POTAS Akdeniz Akaryakıt Dağıtım A.Ş. Operasyon ve İkmal Direktörü Muharrem Kaya: Türkiye’nin En Yoğun 2. Havalimanının Jet Yakıt Operasyonu POTAS’a Emanet

Ülkemizde artan hava trafiği, hava araçlarının yakıt ihtiyaçlarının da daha güvenli bir şekilde sağlanmasını zorunlu hale getiriyor. Antalya Havalimanı’na POTAS Akdeniz Akaryakıt Dağıtım’ın yaptığı yatırım, bu konudaki ihtiyaçları gidecek şekilde hayata geçirildi. Yapılan yatırım ile ilgili bilgi almak için bir araya geldiğimiz POTAS Akdeniz Akaryakıt Dağıtım A.Ş. Operasyon ve İkmal Direktörü Muharrem Kaya, sorularımızı yanıtladı.

POTAS Akdeniz Akaryakıt Dağıtım olarak Antalya Havalimanı’nda yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?

Potas 2023 yılında Antalya Havalimanı’nda havacılık yakıtı depolama, satış ve ikmal hizmetleri sunmak için kuruldu. Türkiye’nin en yoğun ikinci, Avrupa’nın da en yoğun yedinci havalimanında faaliyet gösteriyoruz. Antalya Havalimanı’nın genişleme projesi kapsamında POTAS olarak biz de gerekli yatırımları yaptık. Antalya Havalimanı’nda mevcut tesisler eski ve kapasiteleri yetersiz durumdaydı. Yeni proje kapsamında 85.000 metreküplük depolama tesisinin yatırımını yaptık. 2023 yılında firmamızı kurduktan sonra hızla sahaya girdik ve bir yıllık kısa zamanda yeni depolarımızı ve alt yapılarımızı oluşturduk. Yaklaşık 26 km’lik boru hattının mevcut sisteme entegrasyonunu tamamlamayı hedefliyoruz.

Havalimanında sizden önceki tesisin durumu yetersiz miydi?

Öncelikle mevcut tesisin yenilenmesi gerekiyordu. Şirketimiz bu hizmeti devraldığında 3 adet yakıt depolama tesisi ve toplamda 30 bin metreküplük depolama alanları vardı. Depolama miktarı havalimanının eski kapasitesi için de yetersizdi. Antalya Havaliman’ında sürekli uçuşlar artıyor ve bu nedenle havalimanı genişleme çalışmaları yapılıyor. Bizde geleceğe hazırlık için çalışmalarımızı yapıyoruz. 2030 yılındaki hedefimiz 150 bin metreküplük bir kapasiteye ulaşmak. Bunun için de gerekli planlarımızı yaptık.

Almanya’dan bir açıklama geldi Türkiye’ye haftalık 1600 uçuş yapılacağı belirtildi. Bu durum Antalya’ya da olumlu yansır mı?

Benzer haberler bizlere de yansıyor. Antalya’nın zaten her yıl artan bir hava trafiği mevcut. Biz de bu gelişmeleri göz önüne alarak kendimizi geleceğe hazırlıyoruz. Şu anda trafiğe baktığınızda günlük 1200 uçağa ikmal edebilir seviyeye geldik.  Dakikada bir uçak ikmal edecek şekilde organizasyonumuz hazır. Sektörel otoritenin bizimle paylaştığı verileri göz önüne alarak hazırlıklarımızı tamamladık. Hem alt yapımızı hem de kapasitemizi genişletiyoruz. İkmal araçlarımızın da teknolojiye ayak uydurmak adına  filomuzu yeniliyoruz. Kısacası biz her duruma hazır olacak şekilde hareket ediyoruz.

Altyapı çalışmaları özellikle havacılıkta çok fazla regülasyon içeriyor. Siz bu bağlamda neler yapıyorsunuz?  

Yeni sistemle birlikte hizmet verdiğimiz ülkeleri ve Antalya Havalimanı’nın stratejik işbirlikleri çerçevesinde Avrupa standartları ve yer yer onun da üstü bizim çıpamız oldu. Yangın sistemleri tümüyle güncellendi. Burada imalat sürecinde sadece Türkiye’deki yerel mevzuatlar değil Avrupa’daki mevzuatları da inceledik. Güvenlik raporlarını inceledik. Avrupa’daki güvenlik önlemlerinden daha fazla önlem aldık diyebilirim. Kaçak tespit sistemleri, gaz algılama veya basınç sensörleri gibi birçok önlemi aldık. Son kontrollerimizde de sadece yereldeki incelemelerle yetinmedik, bu alanda uluslararası firmaları çağırarak kontrollerini yaptırdık. İnceleme yaptılar. Bu alandaki yatırımın en önemli yanı güvenliktir.

Bu noktada önemli hususlardan biri de yakıtın temiz ve güvenilir olmasıdır sanırım.

Havayolu şirketlerinin bu hususta önemli hassasiyetleri var. Zaten bir sorun olduğunda da sizi doğrudan uluslararası kurumlara şikayet edebiliyorlar ve çok ciddi yaptırımlar söz konusu. Bu nedenle güvenilir emniyetli yakıt bizim işimizin mihengi. Biz rafineride üretilen yakıtın tüm aşamalarını adım adım takip ediyoruz. Üretimden rafineriye kadar olan sürecin tamamı halihazırda sertifikasyona tabi. Tesislerimize gelene kadar olan bütün süreci takip ederiz. Yani yakıtın tüm geçmişini biliriz. Uçağa ikmal yapıldığı sırada da kontrollerini yapmaya devam ederiz. Her uçak ikmalininde yakıtın uygunluğuna bakarız. Operatör uygunluk verdikten sonra yakıt ikmal işlemine devam edilir. Bizim için en önemli husus yakıtın kalitesi ve güvenliğidir.

Bir dönem havalimanlarında da kaçak yakıt konusu gündeme geldi. Şu anda denetimler daha fazla arttı diyebilir miyiz?

Biz POTAS olarak uluslararası denetimlere tabiyiz. Şu anda burada kullanılan yakıtın tamamı izlenebilir. Ayrıca uluslararası denetimlere tabiyiz. Onların dışında havayolu şirketleri de bizi denetliyor. IATA denetimleri oluyor. Her yıl düzenli denetimlerden geçiyoruz. Denetim sonunda raporlar hazırlanıyor. Bu açıdan da her türlü denetime açığız. Bu tür haberlerin ve iddiaların Türkiye’nin büyük havaalanları özelinde asla geçerliliği olmadığını düşünüyorum. Bu işin her anı kayıt altında. Bu tür bir uygulama asla mümkün değil. Bizim için şeffaflık, izlenebilirlik, doğru süreç yönetimi olmazsa olmaz. Böyle bir şeye asla müsaade etmeyiz.

Antalya Havalimanında ağırlıklı Avrupalı uçuşlar mı gerçekleşiyor?

Evet, ağırlıklı olarak Avrupalı  havayolu şirketleri uçuyor Antalya’ya.  Kısmen Uzak Doğu firmaları ve Dubai de var. Ama yolcularımızın çok büyük kısmı Avrupalı ve Rus havayolu şirketleri aracılığıyla geliyor. Avrupalı hava yolu şirketleri de sürekli denetim yapıyorlar. Onların denetimlerinde de çevre kriterleri ön planda tutuluyor. Bizim tüm paydaşlarımız süreç şeffaflığı ve kalite konusunda üst düzey hassasiyet gösterir.

Sektörde çevre ve teknoloji de artık ön planda siz bu konuda neler yapıyorsunuz?

Teknoloji tarafına bakarsak ikmal araçlarımızın tamamını yeniliyoruz. Hepsini elektrikli araçlara çevireceğiz. İhalelerini tamamladık. 25 tane yeni tip ikmal aracı almayı planlıyoruz. Sıfır emisyon olacak. Yeni yatırımlarımızda teknolojinin sunduğu yenilikçi çözümleri işimize entegre etmek önemli öncüllerden birisi bizim için.  

Çevre ile birlikte bir diğer önemli konu da yangın önlemleri. Jet yakıtlarının yanıcılığı ve barındırdığı riskler herkesin malumu. Bu sizin işinizi de çok hassas bir noktaya çekiyor.  Bu konu ile ilgili yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Potas olarak yaptığımız emniyete dönük yatırımın büyük bir kısmı yangın sistemlerine yönelik. Boru hatlarımız yapılırken de yangın riski gözetilerek yatırımlar yapıldı. Bu riskleri en aza indirirken maliyet hesabı yapmıyoruz. Bazı işler risk kaldırmaz. Bizim işimiz de öyle. Yangın riski özelinde ilgili her tankın, her sistemin ayrı ayrı pompalama yedeklemesi, yangın yedeklemesi ve yangın sisteminin yangın suyu kaynağını oluşturduk. Sistemi sürekli takip eden anlık müdahale sistemleri kurduk. Sistemi oluştururken testlerimizi yaptık. İtfaiye uygunluk belgemizi aldık. Ayrıca havalimanı itfaiye ile beraber operasyonlar yapıyoruz. Onlarla birlikte tatbikat yaptık. Yakın bir zamanda Antalya Havalimanı’nda küçük bir uçak kazası gerçekleşti. İtfaiye hızla müdahale etti. Bu tatbikatlar bizim için de onlar için de fayda sağladı. Bugün Avrupa’da halen çok sayıda eski sistemlerle işleyen havalimanı görürsünüz. Biz Antalya’da Avrupa için de örnek teşkil edecek bir altyapı ve organizasyon kurduk.

Yeni yatırımla birlikte aslında daha güvenli bir yakıt sağlama sistemi kurdunuz.

Eskiden 200 tane tanker her gün havalimanına yakıt taşıyordu. Kapasite uygun değildi. Bu yıl bu rakamı ciddi ölçüde azalttık. 2025 yılında havalimanının yakıt ihtiyacının %80’ini boru hattıyla karşılamış olacağız. Bu durum daha az yük, daha az trafik ve daha az tehlike barındırıyor.

POTAS olarak gelecek hedeflerinizi aktarır mısınız?

Hedefimiz öncelikle Antalya Havalimanı’nda sürdürülebilir, kaliteli bir hizmet vererek sektörümüzde ön alan oyuncu konumumuzu pekiştirmek. İkinci hedefimiz 2030 yılı yatırımlarımızı tamamlamak ve kapasitemizi arttırmaktır. Üçüncü hedefimiz ise hizmet alanımızı tüm havalimanlarına genişletmek.