonya’dan Türkiye’ye yatırım yapan firmalarda artış yaşanıyor mu?
Polonya’dan da Türkiye’ye yatırım yapanların sayısı artıyor. Türk firmalarını satın alan firmalar var. Polonya tarafındaki iş adamları da Türkiye’nin potansiyelinden nasıl faydalanırız şeklinde yaklaşıyorlar. İki ülke tarafında da olumlu gelişmeler yaşanmaktadır.
Otomotiv sektöründe de aslında yan sanayi tarafında ortak üretim yapabileceğimiz alanlar var. Ortak sinerjiler oluşturulabilir. DEİK olarak bizde bu süreçte sektörel toplantılar yaparak farkındalık oluşturmak istiyoruz. Geçen yıl otomotiv sanayi ile ilgili toplantılar yaptık. Bu yıl da ilaç sanayinde ortak çalışmalar yapılabilir mi, diye toplantılar yapıyoruz. Bu açıdan sektörel toplantıların daha etkin olduğunu görüyoruz.
Rusya Ukrayna savaşı Polonya ekonomisini nasıl etkiledi?
Polonya ekonomisinin son 4-5 yılına baktığınızda ortalama % 5’lik bir büyüme göreceksiniz. Bu muazzam bir büyümedir. Polonya şuanda gelişmiş ülke statüsüne girdi. Gayri safi milli hasılası kişi başına 16-17 bin dolara geldi. Böyle bir ekonominin yılda % 5 büyümesi demek halkın gelirinin yılda bin dolara yakın artması demektir. Ayrıca Polonya sadece Rusya ve Ukrayna ile ticaret yapmıyor. Ana ticari partneri AB ülkeleri. Bu nedenle savaşın dinamik Polonya ekonomisini sarsacağını düşünmüyorum.
Polonya Cumhurbaşkanı Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili dostça yaklaşıyoruz diye açıklama yaptı. Polonya siyasetindeki kişilerin Türkiye’ye yaklaşımı nasıl?
Sn. Duda’nın Bu söylemi sadece Türkiye’ye geldiği için söylediğini düşünmüyorum. Polonyalılar çok rasyonel ve direk insanlardır. Düşündüklerini ve inandıklarını net bir şekilde söylerler. Kendisinin bu söylemini içten ve inanarak söylediğini düşünüyorum. Zaten bizde iş dünyası olarak Polonya’da iş yaparken bu olumlu yaklaşımı hissediyoruz. Polonya AB’nin çeşitliliğine, düşünce zenginliğine gerçekten inanıyor. Türkiye’nin de bu çeşitlilik ve zenginliğe olumlu katkı yapacağını benimsediğini düşünüyorum.
Türkiye’de yeni nesil Polonya’yı tanıyor mu?
Polonya eğitim anlamında da iyi bir alternatif sunuyor. Özellikle Erasmus programı ile Türkiye’den Polonya’ya eğitim için giden gençlerin sayısı her yıl artıyor. Polonya’da lehçe öğreniyorlar, ülkenin kültürünü anlıyorlar ve orada çalışarak tecrübe edinmek istiyorlar. Bu gelişmenin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Almanya’da Türklerin etkisi nasıl oluştuysa, bu genlerimizde Polonya kültürünü öğrenecek, iki ülke ticaretinde mutlaka farklı bakış açıları geliştirecek, çalıştıkları firmalara bu bakış açısını getirecek veya kendileri birey olarak girişimci olacaktır. Bu programları desteklemek gerekiyor.
Otomotiv sektörü açısından bakacak olursak ticari araçların ihracat tarafında nasıl bir gelişim var?
Otomotiv sektörü olarak talep açısından çok iyi bir dönemdeyiz. Ancak tedarik zinciri yönetimi tüm sektörü zorluyor. Özellikle devam eden çip krizi tüm firmaları zorluyor. Şu anda otomotiv sektöründeki şirketlerin tüm departmanları parça tedarikini takip ediyor. Çünkü parça gelmezse üretemiyorsunuz, üretemezseniz satamıyorsunuz. Diğer yandan ham madde fiyatlarında artışlarda firmalar üzerinde maliyet baskısı yaratmaya devam ediyor..
Otomotiv sektöründe üretim azaldı fakat talep giderek artıyor ve fiyatlarda artıyor. Fiyatların artık sabit olacağı bir nokta olacak mı?
Her firmanın amacı sürdürülebilir şekilde işlerini büyütmek ve topluma, hissedarlarına değer yaratmaktır. Bu döngünün içinde maliyetler artınca firmalarda bunu mecburen fiyatlarına yansıtmak zorunda kalıyor. Nereye kadar fiyatlar artar, sorusunun cevabı zor. Bir noktada arz talep dengesinin dengeye oturacağını düşünüyorum. Çünkü hiçbir ürün ve emtia fiyatı sonsuza kadar yükselmez veya düşmez. Bir noktada dengelenecektir.MAYIS2022