Seramik Araştırma Merkezi (SAM) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Servet Turan: Seramik Araştırma Merkezinde yapılmayan test yoktur
Seramik sektöründe faaliyet gösteren firmalar ve üniversiteler arasında işbirliği ağı oluşturmak, bu işbirliği ağı yoluyla endüstriyel ve teknolojik gelişmeler yönünde, seramik sanayinin ve seramik sanayine yardımcı sanayilerin gereksinim duyduğu konularda araştırma ve geliştirme çalışmalarını amaçlayan Seramik Araştırma Merkezi (SAM), kurulduğu günden bugüne sektöre önemli katkılar sağlıyor. Seramik sektörü ve seramik sektörüne SAM’ın katkıları ile ilgili görüşlerini okuyucularımızla paylaşan SAM Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Servet Turan, sorularımızı yanıtladı.
Seramik Araştırma Merkezi (SAM) nasıl kuruldu?
SAM, 1998 yılında TÜBİTAK’ın ÜSİMP programı kapsamında sanayi üniversite iş birliği merkezi olarak kuruldu. İlk başlarda adı TÜBİTAK Seramik Araştırma Merkezi olarak geçiyordu. O dönemde Tübitak böyle merkezleri belli bir süre yani kendi ayakları üzerinde durabileceği sürelerde destekliyordu. Bu desteğin aynısını da mali olarak ilgili sektörden bekliyordu. Bu çok doğru bir yaklaşım aslında. Seramik sektörü de bu merkeze çok sahip çıktı ve üyelerimizle birlikte önceki yönetimler çok güzel işlere imza attılar. TÜBİTAK desteği bittikten sonra önceki süreçte destek veren seramik firmalarının ortaklığında teknopark şirketi olarak faaliyetlerine devam etti. Tübitak desteği bittikten sonra da ayakta kalan ender merkezlerden biri olmayı başardık. Bu durum da sektörün Seramik Araştırma Merkezi’ne gösterdiği ilginin yüksek olduğunu gösteriyor. Türkiye’de sanayi üniversite işbirliği ifade edildiğinde akla ilk olarak maalesef biz geliyoruz. Bizim gibi çok fazla merkez olması gerekiyor.
SAM olarak sizin yürüttüğünüz çalışmalar nelerdir?
Seramik sektörü içerisinde yürütülen tüm çalışmalarda varız. Seramik sektörü Türkiye’de en fazla ihracat yapan sektörlerden biridir. Bu ihracatı gerçekleştirmek için birçok testi akredite laboratuvarlarda yaptırmanız gerekiyor. O testlerin büyük bir çoğunluğunu merkezimizde yapabiliyoruz, ihtiyaç olan ve yapamadıklarımızı da en kısa zamanda devreye almak için çalışıyoruz. 2004 yılından itibaren TÜRKAK tarafından akredite edilmiş Standart testler laboratuvarımız mevcuttur. Türkiye’de akredite edilen ilk 20 laboratuvardan biriyiz. Bugüne kadar 30 bin civarında akredite test yapmışız. Test merkezi dışında sektörde karşılaşılan sorunlara da çözüm üretmek için çalışmalar yapmaktayız. Örneğin seramik üretiminde bir hata olduğu zaman hemen hızlı bir şekilde analiz yaparak hatanın nereden kaynaklandığını bulabiliyoruz. Bu konuda firmalardan talep geldiği sürece 7/24 hizmet verip çözüm üretebiliyoruz. Böyle hızlı desteklerde verebiliyoruz. Çünkü üretim hattının durmaması gerektiğini yani duruşun maliyetini çok iyi biliyoruz. Bizim felsefemiz de hızlı hareket etmektir. Bu çalışmaların yanı sıra da ürün geliştirmede de gerekli testleri yapabiliyoruz. Bu konuda da bir sloganımız var. Seramik Araştırma Merkezinde yapılmayan test yoktur, diyoruz. SAM olarak ayrıca üniversite ortaklığımız olduğu için bizim yapamayacağımız bir çalışma olduğu zamanda diğer üniversitelerle hemen iletişime geçebiliyoruz. Bu konuda firmalara da siz üniversite üniversite gezmeyin sorunu bize aktarın biz doğru üniversite ile temasa geçerek sorununuzu çözebiliriz diyoruz. Firmalarda böylelikle zaman kazanmış oluyor. Araştırma geliştirme çalışmalarında da firmalara çözüm ortağı olabiliyoruz. Ürün geliştirme konusunda firmalarla gizlilik sözleşmesi imzalayarak onların Ar-Ge merkezlerine de destek verebiliyoruz. Bunların dışında da tüm sektörü ilgilendiren bir problem varsa o problemin üzerine ortak proje çalışması yapıyoruz ve tüm sektör bu gelişmeden faydalanabiliyor.
SAM merkezinin kurulmasından bugüne sektöre katkılarınızı aktarır mısınız?
Bu zor bir soru. Az önce bahsettiğimiz gibi 30 bin civarı akredite test yapmışız. Bizden önce bu yurtdışında yapılıyordu. Aşağı yukarı yurtdışına test için gönderilecek numunelerin kargo parasına test yapıyoruz. Yani testler nerdeyse bedavaya geliyor. Bunun anlamı test başına 100 euro desek ki çoğunluk daha yüksek, bizim ülkemize kazandırdığımız döviz en az 3.000.000 euro eder. Parası da önemli değil asıl kazanç ZAMAN, benzer şekilde ürünler buradan yurtdışına gidene kadar biz sonuç veriyoruz firmalara.
Diğer taraftan 150 bin civarında analiz yapmışız. Yani 25. Yılımızda olduğumuz düşünüldüğünde bunu güne çevirirsek her gün 15-20 arası sektörden gelen ki genelde bu bir problemle ilgili oluyor numuneyi analiz ediyoruz. Buna da test analiz olarak bakmamak dolaylı katkısına bakmak gerekir. Çözülen problemin firmaya kazancı ne oldu diye. Maalesef bunu hesaplamak çok zor. Firmaların tek tek bu cihazları almasının da önüne geçtiğimiz için ayrıca ülkemize dolaylı katkısı da tasarruv edilemeyecek boyutlarda yüksektir.
300 civarında da proje yapmışız firmalarla, bunlarında dolaylı katkılarını hesaplamak lazım. Sonuç olarak dolaylı ve dolaysız yönlerden hem üniversitemize hem de seramik ve madencilik sektörlerimize çok yüksek katkılar sunduğumuzu düşünüyoruz. Ayrıca, SAM kurulduktan itibaren yapılan akredite testleri istatiksel yöntemlerle değerlendirip tarihi olaylarla da ilişkilendirerek seramik sektöründeki ilerlememeleri de ortaya koymak için bir çalışma yapıyoruz
Sektördeki firmalar bu açıdan SAM ile uyumlu çalışabiliyor mu?
Bizim onlarla uyumlu çalışmamız daha önemli, onların ihtiyaçları bizim besin kaynağımız bir açıdan. Firmalar ihtiyaçlarını bize bildiriyor bizde onları bünyemize katmak için çalışıyoruz. Bizde olmayan alternatif testler ile ilgili de bir çalışma yapıyoruz. Eğer alternatif testler yatırım açısından ekonomikse bu yatırımı yapıyoruz. Biz zaten kar amacı gütmüyoruz, bizim amacımız hizmet vermektir. Sektörün ihtiyacı doğrultusunda bizde gelişimimizi sağlayabiliyoruz.
Seramik sektöründeki firmalar Ar-Ge bütçelerinden SAM’a da pay veriyorlar mı?
Merkezi üyelerimizin ihtiyaçlarına hazır bulundurmak için üyelik aidatı altında pay alıyoruz. Ancak, üye firmalar katkıları ölçüsünde indirimde aldıkları için yıl sonunda başa baş gelebiliyor. Ülkemiz seramik sektörünü diğer ülkelerin önüne geçirebilmek için ortak Ar-Ge yapmamız gerekiyor. Bunun içinde ek bütçelere ihtiyaç var. Bu konuda fikirlerimizi olgunlaştırıp firmaların kapısını çalacağız.
Üniversitede de görevlisiniz, öğrencilerin seramik sektörüne ilgisini aktarır mısınız?
Bizim bölümümüz zaten seramik mühendisliği bölümü olarak kurulmuştu. Öğrencilerimizin büyük bir kısmı seramik sektöründe çalışıyor, seramik sektöründe staj yapıyor. Öğrencilerin ilgisi yüksek. Ancak bu ilgiyi artırmak biraz da firmalarımızın elinde, onlarında tanıtımlar ve iyileştirmeler yaparak öğrencileri erken yaşlarda firmalarına çekebilmeleri gerekir.
SAM olarak sizin Ar-Ge alt yapınız yeterli seviyede mi?
Ar-Ge alt yapısı hiçbir zaman yeterli olmaz. Dünyanın en iyi üniversitesine de gitseniz yine de Ar-Ge alt yapısı eksiktir. Çünkü teknoloji sürekli değişiyor. Burada önemli olan ulaşılabilir bir Ar-Ge alt yapısına sahip olmanızdır. Eskişehir Teknik Üniversitesi bu açıdan çok iyi bir Ar-Ge alt yapısına sahiptir. Türkiye’deki birçok üniversite de bazı testlerini bizde yaptırıyor buda bizim alt yapımızın iyi olduğunu gösteriyor. Bizim bölümün duvarlarında asılı olan ve bana ait bir sözümüz var “altyapının büyüklüğü ile değil, etkin kullanımıyla övünüyoruz” diye. Önemli olan var olan alt yapınızı etkin ve verimli kullanmanız ve eksik kısımlarınızı nerelerden tamamlayabileceğinizi bilmeniz ve o kurumlarla olan ilişkilerinizi geliştirmenizdir.
Seramik sektörü için madencilik sektörü ile ilgili yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?
Madencilik sektöründe seramik için uygun hammaddeleri maden firmaları çıkartıyor ve sonrasında da firma firma gezerek o hammaddeye ihtiyaç olup olmadığını soruşturuyorlar. SAM olarak biz bu konuda da çalışma yapıyoruz. Hammaddelerin analinizi yaparak maden firmasına o hammaddenin hangi seramik ürününde kullanılacak bir ürün olduğunu söyleyebiliyoruz. Kullanılamayacaksa da neden kullanılmayacağını ve ne yaparak geliştirilebileceğini ifade ediyoruz. Sonrasında da hammaddeyi bir seramik ürüne dönüştürüp, gerçek ürünlere yapılan tüm testleri gerçekleştiriyoruz ve raporlarını veriyoruz. Böylelikle maden firmaları da ellerindeki raporla seramik firmalarını çok daha yüksek özgüvenle ziyaret edip işbirliğini başlatma şansına sahip olacaktır. Böylelikle he daha kısa sürede sonuca odaklanmış olacaklar hemde maden firması da çok sayıda firmada tek tek test yaptırıp onlardan gelecek sonuçları bekleyeceklerine tek bir elden bütün sonucu alıp doğru firmalara kısa süre içerisinde sonuçlandırmak üzere yönelmiş olacaktır.TEMMUZ2023