CoinTR CEO’su Ali Eşelioğlu: Yabancı yatırımcı Türkiye’deki bir banka hesabına dolar, euro yatırıp kripto para alabilmeli
Kripto varlık hizmet sağlayıcıları ile ilgili getirilen düzenlemeler, sektörde yeni bir dönem başlattı. Sektörün daha sağlıklı bir şekilde yönlenmesi için getirilen düzenlemeler sonrası görüşlerini okuyucularımızla paylaşan CoinTR CEO’su Ali Eşelioğlu, sorularımızı yanıtladı.
Getirilen düzenlemeler ile ilgili genel bir değerlendirme alabilir miyiz?
Geçtiğimiz temmuz ayında Resmi Gazete’de yayınlanan, meclisten geçen yasa ile süreç başlamıştı. Ardından zaten SPK’nın önce birinci düzenlemeler dediğimiz tebliğleri yayınlandı. Süreç öncesi bu alanda faaliyet göstermek için şirket kuramıyorken, yapılan tanımlamalar sonrası şirket kurabilme noktasına geldik. Sermaye yeterliliği o dönemde 50 milyon TL olarak belirlenmişti. Bugün gelinen noktada 79’u borsa, 8’i saklama kuruluşu olmak üzere toplam sektörde 87 şirketin faaliyette olduğunu görüyoruz.
Yeni düzenleme ile sermaye yükümlülüklerinde bir artışın olduğu gözlemleniyor.
Evet, ilk dönem 50 milyon olan sermaye yeterliliği 150 milyon TL’ye çıkartıldı. İlk düzenlemelerde saklama kuruluşları ile ilgili sermaye yeterliliğinden bahsedilmezken bugün saklama kuruluşlarının sermayesinin de asgari 500 milyon TL olması gerektiği ifade edildi. Bu yaklaşımların tümü yatırımcıları korumaya yönelik önlemler olarak düzenlemelerde yer aldığını söyleyebiliriz.
Saklama kuruluşları ile ilgili ayrı düzenleme gerekli miydi?
Düzenlemeler için yapılan istişarelerde de bu konuda tam bir netlik yoktu. Son noktada saklama kuruluşlarının ayrı bir yapı olarak alacakları ilgili izinlerle faaliyet göstereceği düzenlemelerde yer aldı. Bu noktada bankaların önde gittiğini söyleyebiliriz. Gördüğüm kadarıyla bu konuda Garanti Bankası önde gözüküyor, ardından da İş Bankası konumlanıyor.
Uluslararası arenada durum nasıl?
Bu alanda tüm dünyada her şeyin yeni olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada da bazı ülkeler düzenlemeler yaptı, bazıları yapma aşamasında, yani yeni bir alan ve sektör geliştikçe kurallarında belirlendiği bir süreçten geçiyoruz.
Kripto platformları aynı zamanda saklama kuruluşu da olabiliyor mu?
Öncelikle iki farklı kurum olması gerekiyor. Bağlı bir kuruluş olabilir ancak yöneticilerinin aynı olamayacağı hususu düzenlemede var.
Siz hangi yolu izlemeyi planlıyorsunuz?
Şu an bu kararı vermedik. Bir saklama kuruluşu ile sözleşme yapabiliriz ya da kendi saklama kuruluşumuzu da hayata geçirebiliriz. İki düşünceye de eşit mesafedeyiz. Düzenlemeler yeni olduğu için düşünme aşamasındayız.
Biz global borsalarda deneyim kazanmış ekibimiz ve kamu/özel sektörde kritik noktalarda görev almış yönetim kurulumuz ile geniş bir tecrübeye ve insan kaynağına sahibiz. Türkiye’de saklama kuruluşu kurmak bizim için daha iyi olacağına karar verirsek rahatlıkla saklama kuruluşunu meydana geçirecek sermayeye ve tecrübeye sahibiz.
Gelen düzenlemeleri yetki ve sorumluluk dengesi yönünden değerlendirmesini alabilir miyiz?
Bu alanda faaliyet gösteren kuruluşlar ve yöneticilere büyük sorumluluklar verildiğini söyleyebilirim. Maddi ve manevi cezai müeyyideleri var. Bunlar açıkçası sektörde biraz çekince yarattı diyebilirim. Sonuçta güzel işler yaptığınız bir alanda biraz risk alabilmelisiniz ve bu çerçevede de işimizi düzgün yapmalısınız.
Yoğun denetimlerin olduğu bir çalışma ortamından bahsedildiğini söyleyebilir miyiz?
Söyleyebiliriz, MASAK denetimi, SPK denetimi, TÜBİTAK Denetimi gibi denetimler olduğu gibi bizim iç denetimlerimiz de raporlanarak şeffaf bir yapılanma ortaya koyulmaya çalışılıyor.
Bu kadar denetimden suiistimallerin olma ihtimalinin yüksek olduğunu gerçeği ortaya çıkıyor.
Muhakkak, iyi niyetli olmayan kişilerin suiistimaline açık bir alandayız. O nedenle denetimin rolü burada çok önemli. Yani biz ince eleyip sık dokumalıyız. Getirilen yükümlülüklerle yöneticilere de büyük sorumluluklar yükleniyor. Bu nedenle riskli gördüğümüz bir kripto varlığı listelemiyoruz. Çünkü sorumlulukları çok ağır. Bir yöneticinin bu riski alması güç ve düzenlemeler sonrası her yapının kendine çeki düzen vereceğini düşünüyorum.
Rezerv kanıtı diye bir ibare var. Bunu biraz açabilir miyiz?
Bir tür mali denetim. O mali denetimde müşteri varlıklarını da raporluyorsunuz. MASAK, SPK denetimiyle beraber yapıyorsunuz.
MASAK, SPK gibi kuruluşlar bu denetimlere hazır mı?
Mecburen hazırlanıyorlar. Kuruluşların ciddi oranda işe alım ilanları ile karşılaşıyoruz. 80 küsur şirketten bahsediyoruz. Milyonlarca kullanıcı var. En hazır kuruluşun MASAK olduğunu düşünüyorum. Zaten denetliyordu, bundan sonra da denetlemeye devam edecek.
Yabancı kuruluşların online olarak hizmet vermesi engellenmedi, bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Türk vatandaşları özgür bir şekilde dünyanın istediği ülkesindeki borsada hesap açabiliyor. SPK, Türkiye’de benden lisans alan kurumlarda yapacağınız işlemler benim sorumluluğumda diyerek güvence veriyor. Güvence önemseniyorsa doğal olarak ülkemizde kurulmuş bir platformda işlem yapılacaktır. Tercih yatırımcıya bırakılıyor. Bu noktada tek engel o şirketlerin Türkçe olarak tanıtım ve bilgilendirme yapmalarına izin verilmiyor. Sıkıntılı bir başka konu Türkiye’deki şirketler yabancıya hesap açamıyor. Yani hesap açabilmemiz için ya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olacak ya da yabancının buradaki geçici bir kimlik veya oturma izni neyse aldığı bir belge ile işlem yapabiliyor olması. Onun dışına bize bir Suudi Arabistan vatandaşına, bir Alman vatandaşına biz hesap açamıyoruz. 81 milyon Türk nüfusu için bu hizmeti veriyoruz. Müsaade edin sizin kontrolünüzde başka ülkelerin vatandaşlarına da bunu verelim diyoruz. Yabancı bir müşteri Türkiye’deki bir banka hesabına dolar euro yatırıp kripto para alabilmeli. Biz bunu savunacağız, anlatmaya çalışacağız. Çünkü ülkeye faydası olduğunu düşünüyoruz. Litvanya, Estonya, Malta gibi ülkeler bile kolaylık sağlayıp bu işlerin önünü açtılar. Küçücük ülkelere milyar dolarlık kaynak girişleri oldu. Güzel bir düzen kuruyoruz. Kural seti koyduk. Bu kural setinin çerçevesinde, aynı şemsiyenin altında, kademeli olarak yol alınabilir. Mesela denilebilir ki önce ilk 10 ülkenin vatandaşına hesap açılabilir. Sonrasında işlemler yolunda gidiyorsa farklı ülke vatandaşlarının da hizmet alması sağlanabilir.
Sermaye yeterliliği noktasında firmalar zorlanır mı? Bu yeterliliği yerine getiremeyenler olur mu?
Sektörde faaliyet gösteren firmaların bir kısmı elenecektir. Oran vermek gerekirse üçte bir oranında bir düşüş bekliyorum. Baktığında sektöre ciddi katkı sunan yaklaşık 15-20 arası şirket var. Ve bunlar hakikaten her zaman sektörün gelişmesine katkıda bulunacak kurumlar.
Uluslararası arenada da gelişmeler var. Son olarak ABD’de Stablecoin düzenlemesinden bahsediliyor. Konu ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Amerika’da Trump yönetimi kripto paralarda bir potansiyel görüyor. Bu alanda dünya lideri olmayı hedefliyor, alanı Çin veya başka Asya ülkelerine bırakmak istemiyor. Bazı düzenlemelerle de hakikaten kriptonun önüne açıcı kararlar alınmaya başlandı. Bankalara bir kolaylık sağlandı. Eski yönetimin koyduğu bir kural vardı. Bir bankada bir müşterinizin kripto varlığını tutacaksanız karşılığında aktifinizle aynı tutarda varlık bloka ediyordunuz. Trump gelir gelmez bu kuralı kaldırdı. Sonrasında Amerikan bankaları kriptoyla daha çok ilgilenmeye başladı. Yani Amerika’nın kripto dostu söylemi devam ediyor. Stablecoinleri de biraz organize etmek istiyorlar. Çünkü stablecoin aslında bu işin temeli.