TARIMSAL ÜRETİMDE POLİTİKALAR VE KÜRESEL TREND SETA/ DENİZ İSTİKBAL

Dünyanın en büyük nüfusuna sahip ülkesi Çin tarım sektörüne özel bir önem vermektedir. Üretim, fiyat ve verimlilik gibi alanlarda küresel trendleri oluşturabilen Çin, tarımsal üretimde uydu takibinden yararlanmaktadır. Salgının başlarından itibaren gıda ihracatına da kısıtlama getiren ülke tarım ürünlerinde stoklamaya başvurmaktadır. Çin uzay teknolojisindeki yenilikleri de tarım sektöründe kullanmakta, üretimi ve verimi artırmak için kamu planlamasından yararlanmaktadır. Böylelikle dünya tarım topraklarının yüzde 10,6’sına sahip bir aktör olarak küresel çıktının yüzde 30’dan fazlasını elde etmektedir. Ayrıca küresel tarım şirketlerini satın almaya başlayan Pekin yönetimi gıda arz güvenliğine özel önem vermektedir. Avrupa, Asya ve Afrika gibi farklı kıtalarda tarım arazileri satın alan Çin küresel tarım üretiminde daha güçlü konuma ulaşmak için çabalamaktadır.

Avrupa Birliği (AB) Tarım 4.0 olarak isimlendirilen sürece hazırlık yapmaktadır. Beşinci Sanayi Devrimi’nin bir parçası olan süreç yeni nesil teknolojilerin tarım sektöründe daha fazla kullanılmasını içermektedir. Buna bağlı olarak AB genelinde çiftçiler yeni tarım ekipmanlarında hassas tarım teknolojilerini tercih etmektedir. Akıllı tarım uygulamalarına da finansal destek sunan AB sürdürülebilirliğe odaklanarak geleceğe hazırlanmaktadır. İngiltere de Tarım 4.0 sürecine hazırlık için üniversite ve araştırma merkezleriyle çiftçilerin eğitimine önem vermektedir. Tarımda teknolojinin kullanımını artırmak için öncelikle akademik hazırlığa ağırlık veren Londra yönetimi yeni tarımsal dönüşüme hazırlanmaktadır.

Tarım konusunda öne çıkan ülkelerden biri olan Hollanda uzun vadeli ve teknolojiye dayalı bir tarım sektörüne sahiptir. Kamu tarafından organize edilen tarımsal verileri çiftçilerle paylaşan ülke yönetimi çevrim içi olarak toprak, atmosfer ve ekin gelişimi hakkında bilgi paylaşımı yapmaktadır. Sınırlı ekilebilir alanı olmasına rağmen dışarıdan alınan ürünler işlenerek ülkenin tarımsal ihracat kapasitesi artırılmaktadır. Tarım teknolojileri ihracatında dünyanın en büyük aktörlerinden biri olan Hollanda yüksek verimli sulama sistemleri, ileri tohum teknolojileri, yenilenebilir enerji sistemleri ve robotları kullanarak tarım üretimini maksimum düzeyde tutmaya çalışmaktadır.

Dünyanın en büyük üçüncü tarım ekonomisi olan ABD tarım sektörüne yaptığı teknoloji ağırlıklı yatırımlarla yüksek verim elde etmektedir. Teknolojiyi kullanma odaklı gelişen tarım sektörü kamu tarafından finansal olarak desteklenmektedir. ABD Tarım Bakanlığı üretimi teşvik ederken NASA’dan yardım almakta ve yeni nesil teknolojilerin sektöre aktarılmasına katkı sunmaktadır. Ürün iyileştirilmesi ve verim haritalarının çıkarılması için GPS sistemlerinden yararlanan ABD enerji maliyetlerini yüzde 40 azaltarak tarımdan elde ettiği geliri artırmıştır. Gübreleme ve zirai ilaç kullanımını da azaltan mevcut teknolojik girdi üretimi daha kolay ve öngörülebilir hale getirmiştir.

Tarım teknolojileri konusunda öne çıkan bir başka ülke olan İsrail, topraklarının yaklaşık yüzde 20’sinde tarım yapabilen bir ülkedir. Toprakların tuzlu yapısı nedeniyle tarım alanlarını en verimli şekilde kullanmak zorunda kalan ülke teknolojiye önem vermektedir. Buna bağlı olarak ürettiği gıda ürünlerinin yaklaşık yüzde 90’ını ihraç edebilmektedir. Hem kendi kendine yeterli tarım sektörünü kuran hem de yurt dışına gıda ihracatı yapan İsrail X ışınlarını kullanarak meyvelerin besin değerini artırmaktadır. Atık suları teknoloji yardımıyla tarım sektöründe yeniden kullanan ülke Ar-Ge yatırımlarıyla dışarıya bağlı olduğu gıda ürünlerinde durumu tersine çevirmeyi başarmıştır.

Japonya da dünyanın en büyük tarım ekonomileri arasında yer almaktadır. Nüfusuna göre yüz ölçümü ve tarım topraklarında büyük bir kapasiteye sahip olmayan ülke, uygulanan teknoloji politikası yardımıyla tarımsal üretimini maksimum düzeyde kullanmaktadır. Üniversiteler, teknoloji merkezleri ve özel sektörün ağırlıkta olduğu tarım sektöründe yapay ışıklar kullanılarak sebze üretimi yapılmaktadır. Böylelikle yılda yirmi kez hasat alınmakta ve sebzeler daha temiz bir şekilde üretilebilmektedir. Tokyo Tarım ve Teknoloji Üniversitesi de robotik ağırlıklı tarımsal üretim için çalışmalar yapmaktadır. Çiftçilerin fiziksel çalışma gerekliliğini azaltan robotik tarım uygulamaları sektöre ilgiyi artırmaktadır. Sağlık açısından daha avantajlı olan mevcut durum maliyetlerin farklı alanlarda kısılmasına yardımcı olmaktadır. Japonya’da oluşturulan biyoçiftlikler ise üreticileri hava şartlarına daha az bağımlı hale getirmektedir.

Drone ve akıllı teknolojilerle bütünleşmiş bir tarımsal üretim altyapısı gelecek trendler arasındadır. Tarım arazilerini bireysel izlemede büyük yarar sağlayan dronelar kuş bakışı kontrol imkanı sunmaktadır. Ayrıca yüksek kalite video ve fotoğraflamalarla mahsullerin gelişimini izlemede yardımcı olmaktadır. Arazi kullanımının verimli hale getirilmesi, tohum ekim planlamasına katkı sunması ve çiftçilerin teknoloji kullanım alışkanlıklarını geliştirmesiyle dronelar yeni nesil tarımsal üretimde sıkça kullanılmaya başlanmıştır. Özel firmalar gübre ve tohumlama yapabilen droneları kullanırken ilaçlama, GPS, lazer ve ultrasonik konumlamadan da yararlanılmaktadır. Akıllı seralar küresel trendler arasında diğer önemli bir gelişme alanıdır. Seralarda yapay zeka (YZ) gözetiminde üretim verimliliği artırılırken insan gücüne duyulan ihtiyaç azalmaktadır. Mekan ve çevre parametrelerine göre ölçüm yapabilen YZ uygulamaları farklı değişkenleri gözeterek üretimi artırabilmektedir. Topraksız ve az suyla bitki yetiştirme yönetimi de birçok gelişmiş ülkede kullanılan bir uygulamadır. “Akıllı tarım” olarak literatürde yer alan yöntem hem maliyetleri düşürmekte hem de toprak ve suya duyulan ihtiyacı azaltmaktadır.

Büyük veri, bulut bilişim, nesnelerin interneti ve 5G gibi teknolojik gelişimler tarım sektöründe kullanılan yeni nesil üretim girdileridir. Kablosuz internet teknolojilerinin alt başlıkları olarak akıllı tarım uygulamalarında kullanılan yeni nesil üretim girdileri akıllı cihazlar arasındaki bağlantıları geliştirmektedir. YZ yardımıyla tarım sahalarına yetiştirilen ürünler insan kaynağı kullanılmadan tüketime hazır hale getirilebilmektedir. 2025’te 75 milyar cihazın birbiriyle iletişim halinde olacağı göz önüne alındığında sanayi gibi tarım sektörünün de mevcut dönüşümden etkilenmesi beklenebilir.TEMMUZ 2022