Soma’daki projemiz dünyada örnek gösterilen bir projedir
Sektörün önemli oyuncularından Polat Madencilik yatırımlarına devam ediyor. Yapılan yatırımlarla sektörün gelişimini katkı sağladıklarını belirten Polat Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Polat, sorularımızı yanıtladı.
Madencilik sektörüyle ilgili geçen yıl bir kanun çıkartıldı fakat bu yıl tekrar bir çalışma yapılıyor. Geçen yıl çıkan kanun sektörün ihtiyaçlarını karşılayamadı mı?
Türkiye’de her gelen hükümet maden yasasına birkaç defa el atmıştır ve madencilik yasası yamalı bir bohça olmuştur. Artık içinden çıkılamaz bir durum söz konusundur. Bu nedenle madencilik kanunu sıfırdan ele alınmalıdır. Gelişmiş ülkeler bu işleri nasıl yapıyorsa bizde öyle yapmalıyız. Dünyada maden yasası farklıdır, kömür yasası farklıdır. Çünkü diğer madenlerle kömür madeni aynı şartlarda değildir. Taş ocağı ruhsatı ile kömür ruhsatı aynı olamaz. Taş ocağı yüzeydedir, kömür ise yerin bin metre altındadır. Yüzeyde çalışan firmalar bugün işe başlasa birkaç ay sonra çalışmaya başlar, oysa kömür işletmelerinde 5-6 yıl yatırıma para harcarsınız ancak ondan sonra kazanç elde edebilirsiniz. Dolayısıyla aynı yasa ile çalışamazsınız. Kanada’ya baktığınızda da iki yasa ayrı işlemektedir. Ben bu konuda Enerji Bakanlığı ile yaptığım görüşmede aynı kanunla çalışacağımızı sadece ayrı yönetmelikler yayınlanacağını belirttiler. Bu da bir yöntemdir. Şuanda bir yasa hazırlanıyor. İnşallah iyi bir çalışma ortaya çıkar. Geçen yılki yasa cezalara yönelik, engellemelere yönelik bir yasaydı. O yasa ile yürünemeyeceklerini anladıkları için yeni bir çalışma başlattılar.
Hazırlanan yasa ile madencilik sektörünün hızla önü açılacak şeklinde yaklaşılıyor. Madencilik açısından bu kadar hızlı hareket etmek iyi bir şey mi?
İyi bir şeydir. Herkesin hareket etmesi gerekiyor. Bugün kömürde 4 milyar Dolarlık bir ithalat var. Bunların hepsi ülkemizden çıkıyor, döviz ödüyoruz. Bizlerin önü açılırsa 4 milyar Dolarlık ithalatı 1-2 milyar Dolar’a kadar düşürebiliriz. Bunun için kömürün farkındalığını arttırmamız gerekiyor. Soma kazasından sonra maalesef kömüre algı değişti. Allah bir daha öyle bir kaza göstermesin, fakat o kazadan sonra madencilik sektörü çok fazla kan kaybetti. Daha sonrasında Sayın Berat Albayrak’ın Enerji Bakanı olmasından sonra kömüre değer verildi, Berat Bey kömür çalıştaylarına katıldı, bizleri dinledi. Dünyadaki emtia fiyatlarındaki düşüş, ekonomik sorunlar sektörü zayıflattı. Şuanda kömür fiyatları tüm dünyada en alt seviyede, bundan sonra daha düşecek bir yeri yok, artık fiyatların yükselmesi gerekiyor. Bu nedenle de kömür madenine yatırım iştahı bulunmuyor. Bu nedenle dünyadaki tüm ülkelerde kömür madenciliğine devlet teşvikler verir. Türkiye’de de Berat Albayrak döneminde kömür madenciliğine destek olması için yasa çıkartıldı. Kömür işçisine 2 asgari ücret kararı verildi, çalışma saatlerini 48 saatten 37,5 saate düşürdüler, emekliği erkene aldılar. Böyle olunca da firmaların yükü arttı ve Enerji Bakanlığı bize bir asgari ücret kadar destek teşviği verildi. Bu ödemeleri son 8 aya kadar alıyorduk, fakat 8 aydır alamıyoruz. Zaten sektör en düşük fiyattan çalışıyor, firmalar ayakta duramıyor, bir de devlet teşviğini alamıyoruz. Alamama gerekçesi de yok. Bize haklarınız kaybolmadı fakat Cumhurbaşkanlığından onay geldiğinde sizin de ödemelerinizi yapacağız deniliyor. Bu konuda hangi kuruma gitsek herkes haklısınız diyor, fakat ödemeyi alamıyoruz. Bir başka konuda termik santrallerinin kapatılması da bizi etkiledi. Bu konuda devlet haklı, iki defa imkan vermiş fakat firmalar üzerine düşeni yapmamış. Bu hususta Cumhurbaşkanımız kesinlikle haklıdır. Fakat bunların kapanması çözüm değildir, çünkü bu tesisler milli bir servettir. Bu tesisler kapandığında bir daha açmak imkansızdır. Bu hususta orta yol bulunup tesislerin çalıştırılması gerekmektedir.
Bu tesisler yeniden ihale yapılabilir mi, almak isteyen yatırımcılar var mı?
Böyle bir dönemde hangi yatırımcı bu tesisleri almak ister, kimse alamaz. Fakat bu tesisler çalışmazsa kömür madenciliği sektörü buradan da büyük yara alacaktır. Çünkü sektördeki firmalar bu tesisleri kömür veriyordu, şimdi ise tesis çalışmadığı için ürün veremiyoruz. Bu tür firmalar tesislere ürün veremeyince piyasaya yönelerek ürün vermeye çalıştılar. Zaten iç piyasaya ürün veren firmalar vardı. Buradaki denge bozuldu ve kömür fiyatları iyice geriye düşmeye başladı. Derneğimizde bu konuda çalışma yapması gerekiyor. Devlet şuanda 2 milyon ton kömür dağıtımı yapıyor. Fakat 100 milyon ton kömür üretilen bir ülkede 2 milyon tonluk ücretsiz dağıtım sektörü etkilemez. Burada devlet ithal kömür ve petrokok kullanan termik santraller ile çimento fabrikalarına en az %20 yerli kömür kullanma zorunluluğu getirilmelidir. Çünkü bu tesisler ortalama 35-40 milyon ton ithal kömür kullanıyor. Bunun %20’si sektörü olumlu etkiler.
Fiyatlar bu kadar düşük iken sanayi kuruluşları neden yerli kömür kullanmıyor?
Çünkü ithal kömürün de fiyatları düşük. Zaten ithal kömür pahalı olsa hepsi yerli kömür kullanacak. Yerli kömürü desteklemek istiyorlarsa böyle bir model getirmeleri gerekiyor. Bu tesislerde her türlü yerli kömürü kullanabilir.
Polat Madencilik olarak sizde Jandarma ihalesine katıldınız fakat bir yıl yasaklama kararı alındı. Burada yaşanan sorunu aktarır mısınız?
Oradaki sorun farklıdır. Bazı firmalar aracılık yaparak bu ihalelere girip bu iş bizim işimizdir diye sahipleniyorlar. Bizim gibi üretici firmaların önü kesilerek engellenmeye çalışılıyor. Orada 70 ton kömür alımı oldu. Yıllık kömür hareketliliğimiz 700 bin tondur. Bizim için çok küçük bir alım. Biz kömür ihalesine girdik kazandık, ürünü gönderdiğimizde ürünün bozuk çıktığını söylediler. Bunun üzerine ithal kömür kendilerine gönderdik fakat onun da bozuk çıktığını söyleyerek bizi yasakladılar. Analiz yapıyoruz böyle sonuç çıkıyor, dediler. Bizde bu konuda dava açtık. Mahkeme kararı ile yeniden analiz yaptıracağız. Bu durum bizim gibi üretici firmaların ihaleleri takip etmemesine neden oluyor. Biz bu kadar sorun yaşıyoruz fakat halen yeni maden yeri arıyoruz, yatırım yapmak istiyoruz. Şuanda ortalama 600 kişi bizimle çalışıyor. Biz yatırım yapmazsak diğer firmalar yatırım yapmaz ise bu işler nasıl olacak. Biz bu ülkede büyüdük bu ülkeye de hizmet etmeye devam edeceğiz.
Soma’da kömür madeni yatırımı yapıyorsunuz, orada gelinen noktayı aktarır mısınız?
Soma’daki projemiz dünyada örnek gösterilen bir projedir. Madende 270 bin tonluk rezerv bulunuyor ve bu ciddi bir tonajdır. Derin bir maden ve ithal kömürden daha kalitelidir. Şuanda yerin 700 metre altında çalışmanız gerekiyor, bu nedenle de ciddi bir yatırım istiyor. Şuanda biz yatırıma devam ediyoruz, Nisan ayında da üretim başlayacak. Buradan çıkan kömürü sadece termik santrallerde yakmanıza gerek yok. Uluslararası piyasaya da satış yapabilirsiniz. Bizde Ali Ağa limanından ihracat yapmak istiyoruz. İtalya, Yunanistan ve Mısır gibi ülkelere satış yapabiliriz. Buradaki kömürü iyileştirip 5.000 kaloriyi garanti ederek satış yapacağız. Orada ağırlıklı makinelerle çalışma yapacağız. Büyük ortağımız Fiba Grup Özyeğin ailesi de elini taşın altına koydu. Risk aldı ve bu büyük yatırımı yapıyoruz. Soma’daki çalışmamızda projenin iki ayağı bulunuyor. Bir tanesi maden çıkarma alanı bir tanesi de termik santral ayağıdır. Santral ayağında 700 megavatlık santral kurmak istiyoruz ki bunun için ÇED raporu başta olmak üzere bütün çalışmalarımız hazırdır, kredimizde hazır. Başta bağlantı görüşümüz değiştirildi. Yerli kömürden enerji ürettiğimiz için öncelik hakkının tekrar verilmesi gerekir. Orada tesis kursak ve enerji üretsek iletim hattına enerjinin tamamını veremiyoruz. Bağlamayınca enerji üretip ne yapacağız. Bu nedenle beklemekteyiz. MART 2020