Türkiye’nin üreterek ve ihracatla büyümesi gerekiyor

İhracat rakamlarındaki artış, yeni yatırımları da beraberinde getirdi. Ülkemizin üreterek büyümesinin dillendirildiği bir dönemde bu durum ise gelecek için daha umutlu olmamızı sağlıyor. Yeni yatırım alanlarından biri olan İzmir’in Bergama ilçesinde kurulacak Batı Anadolu Serbest Bölgesi için geri sayımın başladığı bir dönemde, konu ile ilgili bilgi almak için bir araya geldiğimiz Ege Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. (ESBAŞ) ve Batı Anadolu Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. (BASBAŞ) CEO’su Dr. Faruk Güler ile ekonomik görünümü konuştuk.

Ege Serbest Bölgesi hakkında kısa bilgi verir misiniz?

Serbest bölgeler kanun gereği ihracata yönelik sanayicilerin faaliyet göstermesi gereken bölgelerdir. Bu bölgelerde üretim yapan sanayiciler ülkemize yüksek teknoloji getiriyor ve istihdam sağlıyor. Biz özellikle Ege Serbest Bölgesinde (ESB) bu kriterlere dikkat ederek yatırımcı çağırdık. Dolasıyla bugün itibariyle ESB’den gerçekleşen satışların hemen hemen hepsi katma değeri yüksek ürünlerden oluşuyor ve bu ürünlerin büyük bölümü ihraç ediliyor. ESB’den ihraç edilen ürünlerin kilogram değeri 9 dolar civarındadır. Bir kıyaslama yapacak olursak; Türkiye’nin toplam ihracatının kilogram değeri 1.2 dolar, Almanya’nın ise 3.5 dolar seviyesindedir. ESB’de yatırım yapan firmalarımız ağırlıklı olarak ABD ve AB ülkelerine ihracat yapmaktadır. Bölgedeki üretimin çoğunluğu Avrupa’daki ana ürünleri destekleyen ara mamul ürünlerden oluşmaktadır.  

Pandemi süreci Çin’e giden siparişi Türkiye’ye kaydırabilir diyorlardı. Sizde bu durum gerçekleşiyor mu?

Avrupa ülkelerindeki üreticiler pandeminin başlamasıyla birlikte tüm ara ürünleri Çin’de üretmeyelim dediler. Bu süreçte navlun fiyatları da çok yükseldi. Dolasıyla Türkiye’nin önemi daha fazla ortaya çıktı. Avrupa’da şu anda piyasalar çok iyi olmasa dahi Uzak Doğu’dan alacağı ürünlerin bir miktarını Türkiye’ye kaydırdığından 2021 yılını büyüyerek kapatıyoruz. 2019 yılını baz alacak değerlendirecek olursak, döviz bazlı reel büyüme gerçekleştirdik. Bu açıdan 2021 yılını ESB olarak yara almadan, hatta gelişerek bitirmeyi başardık. 2021 yılında Türkiye ekonomisini destekleyen en önemli sektör ihracat sektörüdür.  ESB olarak biz de Türkiye’nin ihracatına 2 milyar doların üzerinde bir katkı sağlamış oluyoruz.  

Türkiye’de yeni bir ekonomik modelden bahsediliyor, Çin örneği veriliyor. Bu yorumlara sizin yaklaşımınızı aktarır mısınız?

Çin dediğinizde hangi dönemdeki Çin’i kastettiğinizi açıklamanız gerekiyor. Çin’de devlet planları çok katı bir şekilde işlemektedir. On yıl önceki Çin ile bugünkü Çin arasında çok büyük bir fark vardır çünkü Çin her geçen yıl daha çok katma değerli ürünlere yönelerek ihracatını arttırmış ve teknoloji ağırlıklı bir ülkeye dönüşmüştür. Dolayısıyla Çin modeli derken, düşük işçiliğe dayalı ihracat kast ediliyorsa Çin artık o durumda değil. Bugünkü Çin kast ediliyorsa, evet, bu ülkemiz için bir hedef olabilir. Ucuz işçiliğe dayalı bir model Türkiye’de olamaz. Her geçen gün katma değeri arttırılmış ürünlerin ihracatına dayalı bir büyüme derseniz böyle bir yaklaşım olabilir.

Türkiye’nin üretmeden, ürettiğinin büyük bir kısmını ihraç etmeden kalkınmasını sürdürmesi mümkün değildir. Kişi başına düşen milli geliri 10 bin dolara tekrar çıkarmamız gerekiyor. Bunu geçtiğimiz 20 yılda yapmayı başardık. O dönemde her geçen yıl sanayide ve katma değerde büyümeyi başardık. Bugün daha fazla büyümemiz gerekiyor. Bu büyümeyi sadece kendi bilgi ve birikimimizle, kendi teknolojimizle yapabilmemiz mümkün değildir. Türkiye her yıl %5 büyüdüğü zaman olduğu yerinde saymış oluyor. %5’in üzerinde büyümek ve üretim yapmak için Türk milleti olarak yeterli birikimimiz bulunmuyor. Bu durumda büyümeyi dışarıdan yatırım alarak yapacağız. Bu yatırım da sıcak para değil, Türkiye’ye teknoloji getirecek, üretim yapacak şirketleri getirerek olacaktır. Bu anlayışın Türkiye’nin ana stratejisi olması gerekiyor. Bunun dışında belirttiğiniz tüm unsurlar alt stratejidir. Bu strateji için önce Türk girişimciler Türkiye’ye nasıl yatırım yapar onun ortamını sağlamalıyız. Bu da yetmiyor,  yabancı firmaların Türkiye’ye yatırım yapacağı koşulları da oluşturmamız gerekiyor. Yabancı yatırımcı halen dünyada yatırım yapabileceği yerleri arıyor. Bu dönemde dünyada likidite bolluğu var. Bu da firmalarda sermaye birikimi yarattı. Bu fonlar üretime dönüyor. Bu durumda da firmalar yatırım için uygun yerler arıyor. Yabancı yatırımcı en uygun yere yatırım yapayım ancak gece de rahat uyuyayım diyor. Eziyet çekmeden, kolaylıkla yatırım yapmak istiyor. Biz bu yatırımcıyı çekmeliyiz.

Dövizin bu kadar yükselmesi yabancıların ilgisini çekip Türkiye’ye getirir mi?

Dövizdeki dalgalanma yerli üreticiyi de yabancı üreticiyi de mutlu etmez. Yatırımcı da önünü görmek ister. Bugün Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen bir firma kurdaki dalgalanmayı gördüğünde beklemeyi tercih edebilir. Türk yatırımcı olarak biz acaba ne olacak diye soruyorsak, yabancılar bunu daha fazla düşünecek ve değerlendirecektir.

Batı Anadolu Serbest Bölgesi için gerekli izinleri aldınız, serbest bölgeye yatırım talepleri var mı?

Batı Anadolu Serbest Bölgesi için talepler gelmeye başladı. Yatırım yapmak isteyen firmalar Türkiye’ye ilk defa gelecek yatırımcılar değil, Türkiye’de iş yapan, Türkiye pazarını iyi bilen yabancı yatırımcılar. Bunların dışında Türk yatırımcılar da var. Türklerle yabancı ortaklık yapan firmalar da var. Bu şekilde üç tür yatırımcıdan talep geliyor. Daha önce Türkiye’ye yatırım yapmamış bir yatırımcıyı bölgeye getirmekte zorluk çekiyoruz. Bunun için de daha detaylı çalışmalar yapıyoruz.

Batı Anadolu Serbest Bölgesinin alt yapısı yatırım yapmaya hazır mı?

Batı Anadolu Serbest Bölgesinin alt yapısı henüz tam hazır değil. Basamak basamak ilerliyoruz. 2022 yılının ilk çeyreğinde fabrika binalarının yükseldiğini görmeyi planlıyoruz. Batı Anadolu Serbest Bölgesi konumu itibarı ile çok özel bir lokasyona sahip. Çanakkale Köprüsü 18 Mart 2022 tarihinde açılacak. Batı Anadolu Serbest Bölgesi, Çanakkale Köprüsü’ne 100 km mesafededir. Köprüden hemen sonra Avrupa’da oluyorsunuz. Avrupalı firmalar artık kendisine yakın bölgeleri yatırım yeri olarak tercih ediyorlar. Örneğin üç günde ürünü getirebiliyor musun diye soruyorlar. Bu açıdan ciddi bir avantaj sunacağız. Çanakkale Köprüsü de bize büyük avantaj sağlayacak. Çünkü İstanbul trafiğine girmeden Çanakkale’yi geçmiş olacaksınız. Yine İzmir Aliağa bölgesindeki limanlarımız %30 kapasite ile çalışmaktadır. Ayrıca bu serbest bölgemizin 30 km ilerisinde Aliağa’da birçok liman bulunmaktadır. Bu limanlara yükün trenle ulaştırılması için görüşmelerimiz devam ediyor.

Paris İklim Anlaşması imzalandı, bu durumda çevre kriterleriyle ilgili önlemler aldınız mı?

Biz iki durumu atlamadan bu yatırımı yapıyoruz. Biri çevre açısından diğeri de teknoloji açısından alınacak tüm önlemlerdir. İki konuda da çok ciddi bir şekilde çalışmalar yürütüyoruz. Sadece Paris İklim Anlaşması’na uygun değil, dünyaya örnek olacak projeler yapmak için çalışıyoruz. Suyun kullanımı, enerji kullanımı ve teknolojiye erişim konusunda neler yapabiliriz diye çalışmalar yapıyoruz.

ESBAŞ açısından 2022 yılı planlarınız nelerdir?

ESBAŞ olarak 2022 yılında 2021 yılına oranla %7 civarında büyümeyi hedefliyoruz. OCAK 2022