Ülkelerin çevreci ekonomileri desteklemesi gerekiyor

Pandemi sürecinin farklı etkileri hayatımızı etkilemeye devam ederken, üretim kanallarının yeniden organize oluşuna tanık olduk. Tüm zorluklarına rağmen çarkları döndürmeye devam eden üreticiler pandeminin ilk günlerindeki şaşkınlıklarını üzerlerinden atmış görünüyor. Üretim ile ilgili gelişmeleri değerlendirmek için görüşlerini aldığımız ESBAŞ Yürütme Kurulu Başkanı Dr. Faruk Güler, yeni dönemin koşullarını aktardı.

Pandemi sürecinin ESBAŞ’a etkisini ve aldığınız önlemleri aktarır mısınız?

ESBAŞ ve Ege Serbest Bölgesindeki firmalar olarak, steril üretim ve çalışma şartlarının sağlanması açısından pandemi sürecini son derece iyi yönettik. Aldığımız önlemleri hassasiyetle uygulamamız sayesinde üretim sürecinin salgın nedeniyle sekteye uğramasını büyük oranda önlemiş olduk. Bu durumun da Ege Serbest Bölgesi’nin ihracatını ve ticaret hacmini daha yüksek oranlarda arttıran önemli bir etken olduğunu söyleyebilirim. Bölgemizdeki firmalar, Covid-19 virüsünün yayılmasını önleme konusunda başından beri son derece hassas davranıyor.

Bölgemizdeki ortak alanlarda ve firmalarda virüsle mücadele konusunda bilimin öngördüğü tüm önlemler alınmış olup, bulaş olması durumunda yayılımın minimum seviyede tutulması noktasında gerekli aksiyon planı titizlikle uygulanıyor. Bu kapsamda bölgemizdeki firmaların çalışanlarının da hizmet aldığı ESBAŞ Food Court, Restoran ve Kafeterya gibi yemek satış yerleri, alınan kararlara uygun olarak çalıştırıldı. Bu alanlarda müşteri kabul edildiği dönemlerde, masa ve sandalyeler her müşteri değişiminde sterilize edilirken, ortam sterilizasyonu ise gün içinde sıklıkla tekrarlandı. Bölgemizde pandemiyle mücadele konusunda uyguladığımız önlemler, Bakanlıkların aldığı kararlara uygun olarak belirlenirken, sürecin denetimi ve sağlıklı şekilde yönetilmesi Ege Serbest Bölgesindeki Ortak Sağlık ve Güvenlik Biriminde bulunan doktor ve uzmanların da kontrolünde aksatılmadan yürütülmektedir.

Tüm bu dikkat ve hassasiyetle yürütülen ve artık yeni üretim standardı haline gelen steril üretim koşulları sayesinde bölgemizde üretim süreci şimdiye kadar çok fazla sekteye uğramadan devam etti. 

2021 yılıyla ilgili ESBAŞ’ın  hedeflerini aktarır mısınız?

Ege Serbest Bölgesindeki firmalar, pandemi kaynaklı üretim kayıplarını kısa sürede telafi etme başarısını gösterdi ve 2020 yılının Ağustos ayından itibaren üretim ve satışlarını arttırmaya başladılar. Artış grafiği yılın devamında da aksamadan sürdü ve Ege Serbest Bölgesinin ticaret hacmi kalan 5 ay boyunca ortalama aylık yüzde 8,22 artış gösterdi. Bölgenin ticaret hacmindeki artış 2021 yılında da kesintisiz sürdü ve önceki yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında; Nisan ayında yüzde 107.8, Mayıs ayında ise yüzde 103 artış gösterdi. Bayram ve kapanma nedeniyle Mayıs ayındaki artış Nisan ayının gerisinde kaldı. Biz, sonraki aylarda da ticaret hacminde yüksek oranlı artışları göreceğiz. Çünkü, Ege Serbest Bölgesi büyük oranda global piyasalara iş yapan firmaların bulunduğu bir bölgedir.  Aşılamanın gittikçe hızlanması ve bunun sağlayacağı toparlanma paralelinde, bir yılı aşkın süredir ötelenen ihtiyaçlar karşılanmaya başlanacak ve ortaya çıkacak talep artışı fabrikalarda çarkları daha da hızlandıracaktır. Bölgemiz açısından en zor dönemi 2020’nin ilk 7 ayında atlatmayı başarmıştık. Biz Ege Serbest Bölgesi’nin ticaret hacminin bu yıl pandemi öncesi olan 2019’un da üzerinde bir seviyeye çıkacağına inanıyoruz.

2020-2021 yılıyla ilgili ESBAŞ’a gelmek isteyen yatırımcılar oldu mu? Bu konuda yurt dışı çalışmalarınızı aktarır mısınız?

Ege Serbest Bölgesinin 300 bin metrekarelik genişleme alanında yatırımlarımız devam ediyor. Bu alan henüz tam dolmadı ancak bir iki büyük yatırımcı ile dolacak hale geldi. Genişleme alanının beklediğimizden yavaş dolmasının nedeni, son yıllarda dünyada doğrudan yatırımların azalmış olmasıdır. Bu sadece Türkiye için geçerli bir durum değil, dünya genelinde doğrudan yatırımların azalmasından kaynaklı bir durumdur.  Biz her şeye rağmen, yüksek teknolojili ürünler üreten ve dünyaya satan şirketleri bölgeye getirebiliyoruz. Avrupa’ya yakınlık, gelişmiş lojistik üstünlük ve yetişmiş insan gücü yatırımcının bölgemize ilgisini arttırıyor.

EBAŞ’ın geleceğiyle ilgili planlarınızı aktarır mısınız?

Türkiye’nin ucuz iş gücüne dayalı sanayi ile ilerlemesinin mümkün olmadığını artık herkes kabul ediyor. Yüksek teknoloji kullanarak, katma değer yaratan ve çevreye zarar vermeden üretim yapan aynı zamanda çevreyi koruyan teknolojiler üreten firmaları hedefliyoruz. Yazılım ve bilişim sektörünü getirebileceğimiz en uygun yer İzmir. ESBAŞ olarak, 20 yıl sonra İzmir’i bu sektörlerin geliştiği bir merkez yapmış olmak için bugünden çalışıyoruz. İlk yıllarda yavaş ilerleyebiliriz ama biz ülkemiz için yararlı olacağını düşündüğümüz bu sektörleri İzmir’de ve Ege Serbest Bölgesinde büyütmeyi hedefliyoruz.

Pandemi süreci küresel ekonomiye de olumsuz etki oluşturduğu belirtiliyor. Bu açıdan küresel ekonomiyle ilgili gözlemlerinizi ve önerilerinizi aktarır mısınız?

Yaklaşık 1.5 yıldır devam eden pandemi küresel pazarda büyük daralmaya neden oldu. Tüm ekonomiler süreçten olumsuz etkilendi. Doğal olarak öncelik, virüsün neden olduğu salgını kontrol altına alarak, pandemi sürecinin bitirilmesine yönelik önlemlere verildi. Tüm dünyada çalışmalar yapılmasına rağmen, ancak bu yaz başı artan aşılamalar sayesinde bazı ülkelerde normal hayata geçişler başladı. Salgın açısından en kötüsü geride kaldı denebileceği için artık normalleşmelerin artacak olması sayesinde küresel ticaretin de toparlanmaya başlayacağını düşünüyoruz. Artan ticaret hacimleri de pandemi nedeniyle ülkelerin bozulan ekonomik tablolarında düzelmeler sağlayacaktır. Ancak, Covid-19’un yarattığı sorunları önemli bir uyarı olarak kabul etmeli ve küresel anlamda daha büyük bir belanın işaretlerini uzun süredir veren iklim değişikliği konusunda da çok daha duyarlı olmalıyız. Ülkelerin çevreci ekonomileri desteklemesi, doğaya zarar veren faaliyetleri ise önlemesi gerekiyor. 

Türkiye’de döviz hareketliliğinin ihracatçılara yansımasını aktarır mısınız? Önemli olan dövizin öngörülebilir bir bantta seyretmesidir.  Öngörülemeyen hareketler, yüksek oranlı artış ve düşüşler, büyük oranda ithalata dayalı üretim özelliği olan Türk ihraç ürünlerini olumsuz etkilemektedir. Kararsız kur da, zaman zaman ihracatçının fiyat vermesini önleyen bir etken olabilmektedir.TEMMUZ 2021