Sorunların çözümü için beklentimiz Başbakanımızın Irak’ı ziyaretidir
Son on yılda hızla yükselen Türkiye Irak ticari ilişkileri, yaşanan terör olayları nedeni ile sekteye uğradı. Yaşanan sıkıntıların giderilmesi için atılan adımların kısa dönemde yaşanan düşüşün önüne geçip geçememeği ile ilgili soru güncelliğini koruyor. Bu gündem doğrultusunda sorularımızı yönelttiğimiz Taha Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı ve DEİK Türk Irak İş Konseyi Başkanı Emin Taha çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Türkiye Irak ticari ilişkilerinin geliştiği döneme tanıklık eden ve Taha Kargo ile ticaretin gelişimine aktif olarak katkı sağlayan biri olarak, bölge ve ticari ilişkilerdeki rolünüz ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Taha Kargo 1994 yılında kuruldu. Ben aslen Kerküklüyüm. Eğitimimi orada tamamladım. Bağdat Teknik Üniversitesi mezunuyum. Saddam döneminde uygulanan ambargo nedeniyle ticaret yapamaz duruma gelince İstanbul’a yerleştim. O dönemde Türkiye-Irak arasında yeterli ticaretin olmadığını sadece sınır ticareti olduğunu gördüm. Bende iki ülke potansiyelini gören biri olarak o dönemde bu ticaretin daha fazla artması gerektiğini düşündüm. O dönemde Irak’ın ekonomisini çok iyi değildi fakat petrol ve enerji ülkesi olduğu için ilerleyen dönemde mutlaka ekonomisinin gelişeceğini düşündüm ve Irak pazarına çalışmaya karar verdim. Irak’ta ambargo nedeniyle bankalarının dış işlem yapamaması, Irak’ta döviz bulmanın zor oluşu ve lojistik firmalarının olmayışı nedeniyle birçok firmanın Irak ile iş yapamadığını fark ettim. Ben bu konuyu çözmek için kolları sıvadım ve Taha Lojistik’i kurdum. Hem lojistik hem de Irak’a para giriş çıkış sistemini kurdum. Sonrasında da orada iş yapan veya yapmak isteyen herkes Taha Lojistik olarak bizimle çalışmak istedi. Böylelikle Taha Kargo firmamız gelişti. Irak’ta 41 şube açtık, İran’da şubelerimiz var. Çin’de temsilciliğimiz bulunuyor. Şu anda otuz bin müşterimiz oldu. Türkiye’de de ticaretin yoğun olduğu bölgelerde de ofislerimiz bulunuyor. Yıllık Irak’a 395 milyon dolarlık ihracat yaptık. Bu rakam resmi olandır. Fakat bizim piyasaya verdiğimiz ürünlerin değerine baktığınız zaman bu rakamın en az 5 katıdır. Çünkü firmalar vergi vermemek için ürünlerini ucuz gösteriyorlar. Örneğin Osmaniye’deki bir bayan mağazası 150 dolarlık bir ürünü bize 30 dolara fatura ediyor. Vergi ödememek için ürünleri düşük gösteriyorlar. Biz bu durumu vergi müfettişlerine de belirttik. Vergi dairelerine de bildirdik. Fakat onlarda sisteme müdahale etmek istemediler. Bu açıdan bakacak olursak Taha Kargo olarak Irak’a yapılan işin en az 1,5 milyar dolarını biz yapıyoruz. Taha Kargo’nun en büyük görevi Irak’taki iş adamlarının Türkiye’ye gelmesine teşvik etmesidir. Aynı şekilde Türkiye’deki üreticiye de sen ürünün Irak’a sat, müşterinizi de ben bulacağım, ödemenizi de ben yapacağım diyebiliyor.
Irak’ta iş yapan firmalarımıza bir nevi bankacılık hizmeti sunduğunuzu söyleyebilir miyiz?
Taha Lojistik aynı zamanda adı konulmayan bir banka hizmet vermektedir. Müşterilerimiz bize bütçelerini verirler ve online olarak verdikleri ürünler karşılığında aldığımız ücretin ne kadar olduğu, ne kadar karşı taraftan ödeme tahsil ettiğimizi, ödeme karşılığında ürünleri gelip gelmediğine kadar birçok bilgiyi görebiliyor. Kurduğumuz bu sistemde müşterilerimizde güven oluşturuyoruz. Bugün Irak’da neredeyse her semtte şubelerimiz bulunmaktadır. Bu güven ve cesaretle birlikte ihracatımızın yükselmesinde ve Irak pazarındaki Türk ürünlerinin bir numara olmasında Taha Lojistik büyük bir rol oynamıştır.
DAEŞ sonrası Irak’ta iş yapabiliyor musunuz?
DAEŞ sonrası bizim de Irak’ta işlerimiz zora girdi. Bununla birlikte petrol fiyatlarının düşmesi Irak’ta alım gücünün de düşmesine neden oldu. Bu nedenle hedeflerimizi düşürdük. Aynı şekilde kur farkından da ciddi oranda olumsuz etkilendik. Türkiye’de doların düşmesi nedeniyle Iraklı için bir avantaj oluştuğunu söyleyebilirim. Fakat bunların yanında Habur sınır kapısının kapalı oluşu da bölgeye ihracat yapan herkesi olumsuz etkiledi.
Bundan sonraki süreçte Türkiye-Irak ilişkilerinin eski günlerine dönebilmesi için nelerin yapılması gerekiyor?
Burada öncelikle siyasetçilerin hem Irak merkezi hükümetle hem de bölgesel hükümetle iyi ilişkiler kurması gerekmektedir. Irak’ta özel sektör ve kamuya hizmet olarak pazarı ikiye ayırıyoruz. Özel sektörün gelişmesi için Irak halkının geliri artması ve bölgedeki olayların bitmesi gerekmektedir. Kamu sektörü açısından bakacak olursak özellikle müteahhitlerimiz açısından 2016 yılının da iyi bir yıl olmayacağını söyleyebiliriz. Taha Kargo olarak da Irak’ta özel sektöre hizmet vermeye devam edeceğiz. Fakat önümüzdeki dönemde de nakit sıkıntısı yaşayacağımızı düşünüyorum.
Bakanımız Habur sınır kapısını tekrar açtı, bu doğrultuda son gelişmeler ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Bakanımız Habur sınır kapısını açtı ve günlük 500 tırın geçişine izin verildi. Fakat bu maalesef olmadı. İlk gün 60 araç çıkış yapabildi. On iki gün içerisinde toplamda 305 tır geçiş yapabildi. Askeri zırhlı araçlarla giriş çıkış yapılıyor. Güvenlik nedeniyle fazla araç giriş çıkışını yapılamıyor. Şu anda Irak’ta 9 bin aracımız kaldı. Bu durum hepimize zarar verdi. En az 800 milyon dolarlık ihracat yapılamadı. Geçmişte iki bin tır gidip geliyordu. Bugün yaptığımız zararı karşılamak için eski yoğunluğun üstünde çalışmamız gerekiyor. Habur’da en az bin tırlık geçiş yapmamız gerekiyor. Biz bunu yapamazsak Irak’ta ticaret yapanlarda sorun yaşayacaktır.
Bu konuda hükümet zararları karşılayabilir mi?
Bu soru Sayın Mehmet Şimşek’e iletildi. Fakat bu yönde bir çalışma yapamayacaklarını belirttiler. Devletimiz bizim için kapıyı açması yeterli olacaktır. Bakanımız o gün yaptığı konuşmada bizlere başka ülkelere de gidip Hindistan’a gidin yatırım yapın dediler. Doğrudur, fakat o ülkelere gitmek iki günde olabilir mi? Tanımadığınız bir ülkeye gitmek ve ticaret yapmak bu kadar kolay olmuyor. Bir başka sorun da oluşturduğunuz sermaye ile başka bir ülkeye yatırım yaptınız ne kadar ayakta durabileceksiniz. Taha Kargo olarak 20 senedir bu işleri yapıyoruz, ancak getirdiğimiz seviye buradan Irak’a bir ürünün gidişi ve insanların bilgisayar üzerinden ürünlerinin nerede olduğuna dair bilgi alışıdır veya Iraklı bir tüccarın İstanbul’daki bir tüccarı arayarak ürünlerini sipariş vermesi ve ödemesini Taha Kargo’nun Bağdat şubesine yapıyorum, demesidir. Biz iki ülke arasındaki ticareti bu kadar kolaylaştırabildik. Emek vermeden bu işleri yapamazsınız. Bu da iki günde olmuyor.
Böyle bir dönemde siyasetçilerimize önerileriniz nelerdir?
Onlar konuyu bizden daha iyi biliyorlar, bu açıdan öneri sunmamız doğru değildir. Fakat beklentimiz Başbakan’ımızın Irak ziyaretidir. Şu anda Başbakanımızın da bu yönde isteği olduğunu biliyoruz. Eğer bir Irak ziyareti olursa bende DEİK Irak İş Konseyi Başkanı olarak katılmak isterim. Şu anda müteahhitlerimiz Irak’ta iş alamıyor. Hatta şuanda ihalelerinde Türk ürünlerini kullanmayacaksınız, diyorlar.