Sivil uçak üretme arzumuzu yüksek sesle dile getirebiliyoruz
Savunma sanayi şirketlerimiz arasında önemli bir yere sahip olan Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ, sivil ve havacılık alanında ülkemizin gururu olmaya devam ediyor. İDEF 2019 öncesi yapılan çalışmalar ve sektörün gelişimi ile ilgili görüşlerini almak için bir araya geldiğimiz Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ Genel Müdürü Prof Dr Temel Kotil, sorularımızı yanıtladı.
Savunma sanayi göz önünde bulundurulduğunda havacılık sektörünün geldiği noktayı aktarır mısınız?
Endülüs Devleti’nin var olduğu dönemde, ilk pilot ve ilk mühendis olarak tabir edebileceğimiz bir kişinin icat ettiği motorla 10 dakika havada kalarak dünyanın havacılık serüvenini başlatıyor. Seneler sonra Hezârfen Ahmet Çelebi’nin kanatlarını takarak gökyüzüne çıkmasıyla Türkler bu serüvene dahil olurken, Cumhuriyetin ilk yıllarında Vecihi Hürkuş ile Nuri Demirağ’ın başarıları ve sonrasında yaşanan hayal kırıklıklarının ardından ülkemiz havacılıktan bir hayli uzaklaşıyor.
Ülkemiz son 15 yılda havacılık alanında büyük atılımlar gerçekleştirdi. Bu atılımların ardından bugün neredeyse 100 yıllık bir farkla takip ettiğimiz havacılık sektöründe dünyanın en iyi oyuncuları arasında yer almak için mücadele edebilecek ve bu oyunculardan biri olacağımızın sözünü verebilecek bir seviyeye geldik. ATAK, ANKA, HÜRKUŞ, GÖKTÜRK, Milli Muharip Uçak ve HÜRJET gibi ürünlerimizle hem gökyüzünde hem de ötesinde neler yapabileceğimizi tüm dünyaya gösterdik. Şimdi ürünlerimizin sayısını ve ürün kalitemizi daha da artırmak, aynı zamanda da havacılık sektörünün en iyi 15 oyuncusundan biri olmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Havacılıkta 100 yıllık bir farkla dünyayı takip ederken şu anda Türkiye olarak insansız ya da silahlandırılmış hava araçlarımızı, askerî uçaklarımızı, milli motorumuzu, envanterde yer alan ürün sayımızı, milli savunmamız için daha fazla neler yapmamız gerektiğini, havacılık alanındaki hayallerimizi, hedeflerimizi, ürünlerimizin başarılarını, gerçekleştirilecek olan ihracatlarını ve de en önemlisi bir sivil uçak üretme arzumuzu yüksek sesle dile getirebiliyoruz.
Savunma sanayide yerlileştirme politikalarının önemini aktarır mısınız?
Ülkelerinin kendi geleceklerini garanti altına almak için her koşulu göz önünde bulundurmaları ve olası tehditlere karşı her daim hazırlıklı olmaları büyük önem arz ediyor. Yaşanabilecek her olumsuz duruma karşı tedbirli olmak isteyen ülkeler ise ilk olarak savunma sanayisinde dışa olan bağımlılıklarını ortadan kaldırmayı kendilerine amaç ediniyor. Bu amaç için çalışan ve hızla gelişen havacılık sektöründe iyi bir oyuncu olmak isteyen ülkeler, kıyasıya bir rekabet içerisindeler.
Havacılıkta bugün gelinen noktada kendi tasarımınız ve üretiminiz olmayan bir üründe çok fazla söz sahibi olamıyor, ihtiyaçlarınıza yönelik tüm beklentilerinizin karşılanamadığı anlar yaşayabiliyorsunuz. Yerli üretimle ise tamamen kendi ihtiyaçlarınıza yönelik ürünleri fabrikalarınızdan çıkartıyorsunuz. Özellikle son yıllarda geliştirilen yazılımlarla görevlerine başlayan hava araçlarının yazılımları size ait olduğunda da güvenlik açısından yaşanabilecek her türlü açığı ortadan kaldırabiliyorsunuz.
Savunma sanayisindeki yerlileştirme politikalarıyla milli savunmanın yanı sıra ekonomi de ciddi anlamda bir büyüme gösteriyor. Ülkemizde yer alan savunma sanayi şirketlerinin el ele vererek yürüttüğü çalışmalar sonucu ülke içerisinde, ortaya koyduğunuz başarılı ürünlerle de ülke dışarısında büyük bir gelir elde ediyorsunuz. Bizler de kendi ülkemizin geleceği için savunma sanayisini yerlileştirme politikaları doğrultusunda Türk Havacılık ve Uzay Sanayii ailesi olarak var gücümüzle çalışıyoruz. Savunma sanayisinin yerli ve milli üretimlerle güçlenmesi, ülkemizin bu alandaki dışa olan bağımlılığını günden güne azaltırken bizler de milli ürünlerimizi gökyüzüne çıkartıyor ve bu bağımlılığı tamamen ortadan kaldırmak için büyük çaba gösteriyoruz. Yan sanayimizin güçlenmesi için de üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz.
Helikopter üretimi hususunda yapılan çalışmalarınızı aktarır mısınız?
Emniyet seviyesi ve kabiliyetleri yüksek, milli savunmada aktif ve önemli rol üstlenen T129 ATAK Helikopterimizin ardından geçtiğimiz sene tamamı Türk mühendisler tarafından üretilen GÖKBEY Helikopterimizi de gökyüzüne taşıdık. 2020 yılını, GÖKBEYin teslimatlarının başlaması hem de T70 Helikopterinin bir alternatifi olan, kendi kaynaklarımızla çalışmalarını sürdürdüğümüz 10 tonluk helikopterimizin gökyüzüne çıkması için takvimimizde işaretledik. Kısa bir zaman önce de Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri Projesi Sözleşmesi’ne yönelik imzalarımızı Savunma Sanayii Başkanlığımızla birlikte attık.
Bu proje ile birlikte ihracat çalışmaları süren, savunma sanayisinde tek seferde yapılan en büyük ihracatla ve envanterde gerçekleştirdiği başarılarla adını duyuran ATAK Helikopterimizin yeni nesil görev ekipmanları, artırılmış yerlilik oranı, harekat üstünlüğü ve yüksek kapasitesiyle yalnızca ülkemizde değil aynı zamanda dünya pazarında da küresel bir hareketlilik sağlayacağına inanıyoruz. Ayrıca, sıfırdan tasarlanarak ATAK Helikopterimizin yaklaşık iki katı kalkış ağırlığına sahip olması planlanan yüzde 100 yerli ve milli helikopterimiz Ağır Sınıf Taarruz Helikopterimizin 2024 yılında gökyüzünde olmasını hedefliyoruz. Helikopter de dünyanın en iyi oyuncuları arasına girme yolunda hızla ilerliyoruz.
İnsansız hava araçlarında gelinen nokta nedir?
Şu an itibariyle envanterde yer alarak görevlerini başarıyla sürdüren ANKA’larımızın sayısı 19’a ulaştı. Silahlı kuvvetler envanterinde terörle mücadele, deniz üzeri keşif gözetlemede kullanılan ANKA başta Hava Kuvvetleri envanterinde olmak üzere çeşitli görevleri başarıyla sürdürüyor.
Prototipi 2013’te tamamlanan, 2016 yılında da envantere girmeyi başaran ANKA’nın yıl sonuna kadar hâlihazırda 17 bin saat olan uçuş saatini artırmak istiyoruz. Sahadan alacağımız geri bildirimler sonucu yapılacak olan iyileştirmelerle ANKA’nın hedeflenen uçuş saatine ulaşmasını sağlayacağız. Aldığımız geri bildirimlere göre şu anda Anka görevini başarıyla sürdürüyor. ANKA-AKSUNGUR’u da ANKA platformunun üzerine inşa ettik. Yazılım bileşenleri, uçuş kontrol, oto pilot gibi önemli efor, zaman, bilgi birikimi gerektiren unsurları ANKA sayesinde bu yeni insansız hava aracına uyarladık ve entegre ettik. Az bir maliyetle 200 kilogram faydalı yük taşıyan ANKA’yı, 700 kilogram taşıyabilir noktaya taşıdık. 40 bin feet irtifaya çıkabilen insansız hava aracımız ANKA-AKSUNGUR ilk denemede tam 4 saat 20 dakika havada kalmayı başardı.
Gelinen noktada silahlandırabildiğimiz, geçtiğimiz günlerde yerli bir motorla gökyüzüne taşıyabildiğimiz, yazılımı ve tasarımı tamamen Türk mühendislere ait olan Anka ile hava araçlarında dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer alıyor ve her geçen gün havacılık sektöründeki yerimizi üst noktalara taşıyoruz.
TUSAŞ olarak ihracatta yapılan çalışmaları aktarır mısınız?
Bu yıl ciromuzun TEI dahil 2,5 milyar dolar olacağı dikkate alındığında ihracat hedefimize uzağız. Bunun için yurt dışı yapılanmalarına gidiyor, Boeing, Airbus ve diğer şirketlere uçak alt sistemleri yapıyoruz. Dışarıya daha çok açılacağız, yurt dışında yapılanacağız ve iş alacağız. Hedeflerimize ulaşmak için uçak yapısallarından ziyade sistem satmamız gerekiyor ve buna yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Uçak yapısallarında yaklaşık yarım milyar dolar ihracat gerçekleştirdik, bu rakamı 2 milyar dolara çıkarmak istiyoruz. Bu yıl 2,6 milyar dolar ciroya ulaşmayı bekliyoruz, hedefimiz 11 milyar dolara çıkmak. Yalnızca Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını karşılayan değil ihracat yapan bir şirket olmayı hedefliyoruz.
ATAK Helikopterimizin Pakistan’la gerçekleştirilen ihracatı ile ilgili süreç devam ederken dünya pazarına daha fazla ürün satmak da en büyük hedeflerimiz arasında yer alıyor. Yakın zamanda Brezilya Roadshow’da bir uçuş gerçekleştiren ATAK burada da tüm dikkatleri üzerine toplamayı başardı. ANKA’nın ihracatına yönelik çalışmalarımız da devam ediyor. Ülkeler arası ilişkilerin yakınlığı hem de bölge ihtiyaçları nedeniyle Güneydoğu Asya Bölgesini stratejik pazarlardan biri olarak görüyoruz. ANKA’nın ihracatı için yapılan çalışmalar şu anda bazı ülkelerde mevcut olan ihaleler şeklinde, bazılarında henüz şartname hazırlığı aşamasında ilerliyor. Yine Kuzey Afrika’da, Latin Amerika’da, İHA pazarı potansiyeli olabilecek her yerde çalışmalarımız devam ediyor. İhracata yönelik hedeflerimizin yeni kapılar açacağını, yeni ürünlerin gelişimine sebep olacağını düşünüyor ve yapacağımız ihracatlarla ülke ekonomisine katkıda bulunmak istiyoruz.
Ayrıca envanterde yer alan ve başarıyla görevlerini sürdüren ürünlerimizin sayısını artırmak ve yeni ürünlerimizi de envanterimizde görmek için de tüm platformlarımızda hız kesmeden çalışmaya devam ediyoruz.
TUSAŞ’ın sivil havacılıkta yaptığı çalışmalar nelerdir?
Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve diğer ihtiyaç sahibi makamların, genel maksat helikopteri ihtiyaçlarının özgün bir platform ile karşılanması hedefiyle yürütülmekte olan Özgün Helikopter Programı da bu alandaki yaptığımız çalışmalardan biri. Geçtiğimiz yıl GÖKBEY adını alan helikopterimiz geniş görev yelpazesine sahip olmasından ötürü taşıma, VIP, kargo, hava ambulans, arama kurtarma ve kıyı ötesi taşıma görevlerini icra edebilecek özelliklere sahip.
Ürettiğimiz platformların yanı sıra şu anki asıl hedefimizse önümüzdeki 5 yıl boyunca yoğun olarak elimizdeki mevcut projeler için çalışmak. Bu hedef için her geçen gün mühendis sayımızı artırıyoruz. 5 yıl sonunda ulaştığımız mühendis sayımızla ekstra iş yapacak imkâna ulaşacağız. 5 yıl sonra şu anda kısmen çalışmaya başladığımız fikirsel, konsept tasarımındaki tek koridorlu yolcu uçak projemizi tam ölçüye getirip başlatırız. Bir yolcu uçağının tamamlanması için başlangıcından bitişine kadar 10 yıllık bir süre gerekir. Uçağımızı yeni teknolojilerle üretmek istiyoruz. 5 yıl sonrasında termoplastik teknolojimiz gelişir ve uçağımız da termoplastik olur. Termoplastik uçak dünyada olmadığına göre aslında dünya ile eş zamanlı başladığımız anlamına gelir. Treni kaçırmak değil, ilk sıralara yerleşmek istiyoruz.
TUSAŞ’ın uzun vadeli hedeflerini aktarır mısınız?
2020 ve 2021 yıllarında bir dizi ürünümüz piyasada olacak. Prototip çalışmaları devam eden HÜRJET 2022’de gökyüzüne taşınırken, Milli Muharip Uçak ise 2023’te hangardan çıkacak. 10 yıl sonrasına ilişkin 11 milyar dolar ciro hedefinin üçte ikisi olan ihracatı da büyük ölçüde oradan sağlıyor olacağız. TUSAŞ’ı 10 yıl sonra gelirinin çoğunu yurt dışından elde eden, bir anlamda kaynak oluşturabilen, Türk mühendislerinin gücünü yurt dışında pazarlayabilen bir yapıya ulaştıracağız. Halen Türkiye’nin savunma ihtiyaçlarına yönelik üretimimiz devam ediyor. Önceliğimiz Türkiye’nin savunma ihtiyaçlarını gidermektir.
Bir diğer asıl görevimiz ise ihracatta büyüyerek dünya sıralamasında ülkemizin adını daha yukarılara taşımak. Şu anda dünyanın en büyük 100 savunma şirketi arasında 64’üncüyüz, 10 yılda inşallah 15’inci sıraya çıkacağız.
İDEF 2019 fuarı yaklaşmaktadır. Fuarla ilgili değerlendirme yapar mısınız?
Türkiye’nin ve ülkemizin yer aldığı bölgenin en önemli savunma fuarlarından biri olan İDEF’e yeni ürünümüz ANKA-AKSUNGUR ile birlikte ANKA, GÖKBEY, ATAK, Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri, HÜRKUŞ, HÜRJET, Milli Muharip Uçak kokpiti ve Uzay Sistemleri Alanı ile katılım sağlayacağız.
Bu bölgede yer alan devletlerin yöneticilerini ve savunma sanayi şirketlerini bir araya getiren bu fuarda ürünlerimizle tüm ilgiyi bir kez daha üzerimizde toplayacağımızdan şüphe duymazken, başarılı ürünlerimiz sayesinde ikili ilişkileri geliştirerek, yapılacak olan yeni anlaşmaların kapılarının açılacağına inanıyorum.
MAYIS – HAZİRAN 2019