Quick Sigorta Genel Müdürü Eyüp Özsoy: Quick Sigorta’nın finansal ekosistemi büyümeye devam ediyor

2017 yılında kurulan Quick Sigorta büyümeye devam ediyor. Öz kaynak büyüklüğü açısından Türkiye’nin ilk 5 sigorta şirketi arasına girmeyi başaran Quick Sigorta’nın gelişimi ve sektörün dinamikleri ile ilgili görüşlerine başvurduğumuz Quick Sigorta Sigorta Genel Müdürü Eyüp Özsoy, önemli açıklamalarda bulundu.

İklim değişikliği artık dünyanın bir sorunu haline geldi. Bu konuda Türk sigorta sektöründe yaşanan gelişmeler hakkında bilgi alabilir miyiz?

İklim değişikliği, tüm dünyada olduğu gibi Türk sigorta sektöründe de önemli bir gündem haline gelmiştir. Bu bağlamda sektör, iklim değişikliğinden kaynaklı artan doğal afet risklerini öngörmek ve yönetmek için çeşitli adımlar atmıştır. Özellikle doğal afet sigortalarının kapsamı genişletilmiş, sigorta şirketleri iklim risklerini değerlendirmek için teknolojik altyapılarını güçlendirmiş, veri analitiği ve modelleme araçlarını daha etkin bir şekilde kullanmaya başlamışlardır.

Türkiye’de Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) bu alanda önemli bir rol oynayarak zorunlu deprem sigortası gibi ürünlerle resklerin yönetilmesine katkıda bulunmaktadır. Hatta DASK’ın ZAS’a dönüşme çalışmaları da devam ediyor. Bunun yanı sıra, sektörde sürdürülebilirlik odaklı politikalar ve çevre dostu yatırımlara yönelim artmıştır. Sigorta şirketleri, yeşil enerji projelerine destek sağlayarak iklim  değişikliğiyle mücadele de aktif rol oynamaktadır.

Teknik açıdan değerlendirdiğimizde; Sigortacılık temelinde bir havuz ve dünya genelinde işleyen bir havuzdur. İklim değişikliğine bağlı toplam zararın 600 milyar dolar seviyesinde olduğu tahmin edilmektedir. Dolayısıyla iklime bağlı oluşan değişimler nedeniyle oluşan büyük felaketler sigortacılık anlamında da büyük tazminatlara sebebiyet veriyor. Bu artık ölçümlenebilir olmanın üzerine çıkmış durumda. O yüzden bu tarafta bizim de bir ilgi alanımıza döndü. Çünkü biz de diyoruz ki ölçümleyemediğimiz şeylere sigorta teminatı veremeyiz. Bu nedenden dolayı bizim tarafta bunun artık ölçümlenebilir ve fiyatlanabilir olması gerekiyor. Tabii ki zarar gidermede bir paylaşım yapıyoruz. Buradaki maliyeti artık devletler de üstlenmek istemiyor. Biz de bunun için özel fonlar oluşturuyoruz. Ama aynı zamanda bunların tekrarlamaması veya önümüzdeki yıllarda gelecek nesillerde yaşanmaması adına bugünden de daha yaşanabilir, daha sürdürülebilir hem enerji anlamında hem de diğer alanlarda yatırımların yapılmasını teşvik etmeye çalışıyoruz.

Sigorta sektörü açısından 2024 yılıyla ilgili bir değerlendirme yapar mısınız?

Genel anlamda Türkiye sigorta sektörü mali anlamda başarılı bir yıl geçirmiştir. Sektör, Ekim sonu itibariyle 560 milyar seviyesinde bir üretim gerçekleştirdi. Bu yıl için çok büyük hasarlar yaşanmadı. Ama şunu söylemek daha doğru olur; geçmiş dönemden gelen tazminat yükleri ve deprem hasarlarıyla 2024 yılını kapatıyoruz. Bu yıl şirketlerin teknik karlılıklarına baktığımızda aslında bir karlılık yok. Çünkü enflasyonun etkisiyle mal değerleri çok yükseldi fakat bu durum maalesef prim çarpanlarına yansımadı. Bu durum şirketlerin teknik anlamda zarara uğramasına sebebiyet verdi. 2024 bir anlamda şirketler için mali karlılık yılı gibi gözükse de bu enflasyon ortamının devam etmesi sebebiyle sermaye yetersizliklerinin yaşanacağı bir dönem olarak da karşımıza çıkıyor.

Sektörde yeniden sermaye artışı olur mu?

Bu yıl sigorta şirketlerinin sermayelerin güçlendirmeleri gerekliliği ortaya çıktı. SEDDK’nın bu konuda ciddi takip ve değerlendirmeleri var. İki tane sigorta şirketinin faaliyetlerine bu dönemde son verildi.  Sektörün güvenilirliğini, sürdürülebilirliği bu anlamda önemlidir. Güçlü sermaye yapıları hem sigortalılar nezdinde hem de kendi sektörümüz nezdinde büyük önem arz ediyor.

Türk halkı açısından Quick Sigorta artık bir marka oldu diyebilir miyiz?

Quick Sigorta 2017 yılında kuruldu ve hızlı bir gelişim gösterdi. Sunduğu yenilikçi hizmetler, geniş acente ağı ve dijitalleşme yatırımları sayesinde Türk halkı açısından bir marka haline gelmiştir. ‘Sigortadan Fazlası’ anlayışıyla, yalnızca sigorta ürünleri sunmakla kalmayıp bir finansal ekosistem oluşturması yenilikçi yaklaşımını da ortaya koymaktadır. Rakamlarla konuşmak gerekirse, Haziran sonuçlarıyla öz kaynak büyüklüğü ve aktif büyüklüğü açısından Türkiye’nin ilk 5 sigorta şirketi arasına girmeyi başaran bir şirketten bahsediyoruz. Diğer sigorta şirketimiz Corpus Sigortayı’da dahil ettiğimizde Maher Holding Sigorta Grubu olarak 4. sıraya yerleşiyoruz. Bu da sıralama da önümüzdeki şirketlerin 100 yıllık bir köklü şirketler ve global olduklarını düşündüğümüzde yüzde yüz yerli olarak kurulan bir marka için büyük bir başarı anlamına geliyor. Bu yüzden önemsediğimiz konuların en başında sermaye büyüklüğümüz geliyor. Türkiye genelindeki 8000’den fazla acentemiz, 2500’ü aşan anlaşmalı servis ağımız, tüm illerde yerleşik avukatlarımız ve bizlerle çalışmayı tercih eden eksperler sayesinde ülkenin dört bir yanına hizmet sunuyoruz. Bu erişim ağı, markanın bilinirliğimizi arttıran en önemli unsun.

Quick Sigorta sektörde fiyat avantajıyla mı ön plana çıkıyor yoksa uzmanlık alanları var mı?

Bizim ürünlerimize baktığımızda hem içerik anlamında dolu hem de sahada kişiler tarafından ihtiyaçlarını gidermede kabul edilen ürünler. Bizim üretim yapısına baktığımızda aslında ağırlığımız oto sigortalarından oluşmaktadır.  Toplam sigorta poliçe sayımızın %86’sı oto sigortasıdır.. Türk sigorta sektörü ve araç payı olarak baktığımızda araç sahiplerinin sigorta şirketlerinin arasından bizi tercih ettiğini gözlemliyoruz.. Bizde kendimizi biraz o tarafta uzmanlaştırmaya ve uzmanlık sağlamaya çalışıyoruz. Bunu da kurduğumuz güçlü network ağı, servislerimiz, yedek parça tedarikçilerimiz, avukatlarımız ve 8 bine yakın acentemizle gerçekleştiriyoruz. Trafiğe çıkan 25 milyan araçtan en az 20 milyonu bize dokunmuş ve bizden teklif almış durumda. Poliçe olmasa bile bizimle iletişimi olan 20 milyon kullanıcıdan bahsediyoruz. Her sigorta şirketi bir alanı kendine özel alan veya uzmanlık alanı olarak görür. Bizde otomobilin yanı sıra motositlet kullanıcılarını öyle görüyoruz. Bireysel motosiklet kullanıcılarının %70’i Quick Sigorta’yı tercih ediyor. Bu önemli bir başarıdır ve motosiklet kullanıcılarında şirketimize olan güveni yakalamış durumdayız. Bu noktada sosyal sorumluluk projeleri üstleniyoruz. Onların sorunlarını dile getiriyoruz. Ama en önemlisi şudur ki: kısa zamanda büyük başarı sağlamamızı sağlayan en önemli unsur, başarılı ekibimiz ve alanında uzmanlaşmış çalışma arkadaşlarımızdır. Kendilerine bu vesile ile bir kez daha kutluyor ve teşekkür ediyorum.

Trafik sigortası alanında sigorta şirketleri de oto sahipleri de itiraz ediyor.

Sigorta şirketlerini zorlayan hususlardan birisi de trafik sigortasıdır. Bedeni ve Maddi Tazminat Hesaplama yöntemlerinin mevzuat bakımından standart olmaması, hem de maddi tarafta özellikle değer kaybıyla ilgili hasar takipçilerinin yarattığı ek maliyetler sigorta şirketleri önünde belirsizlik yaratıyor. Poliçe prim hesaplamada Serbest tarifeye geçilememesi, doğrudan tazmin sisteminin hayata geçirilememesi gibi yapısal sorunlar var. Özellikle de enflasyonist ortamın etkisi olsun, dövizdeki dalgalanmalar olsun, asgari ücretin belirlenmesi dahil olmak üzere ücretlerdeki belirsizlikler olsun sigorta şirketlerinin önünde ciddi bir sorun olarak duruyor.

Genel itibariyle enflasyon sigorta sektörünü nasıl etkiliyor?

Mal sigortalarında sigortalanabilir eşya  değerlerinin suni olarak  artması ve sorumluluk sigortaları tarafında da teminat bedellerinin enflasyon nedeniyle  erimesi, alınan primlerin artan mal değerleri kadar artırılamaması, halkın alım gücünün reel olarak azalması ayrı ayrı sorun oluyor. Fiyatlamanın görece  bozulduğu dönemlerde insanlar sahip oldukları değerleri korumak istiyor. Bu açıdan bakıldığında insanların gözünde sigorta sektörü vazgeçilmez bir liman olarak yer edinmekte. Sigorta şirketleri de enflasyonist ortamlarda teknik olarak kar sağlayamasa bile mali gelirlerini enflasyonun üzerinde sağladığı ölçüde yaşamını sürdürebiliyor.

Maher Holding olarak sigorta dışında hangi alanlara yöneliyor?

Bizim grubumuz dinamikleri ağırlıklı olarak oluşturduğumuz finansal ekosistemin faydası olarak yapılanıyor. Yukarıda da bahsini geçirmiştim, sigortadan daha fazlasını sigortalılarımızla buluşturmak için Quick finansall dediğimiz bir ekosistem oluşturduk ve burada yatırımlarımız var. Banka dışı finans alanında büyüme hedefiyle Quick Finans ve dijital ödeme çözümleri Qpay Ödeme Sistemlerini kurduk. Yine Quick Tower’i satın alarak MHR Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nı halka arz etti. Ayrıca QC İnşaat ve QR Mobilite ile bina tamamlama sigortaları ve mobilite hizmetlerini destekleyen önemli adımlar atılmıştır. Quick Hayat Sigorta’nın 2024’te faaliyete geçmesiyle, bu girişimler entegre bir ‘Quick Finansal’ ekosistemini tamamlamıştır. Bu yapı, birbirini destekleyen şirketlerle sürdürülebilir büyümeyi sağlamaktadır.

2025 yılı öngörülerinizi aktarır mısınız?

2025’te ekonomik sıkılaşmanın  devam edeceğini, biraz daha enflasyon baskınının azalacağını düşünüyoruz. Dövizin  çok hareketlenmeyeceğini düşünüyoruz. 2024 yılı ikinci yarısında Quick Sigorta olarak halka arz sürecini başlattık. 2025 yılında gerekli izinlerin alınması ile beraber piyasa şartlarını da göz önüne alarak  şirketimizin halka arzı gerçekleştireceğiz.  Oto sigortalarında uzmanlığımız sayesinde yakaladığımız liderliğimizi devam ettirmenin yanı sıra finansal ürünler ve özellikle deprem gerçeğinden yola çıkarak bina tamamlama sigortasına daha çok yöneleceğiz. Özellikle toprak sahibi ya da bina sahiplerinin istediği bir kentsel dönüşüm  projesiyle hem müteahhitlerin hem de toprak sahiplerinin haklarını teminat altına alacağız. Bina tamamlama sigortasının yaptırılmaması  nedeniyle Sadece İstanbul’da 350 bin kişi konutuna ulaşamamış durumda. Bu sorunların yaşanmaması için kentsel dönüşümün sigortayla güvenli gerçekleşeceğini söylüyoruz ve bu anlamda bir faaliyet gösteriyoruz. Yerel yönetimlerle de temaslarımız hızlıca devam ediyor, sektörde yalnızca satışını bizim yaptığımız Bina Tamamlama Sigortası ürünüyle kişilere güvenli binalarına güvenle kavuşturmayı arzuluyoruz.