Bridge Denizcilik Yönetim kurulu Başkanı Şendoğan Göksu: Ukrayna’da savaşın bitmesi ülkemizi olumlu yönde etkileyecektir.
Ticari dengelerin altüst olduğu bir dönemden geçiyoruz. Dengelerin her an değiştiği bu dönem, ticari faaliyetleri şekillendiren öngörüleri de zora sokuyor. Yaşanan gelişmeleri değerlendirdiğimiz Bridge Denizcilik Yönetim kurulu Başkanı Şendoğan Göksu, önemli açıklamalarda bulundu.
Uluslararası ticareti derinden etkileyen ticaret savaşları, dengeleri derinden sarstı. Yaşanan gelişmeler ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
ABD’nin ortaya koyduğu ve ticari faaliyetleri sadece kendi çıkarları doğrultusunda yürüttüğü bir etkileşimden bahsediyoruz. Bu çerçevede Trump, Rusya ile bir tartışma içerisine girmiyor, çok temkinli hareket ediyor. Çin ile daha aktif sorunlar yaşıyor ancak bunun karşılığında Çinin tarafı sağlam duruyor. Fakat her geçen gün ABD’nin büyük devlet imajının yıprandığını söyleyebiliriz.
Bu çalkantılı dönemin ülkemize etkileri ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Ben konuya deniz yolu taşımacılığı ile ilgili bakmak isterim. Bu alanda daha ufak tonajlı bölgesel hareketliliğin artacağını söyleyebilirim. Destinasyonların birkaç kademe artacağı söylenilebilir. Bu artış gemi trafiğinin de artması anlamına gelmektedir. Aynı zamanda bu alanda kullanılacak gemi talebinin de arması sonucunu ortaya çıkaracaktır. Bu ortamda ülkemiz için avantajlı pozisyonlar var. Tabii bu noktada Ukrayna savaşının bitmesi önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Savaş bitip Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımlar azaltılırsa bu durum ülkemize olumlu yansır. Ancak gidişatın bu yönde olduğunu söylememiz oldukça zor. ABD’den gelen açıklama oldukça düşündürücü. Yapılan açıklamada Rusya’nın uzlaşmacı bir tavır içerisinde değilse arabulucu rolünde olmalarının bir anlamı olmadığı ifade edildi. Böyle devam ederse ticaretin sağlıklı bir şekilde yürümesi oldukça zor.
Orta Doğu’daki karışıklıklar ayrıca değerlendirilmesi gereken bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Orta Doğu’da Suriye’de yaşanan gelişmelere paralel olarak bir rahatlama olduğu söylenilebilir. Bu rahatlama gemi trafiğinin de rahatlamasını sağladı. Ancak hala bir tedirginliğin olduğu yadsınamaz bir gerçek. Yaşanan gelişmeler anında ticari gelişmeleri etkilemiyor. Biraz zaman alması olağan bir durumdur. Böyle giderse birkaç ay içerisinde durum tersine dönebilir. İnsanlar gemilerini hala Kızıldeniz’e yönlendirmeye çekiniyor.
Bu ortamda Türkiye’nin Çin ile işbirlikleri olabilir mi?
İki ülke arasında işbirlikleri kesin olur. Zaten Çin’in ülkemize doğrudan yatırımları da var ve bu yatırımların arkasının geleceğini düşünüyorum. Ancak bir anlamda işbirlikleri geliştirirken bir yandan da rakip olabileceğimiz alanların olduğunu gözden kaçırmamamız gerekiyor. Geçmişte gemi inşa alanında Çinli üreticilerle karşı karşıya kaldığımız ve gerekli yatırımlar yapıldığı takdirde potansiyelin büyük olduğu bir dönemden geçtik. O dönemde gemi inşa ettiren Avrupalıların Türkiye’yi tercih etme eğilimleri vardı. Ancak o treni kaçırdık gibi. Tersanecilik alanında yeterli atılımları ekonomik sebeplerden maalesef yapamadık. Dünya ne kadar küçülse de Avrupalı için çok yakın bir coğrafyayız. Bunu değerlendirebiliriz.
Gemi inşa sektörü zorlu bir sektör, dönem dönem artışların, azalışların olduğu bir sektördür. Kurda yaşanan çıkışlar gemi inşa sektörünü zora soktu diyebilir miyiz?
Haklısınız, bir geminin inşasına başlanması ve bitişi on iki ayı bulan bir süreci kapsayabiliyor. Bu çerçevede siparişi alıp üretime başlayan tersane, üretim için gereken hammadde ve parçaları ilerleyen dönemlerde daha yüksek fiyattan aldığı zaman, anlaşma sağladığı fiyattan gemiyi inşa etmesi zorlaşıyor. Asgari ücretteki artışlar firmaları oldukça zorladı. Bu durumla karşı karşıya kalan ve zarar eden tersanelerimiz oldu. Bunu müşteriye anlatmanızın bir yolu yok. Öngörülemez durumlarla karşı karşıya kalınca üretim yapmanız oldukça güç. Bu ortamda firmalar bakım faaliyetlerine yönlendiler.
Konuşmamızın başında bölgesel hareketlilikten bahsettiniz. Bu konuyu biraz açabilir miyiz?
Bizim bölgemiz olarak konuşursak Akdeniz, Karadeniz bölgesindeki hareketliliğin bize yansımaları olumlu olacaktır. Bu çerçevede AB ile yapılacak ticaretin içerisinde olacağımız kanaatindeyim. Bu ticari hareketliliğin ülkemizi olumlu yönde etkileyeceğini söyleyebiliriz. Tabi bu gelişim seyri içerisinde üzerimize düşen yatırımları yapmamız gerekiyor.
Afrika bu denklemin içerisinde olur mu? Muhakkak olur. Onlarla geliştirdiğimiz ticari faaliyetlerimiz var. Bu faaliyetlerin gelişerek devam edeceğini düşünüyorum. Ancak Avrupalıların dil avantajını kullandıklarını unutmamamız gerekiyor. Gemi satışlarında bu avantajlarını maksimum düzeyde kullandıklarını gözlemliyoruz. Bunun yanında finans imkanlarını da karşıya sununca, bizim için işler daha zor hale geliyor. Gemi taşımacılığı açısından baktığımız zaman işin farklı bir boyutu gündeme geliyor. Bölgede modern limanları bulmak oldukça güç, o nedenle gemi taşımacılığının gelişebilmesi için öncelikle limanların geliştirilmesi gerekiyor. Zamanla bu gelişim seyri çerçevesinde kıtanın hak ettiği yere geleceğini düşünüyorum.