STM’yi savunma sanayi alanında dünya çapında bir mühendislik firması haline getirmeyi istiyoruz

Savunma alanında deneyimli firmalarımız arasında yer alan Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) iştiraki STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Tic. A.Ş. yaptığı çalışmalarla dünyanın en prestijli savunma sanayi firmaları listesi olarak kabul edilen Defense News Top-100 listesine 97. sıradan girmeyi başardı. Sektörün gelişimi konusunda önemli görevler üstlenen firmanın geleceği ve Türkiye’nin bu alandaki gelişimi ile ilgili görüşlerini aldığımız STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Tic. A.Ş. Genel Müdürü Murat İkinci, sorularımızı yanıtladı.    

Pakistan fuarı gerçekleşti, STM açısından fuarı değerlendirir misiniz?

Sadece Pakistan’ın değil bölgenin en önemli askeri fuarlarından biri olan ve Kasım ayında Karaçi şehrinde düzenlenen IDEAS fuarından çok memnun ayrıldık. Pakistan’la özellikle askeri deniz platformları ile süregelen ilişkimiz çeşitlenerek ve artarak devam ediyor. 16 Ekim 2018 tarihinde Pakistan Deniz Kuvvetlerine teslim ettiğimiz Denizde İkmal Gemisi “PNS MOAWIN” ülkemizin tek kalemde en büyük savunma ihracatlarından biri oldu. Yine askeri deniz platformlarında Pakistan’ın Agosta 90B sınıfı denizaltılarının modernizasyonuna devam ediyoruz. Pakistan’da sağladığımız güven ve karşılıklı fayda üzerine kurguladığımız işbirliklerimizi sahip olduğumuz siber güvenlik ve otonom drone sistemlerimiz başta olmak üzere diğer yeteneklerimizle de geliştirmek istiyoruz. Bu alanlarda Pakistan tarafından yoğun ilgi görüyoruz ve bu ilgi bizi sevindiriyor. Bu noktada STM olarak Pakistan Air University ile siber güvenlik konusunda iş birliği anlaşması imzaladık. Umuyorum ilerleyen süreçte sualtı ve suüstü platformları dışında da STM’nin kabiliyetlerinin olduğu alanlarda işbirliği oluşturacağız. Yapılan bu çalışmalarla birlikte de bir derinlik oluşacaktır.

Pakistan’ın yapılan bu çalışmalarla ilgili belirlediği bir bütçesel çalışması var mıdır veya siz bu çalışmalarla birlikte ne kadarlık bir ihracat yapabilirsiniz?

STM olarak bir ülkeye gidip pazar araştırması yaptığımızda ortalama bir tahminimiz oluyor. Pakistan’da kabiliyetlerimize yönelik bir pazar olduğunu görüyoruz, işlerin daha başındayız ve zamanla çalışmaları somutlaştıracağız. Şu anda ihtiyacın oluşması için de çalışıyoruz ve Pakistan tarafıyla birlikte çalışmaları yürütüyoruz. STM olarak bir ülkeye girerken sadece ürünler satalım hedefiyle yaklaşmıyoruz. Beraber ne yapabiliriz, sizin için ne yapabiliriz anlayışıyla yaklaşıyoruz. Bu yaklaşım sonunda bazen eğitim veriyoruz, bazen fizibilite çalışmaları yapıyoruz. Özellikle başlangıçta bütçeden ziyade önemli olan ilerleyen süreçte birlikte yapabileceğimiz projelere yönelik ortak anlayışın tesis edilmesi. Karşılıklı güven oluşturduktan sonra sizin hiç düşünmediğiniz alanlarda bile işbirliği talepleri gelebiliyor. STM olarak bizim oluşturmak istediğimiz şey sadece ürün satmak değil aynı zamanda marka oluşturmak ve markaya olan güveni sürdürmektir. Şu anda Pakistan’da,  Türkiye dediğiniz zaman herkesin aklına STM geliyor. Bu gayet sevindirici bir durumdur. Bu marka değerini diğer alanlarımıza da yönelterek iş potansiyelimizi genişletmek istiyoruz.

Pakistan ile MİLGEM satışı konusunda STM uzun bir dönem çalışma yaptı. Şuanda gelinen nokta nedir, satışta bir sorun var mı?

Pakistan ile MİLGEM Korvetlerinin satışına yönelik kontratlar yapıldı ve satış gerçekleşti.. Günün sonunda Türkiye, 4 adet korvet inşasını Pakistan için yapacaktır. STM olarak biz MİLGEM ihracatı konusunda önemli görevler aldık ve almaya devam edeceğiz. Pakistan özelinde de konuya Türkiye’nin kazanımı olarak bakıyoruz ve elimizden gelen tüm gayreti Proje’nin başarısı için harcamaya hazırız. Gerek teknik bilgi açısından, gerekse Pakistan’da proje yürütme tecrübesi açısından STM’nin sahip olduğu tecrübe ve bilgi birikimi çok değerli. İnanıyorum ki bu değer Pakistan Korvet Projesinde de olumlu katkılar sağlayacaktır.

Pakistan dışında görüşme yaptığınız ülkeler var mı?

Açıkçası uzun bir zamandır askeri gemi inşa ve modernizasyon projelerinde Güney Amerika’dan Uzak Doğu’ya kadar ihracata yönelik yoğun çalışmalarımız devam ediyor. STM olarak biz potansiyel müşterilerin ihtiyaçlarını görüp onların da katılımıyla özgün proje ve çözümler geliştirmeye çalışıyoruz. STM’nin iş geliştirme stratejisi genel olarak işbirliği ve özgün çözümlere dayanmaktadır. Türkiye’nin yurt dışında fark yarattığı en büyük noktalardan biri de budur. Dünya artık ben şu ürünü ürettim size de satayım yaklaşımını aştı. Herkes birlikte iş birliği yöntemine yöneliyor. Birlikte çalışıp belirli bir güven oluşturduktan sonra da üçüncü ülkeleri de bu çalışmalara dahil edebiliyoruz. Önümüzdeki dönemde de bu anlayışla yolumuza devam edeceğiz.

Yapılan çalışmalar sonrasında 2023 yılı ihracat hedefleriniz ile ilgili bilgi alabilir miyiz?

Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın belirlediği 2023 yılı ihracat hedeflerinin bilincindeyiz. Standart kalıplarla hareket etmek bizi bu hedefe ulaştırmada zayıflatabilir. Ancak farklı bakış açıları ve yenilikçi stratejilerle bu hedeflere daha hızlı gidebiliriz. Şu ana kadar gayet iyi bir performans ortaya koyduk ve bundan sonraki süreçte de daha hızlı ilerleyeceğimizi düşünüyorum. Amacımız STM gelirlerinin en az yarısını ihracattan sağlamaktır. 2023 yılına kadar STM’yi küresel rakipleriyle başa çıkabilecek ve Defence News Top-100 listesinde ilk 50 firma arasına yer alacak bir şirket haline getirmek istiyoruz.

İhracatın artması için sanırım finansal sorunların da çözülmesi gerekmektedir.

Türkiye eskisine oranla finans konusunda daha iyi bir noktaya geldi. Ülkemizin ihracat hedeflerine ulaştıkça finans sorunların da çözüleceğini düşünüyorum. Şuana kadar finans STM açısından bir engel olmadı. Savunma Sanayi Başkanlığımızın da ihracatı destekleme ve fonlama konusunda düşünceleri olduğunu biliyoruz. Bu mutlaka kazanılması gereken bir yetenektir. Başta Çin olmak üzere benzer yaklaşımları uygulayan ülkeler bu noktada avantaj sağlıyor.

Özellikle deniz platformlarında dünyanın ilk on ülkesi içerisinde olduğumuza vurgu yapılıyor. Sizin gözlemlerinize göre uluslararası arenada geldiğimiz nokta nedir?

Özellikle askeri su üstü platformlarında gerçekten iyi bir noktadayız. Pakistan’daki projelerimize baktığınızda oradaki çalışmalar dünya devi firmaların işidir. STM ise bu dünya devlerinin arasında yer alan bir oyuncudur. Burada önemli olan çalışmalarımızı çok daha hızlı ilerletip daha üst noktalara çıkmalıyız.

Yeni Tip Denizaltı projesinde gelinen nokta nedir?

Şuanda 3. Tip denizaltı inşasına da başlandı. Bu çalışmalarla STM’nin hedefi ülkemizdeki denizaltı mühendisliğini, kültürünü ve denizaltı tasarım kabiliyetini geliştirmektir. 2011 yılından itibaren çok yoğun çalışmalar yapıyoruz. Özellikle tasarım ve mühendislik yeteneğimizi daha yukarıya çıkarmak istiyoruz. Türkiye’nin sahip olduğu denizaltı inşa, modernizasyon ve bakım/idame tecrübesini uluslararası paydaşlarımızla üçüncü ülkelere yeni inşa projeleri ile sunmak için çalışmalarımız devam ediyor.. STM sadece denizaltı konusunda değil tüm denizcilik alanlarında mühendislik çalışmalarını yoğun bir şekilde yürütüyor. Üniversitelerimizin ilgili mühendislik bölümleri ile bu alanlarda belli bir bilgi birikimi oluşturmaya çalışıyoruz. Türkiye’de asıl ihtiyaçlardan biri de nitelikli personel yetiştirilmesidir.  Gençlerimizin ilgisini bu alanlara çekmek istiyoruz. Özellikle denizaltı mühendisliği konusunda eğitimli insan bulmak ülkemizde maalesef zordur. Malumlarınız Türkiye’nin milli denizaltı projesi bulunmaktadır. STM de bu projenin en önemli paydaşlarından biri olacaktır. Bu doğrultuda tecrübelerimizi ve mevcut kadromuzu yeni nesille güçlendirerek gelecek hedeflerimize ulaşmak istiyoruz.

Gençlerimizin ilgisi var mı?

Çok yüksek şekilde ilgilerinin olduğunu görüyoruz. Zaten genel itibariyle savunma sanayi projelerine ilgileri çok yüksektir. Örneğin siber güvenlik çalışmasında bu yıl 4. kez düzenlenen Bayrağı Yakala (Capture The Flag-CTF) etkinliğine çok yoğun ilgi oldu. İki aşamalı gerçekleştirdiğimiz yarışmamızın online kısmına 500’e yakın yarışmacı başvurdu ve yarıştı. Biz bunlar arasından başarılı olan ilk 50 takımı offline kısmında yarıştırarak ödüllerini verdik. Bu bizim için çok sevindirici bir durumdur. Bu yarışma Türkiye’nin geneline yayılmış durumdadır. Sivas’tan, Adana’dan, Gebze’den ve daha birçok şehrimizden özellikle üniversite öğrencileri başta olmak üzere bu konuya ilgi gösterdi. Bu ilginin artması ülkemiz açısından önemli bir gelişmedir.

Siber güvenlik çalışmalarında gelinen noktayı aktarır mısınız?

Siber tehditler dünyada giderek artıyor. Bu sebeple siber güvenlik alanı bundan sonraki süreçte de her ülkenin gündeminde olacak ve önemi daha da artacaktır. Bu alanda yetişmiş personel bulma ihtiyacı da önem kazanmıştır. Bu ihtiyaç hem kamu hem de özel sektör tarafından gün geçtikçe artarak hissedilmektedir. Gelecekte düşüneceğimizden farklı tehdit havuzlarıyla karşılaşabileceğiz. Siber silahlar ile örneğin ülkenin ve insanların ihtiyaçlarına saldırılar gerçekleşebilecek. Yine yapay zekâ sürekli gelişiyor, yapay zekânın olduğu her yerde siber güvenlik de ön planda olacaktır. Sağlık alanından, finans sektörüne kadar bir çok alanda yapay zeka ön plana çıkıyor ve buradaki tehditleri kontrol altında tutmadığınız sürece bu kaynakları elinizden kaybedebilirsiniz. Bu nedenle siber güvenlik konusunda olumsuz bir düşüncenin olduğunu düşünmüyoruz. Biz de bu alandaki çalışmalarımızı sürekli geliştiriyoruz.

Genel Müdür olmanızla birlikte STM için yapmak istediğiniz özel bir çalışma var mı?

Elbette bulunuyor. STM’de çok uzun bir zamandır farklı görevler almış biri olarak STM’nin kabiliyetlerini ve kapasitesini yakından biliyorum. Bu kapsamda STM’yi dünya çapında bir mühendislik firması haline getirme gibi bir vizyonumuz bulunuyor. Bunu da ihracat odaklı şekilde yapmak istiyoruz. Önümüzdeki 5 yıl içinde de bu potansiyeli ortaya çıkarmak istiyoruz. Ben STM’nin potansiyelini biliyorum. Bunları yapacak kabiliyetimiz kesinlikle var, en büyük katkım bu kabiliyeti yakından bilen biri olarak ekibimizi yönlendirebilecek olmaktır.