Önümüzdeki birkaç yıl çok önemli projelerimizin sonuçlanacağı yıllar olacak
Atak helikopterimizde Faz-2 versiyonunu bu yıl içinde ilk kez teslim edileceğini aktaran T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, “Akıncı TİHA ve Anadolu Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemimizi bu yıl sonunda hizmete alacağız. Milli Muharip Uçağımızı 2023’te hangardan çıkaracağız. Yüksek İrtifa Hava Savunma Füze Sistemimiz Siper 2023’te hazır olacak” dedi.
Uluslararası arenada kendini ispatlayan savunma sanayimiz, emin adımlarla yoluna devam ediyor. Sektör geldiği nokta ile bir yandan ülke savunmasına önemli hizmetler verirken diğer yandan ülkemizin geleceği için önem arz eden kritik teknolojilerin gelişmesini sağlıyor.
Sektörün geldiği nokta ve geleceği ile ilgili bilgi almak için sorularımızı yönelttiğimiz T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, önemli açıklamalarda bulundu.
Savunma projelerinde son durumla ilgili bilgi alabilir miyiz?
Türk savunma sanayii artık platform geliştirme ve üretiminde belli bir seviyeye geldi. Önümüzdeki sadece birkaç yıl, üzerinde çalıştığımız çok önemli projelerin de sonuçlandığı bir dönem olacak. Atak helikopterimizde Faz-2 versiyonunu bu yıl içinde ilk kez teslim edeceğiz. Akıncı TİHA ve Anadolu Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemimizi bu yıl sonunda hizmete alacağız. Milli Muharip Uçağımızı 2023’te hangardan çıkaracağız. Yüksek İrtifa Hava Savunma Füze Sistemimiz Siper 2023’te hazır olacak.
Tank, hafif zırhlı araç, helikopter, insansız hava aracı ve füze sistemlerinin motor ve güç aktarma sistemlerinin geliştirilip üretilmesi amacıyla başlattığımız projelerimizi inşallah önümüzdeki dönemde nihayetlendireceğiz. Bu projeler sayesinde yerli ve milli platformlarda bu alandaki yurt dışına bağımlılık giderilmiş olacak.
Geleceğin silah sistemleri olan lazer ve elektromanyetik silahlardaki çalışmalarımızda önemli mesafe kat edeceğiz. İnsansız kara ve deniz araçları, milli denizaltı, yapay zeka, robotik gibi çeşitli alanlarda başlattığımız çalışmalarımızın da hızlandığını göreceğiz.
Dünyada yaşanan pandemi sürecinin savunma sanayine yansımalarını aktarır mısınız?
Savunma sanayiinde geliştirilen teknolojilerin çoklu kullanımı açısından bizim çeşitli projelerimiz devam etmekteydi. Bugünlerde gündem olan pandemiyle beraber sağlık sektöründeki çalışmalar öne çıkmış durumda. Bunun ilk örneği de solunum cihazının gündeme gelmesi oldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın da öncülüğüyle yapılan girişimle, bir KOBİ şirketimizle iki büyük savunma sanayii şirketimiz bir araya gelerek bir solunum cihazı ürettiler ve bunun başarısı şu anda görülüyor. Ama çalışmalar sadece bundan ibaret değil. ASELSAN’ın zaten çalışmakta olduğu MR cihazı, suni solunum cihazı, kalp-akciğer pompası, mobil X-Ray cihazı, ve taşınabilir defibrilatör cihazları üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Yine Başkanlığımız bünyesinde ultraviyole dezenfektan konularında, hem maske hem diğer ürünlerin geliştirilmesi konusunda çalışmalar hızla devam ediyor. Bunun yanında AR-GE başlığı olarak savunma sanayiinin tetiklediği birkaç başlık daha var. Bunların başında hasta bakımı ve monitör edilmesi ile ilgili teknolojilerin geliştirildiği çalışmalarımız var. Yine hasta tanı ve veri kiti oluşturmayla ilgili çalışma var. Diğer taraftan veri işleme, görüntü işleme, bunların akıllı sistemlerle, derin öğrenmeyle geliştirilecek yöntemlerle yaklaşımların ortaya çıkarıldığı teknolojiler var. Bunların çoklu olarak devam ettirildiğini söylemek mümkün. Çünkü burada uygulanan teknolojiler aynı zamanda savunma sanayiinde geliştirilen bazı temel teknolojilerin uygulanmasını içerdiği gibi geliştirilen teknolojilerin savunmaya doğrudan etkileri de var. Gerek savunma alanında askerlerimizin, güvenlik güçlerimizin sorunları gerekse öğrenilen elektronik, veri işleme, görüntü işleme ve programlama teknikleriyle ilgili sağlık sektöründe ortak çalışmanın oluşturulacağı bir alan görmüş durumdayız.
Savunma sanayimizin ihracat hedefleriyle ilgili bilgi aktarır mısınız?
Öncelikle ihracatın sektörümüzün sürdürülebilirliği ve dış ticaret dengeleri için kritik önemde olduğunun altını çizmek isterim. 2019 yılında ihracatımız 3 Milyar doları geçmiştir.
Yukarı yönlü bu trendi asıl önemli ve anlamlı kılan ise, hem ihraç ettiğimiz ürün çeşitliliğinin artması hem de Afrika’dan Amerika’ya, Körfez’den Uzakdoğu’ya yeni pazarlara ulaşmış olmamızdır.
Bugün gururla belirtebiliriz ki, ülkemizde savunma ve havacılık sanayi, artık sadece kendi ihtiyaçlarımıza odaklanmanın ötesinde, yurtdışı pazarlara da açılma ve yayılma olgunluğuna ulaşıyor. Son yıllarda ortaya çıkarılan ürünlerimiz yurtdışında birçok ülkede talep görmeye başlamıştır.
Bu gelişimi anlamanın en iyi yolu savunma sanayii alanındaki ihracat-ithalat dengesinin tarihsel gelişiminin incelenmesidir. Türkiye savunma sanayinde tüm dünyada 2000-2004 döneminde ihracatta 31. , ithalatta 8. Sırada iken, 2014-2018 döneminde ihracatta 14., ithalatta 13. konumuna gelebilmiştir. Başka bir ifadeyle ithalat ve ihracat arasındaki makas kapanmıştır. Öte yandan, geçtiğimiz 6 yılda Türkiye’nin toplam ihracatı %10 artarken, Savunma ve Havacılık Sanayi ihracatı %60 artış göstermiştir. Ancak bu alanda da daha yapılacak çok iş ve alınacak çok mesafe var. İnşallah sektörümüzün bütün paydaşlarıyla çok daha iyi seviyelere geleceğimize inanıyoruz. 2023’te 10.2 milyar dolar savunma sanayii ihracatı hedefliyoruz.
Son dönemde uygulanan ambargoların sektöre etkileriyle ilgili bir değerlendirme yapar mısınız?
Bizim yıllardır milli ve yerli kavramlarına vurgu yapmamızın sebebi bu tür durumlarla karşılaşmamızın her zaman ihtimal dahilinde olmasıdır. Türkiye, kendi güvenliği için başlattığı bütün operasyonlarda, bazı ülkelerden bu tür karar ve açıklamalar gelmiştir. Biz bu süreçlerin geleceğini gördüğümüz ve başkalarına muhtaç bağımsız bir savunma sanayii geliştirilemeyeceğinin bilincinde olduğumuz için alınması gereken tedbirleri hep aldık. Bugün silah ve mühimmatlarından roket ve füze sistemlerine, insansız hava araçlarından zırhlı kara araçlarına kadar güvenlik güçlerimiz operasyonlarda kendi ürünlerimizi kullanıyorsa, bu ambargo gibi kendi dışımızdaki bir unsura kalmadan, kendi kendimize yetebilme arzusundan kaynaklanmaktadır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde tam bağımsız savunma sanayii hedefimiz yolunda çalışmalarımızı hızlandırarak sürdüreceğiz.
Savunma sanayideki gelişimin diğer sektörlere etkisiyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Savunma bütüncül bir kavram. Çünkü bir ülkenin savunması sadece askeri ve silahlı unsurlarla sağlanamaz. Silahlı kuvvetler yanında, ulaşım, sağlık, iletişim, bilişim, siber güvenlik, istihbarat, enerji ve tarım gibi alanlar da savunma vizyonunda son derece kritik. Bir ülkenin ve toplumun güvenliği açısından savunmanın bütüncül bir perspektifle ele alınması gerekir. Sağlık bu çoklu kullanım alanlarının başlangıcı olarak düşünülebilir ve şu anda gündeme gelmesi hasebiyle kamuoyunun gündemine taşınan konular. Ancak bunun yanında bu saydığım çeşitli alanlarda oluşan teknolojilerin çoklu kullanımı ile ilgili de devletin de çeşitli birimleriyle temas halinde çalışmalarımız devam ediyor.
Sağlık konusunda bu beş ürünle yola çıkan ASELSAN’ın yanında gerek yazılım sistemleri gerek çeşitli veri işleme ve görüntü işleme sitemleriyle ilgili diğer şirketlerimizle çalışmalarının sonuçlarını yakında görmüş olacağız. Burada mühim olan bir Millî Teknoloji Hamlesi konusunun ülkenin gündeminde daha sıcak tutulması ve ülkede geliştirilen her alandaki teknolojilerin çoklu kullanımının ve hızlı bir yol almanın sağlanması olarak görüyoruz. İnşallah bunu savunma sanayii olduğu gibi diğer sanayi alanları ile de yakın işbirliği ile sürdüreceğiz.
Sektörde önem arz eden Ar-ge çalışmalarından bahseder misiniz?
Kritik teknolojilerin yerlileştirilmesi ve stratejik gördüğümüz sürpriz etkisi yaratacak ileri teknoloji alanlarında teknolojinin milli olarak geliştirilmesi amacı ile Ar-Ge çalışmalarımıza çok önem veriyoruz. Ar-Ge konusunda savunma sanayii ekosistemimizde 17 ilde 33 üniversite, 9 enstitü ve 54 firmada toplam 2000’i aşkın Ar-Ge personeli çalışıyor. Son 4 yılda 5 Ar-Ge paneli düzenledik, 16 Ar-Ge geniş alan çağrısına çıktık. Şu anda 107 Ar-Ge projesi yürütüyoruz. Sadece 2019’da 17 yeni Ar-Ge projesi başlattık. Yürüttüğümüz Ar-Ge projelerinin bütçesi 2 milyar TL. Çok önemli gördüğümüz bir diğer çalışmamız kısaca OTAĞ diye adlandırdığımız Odak Teknoloji Ağlarımız. Üniversiteler, kamu kurum ve kuruluşları ve TSK temsilcileriyle bir araya gelip belli bir teknoloji alanında potansiyelimizi ve yapılabilecekleri çalıştaylarla masaya yatırıyoruz. Son 3 yılda 7 teknoloji alanında OTAĞ çalışması gerçekleştirdik. 2002’de ülkemizin savunma sanayii AR-GE harcaması 50 milyon dolarken, bugün 1,5 milyar doları geçti. Bütün bunlarla ülkemiz savunma sanayiinin sadece platform üretiminde değil, alt bileşen ve kritik teknoloji alanlarında da tam bağımsızlığını hedefliyoruz.
SPOT: Bir ülkenin ve toplumun güvenliği açısından savunmanın bütüncül bir perspektifle ele alınması gerekir. Silahlı kuvvetler yanında ulaşım, sağlık, iletişim, bilişim, siber güvenlik, istihbarat, enerji ve tarım gibi alanlar da savunma vizyonunda son derece kritik.
SPOT: İhracat artışını önemli ve anlamlı kılan, hem ihraç ettiğimiz ürün çeşitliliğinin artması hem de Afrika’dan Amerika’ya, Körfez’den Uzakdoğu’ya yeni pazarlara ulaşmış olmamızdır.
SPOT: Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde tam bağımsız savunma sanayii hedefimiz yolunda çalışmalarımızı hızlandırarak sürdüreceğiz.
SPOT: Mühim olan Millî Teknoloji Hamlesi konusunun ülkenin gündeminde daha sıcak tutulması ve ülkede geliştirilen her alandaki teknolojilerin çoklu kullanımının ve hızlı bir yol almanın sağlanması
SAVUNMA SANAYİİNDE
2002’DEN BUGÜNE BÜYÜK DÖNÜŞÜM
Proje Sayısı: 66’dan 10 kattan fazla artışla 700’e
Proje Bütçesi: 5,5 milyar dolardan yaklaşık 11 kat artışla 60 milyar dolara
Sektör Cirosu: 1 milyar dolardan 10 kattan fazla artışla 10.8 milyar dolara
İhracat: 250 Milyon dolardan 12 kattan fazla artışla 3 milyar doları geçti
Ar-Ge Harcaması: 50 milyon dolardan 30 kat artışla 1,5 milyar dolara
Firma Sayısı: 56’dan yaklaşık 1500’e
Dünyanın ilk 100 savunma sanayii şirketi arasında 5 Türk şirketi. TEMMUZ 2020