Türkiye’de Savunma Sanayii’nin Gelişimi Etkileyici Boyutlarda

Verimlilik ve etkinlik konusunun öneminin anlaşıldığı bir döneme girdik. Bu çerçevede firmalar yeni dönemin ruhuna uygun dijital dönüşümleri yapabilmek adına çaba sarf ediyor. Bu çabaya destek olmak için organize olan IFS, dünya genelinde entegre Kurumsal İş Yazılımları (ERP/EAM/FSM) geliştirerek, firmaları geleceğe taşıyor. IFS bünyesinde yapılan çalışmalar ile ilgili bilgi aldığımız IFS Türkiye CEO’su Ergin Öztürk, sorularımızı yanıtladı.

IFS hakkında bilgi alabilir miyiz?

1983 yılında İsveç’te beş üniversite öğrencisi tarafından kurulmuş global Kurumsal İş Uygulamaları firmasıyız. O dönemde üniversitenin bilgisayar bölümünde okuyan öğrencilere, bir enerji firmasının bakım yönetim sisteminin yazılım projesi veriliyor. Konuyu anlayabilmek için enerji santralinin bahçesine çadır kurarak işe koyuluyorlar. Altı aylık uğraşlarının sonunda ortaya koyulan otomasyon projesi çok başarılı oluyor. Bu başarı çerçevesinde de yazılım farklı ülkelerde rağbet görüyor ve bugün dünyada 60 farklı ülkede ofisi, 28 farklı dil desteği ve bir milyonun üzerindeki kullanıcısı ile dünyanın en büyük Kurumsal İş Uygulamaları geliştiricilerinden bir tanesi haline geliyor. Temelde üç ürün sunuyoruz. Bunlar Kurumsal Varlık Yönetimi (EAM), Kurumsal Kaynak Planlama (ERP), ve Saha Servis Yönetimi’dir (FSM).

Sektörel olarak uzmanlığınız nelerdir?

Temelde beş ana sektörde hizmet veriyoruz. Birincisi savunma ve havacılık, ikincisi üretim, üçüncüsü proje tabanlı endüstriler, dördüncü tesis&ekipman yönetimi ağırlıklı endüstriler, beşincisi ise saha servis ve hizmet gibi alanlardır. 40 yılın getirdiği tecrübe ile bu sektörde Gartner ve IDC gibi bağımsız araştırma firmaları tarafından lider iş uygulamalarından biri olarak adlandırılıyoruz.

Bizim de sizinle özellikle konuşmak istediğimiz konu Savunma Sanayii, bu alanla ilgili ayrı bir başlık açmanızı istesek neler söylemek istersiniz?

Savunma sanayii bizim uzman olduğumuzu ana sektörlerden bir tanesi. Savunma sanayisinde çok büyük referanslarımız olduğunu söyleyebilirim. BAE Systems, ABD Hava Kuvvetleri, ABD Donanması, Lockheed Martin, General Dynamics, İngiliz Hava ve Deniz Kuvvetleri, SAAB, Rolls-Royce gibi alanında büyük isimler bizim referanslarımız arasında bulunuyor.  Bu şirketlerden bir kısmı aynı zamanda partnerimizdir. Örneğin Lockheed Martin vasıtasıyla satışı gerçekleştirilen bir F-16’da bakım yönetimi olarak IFS kullanılmaktadır.

Türkiye ile tanışıklığınız ne zaman başladı?

IFS, Türkiye’de 2004 yılında kuruldu. 2004 yılından bugüne kadar Türkiye genelinde 500’ün üzerinde Türk şirketine hizmet verdik.  Günümüzde 40’ın üzerinde savunma sanayii şirketiyle çalışıyoruz. Bunların içerisinde FNSS, Havelsan Teknoloji Radar, Küçükpazarlı, SDT, CES, TR Mekatronik, Dearsan, Sefine, ADİK gibi firmaları sayabiliriz. Dearsan tersanesinde üretilen Türkiye’nin ilk savaş gemisi IFS uygulamalarımız kullanılarak hayata geçti ve bizi oldukça gururlandırdı.

Deneyimlerinizden yola çıkarak ülkemizdeki Savunma Sanayii’nin gelişimi ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Sayılara baktığımızda Türkiye’de savunma sanayisinin gelişiminin oldukça etkileyici boyutlarda olduğunu görüyoruz. 2002 yılına baktığınızda savunma sanayisinde 20 proje varken bugün bu rakamın 760 olduğu ifade ediliyor. Diğer taraftan ihracat rakamlarına baktığımızda 2002 yılında 250 milyon dolar civarındayken bugün bu rakamın üç milyar dolar olması oldukça etkileyici. Örneğin; IFS uygulamalarını kullanan FNSS, Malezya’ya yakın geçmişte Türkiye’nin tek kalemde savunma alanında yaptığı en büyük ihracatı gerçekleştirmişti. O dönem 600 milyon dolar olan rakam sonrasında 900 milyon dolara çıkarıldı. Projede de IFS uygulamaları kullanılması bizim için ayrı bir gurur kaynağıdır. Yapılan çalışmalarla gelinen noktada yerlilik oranları %20’den %65’e çıkması, gelişimin seyri konusunda bize somut veriler sunmaktadır.

Aktardığınız bilgilere insan kaynağının gelişimi açısından katkı sağlamak isterim. Bu alanda çalışan mühendis sayısının katlanarak artığını belirtmekte fayda var. Konuyu bu açıdan değerlendirmenizi istesek neler aktarmak istersiniz?

Savunma sanayisi farklı yönleri ile dışa kapalı bir sisteme sahiptir ve bu açıdan insan kaynağına ulaşmak diğer endüstrilere göre daha zor olabilmektedir.  Makine, tesis veya ekipman gibi birçok kaynağa daha rahat ulaşabilirsiniz ama insan kaynağını yetiştirmeniz o kadar kolay olmayabilir. İnsan kaynağının oluşturulması zaman ve emek alır. Dolayısıyla savunma sanayisinin diğer endüstrilerden gelen nitelikli insan kaynaklarına ihtiyacı var. Bu konudaki gelişim de bu açıdan çok değerlidir.

Savunma Sanayii’nin son dönem gündemlerinden biri de ülkemizin karşı karşıya kaldığı ambargolar. Konu ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?

IFS uygulamalarını kullanarak üretilen bir ürünün başka bir ülkeye satılmasıyla ilgili herhangi bir kısıtlamamız veya sınırlandırmamız bulunmuyor. Bu tarz global uygulamalarda ana firmaya bağımlı olmakla ilgili şirketlerin endişeleri olabilir. Oysa IFS uygulamaları, beraberinde bir geliştirme platformuyla sunulmaktadır. Bu geliştirme ortamını satın alan müşterilerimize biz geliştirme platformuna ilişkin eğitimler veriyor ve sertifikalar sağlıyoruz. Müşterilerimiz IFS uygulamalarını geliştirme platformundan bize bağımlı olmaksızın dilediği geliştirmeyi ve eklemeyi sistem üzerinde rahatlıkla yapabilir. Dilerlerse bu çalışmaları ve hizmetleri bizden de alabilir. FNSS bu konuda güzel bir örnektir. FNSS, IFS uygulamalarını 2006 yılından beri çok yoğun bir şekilde uçtan uca bütün departmanlarında kullanmaktadır. IFS uygulamalarını tercih etmelerinin sebebi IFS’in savunma sanayisindeki benzersiz iş deneyimidir. Buna ek elbette FNSS, IFS’in bu alandaki bütün hazır fonksiyonlarını ve bilgi birikiminden de faydalanmıştır. Aynı zamanda geliştirme platformunu da satın alan FNSS kendi teknik ekipleri ile IFS üzerinde kendi ihtiyaçlarına uygun özelleştirmeler de yapmıştır. Gerek yeni ekranların oluşturulması gerekse yeni yeterliliklerin eklenmesi konusunda, IFS geliştirme platformu sayesinde, tüm süreci tamamen kendi içlerinde çözüme kavuşturmuşlardır. Böylelikle dijital dönüşümü en hızlı şekilde gerçekleştiren şirketlerden biri olmuştur. Bu da savunma sanayii şirketlerine benzersiz bir özgürlük sunuyor.

Ancak bugün gelinen noktada bu tarz uygulamaları geliştirmek çok fazla zaman ve emek isteyen, son derece maliyetli bir hale gelmiştir. Dolayısıyla biz bu anlamda bunu şirketlere tavsiye etmiyoruz. IFS uygulamaları şirketlere hazır fonksiyonalite ve iş tecrübesi sunmaktadır. Şirketlerin savunma sanayisinde hem dünyada hem de Türkiye’de yüzlerce firmadan edinilmiş bilgi ve birikimlerini kullanmalarını kesinlikle tavsiye ediyoruz. Bu, şirketlere hem hız hem de maliyet avantajı sağlıyor. IFS uygulamaları savunma sanayisine yönelik dünya genelindeki yüzlerce firmadan edinilmiş bilgi birikimini hazır fonksiyonlar olarak şirketlere sunar. Dolayısıyla savunma sanayisinde faaliyet gösteren şirketler ihtiyaçlarına uygun bir şekilde hemen IFS uygulamalarını hayata geçirebilir, hız sağlayabilir ve dijital dönüşümlerini bir an önce gerçekleştirebilirler.

Tecrübenizi kullanmak aklıselim bir davranış, ancak bunun yanında müşterilerinizin daha özel isteklerine cevap verebiliyor musunuz?     

Elbette, uçtan uca IFS uygulamalarını kullanan şirketler isterse uygulamalarımızın geliştirilebilmesi için o şirketin çalışanlarına eğitim verebiliyoruz. Onlar da zaman içerisinde ihtiyaçları doğrultusunda bizden bağımsız olarak uygulamayı geliştirebiliyorlar.

Bu sizin kazancınızı etkileyen bir durum mu?

Zannedildiği gibi bizim uygulamamızı alan bir firmanın sürekli bizden danışmanlık hizmeti alması gerekmiyor. Bizim şu anda Türkiye genelinde farklı sektörlerden 500’e yakın müşterimiz var. Rakamsal olarak baktığımızda da Türkiye’de kullanılan ERP uygulamalarında biz en üst sıralardayız. Bu duruma da şirketlere uygulamamızı öğreterek geldik. Stratejimiz müşterilerimizle tam iş birliğidir. Bunun için lider ürünümüzü müşterimize sunuyoruz. Sonrasında onlara bu ürünün daha verimli kullanılabilmesi için yetişmiş insan kaynağının olması gerektiğini bildiriyor ve eğer yoksa bunun yetiştirilmesi için elimizden geleni yapıyoruz.

Pandemi sürecinin sizin uygulamalarınıza olan ihtiyacı daha fazla artırdı diyebilir miyiz? Pandemi ile ürün ve çözümlerimize olan ilginin diğer yıllara oranla arttığını net bir şekilde söyleyebilirim. Bu dönemde de aramıza katılan farklı sektörlerden birçok müşterimiz oldu. Pandemi süreci öncesinde her şey fiziksel olarak da kontrol edilebildiği için işler bir şekilde yürüyordu. Pandemi ile bu durum değişmek durumunda kaldı. Dolayısıyla daha iyi altyapılara daha farklı iş modellerine ihtiyaç duyulmaya başlandı. Pandeminin şirketler ve insanlar için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bu dönemde fırsatı değerlendirenlerin geleceğe daha güçlü adım atacağını, fırsatı değerlendiremeyenlerin ise geri kalacağını söyleyebiliriz. Bu doğrultuda da şirketlerin en üst düzeyde sorumluluk alıp bu dönüşümü gerçekleştirmesi gerekiyor. TEMMUZ 2021