Sigortacılık alanında bölgeye liderlik yapabiliriz

60 yıllık bilgi birikimiyle sigorta sektörünün gelişimine katkı sağlayan Güneş Sigorta, inovatif bakış açısıyla iyi hizmet vermeyi hedefliyor. Tüketicilerin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak yeni poliçeler oluşturabildiklerinin altını çizen sektörün deneyimli ismi Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin, sektörün geldiği noktayı dergimize değerlendirdi.

Ülkemizde halkın bilinçlenmesiyle birlikte sigorta sektörünün büyüdüğü gözlenmektedir. Gelinen bu nokta ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Eğitim seviyesinin ve refahın artışıyla birlikte toplumun sigortaya olan talebi de gelişme gösterdi. Hem sigortalılık bilincinin artması hem de gelir seviyesindeki artışlar, toplumun zorunluluk arz eden poliçeler dışında risklerini güvence altına almak istemelerine neden oldu. Bu sektörümüz için çok önemli bir gelişmedir. Endüstriyel risklerin sigortalanma oranı oldukça yüksektir. Bireysel sigortalarda son yıllardaki olumlu gelişmelere rağmen gideceğimiz çok yol var. Bu alanda sektörün önü çok açıktır. Alacak ve kefalet sigortalarıyla mesleki sorumluluk sigortalarına olan talep daha da artacak.  Önümüzdeki dönemde eğitim ve işsizlik sigortalarında gelişmeler olacak. 

Sigorta sektörünün daha fazla gelişmesi adına Hazine Müsteşarlığı’nın yaptığı çalışmaların sektöre yansımasını aktarır mısınız?

Hayat değişiyor, ihtiyaçlar değişiyor, bilinç ve refah artıyor. Ülkemizde buna ek olarak ayrıca yoğun bir rekabet ortamı mevcut. Bu yoğun rekabet yeni ürünlerin çıkmasını biraz zorlaştırıyor. Fakat bunun yanında sigorta firmaları da yeni ürünler veya var olan ürünlerde farklılıklar yaparak ihtiyaçlara cevap verebiliyor.

Sigorta sektörü son yıllarda kamu otoritesi tarafından yapılan düzenlemelerle sigortacılığın gelişmiş olduğu ülkelerle benzer mevzuat ortamına kavuştu. Kamu otoritesi genel olarak ülkede sigortacılığın gelişmesi için sektörle birlikte çalışmalarını sürdürüyor. Burada önemli olan düzenlemelerde serbest piyasa ekonomisi kurallarına uygun hareket edilmesidir.  Ayrıca sigorta mevzuatının ve yönetmeliklerin sadeleştirilmesi yönünde çalışmalar var.

Güneş Sigorta olarak sektördeki yeriniz ve gelecek beklentileriniz nelerdir?

Öncelikle şunu söyleyebilirim, Güneş Sigorta 60 yıldır olduğu gibi gelecekte de inovatif bakış açısıyla sigortalılarına en iyi hizmeti vermeyi hedefliyor.  Kurulduğumuz günden bu yana sektöre çok fazla katma değer sağladık ve öncü uygulamalara imza attık. Beklentilerimizden biri de bu çizgimizi önümüzdeki yıllara taşımak, hem iş ortaklarımızın hem de sigortalılarımızın hayatını kolaylaştırmaktır. Tüm bu hedeflerimiz doğrultusunda 60. Yılımızda mottomuzu da yeniledik; “Hayat Daha Kolay”!

Yabancı bayraklı yatların Türk bayrağına geçiş sürecinin sektöre nasıl yansıdı?

Türkiye’de yat turizminin gelişmesi ve uluslararası sularda Türk bayraklı yatların seyretmesiyle Türkiye’nin denizcilikte bilinirliğinin artırılması projesi doğrultusunda Ocak ayında yabancı bayraklı yatların Türk bayrağına geçişi kolaylaştırıldı. Bu yatlar için bir kereliğine gümrük ve damga vergilerinde ve harçlarda muafiyet sağlandı. Bunun ardından da sayısı 6000 civarı olan yabancı bayraklı Türk yatlarının yaklaşık %25’i Türk bayrağına geçti.

Ancak, bu geçişin beklenen faydası Türk sigorta sektörüne yansımadı. Sektörde yatlara teminat veren sigorta şirketlerinin hemen hepsi son birkaç yıldır zaten bir Türk menfaati olması koşulu ile yabancı bayraklı yatlara teminat verdiği ve Türk bayraklı olma koşulu aramadığı için bu geçiş sigortada hareket yaratmadı.     

Hazine müsteşarlığı sigorta sektöründe özellikle yurt dışına yapılan harcamaların yüksek olduğuna vurgu yapıyor. Bunun içinde de en yüksek payı deniz sigortacılığı alıyor. Bu durum düzeltilebilir mi?

Sigorta sektörü dünyanın en küresel sektörüdür. Sigortacılıkta her şey paylaşım esasına göre düzenlenmiştir. Havuz uygulamaları da bu yüzden oluşuyor. Sigorta sektöründe artık daha önemli gelişmelerin olması gerekiyor.  Biz nasıl ki, yurt dışındaki havuzlara transferler yapıyorsak onların da bizim havuzlarımıza transferleri gelmelidir. Özellikle iş yaptığımız komşu ülkelerimiz ve Türki Cumhuriyetlere sigortacılık alanında liderlik yapabilecek bir potansiyelimizin olduğunu düşünüyorum. Ülkemizin maddi ve beşeri sermayesi arttıkça ülke olarak zenginleştikçe bu ilişkileri kurabiliriz. Bunun için bugünden böyle bir vizyonu oluşturmanız gerekiyor.

Ülkemizde halen trafik sigortaları tartışılan bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Bu alandaki gelişmeleri aktarır mısınız?

Trafik sigortası sektörünün gündemini en fazla meşgul eden ve sektör olarak en fazla imaj kaybına uğradığımız alan.  Trafik sigortası konuşmaktan hem kendi adıma hem de sektörümüz adına yoruldum. Sektör olarak artık trafik sigortası ile gündeme gelmeyelim, sektörün geleceğini konuşalım. Siber riskler, yapay zeka teknolojileri, iklim değişiklikleri ve inovatif alanlar gibi konulara odaklanmamız gerekiyor.

Mevcut durumda trafik sigortalarında havuz sistemi en iyi çözüm değil, ama bir çözümdür. Havuz içerisinde kademeli bir şekilde doğru noktaya gelebiliriz. Havuzun düzeltilerek, geliştirilerek, sektör ve hazinenin işbirliği içerisinde doğru rakamları uygulayarak devam etmesini tercih ediyorum. Havuz sistemi çözüm yolunda önemli bir adımdır.

Trafik sigortaları konusunda Hazine Müsteşar Yardımcısı Dr. Ahmet Genç, sigorta şirketleri ile hazine bilançolarının birbirini tutmadığına değindiler. Bu sorun neden kaynaklanmaktadır?

Bu sektörde yaşanan bir sorun ki dile getiriliyor. Güneş Sigorta açısından bakacak olursak biz halka açık bir firmayız. Vakıfbank gibi köklü ve güçlü bir kurumun iştirakiyiz ve kurumsal yapımıza da her zaman önem veriyoruz. Bütün kanun ve yönetmelikleri eksiksiz bir şekilde yerine getiriyoruz. Kendi başımıza karşılık ayıracağımız bir durum yoktur. Bize öngörülen karşılıkları sistem içerisinde yapmak zorundayız ve bu durum denetleniyor. Sigorta Denetleme Kurulu eğer bu karşılıklar az ise veya fazla ise bizlere uyarıda bulunuyor. Bütün bu çalışmalar belirlenmiş alanlardır. Sonuçta arada bir farklılık ortaya çıkıyor ise tarafların bir araya gelerek bunun neden kaynaklandığını ortaya çıkarması çok zor değildir.

Yelken alanında yaptığınız sosyal sorumluluk projenizi aktarır mısınız?  

Güneş Sigorta olarak 2007 yılında Yelken Takımı faaliyetlerimizi başlattık. Tüm şirket çalışanları ve birinci derece akrabalarını davet ettiğimiz yelken eğitiminde yaklaşık 120 kişiye denizcilik ve yelken eğitimi verdik.  2007 yılının sonunda ise Yelken Takımımızı kurarak, İstanbul Yelken Kulübü (İYK) Trofesi yarışlarına katıldık.

İlk yılımızda Petek teknesi ile IRC3 sınıfında şampiyon olduk. Aynı trofeyi 2009 yılında da kazandık. Ayrıca 2009 yılında Türkiye Açık Deniz Yarış Kulübü (TAYK) tofesinde 3. olduk. 2009 yılın TAYK trofesine ait olan ve Türkiye’nin en zor Yat yarışı olan İstanbul’dan başlayıp Bodrum’da biten Deniz Kuvvetleri Kupası’nda sınıfımızda 1. olduk. Sonrasında Petek ile 2010, diğer teknemiz Falcon ile 2011-2012-2013 yıllarında TAYK trofesinde IRC3 sınıfında şampiyon olduk. Başladığı günden bu yana takımımız sadece Güneş Sigorta Ailesinden oluşturuldu.  2016 yılında teknemizin zarar görmesiyle bu yıl Mary teknesi ile IRC2 sınıfında yarışmaya başladık ve şu anda sonbahar serisinde yapılan 3 yarışta da birinci olduk. 

Kurumsal bir şirket olarak yelken branşında gösterdiğimiz bu sürdürülebilirlik ve aldığımız başarılar gerçekten istisnai bir durum diyebilirim. Başta kaptanımız Deniz Yılmaz olmak üzere, ortada büyük bir takım işi ve emek var. Önümüzdeki senelerde de Yelken Takımızın bu başarılarının sürmesi için olabildiğince destek olmaya devam edeceğiz. OCAK 2018