Türkiye Madenciler Derneği ve Tüprag Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz: Önceliğimiz sorumlu ve sürdürülebilir madencilik faaliyetlerini yaygınlaştırmak

Türkiye Madenciler Derneği (TMD) seçimleri tamamlandı. Derneğin yapılan 59. Genel Kurulu’nda Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Tüprag’ı temsilen Mehmet Yılmaz seçildi. Seçim sonrası görüşlerini aldığımız Mehmet Yılmaz, sektör ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.     

Madenciliğin ülke ekonomilerinde daha fazla önemli hale geldiği bir dönemden geçiyoruz. Bu çerçevede global anlamda sektörün gelişimiyle ilgili gözlemlerinizi alabilir miyiz?

Bugün kullandığımız arabalardan oturduğumuz evlere kadar hayatımızın vazgeçilmezi olan hemen her şey madencilik faaliyetleri sonucunda elde edilen ürünler sayesinde var olabiliyor. Ancak madencilik, sadece gündelik yaşamı sürdürmek ya da ekonomik gelir elde etmek için başvurulan bir üretim alanı değil; aynı zamanda diğer sektörleri besleyecek hammadde temini, istihdam olanakları, kırsal kalkınma ve belki de en önemlisi dışa bağımlılığın azaltılması açısından da kritik öneme sahip bir sektördür. Dolayısıyla madenciliği, uluslararası rekabet avantajı elde edebilmek için ülkelerin kalkınmasında önemli bir stratejik unsur olarak değerlendirmek gerekir.

Nitekim gelinen noktada, özellikle endüstriyel dönüşüm sürecinde, madenlerin bu stratejik önemi daha da artmış durumda. Ülkelerin kendileri adına kritik olan madenleri belirleyip listelerini oluşturmaya başlaması ve bu madenlerin tedarik zincirindeki güvenilirliğini sağlamak için çalışmalar yapması, politikalar geliştirmesi madenciliğe verilen önemin bir göstergesi. Söz gelimi yakın coğrafyalarımızdaki savaş ortamı, doğal felaketler ya da pandemi koşullarında madenlerin tedariğinde yaşanan kesintilerin, ülkelerin endüstriyel üretimi ve ekonomik istikrarı açısında ciddi etkilere yol açtığını yakın tarihimize bakarak görebiliriz. Bugün geldiğimiz noktada ABD, Avrupa Birliği, Japonya, Kanada, Avustralya ve Çin gibi dünyanın büyük ekonomileri kritik madenleri dünya rekabetinin merkezine taşımış durumda. Savunma sanayi gibi yüksek teknolojili sektörleri göz önünde bulundurduğumuzda, talepteki hızlı büyümenin fiyatların artmasına ve pazar payının genişlemesine yol açtığını söyleyebiliriz. Bunun sonucu olarak da dünyada maden arama faaliyetlerine yapılan yatırımlar hızla artmakta. Dünyanın önde gelen 20 madencilik şirketi, kritik minerallerin geliştirilmesine yönelik ar-ge harcamalarını %20 oranında artırmış durumda.

Ülkemizdeki duruma bakacak olursak, karşımıza ilk olarak dış kaynaklara olan bağımlılığımızı ve borçlanma ihtiyacımızı ortaya koyan ‘cari açık’ gerçeği çıkıyor. Türkiye’nin yıllık cari açığı toplam 130 milyar dolar civarında ve bunun yaklaşık 60 milyar doları madencilikten doğan açıktan kaynaklanıyor. Öyle ki, sadece altın ithalatından kaynaklı yıllık dış ticaret açığımız 22.7 milyar dolar düzeyinde. Bu tabloya göre, madencilik sektörünün bütün bileşenleriyle güçlendirilmesi ve üretimin artırılması; Türkiye’de ekonomik istikrarın sağlanması, kendi kaynaklarımızı yaratmak ve dolayısıyla milli servetimizi korumak açısından sonra derece önemli görünüyor. Başka bir ifadeyle, ülkemizin uluslararası bir güç olarak konumunu sağlamlaştırmasının yolu, yer altı zenginliklerini ekonomiye kazandırmasından geçmekte.

Bu noktada yer altı zengilikleri açısından bereketli bir coğrafyada yaşadığımızı ifade etmek gerekiyor. Türkiye, maden çeşitliliği yönünden dünyanın sayılı ülkelerinden biri ve yer altında çıkarılmayı bekleyen maden varlığımızın bugünkü toplam değeri  3,5 trilyon dolar seviyesinde. Sektör olarak bu potansiyeli gerçekleştirerek memleketimizde kalkınma ve refahı sağlamak adına elimizi taşın altına koymuş durumdayız. Örneğin ülkemiz mevcut durumda dünyanın en büyük mermer, traverten ve fedspat ihracatçısı ve dünyanın en büyük bor, Avrupa’nın ise en büyük altın üreticisi konumunda. Bunların yanı sıra krom, doğal taş, bentonit, kuvars, çinko ve kurşun gibi madenlerin ihracında dünyada ilk 10 ülke arasında yer alıyoruz. Ulaştığımız noktada, madencilik sektörü yaklaşık 200 ülkeye ihracat yaparak ekonomiye doğrudan katkı sağlamakta. Ancak sektörümüzün yıllar içerisinde kazandığı bu pozitif ivmeye rağmen, halihazırda madenciliğin toplam ihracattaki payı %2-2.5, gayrisafi milli hasıla içindeki payı ise yalnızca yüzde 1 seviyesinde. Sektör olarak ana hedeflerimizden birisi, madenciliğin ihracattaki payını orta vadede yüzde 5 seviyesine çıkararak 15 milyon dolarlık bir dış satım hacmine taşımak.

Bu hedefleri gerçekleştirmenin yolu ise üretimi, dolayısıyla sektöre olan yatırımı artırmaktan geçiyor.  Yatırım ortamını iyileştirecek düzenlemelerin başında ise ruhsat ve izin süreçlerindeki belirsizliklerin ortadan kaldırılması geliyor. Belirsizlik ortamı, sektöre yeni yatırımları engellediği gibi mevcut madencilik faaliyetlerinin küçülmesine de sebep olmakta. Belki de bunun en büyük kanıtı, sektörümüzde son 10 yıldaki ruhsat müracaat sayısında yaşanan dramatik düşüştür.

Madencilikle ilgili önemli bir sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Madenciler Derneği’nde seçimler tamamlandı. Derneğin yeni başkanı olarak yönetiminizdeki dönemin planlarını aktarır mısınız?

Türkiye Madenciler Derneği, ülkemizin madencilik sektöründeki en köklü sivil toplum kuruluşudur; 1948 yılında ülkemiz kamu ve özel sektör madenciliğini temsil etme misyonuyla kurulan ilk örgütlenmedir. Seçilmiş olduğum değerli görev, bu köklü kuruluşun misyonunu ve sektörümüzün geleceğine olan taahhüdümüzü güçlendirmek için büyük bir onur ve sorumluluk teşkil ediyor.

Açıkçası, madenciliğin gelişmesi ve sürdürülebilirliği için diğer pek çok alanda olduğu gibi sivil toplum kuruluşlarının önemi oldukça büyük. Yeni dönemde, Türkiye’deki madencilik sektörünü, tıpkı önceki yönetimlerde olduğu gibi doğru şekilde temsil etmek ve geliştirmek için ekip arkadaşlarımla birlikte sıkı bir çalışma yürüteceğiz. Bu vesileyle, sizler aracılığıyla bayrağı devraldığım ve önceki dönemde kendisiyle de çalışmaktan onur duyduğum değerli meslektaşım Sayın Ali Emiroğlu’na derneğimiz adına bir kez daha katkıları için teşekkür ediyorum. Bizler, sektörümüzün ihtiyaçlarını ve taleplerini en iyi şekilde dile getirmek, ülkemizin stratejik hedefleri doğrultusunda kamu otoriteleri ile omuz omuza hareket etmek misyonu ile hayatımızı bu sektöre vakfetmiş insanlarız.

Dernek olarak; resmi kurumlarla olan ilişkiler, yasal düzenlemeler ve uygulamalarının takibiyle ilgili olarak sektör adına tüm girişimleri yapmakta ve çözüm önerileri geliştirmekteyiz. Madencilik sektörünün dünya madencilik, yatırım ve finans çevreleri ile olan ilişkilerinin geliştirilmesi için çalışmakta, dünya madencilik endüstrisindeki gelişmelerin sektöre en hızlı ve etkili şekilde ulaşması için ulusal ve uluslararası toplantılar düzenlemekteyiz.

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) mevzuatını takip etmek, İSG El Kitabını hazırlamak ve bu alanda üyelerin arasında fikir birliği sağlamak üzere yine Derneğimiz bünyesinde 2019 yılında ‘İSG Komisyonu’ kurmuştuk. Madencilik sektöründe İSG koşullarını geliştirmeye yönelik girişimlere öncülük eden bir dernek olarak, uluslararası boyutta Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansları düzenliyoruz. Pandemi döneminde kesintiye uğrayan bu konferansları önümüzdeki dönemde düzenlemeye devam edeceğiz.

Öte yandan yurtdışında da birçok örneği olan ‘Madenlerde Arama Kurtarma Yarışması’nı ülkemizde düzenleyerek bu alanda da bir ilki gerçekleştirdik. Maden Kurtarma Yarışması’nın ilkini 11-13 Eylül 2019 tarihleri arasında Tüprag Efemçukuru Altın Madeni İşletmesi’nde, ikincisini ise 20-23 Eylül’de İzmir’de bulunan Koza Altın İşletmeleri Ovacık Altın Madeni’nde düzenledik. Bir sonraki yarışmayı ise 17-20 Eylül 2024 tarihinde TKİ Garp Linyitleri Tunçbilek/Tavşanlı İşletmesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştireceğiz. Bu etkinlik ile hedefimiz, farklı maden işletmelerinde görev alan arama kurtarma ekiplerinin yetenek ve tecrübelerini arttırmak, birbiriyle tanışmasını ve bilgi paylaşımını sağlamak ve herhangi bir ihtiyaç halinde de koordineli çalışabilecek düzeye gelmelerini sağlamak. Bunun yanında Bakanlığımız ve AFAD ile koordineli olarak ulusal bir ‘Maden Kurtarma Ekibi’ oluşumunu gerçekleştirmek de önemli hedeflerimizden biri. Geçen yıl yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinde sayısız insanımızı kurtaran maden arama kurtarma ekiplerimiz etkinliğimizin önemini bir kez daha kanıtladı. Dolayısıyla ülkemiz ve sektörümüz adına çok önemli olan bu etkinliğe öncülük etmekten gurur duyuyoruz.

Ayrıca Dernek olarak, onlarca yıldan bu yana her yıl sektörün diğer paydaşlarının da katılımıyla 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü kutlamak üzere çeşitli konferanslar düzenliyoruz. Bu yıl da sektörün bu özel gününü çok özel bir konferansla kutlamaya hazırlanıyoruz.

Geride bıraktığımız yıl, devletimizin geleceğe dönük stratejik bakış açısını yansıtan Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı’nda madencilik sektörüne yapılan önemli vurgu, sektörümüzde mutlulukla karşılandı. Yeni dönemde, başta sektörümüzün gelişmesi ve sürdürülebilir bir üretim anlayışının sektördeki aktörlerce benimsenmesi için her zaman büyük destek sunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız olmak üzere tüm kamu otoriteleri ile uyum içinde hareket etmeyi arzuluyoruz. Sektörümüzü dünyayla rekabet edebilir hale getirmek adına diğer bir önceliğimiz ise, sorumlu ve sürdürülebilir madencilik faaliyetlerini yaygınlaştırmak. Bunun için ise uluslararası boyutta geçerliliği olan uygulama ilkeleri ve eylem planları oluşturmak gerekiyor.  Bu sayede sektörümüzü kamuoyuna doğru tanıtabilmenin en doğru yolu olan iyi örneklerin ve işini iyi yapan sektör temsilcilerinin sayısını artırabileceğimizi umuyoruz. Unutmayalım ki madencilik, bağlı sektörleriyle birlikte 1 milyon vatandaşımıza istihdam olanağı sunan bir iş kolu. Hatta bugün gelinen noktada insanlık olarak iklim kriziyle verilen mücadelede dahi karşımıza madenlerin önemi çıkıyor. Güneş panelleri, rüzgar türbinleri ve hidroelektrik santralleri gibi temiz enerji kaynakları için daha fazla bakıra, daha fazla kroma, daha fazla alüminyuma, kısacası yaşamak için madene ihtiyacımız var. Bizim dernek ve sektör olarak görevimiz ise işte bu ihtiyaçları sorumlu yöntemlerle, çevreye saygılı biçimde, inovasyona ve iş güvenliğine doğru yatırımları yaparak karşılamaktır.TEMMUZ2024