Tahıl koridoru söylemleri iyimser bir söylemdir
Dünyanın gıda krizi ile karşı karşıya olduğu ile ilgili söylemlerin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Konu ile ilgili önemli tecrübelere sahip olan; buğday tedarik pazarının lider şirketi Taban Gıda CEO’su Hasan Hacıhaliloğlu, konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Son dönemde kamuoyunun gündeminden düşmeyen en önemli konuların başında gıda arz güvenliği gelmektedir. Savaşın ve iklim değişikliklerinin gölgesinde tartışılan konu ile ilgili sizin görüşlerinizi alabilir miyiz?
Dünyadaki iki büyük tedarikçi bugün savaş halinde. İster istemez bu durum dünya şartlarına yansımış durumda. Baktığımızda dünyanın en büyük buğday ihracatçısı Rusya ve geçen sene 20 milyon tonları bulan ihracatı ile ilk beşte olan Ukrayna’nın savaş halinde olması gıda enflasyonuna neden oluyor. Diğer taraftan Ukrayna savaş öncesinde de lojistik anlamında öyle rahat bir ülke değildi. Modern tarım imkanlarından faydalanamadıkları için verimlilik anlamında da dünya ortalamasının altında bir ülkeydi. Liman, nakliye gibi savaş sonrası ortaya çıkan birçok sorundan dolayı Ukrayna’dan beklenilen ihracatın gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Şu anda bölgedeki durumu göz önünde bulundurduğumuzda, dünyadaki gıda enflasyonu ve gıdaya ulaşma konusu çok büyük bir felakete yol açabilir. Savaşın devam etmesi halinde tedarik zincirindeki kopmalar giderilmezse büyük bir gıda kriziyle karşı karşıya kalabiliriz.
Rusya özelinde durum nasıl?
Rusya’da bu tip sorunlarla karşılaşmıyoruz daha çok finans ile ilgili sorunlar yaşıyoruz. Rusya’da finansa ulaşmak zorlaştı. Bu çerçevede Rusya buğdayını finanse etmek konusunda sıkıntılar yaşamaya başladık. Şuan görünürde herhangi bir ambargo olmamasına rağmen örtülü bir ambargo ile karşı karşıyayız. Bankalar Rus ürünlerine aracı olmak istemiyorlar. Türkiye’de bu işlemi yapabileceğiniz birkaç banka var. Bu sıkıntılara Rusya da dahil olursa fiyatların artmasına engel olamazsınız. Biz Taban Gıda olarak Türkiye’deki en büyük buğday tedarikçilerden biriyiz ve bizim finansmanımızın çok büyük bir kısmı İsviçre’den sağlanıyor. İsviçre şuanda Rus buğdayına ödeme yapmayacağını belirtiyor.
Ukrayna’ya bakacak olursak, ürünün ekilip ekilemeyeceği, ekilebildiyse eğer biçilip biçilemeyeceği ile ilgili çekinceler var.
Net bilgiler olmamakla birlikte ekili ürünün %30 oranında zarar gördüğü ifade ediliyor. Hasat için geri sayım başladı. Bu çerçevede ürünün bu ortamda ne kadarının hasat edilebileceği de ayrı bir soru olarak karşımıza çıkıyor. Hasatın yapılabilmesi için savaş ortamını bir kenara koyarsak, bu insanların uygun fiyattan akaryakıt bulabilmesi ve bu ürünün dünya piyasalarına ulaştırılabilmesi oldukça zor. Hasata bir ay kala Ukrayna hasatı gerçekleştiremezse dünyayı çok daha kötü bir senaryo bekliyor.
Sn Lavrov açıklamasında Ukrayna’nın tahıldaki payının %1 mertebesinde olduğunu belirtti. Bu açıklamaya bakarak dünya için sorun teşkil etmeyeceği sonucuna varmaz mıyız?
Rakamlarla ifade ederek konuyu netleştirebiliriz. Geçen yıl Ukrayna 20 milyon ton buğday ihraç etmiş. Bu sadece buğday, onun dışında ayçiçeği mısır gibi ürünleri bir kenara bırakıyoruz. Dünya buğday ihracatına baktığımızda 200 milyon ton rakamını görüyoruz ve bu rakamı Ukrayna’nın ihraç rakamına kıyasladığımızda Ukrayna’nın dünya ölçeğinde %10 oranında ihracat payı olduğu ortaya çıkıyor. Bu açıklamaları belirtiğimiz rakamlar doğrultusunda değerlendirdiğimizde gerçeklik payının olmadığı görülmektedir.
Kamuoyunda tahıl koridoru kurulacağı yönünde iyimser beklentiler var. Sizin bu konudaki görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Bu söylemlerin iyimser söylemler olduğunu düşünüyorum. Ukrayna ile ilgili yapılacak çalışmalar eğer Rusya kontrolünde yapılacaksa bu ticarete dünya izin vermeyecektir. Yok eğer ticaret Rusya kontrolünde olmazsa, buna Rusya’nın izin vermeyeceği düşüncesindeyim.
Diğer taraftan bugün limanların kullanılabilir durumda olmadığı gözlemleniyor. Bu limanların onarılması gerekiyor. Rusya’dan yapılan yüklemelerde böyle bir sorun yok. Ancak bölge ölçeğinde farklı sorunlar var. Örneğin bölgede taşıma yapan gemilerin sigortaları riskli görüldüğü için yapılamıyor.
Diğer taraftan ambargo kararı alınırsa ABD’nin şirketleri kara listeye alması gibi bir sorun da güncelliğini koruyor.
Doğru…Firmaları böyle bir durumla karşı karşıya kalma fikri doğal olarak ürkütüyor. Bu tarz sorunlar toplamına baktığınızda maliyetleri artırdığı gibi sorunun daha büyük noktalara taşınmasına da neden olabilir.
Rusya bu ortamda farklı bir tutum içerisine girebilir mi?
Rusya’da hasat dönemi yaklaşırken, son dönemin en büyük rekoltesi olacağı tahmin ediliyor. Rusya’nın satma gibi bir problemi yok. Bu yıl Rusya’nın 40 milyon ton gibi bir buğday ihraç edeceği varsayılırsa bunun 10 milyon tonunu sadece Türkiye’ye satıyor. En son İran ile 5 milyon tonluk bir anlaşma yaptılar. Mısır da bizim kadar ithal ediyor. Doğal olarak, baktığınızda sadece üç ülke ile 25 milyon tonluk ihracat rakamına ulaştı. Çin’i ve etrafındaki diğer ülkeleri de bu denklemin içerisine kattığımızda Rusya’nın ürününü satamaması gibi bir sorunu yok. Rusya’nın bu konuda eli güçlü ve bunu koz olarak kullanıyor. Gerekirse 10 milyon ton buğdayı denize döker ve dünyayı dize getirmeye çalışır. Rusya sadece tahılda değil birçok emtiada dünyada ilk üçte yer alıyor ve bu durum Rusya’nın elini güçlendiriyor.
Rusya çok zor durumda söylemlerinin bir anlamı yok diyebilir miyiz?
Bence öyle, biliyorsunuz Rusya savaşa girerken ruble önce dolar karşısında değer kaybetti. Fakat ilerleyen dönemde kaybettiği değeri geri kazandığı gibi dolara karşı %30 oranında değer kazandı. Rusya bugün sadece buğdayın her tonunda bizden 130 dolar gelir sağlıyor. Toplama baktığınızda inanılmaz bir gelir elde ettiğini basit bir hesapla ortaya çıkarabilirsiniz. Şu anda gıda ve enerji konusunda en rahat ülke Rusya’dır. Enerjiye baktığınızda hem ABD’nin hem de Rusya’nın büyük gelirler elde ettiğini, dolayısıyla karşılıklı bu durumdan nemalandıklarını söyleyebiliriz.
Aktardıklarınız çerçevesinde Taban Gıda neler yapıyor?
Şu dönemde maliyetlerimizi kontrol altına almaya çalışıyoruz. Çatı şirketimiz Vivalon ile gemi yatırımları yaptık, önümüzdeki dönemde yapabiliriz ancak gemi fiyatlarındaki artış bakış açımızı değiştiriyor. Sıfır bir gemiyi almaya kalktığınızda iki yıl sonra teslim alabiliyorsunuz. Bu nedenle firmalar ikinci el gemi almayı tercih ediyor. Dolayısıyla ikinci el geminin sıfır gemiden daha pahalı olduğunu görüyorsunuz. Bu noktada kiralama yönteminin daha akıllıca olduğuna kanaat getirdik.
Gemileriniz sizin yükünüzü taşımaya yetiyor mu?
Yetmiyor. Bizim toplam ticaret hacmimiz yılda yaklaşık 3,5 milyon ton buna karşılık gemilerimizin aylık taşıma kapasitesi yüz bin ton civarında. Bu noktada uzun dönem kiralamalarla bu sorunumuzu gideriyoruz. Bunun dışında depolama yatırımlarımız var, Rusya’da un fabrikası kurma planlarımız vardı ancak beklemeye aldık. Tabii Rusya’daki yatırımı yapmaktan vazgeçmedik, bir iki yıl içerisinde sorunların çözüleceğini düşünüyoruz. Sorunlar çözülse de gıda konusunda Rusya her zaman önemli bir havza olma niteliğini koruyacaktır. Rusya’nın hala çok ciddi anlamda ekilmemiş arazisi var. Bundan on beş sene önce Rusya’nın tahıl üretimi 30 milyon ton civarındaydı. Bugün 80 milyon tonun üzerinde bir rakamdan bahsediliyor. Bu rakamlarında daha da üzerine çıkabilecek ekim alanları var. Rusya dünyanın nüfus artışına paralel olarak artan ihtiyaçlara cevap verecek önemli bir bölge. Bizde Taban Gıda olarak bu sektör özelinde Rusya’da yatırım yapmaktan çekinmiyoruz. Bu dönemde biraz ağırdan alsak da eninde sonunda bu yatırımları yapacağız.
Ambargodan çekinmiyor musunuz?
Evet, çekincemiz ambargo ancak söz konusu gıda olduğu için daha esnek davranılacağı düşüncesindeyiz. Ayrıca herkesin Rusya’ya karşı olacağı savı da doğru değil. Rusya’ya dost olan ülkeler de olacaktır. Biz de ticaret yapan bir firma olarak gerek uzak doğu gerekse Afrika ölçeğinde ticari etkinliğimizi geliştirebileceğimiz kanaatindeyim. Türkiye özelinde de bu durumun büyük avantajlar sağlayacağı düşüncesindeyim. Bugün itibariyle Avrupa fiyatlarına göre Rus buğdayı yaklaşık 40 dolar aşağılarda. Türkiye bugün dünyadaki en büyük un ihracatçısı ve makarnada da İtalya’dan sonra ikinci konumdadır. Diğer kalemleri de alt alta yazdığımızda Türkiye’nin bu ticaretten kazançlı çıkacağını düşünüyorum. Biz denklemden çıkarsak dünyanın bir bölgesi aç kalır. TEMMUZ2022