TÜRKİYE NİJER İLİŞKİLERİNE  ENERJİ POLİTİK BİR BAKIŞ Prof. Dr. A. Beril TUĞRUL

Giriş 

Son yıllarda dikkat çeken Afrika ülkelerinden biri olan Nijer, yaşanan olaylar bağlamında gündeme sıkça gelmektedir (Şekil 1). Bunun sebebinin, Afrika’nın bir iç bölge ülkesi olan Nijer’in farklı yönlerden ve özellikle de enerji politik açıdan taşıdığı stratejik önemdir denebilir. Özellikle sahip olduğu enerji kaynakları, bu ülkeyi enerji politik olarak öne çıkarmaktadır.

Şekil 1 Nijer ve Konumu

Nijer, 1,27 Milyon km2 yüzölçümü ile Afrika’nın coğrafi olarak büyük ülkelerinden biridir. Ancak ülkenin % 80 kadarı Sahra bölgesidir. Ülke için su, son derece önemli bir konuyu oluşturmaktadır. Nitekim ülke, adını bölgesinin güneyinden geçen Afrika’nın önemli bir nehri olan Nijer’den almaktadır.

Nüfusu, daha çok ülkenin güney ve batısındaki kırsal bölgelere yayılmış olup 26 Milyon kadardır. Nüfusun çok büyük bir kısmı Müslüman olup yarısından fazlası 18 yaşın altındadır. Başkenti, aynı zamanda en büyük şehri olan Niamey’dir. Kişi başı (nominal) Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYİH) 600 USD mertebesindedir. Bu değerlerle dünyanın en yoksul ülkeleri arasında yer almaktadır.

Tarihsel olarak bakıldığında; eski çağlara ilişkin izlere rastlanmaktadır. Ancak, birçok etnik grubun birbirinden ayrı yaşadığı dönemlere ilişkin izler de dikkat çekmektedir. Bununla beraber Afrika’da (Sahra altı bölgede Atlantik’ten Kızıldeniz’e uzanan) Sahel bölgesinde etkin olmuş (Mali, Songhay, Kanem-Bornu ve Sokoto gibi) imparatorlukların uç yapılanması olarak yer aldığı da bilinmektedir.

19. Yüzyılda Avrupalıların bölgeye ilgisi artmıştır. 1921’de bölge, Fransız Sömürge Sistemine girmiştir. 1958 Yılında Özerklik kazanmış, 1960 yılında da bağımsızlığını ilan etmiştir. Ancak bu tarihten sonra da ülke hayli çalkantılı dönemlerden geçmiş olup, Fransız etkisi hep hissedilmiştir.

Son olarak, 26 Temmuz 2023 tarihinde Nijer’de bir darbe yaşanmıştır. Darbeyi takiben Nijer’de yaşananların, sadece bu ülkeyi değil birçok ülkeyi de etkilediği gözlenmiştir. Nitekim Nijer’in komşusu Nijerya’da, Nijer’e asker gönderilmesi gündeme getirilmiş ancak Senato bu talebi kabul etmemiştir.  Ayrıca, (Fransa’nın yapılanmasında etkin olduğu) “Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS)”, ilk tepki verenler arasında yer almış ve Nijer’e, yönetimi eski yönetime geri vermesi için süre tanımıştır. Ancak, sürenin dolmasından sonra aktif bir eylem görülmemiştir. Fransa ise, ECOWAS’ın girişimlerine destek verdiğini açıklamıştır. Bu dönemde ABD’nin Dışişlerinden, cunta yetkilileri ile görüşüldüğü ifade edilmiş ve Nijer’deki gelişmeler için “darbe” nitelemesi kullanılmamıştır.

Öte yandan yine bölge ülkeleri arasında yer alan Burkino Faso, Mali ve Gine gibi ülkeler Nijer’deki darbe yapan gruba desteklerini açıklamışlar ve Nijer’e (dış ülkelerden askeri müdahale olması durumunda) yapılacak müdahaleyi, savaş sebebi sayacaklarını açıklamışlardır. Buna karşın Senegal, Fildişi Sahili, Benin ve Nijerya, üyesi oldukları ECOWAS’ın kararları kapsamında yapılacak askeri müdahaleyi destekleyeceklerini açıklamışlar, ancak böyle bir gelişme yaşanmamıştır.

Bu gelişmelerden sonra Nijer, ECOWAS’tan ayrılmıştır. Sonrasında, Mali ve Burkino Faso ile birlikte Temmuz 2024’te (askeri işbirliğini de içeren) Sahel Devletler İttifakı Konfederasyonu’nu (Alliance of Sahel States AES/ASS) kurmuşlardır. AES’in ECOWAS’tan farkı, hem ekonomik ve hem de askeri işbirliğini öngörmesidir.

Nijer’de son bir yıl içinde (darbe sonrasında) hayli ilginç gelişmeler yaşanmıştır. Öncelikle bölgede 1500 mertebesinde asker konuşlandırmış olan Fransa’dan ülkeyi terk etmesi istenmiştir. Fransa birkaç kez bu talebi reddetmesine karşın, sonunda Fransa Büyükelçisi (Eylül 2023’te) Nijer’den ayrılmıştır. İlaveten Fransa tarafından askerlerin kademeli olarak ülkeden çekileceği duyurulmuş ve sonuçta Fransa’nın ülkedeki Büyükelçilik ve askeri varlığı sona ermiştir. Ayrıca, Nijer hükümeti ABD ile aralarındaki anlaşmaları da feshetmiştir.

Nijer’in Enerji Politik Önemi

Nijer’in ekonomisine bakıldığında; uluslararası ticaretinde, işlenmemiş maden (özellikle uranyum cevheri) ihracatının önemli yer tuttuğu görülmektedir. Her ne kadar Nijer’de tarım önde anılsa da batı ülkeleri için önemle üzerinde durulması gereken husus, daima ülkenin sahip olduğu Uranyum ve Altın madenleri olmuştur denebilir.

Ayrıca Nijer’de kalay, fosfor, kömür, demir cevherleri ile tuz yatakları da bulunmaktadır (Şekil 2). Ayrıca, nispeten yakın zamanda bulunan petrol ve doğal gaz rezervlerine de sahiptir. Bunlar içinde Uranyum özellikle dikkat çeken maden olmaktadır. Nijer, tek başına küresel uranyum üretimi içinde % 5 mertebesinde bir paya sahip bulunmaktadır.

Şekil 2 Nijer ve Yeraltı Kaynakları

Darbeye kadar uranyum başta olmak üzere Nijer’in yeraltı kaynaklarının işletilmesinde Fransa’nın öne çıktığı görülmüştür. Bununla beraber Çin, ABD, Hindistan ve Kanada’nın da söz konusu kaynakların işletilmesiyle ilgilendiği gözlenmiştir. Yıllık altın üretimi 2 ton mertebesindedir.

Nijer, dünyanın 4. Büyük uranyum üreticisi durumundadır. Buna karşın 2. en büyük uranyum üreticisi durumunda olan bir Fransız firmasının Nijer uranyum madenlerinde önemli iştiraki bulunmaktadır. Söz konusu uranyum madeni (tek bir maden olarak) dünyanın en büyük uranyum madenlerinden biridir. Ayrıca, 30 bin tona yakın Toryum rezervi bulunduğu da belirtilmektedir. Ülkede Uranyum rezervinin 300 bin ton’un üzerinde olduğu ifade edilmektedir. Geçen yıla kadar, üretilen uranyumun önemli miktarı hep Fransa’ya ihraç edilmiştir.

Nükleer enerji, Fransa’nın enerji politikaları içinde yadsınamaz önemdedir. Fransa elektrik ihtiyacının önemli bir kısmını (% 70’in üzerinde bir kısmını) nükleer enerji santrallarından karşılamaktadır. Dünyada en çok nükleer santrala sahip (ülkesi olan ABD’den sonra) ikinci ülkedir. Fransa’da uranyum cevheri bulunmamakta, buna kaşın Uranyum ihtiyacını, önemli ölçüde daha önce Fransız sömürgesi olan ülkelerden karşılamaktadır.

Avrupa Birliği (AB)’nin nükleer enerjiyi “Yeşil Enerji” kapsamında değerlendirmesiyle birlikte yeni nükleer santralların inşası ve var olanların geliştirilmesi gündeme gelmiş bulunmaktadır. Dolayısı ile Fransa’nın Uranyum gereksinimi hayli yüksek olup söz konusu bu uranyum tedariki (darbe öncesi) önemli ölçüde özellikle Nijer’den sağlanmaktaydı. Bir başka deyişle, bağımsızlığını kazanmış görünse de Temmuz 2023’e kadar Fransa’nın, etkinliğini sürdürdüğü Nijer’den, özellikle Uranyum tedariki hep en önde gelen konu olmuştur.

Nijer’de yaşanan darbeden sonra askeri yönetim, Fransa’ya uranyum ve altın ihracatının durdurulacağını açıklamıştır. Fazla olarak, uranyum yataklarını işleten Fransız firmasının “İşletme Ruhsatı”nın da Haziran 2024’te sonlandırıldığı kaydedilmiştir. Buna karşın Fransa, Nijer’e verdiği ekonomik destekler başta olmak üzere yapılan yardımları askıya aldığını duyurmuş bulunmaktadır.

Öte yandan Nijer, ABD ile aralarında var olan işbirliği anlaşmasını da feshetmiştir. Burada, enerji politik unsurun etkin olduğu anlaşılmaktadır. Fransa ile ilişkilerini kesen ve bu ülkeye uranyum satışını durduran Nijer, İran ile uranyum satışı konusunda uzlaşıya gitmiştir. Bu durum, ABD tarafından hoş karşılanmamış ve duyulan rahatsızlık (ABD Afrika Komutanlığı-AFRICOM tarafından Nijer’e yapılan bir ziyaret ile) belirtilmiştir.

Bunun üzerine (2012’de ABD ile imzalanmış olan) askeri işbirliği anlaşması Nijer tarafından feshedilmiş ve ABD askerlerinin ülkeden ayrılması istenmiştir. ABD, işbirliğinin sonlanması üzerine Haziran 2024’te başlattığı çekilme sürecini büyük ölçüde tamamlamış olup İHA üssünden de 15 Eylül 2024’e kadar çıkacağını ifade etmiştir.

Öte yandan Nijer’in son yıllarda giderek öne çıkan petrol ve doğal gaz rezervlerinin de göz ardı edilemeyecek boyutlarda olduğu gözlenmektedir. Nijer’de, petrol üreten ülkelerin daha çok batılı ülkeler olduğu ve uzun vadeli anlaşmalarının bulunduğu görülmektedir. Afrika ülkelerine petrol ihracatı yeni başlamıştır. Araştırmalara ciddiyetle devam edilmesi halinde yeni rezervlerin bulunabileceği de düşünülmektedir. Nijer bir kara ülkesi olduğu için deniz yoluyla ticareti ancak komşu ülkeler üzerinden mümkün olabilmektedir. Bu bağlamda, Petrol ihracatı için Komşusu Benin ile arasında bir işbirliği olup, bir Petrol Boru hattı inşa edilmiş bulunmaktadır (Şekil 3).

Şekil 3 Nijer-Benin Petrol Boru Hattı

Söz konusu Petrol Boru Hattı, Nijer’in önemli bir petrol bölgesi olan “Agadem Rift” bölgesinden başlayıp Benin’in Seme Limanına kadar devam eden bir hattır (Şekil 3). Orta Afrika’da uzun bir petrol boru hattı olarak nitelenen bu enerji hattı, Nijer’in petrol ihracatı için son derece önem taşımaktadır. Bir Çin şirketi tarafından 2019 tarihinde inşasına başlanan yaklaşık 2 bin km’lik Nijer-Benin Petrol İhraç Boru Hattı (PENB) bu yıl içinde tamamlanmıştır.

Projenin tam olarak hayata geçirilmesiyle, (90 bin varili ihraç edilmek üzere) günlük 110 bin varil ham petrol üretilmesi beklenmektedir. Bu durumda Nijer’de % 11’lik bir büyümenin gerçekleşeceğinden de bahsedilmektedir. Nihai hedef olarak ise 2026 yılında 200 bin varil ham petrol üretilmesi planlanmıştır. Petrol boru hattı yapılmadan önce Nijer, ürettiği petrolü ancak ülke içinde tüketebiliyordu.

Nijer’de 2023 yılında yaşanan darbeden sonra Nijer-Benin ilişkilerinde gerginlik oluşmuştur. ECOWAS üyesi olan Benin, Nijer sınırını kapatmıştır. Daha sonra, Benin daha ılımlı davranarak sınırı açmış, ancak bu sefer de Nijer, güvenlik gerekçesiyle sınırdan geçişlere izin vermemiştir. Bu bağlamda, Nijer ve Benin arasındaki sınır sorunu nedeniyle petrol boru hattı da çalışamamaktadır. Hedeflerin hayata geçirilebilmesi için sınır sorunlarının çözülmesi elzem görünmektedir.

Bunlardan ayrı olarak, Sahel bölgesi için, Nijerya’dan başlayarak Kuzey Afrika’yı kat ederek İtalya ve İspanya’ya uzanan bir doğal gaz boru hattı projesinin de Nijer topraklarından geçmesi planlanmaktadır. Bu hat, Fransa’ya doğrudan bağlantılı olmasa da Fransa’nın İspanya ile arasında doğal gaz bağlantısını sağlayacak bir enerji boru hattı projesi nedeniyle (henüz hayata geçirilmemiş olmasına karşın) sıkca gündeme gelmektedir. Bu gibi hatlar için de Nijer, Fransa başta olmak üzere AB ülkeleri için önem taşımaktadır.

Diğer taraftan, Nijer, altın madeni açısından da zengin bir ülkedir. Ancak yeterli teknolojiye sahip olunmadığından kendisi tarafından çıkarım yapılması zorluklar arz etmektedir.

Türkiye-Nijer İlişkileri

Türk Coğrafyası ile Nijer bölgesi arasındaki ilişkiler hayli eski bir geçmişe sahip olup Osmanlı döneminin ilk zamanlarına kadar dayandırılmaktadır. 15. Yüzyılın başında Nijer bölgesinde yaşayanlar, Osmanlı’dan kendilerine bir vali atamasını istemişler ve bunun üzerine dönemin Padişahı (Yıldırım) I. Beyazıt, şehzadesi Yunus’u bölgeye vali olarak atamıştır.

Bu Şehzadenin soyundan gelenlerin halen (Fizan’ın güneyinde yer alan) Agadez bölgesinde kimliklerini (bölgede yaşayan Tuareglerle birlikte) korudukları ve bölge idaresinde etkin oldukları görülmektedir. Kendilerini (İstanbul’dan gelen anlamında) “İstanbuleva” olarak nitelemektedirler. Hatta hala Osmanlı Sancağını muhafaza ettikleri görülmektedir.

Agadez’de, İstanbuleva isminde bir kent de bulunmakta ve kendilerine has bir giyim tarzına sahip oldukları da gözlenmektedir. (Bu bağlamda Nijer Başbakanı’nın Türkiye’ye geldiğinde böylesi bir giysi giyerek bu nitelemeye gönderme yaptığı da görülmüştür.)

Cumhuriyet döneminde, Türkiye ile Nijer arasındaki ilk diplomatik ilişki 1967 yılında gerçekleştirilmiştir. Ancak, uzunca bir süre siyasi ve ekonomik ilişkiler sınırlı düzeyde kalmıştır denebilir. 21. Yüzyılda Türkiye’nin “Afrika’ya Açılım ve Ortaklık Politikaları” çerçevesinde Nijer’le de ilişkiler hız kazanmıştır. İlk Büyükelçiliğimiz 2012 yılı başında Nijer’in başkenti Niamey’de açılmıştır. Yine aynı yıl Nijer’in Ankara Büyükelçiliği de faaliyete geçmiştir.

Türkiye ile Nijer arasında, karşılıklı Cumhurbaşkanı düzeyinde ve farklı bürokratik düzeylerde ziyaretler de gerçekleştirilmiş olup (eğitim, sağlık, tarım, sulama vb. gibi) birçok alanda işbirliği projeleri hayata geçirilmiştir. 2022 Yılı itibariyle ticaret hacmi 200 Milyon USD’ı aşmış bulunmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’nin Nijer’de hem özel sektör ve hem de kamu kurumlarıyla varlığı söz konusu olmuştur. Türk firmalarının enerji, madencilik, hizmet ve müteahhitlik sektörlerinde yatırımları bulunmakta ve halen çeşitli projeleri devam etmektedir.

Burada şunu da belirtmek gerekir ki; Türk Hava Yollarının Nijer’e yaptığı düzenli uçuşlar da son derece önemlidir. Zira, bir kara ülkesi olan Nijer için dış ülkeler ile irtibatı için bu uçuşlar stratejik bir nitelik taşımaktadır. Hele ki darbeden sonra ECOWAS ülkelerinin Nijer’e karşı tutumları söz konusuyken…

Nijer’de Temmuz 2023’de yaşanan darbeden sonra batılı ülkelerin Nijer ile ilişkileri ya kesiliyor ve/veya yavaşlıyor olmasına karşın Türkiye ile Nijer arasındaki ekonomik, siyasi, askeri ilişkiler devam ede gitmiştir. Şubat 2024’te Nijer Başbakanı, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın davetiyle Türkiye’yi ziyaret etmiş ve farklı konularda heyetler arası görüşmeler, gerçekleşmiştir.

Son olarak, Temmuz 2024 başında Türkiye’den 3 Bakan (Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı) ile 3 üst düzey Bürokrat (MİT Başkanı, Savunma Sanayii Başkanı ve Ticaret Bakan Yardımcısı) Nijer’e önemli bir ziyaret gerçekleştirmişlerdir. Yapılan görüşmelerle ikili siyasi ve ekonomik ilişkiler bağlamında halihazırdaki iş birliğini güçlendirme ve çeşitlendirme yönünde atılabilecek adımların değerlendirildiği ifade edilmiştir.

Bu ziyaret sırasında, siyasi ve askeri işbirliğinin yanı sıra enerji konusunda ileri ve/veya önemli olarak nitelenebilecek mutabakatlara varıldığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, petrol ve doğal gaz alanında iş birliğini öngören “Petrol ve Doğal Gaz Alanında İş Birliğine İlişkin Niyet Beyanı” imzalandığı bildirilmiştir. Böylelikle, iki ülkenin ilgili kurum ve şirketleri arasında diyaloğun artırılması, Nijer’deki petrol ve doğal gaz sahalarının geliştirilmesinde Türk şirketlerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesinin hedeflendiği ve konuya ilişkin planlanan çalışmalara ilişkin yol haritası takvimi üzerinde de önemli ölçüde mutabakata varıldığı belirtilmiştir.

Sonuç

Yeraltı kaynakları açısından ve özellikle de enerji kaynakları (Uranyum, petrol, doğal gaz ve kömür)  ile altın açısından hayli zengin olan Nijer, yazıktır ki; dünyanın en yoksul ülkeleri arasında yer almaktadır.  Madenleri açısından zenginliği olan böylesi bir ülke, yaşadıkları ile de dikkat çekmektedir.

Bilindiği üzere Nijer; Sahra altı (Sub-Sahara) bölgede yer alan ve Atlantik’ten Kızıldeniz’e ulaşan “Sahel” coğrafyasında  yer almaktadır. Bu bağlamda, sahra altı bölgeden su ve enerji hatlarının geçirilmesi planları da bu bölgeyi giderek öne çıkarmaktadır.

Nijer’de Temmuz 2023’de yaşanan darbeden sonra Nijer’in kendi zenginliklerine sahip çıkma yönünde bir strateji uyguladığı görülmektedir. Son olarak, Mali ve Burkino Faso ile birlikte Temmuz 2024’te kurulan “Sahel Devletler İttifakı Konfederasyonu”nun AES/ASS’n kurulmuş olması, bu ülkeyle yapılan işbirliği uzantısında Mali ve Burkino Faso’yla da var olan ilişkilerin geliştirilmesinde etkin olacağı söylenebilir.

Denize kıyısı olmayan Nijer’in zengin kaynaklarını dış pazarlara ulaştırması ancak farklı ülkeler üzerinden mümkün görünmektedir. Bu bağlamda bu yıl içinde tamamlanan petrol boru hattı ile Nijer için güneyinde yer alan Benin de önemli bir komşu durumundadır. Bir başka deyişle Benin ile ilişkiler, Nijer için münferit bir ülke ilişkisi olmaktan öte bir nitelik taşıyor olmaktadır. Dolayısıyla Nijer ile geliştirilen diyalog tüm bu ülkelerle de Türkiye’nin ilişkilerini etkileyecektir. Burada Nijer’in ECOWAS ülkeleriyle olan sorunlarının çözülmesinde, Türkiye uygulamakta olduğu “Kazan-Kazan” felsefesiyle olumlu yönde gelişmelerin hayata geçirilmesi için kavuşturucu ve uzlaştırıcı manada etkin olabilir.

Burada şunu da belirtmek yerinde olur ki; Temmuz 2024’te Nijer’e Türkiye’nin 3 Bakanı ve 3 Üst Düzey bürokratı ile gerçekleştirilen ziyaret, zamanlaması itibariyle son derece dikkat çekicidir. Şöyle ki;  Fransa’nın ülkeden çıktığı ve ABD’nin de çıkmakta olduğu ve AES’in kurulduğu bir dönemde yapılan bu ziyaret özellikle enerji alanını da kapsayacak şekilde varılan niyet beyanları ve işbirliği mutabakatlarıyla Türkiye’nin bölgede etkinliği açısından son derece önem taşımakta ve yakın gelecekte yeni fırsatları doğurabileceği izlenimi vermektedir. Ancak, bu durum aynı zamanda Afrika üzerinde ortaya çıkan rekabetsel şartlar bağlamında bazı tehditleri de beraberinde getirebileceği hususunun göz ardı edilmemesi gerektiğini de düşündürmektedir. Öz olarak belirtmek gerekirse; Türkiye’nin Nijer ile ilgili olarak enerji politik dahil, farklı konulardaki işbirliğine ilişkin gelişmelerin (özellikle Temmuz 2024’teki ziyaret uzantısında) kayda değer önemde olduğu ve Türkiye’nin “Afrika’ya Açılım ve Ortaklık Politikaları” çerçevesinde diğer bölge ülkeleriyle olan ilişkilerine de yansıyabileceği ve bu bağlamda (tehditsel ve fırsatsal) konjüktürel şartların iyi değerlendirilmesiyle bölgedeki durumunu olumlu yönde etkileyebileceği söylenebilir.EYLÜL2024