Türkiye’de yatırım yapmaya devam ediyoruz

1985 yılından beri ülkemizde faaliyetlerine devam edenJohnson & Johnson Türkiye, Türk tüketicisinin takdirini almayı başardı. Güvenilir bir firma imajı ile pazarda yerini sağlamlaştıran Johnson & Johnson Türkiye’de hızlı büyümeye devam ediyor ve yeni yatırım fırsatlarını değerlendiriyor.

Johnson & Johnson Türkiye’nin ülkemiz ve bölgedeki hedefleri ile ilgili görüşlerini aldığımız Johnson & Johnson Türkiye Tüketim Ürünleri Grubu CEO’su Murat Mutlu Türkiye’ye güvenlerinin tam olduğunu belirtiyor.

Johnson & Johnson ile ilgili genel bir değerlendirme alabilir miyiz?

Şirketimiz tüketici sağlığı alanında dünyanın en büyük şirketlerinde olup,  Amerika Borsasına kote şirketler arasında piyasa değeri açısından tüm şirketler arasında sekizinci büyük firmadır ve AAA kredi derecesine sahip iki şirketten birisidir .Türkiye’de de dünyada olduğu gibi  3  farklı sektörde  çalışıyoruz. Bunlardan biri ilaç, diğeri medikal cihazlar, diğeri benim Genel Müdürlüğünü yaptığım tüketici,  kozmetik ve OTC ürünleri bölümüdür.

Bu bölümler içerisinde öne çıkan bölümünüz hangisi?

Ciro anlamında bakıldığında birinci sırada ilaç, ikinci sırada medikal, üçüncü sırada ise tüketici ürünler grubumuz gelmektedir. Ancak bilinirlik anlamında en çok öne çıkan veya tüketici ile direk bağ kurabildiğimiz ürünlerimiz ise tüketici ürünler grubumuzdur. Örneğin Johnson & Johnson dendiğinde akla Johnson’s Baby şampuanı, bebe yağı ya da kolonyası veya ıslak mendili gelebilmektedir.

Tüketici ürünler noktasından bakıldığında sektördeki yeriniz ile ilgili bilgi alabilir miyiz?

Tüketici ürün grubumuz içerisindeki markalarımızın bir çoğunda pazar lideri veya ilk 3 marka arasında yer almaktayız

Sektörün son yıllardaki gelişimi ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Ülkenin genel durumuna paralel olarak sektörümüz de eksi veya artı yönde performans göstermektedir. Ancak Türk insanının zaman içerisinde alım gücünün artması, ürünlerin zaman içerisinde lüks tüketim olmaktan çıkması, sektörün gelişimine olumlu yönde katkı sağlamıştır. Örneğin, eskiden evlerimizde bir krem varken ve tüm aile fertleri bu kremi kullanırken, bugün ailedeki her bireyin kullandığı farklı krem ve kremler olduğunu söyleyebiliriz. Hem tüketici alışkanlıklarındaki bu değişim hem de içinde bulunduğumuz sektörün hala  ülke ortalaması üzerinde büyümesi, sektörün kriz ortamlarında dahi büyümeye devam etmesine yardımcı olmaktadır.

Organik ürünlerin kullanımı ile ilgili de bir artışın olduğunu gözlemliyoruz. Bu artış ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Tüketici tercihlerindeki değişimi çok yakından takip etmekteyiz ve tüketicilermizin güvenli ve kaliteli ürünlere olan ihtiyacını karşılamak için çalışmaktayız. Bu süreç, sürekliliği olan bir süreç; ürün bileşenlerimizi sürekli en son araştırma ve tüketici geri bildirimlerine göre gözden geçiriyoruz. Ancak, en önemlisinin, ürünlerimizin kullanımının tamamen güvenli olması olduğuna inanıyoruz ve her türlü yeni bileşeni test etmek için titiz bir süreç izliyoruz. Bu yaklaşımımız ile ilgili daha fazla bilgiye  www.safetyandcarecommitment.com sayfasından ulaşıp, ürün içeriklerimiz ve ürün güveniliğliğine olan şirket yaklaşımı ile ilgili detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Ürünleriniz içerisinde otc ürünler de var mı?

Eczanelerde reçetesiz satılabilen otc ürünlerimiz var. Sigara bırakmaya yardımcı ürünlerimiz, kas zedelenmeleri için kremlerimiz, göz damlası, mide asidini düzenleyen ürünlerimizi bu grupta sıralayabiliriz. Bu ürünlerimizin büyük bir kısmını Türkiye’de üretimini gerçekleştirmekteyiz

Ürünleriniz eczane dışında nerelerde satılıyor?

Tüketici grubu ürünlerimizi Türkiye’nin hemen hemen her noktasında hipermarketlerden bakkallara kadar yayılan geniş  satış noktalarında bulmanız mümkün. Son yıllarda kozmetik ürünler satan zincir magazalar ve hergeçen gün sayıları artan AVM lerin açılması ile daha genş bir coğrafyada daha fazla ürün ile daha çok tüketiciye ulaşabiliyoruz.

AVM’lerin açılması size olumlu yansıdı diyebilir miyiz?

AVM’lerdeki artış bence tüm sektöre olumlu yansıdı. Her yeni açılan AVM de bizim ürünlerimizi rahatlıkla bulabileceğiniz en az 1 Eczane, 1 Supermarket ve ulusal / lokal parfümeri mağazaları yer almaktadır.

Sektörünüze baktığımızda ülkemiz ölçeğinde bir doyumdan bahsedebilir miyiz?

Hayır, henüz o noktada değiliz. Hala kişi başına tüketim anlamında Avrupa’nın çok gerisindeyiz. Kişi başı tüketim Türkiye de 18 EUR iken Avrupa ortalamasının 140 EUR civarında olması , hala çok büyüme potansiyeli taşıdığının en önemli göstergelerinden birisi.  Gerçekleşen büyüme rakamları da bunu desteklemekete. Biliyorsunuz, son iki çeyrekte ülkemiz yaklaşık %5 büyüdü sektörümüzde ise bu oran %15-%20 ler civarındadır.  Johnson&Johnson’ın son beş yılda Pazar büyümesinin  oldukça üzerinde büyüyerek  cirosunu üç kat artırdı. Bu doğrultuda da pazar payımızı artırmaya devam ediyoruz.

Bu gelişmeler ışığında ülkede üretim düşünülüyor mu?

Tüketicilerimize rekabetçi bir fiyat sunabilmemiz için, merkezi bir üretim sürecinin kullanıldığı bir küresel tedarik zincirinin bir parçasıyız. Türkiye bölgede jeo-politik anlamda önemli bir noktada ve işimizi ve yatırımlarımızı geliştirerek, bu bölgenin ihtiyaçlarına destek olmayı amaçlıyoruz. Sağlık ve kişisel bakım pazarının lideri olarak, her zaman yeni yatırım fırsatlarına ve şirket alımlarına açığız ve işimiz için anlamlı olacak tüm fırsatları değerlendirmek istiyoruz. Aynı zamanda Türkiye’ye yeni ürün getirme konusunda çalışmalarımız her sene devam etmektedir. En son Türkiye de lansmanını yaptığımız Le Petit Marseillais duş şampuanları buna bir örnekdir.

Son dönemde ürünlerinizden birisi için açılan davalar var. Bu davalar sonucunda ABD’de büyük miktarlarda cezalar la karşı karşıya kaldınız. Konu ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Nedeni bilinmeyen ve yıkıcı etkileri olan bir hastalık olan yumurtalık kanserinden etkilenen kadınlar ve onların ailelerini çok iyi anlıyoruz. Bu kanserle mücadele eden kadınlar ve ailelerinin sorularına yanıt aradığını ve konunun bilimsel kısmını anlamak istediklerini biliyoruz. Jüri bulgularını temyize götürüyoruz ve ürünlerimizin güvenliliğini savunmaya devam edeceğiz.

Bu kadar farklı miktarda cezaların ortaya çıkmasının nedeni nedir?

Henüz hukuki süreci devam eden davalar konusunda yorum yapmak  çok erken fakat ABD’deki Jüri sisteminden kaynaklı ve uzun soluklu bir sürec olmasının  olduğunu düşünüyorum.  

Bu davalar şirketi olumsuz etkiledi mi?

Kozmetik talk ile yumurtalık kanseri arasındaki olası ilişkiye ilişkin endişeler, ABD’deki jüri kararlarından sonra artış gösterdi. Geniş kapsamlı bir mahkeme kararının, söz konusu ürün ile ilgili soru işaretleri doğurması doğal ve elbette özellikle ABD’de, jüri kararlarını, idari kararlar ve titiz bilimsel bulgular olarak ayırmamız da önemli. Hâlihazırda, jürinin bulguları, talkın güvenli bir kozmetik bileşen olduğu yönündeki onlarca yıllık sağlam bilimselliği ve uzman değerlendirmelerini göz ardı ediyor.

Talk pudra ve diğer bileşenler ile, katı güvenlik sürecimiz ile ilgili bilgi almak için, okuyucuların www.safetyandcarecommitment.com adresini ziyaret etmelerini tavsiye ederiz. Şirketimiz ürünlerin güvenirliği konusunda son derece titiz ve duyarlı davranmaktadır.

Firma olarak Amerikan Türk İş Geliştirme Konseyi üyesisiniz. Bu doğrultuda iki ülke arasındaki ekonomik etkileşim ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Johnson&Johnson,  Amerikan Türk İş Geliştirme Konseyi kurucu üyesidir. Bu konseyin amacı Amerika – Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin iki taraflı gelişimini sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda her türlü destek, araştırma ve iki ülke ticari ilişkilerini arttıracak çalışmalarda bulunuyoruz. Hem Türkiye’de hem ABD de aynı amaç doğrultusunda çalışan kuruluşlarla da sıkı bir işbirliği içerisindeyiz. Konseyimiz iki yıl önce kuruldu ve her geçen gün etkinliğini artırıyor.

İki ülke arasındaki ilişkiler sizce yeterli düzeyde mi? Ben yaklaşık on yedi yıldır Amerikan şirketlerde üst düzey yönetici olarak çalışıyorum. Çalışma hayatımın büyük bir kısmını yurtdışında geçirdim. Bu çerçevede hem dışarıdan bakıldığında hem de içeriden bakıldığında Türkiye’nin çok dinamik bir ülke olduğunu söyleyebilirim. İçinde bulunduğumuz cografyanın da etkisi ile gerek iç sebepler gerekse de dış sebepler ile bir çok krizler yaşayıp bunların üstesinden gelmiş bir ülkeyiz. Genç nüfusumuz ve dinamik ekonomomiz bence bizim en büyük güç kaynağımız. Dolayısıyla önümüzün çok açık olduğunu düşünüyorum. Fakat, sağlıklı büyümek için yurtdışı ekonomilerle olan ticaretimizi de sağlıklı büyütmek çok önemli. Şuan itibari ile ABD ile ticari ilişkilerimizin her geçen gün artmasına rağmen hala yeterli seviyede olduğunu söyleyemeyiz. Gerek dünya ekonomisinin içinden geçtiği dönem gerek se içinde bulunduğumuz uluslararası bölgedeki politik sorunların henüz tam olarak çözüme kavuşmamış olması, yabancı yatırımcıların risk iştahını bir nebe azaltan faktörler.  Ancak genç nüfusumuz, ciddi büyüme potansiyelimiz ve krizlere çok çabuk çözümler üretebilmemiz bizim ülkemizin önemli artılarıdır. Bu açıdan uzun vadede bakıldığında ülkemizin güvenli bir liman olduğu aşikardır ve bu doğrultuda da ticari ilişkileri istenilen seviyelere çıkarabiliriz.