Her bireyin farklı yetenekleri, hayalleri ve kapasitesi olduğuna inanıyoruz!
Yenilikçi, araştırmacı ve sorgulayıcı bir eğitim anlayışı ile geleceğimizin teminatı çocuklarımızın yetiştirilmesini amaç edinmiş bir eğitim kurumu İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları… 17 yıldır İstanbul Teknik Üniversitesi çatısı altında eğitim ve öğretime devam ediyor. İTÜ’den aldığı güçle, modern eğitim yaklaşımları, bilimsel ve entelektüel birikimini öğrencilerine aktarıyor. Kaliteli ve aşkla çalışan kadrosu ve öğrenmeyi öğreten özelliğiyle İTÜ Geliştirme Vakfı Okullarında verilen eğitim, kurumu bu sebeple vazgeçilmez kılıyor.
“Ana kucağından İTÜ’ye” sloganı ile eğitim hayatına adım atan, öğrencilerinin fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimlerine yönelik eğitim fırsatlar sunan, her bireyin farklı yetenekleri, hayalleri ve kapasitesi olduğuna inanan İTÜ Geliştirme Vakfı Okullarının başında ise yine bir İTÜ’lü var… İTÜ Uçak ve Uzay Mühendisliği Fakültesi Uçak Mühendisliği bölümünde öğrenci olarak İTÜ’ye adım atan Serhat Özeren, bugün İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları Yönetim Kurulu Başkanı.
Serhat Özeren ile 1984 yılında başlayan İTÜ serüvenini ve İTÜ Geliştirme Vakfı Okullarının eğitimini, öğrencilerini ve başarılarını konuştuk.
İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları hakkında bilgi alabilir miyiz?
İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları 2000 yılında Dr. Sedat Üründül Anaokulu eğitim hayatına başladı. Sırasıyla Dr. Natuk Birkan İlkokulu ve Ortaokulu, Ekrem Elginkan Lisesi İTÜ Ayazağa Kampüsünde eğitim vermeye başladı. İTÜ’nün kaliteli eğitim anlayışını Anadolu yakasına taşıyarak anaokulu, ilkokul ve ortaokul kademelerinde eğitim veren Beylerbeyi Yerleşkemizi kurduk. 2014-2015 yılında ise İstanbul dışındaki ilk okulumuzu açtık. İzmir’in Gaziemir ilçesinde İzmir Anaokulu, İlkokulu, Ortaokulu ve Lisesi 2014-2015 Eğitim Öğretim yılından itibaren eğitim vermeye başladı. İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları 3 kampüs 5 okulda anaokulundan liseye kadar tüm kademelerde eğitim öğretime devam etmektedir.
İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları nasıl bir görev üstleniyor?
Gelişmenin, kalkınmanın, güçlü bir bilgi toplumu olmanın temel unsuru eğitimdir. İTÜ bugüne kadar ülkemize sayısız bilim insanı, devlet adamı yetiştirmiştir. Bu bağlamda düşünecek olursak İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları, İTÜ’nün zengin ve köklü akademik birikiminin temelleri üzerinde, gelecek için çalışan, yarını tasarlayan, sporu yaşam biçimi olarak gören, sanattan kopmayan, dijital çağın getirdiği yeniliklere ayak uydurabilen, bilgiyi nasıl kullanacağını bilen, o bilgiyi analiz ederek faydaya dönüştürebilecek donanıma sahip bireyleri yetiştiriyor. Bu öğrenciler yarının bilim insanı, devlet adamı, mühendisi, doktoru olarak ülkemizin gelişimi için var gücüyle çalışacak; bunan inancımız tam.
“Bireysel farklılıklarla fark yaratan bir eğitim anlayışını benimsiyoruz”
İTÜ Geliştirme Vakfı Okullarının en büyük avantajı, ayrıcalıkları nelerdir?
Okullarımızda, “her öğrenci, bilgiyi bireysel gelişim çizgisine bağlı olarak öğrenebilir” ilkesi ile eğitim verilmektedir. Alanında uzman, profesyonel bir eğitim kadrosu ile teknoloji destekli sınıflarda aldığı eğitimi yoğun İngilizce eğitimiyle de desteklemektedir. Ayrıca öğrencilerimiz altıncı sınıftan itibaren Almanca ya da İspanyolca tercih ederek ikinci yabancı dil eğitimi de alabilmektedir. Anaokuluna başlayan öğrencilerimiz zihinsel, duygusal ve bedensel anlamda ilkokula en üst düzeyde hazırlanmaktadır. Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lisede uluslararası programlarla zenginleştirilmiş ulusal müfredatla eğitim verilmektedir. Lisede ulusal müfredat yanında IB Diploma Programı uygulanmaktadır. Öğrencilerimizin akademik çalışmalarının yanı sıra sanat ve spor alanlarında da oldukça başarılı çalışmalara imza atmaktadır. Bu anlamda öğrencilerimizin bu gelişim alanlarını destekleyecek yarı olimpik yüzme havuzları, görsel sanatlar ve seramik atölyeleri, spor salonları, müzik odaları, dans ve bale stüdyolarımızda bu faaliyetlerini kolaylıkla gerçekleştirebilmektedirler. Bunun yanı sıra okullarımızda anaokulundan liseye kadar tüm kademelerde öğrencilerimizin deney ve gözleme dayalı uygulamalı fen bilimleri eğitimi yapması ve ar-ge çalışmaları yürütmesi, bilimi yaşatmak, fen bilimleri okuryazarlığını geliştirmek, bugünün dünyasının vazgeçilmez kavramları ar-ge ve inovasyonu öğretmek amacıyla “Bilim Merkezleri” bulunmaktadır.
“Öğrencilerimizin hayata hazır bir şekilde, donanımlı bireyler olarak İTÜ GVO’dan mezun olması için çalışıyoruz!”
İleriye yönelik hedefleriniz nelerdir?
İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları olarak yetiştirdiğimiz öğrencilerimizin hayatta belli bir duruşu, bir vizyonu olan ve dürüst bir birey olarak yetişen vatan evlatları olmasını istiyoruz. Çevresindeki tüm varlıklara karşı duyarlı, yaratıcı ve sorgulayıcı, düşünen, etkin ve verimli çalışma alışkanlığı kazanmış, paylaşımcılığı esas alan bireyler yetiştirmeyi hedefleyen bir eğitim anlayışını benimsiyoruz. Modern dersliklerde verilen eğitimlerin yanı sıra sosyal imkânlar açısından, sanat, spor, akademik başarı gibi bunların hepsini eşdeğer oranda vermeye çalışıyoruz. Buradan mezun olan çocuğumuzun hayata hazır olmasını istiyoruz. Sanatı bilen, sporla uğraşan ve akademik başarısı olan bireyler olsunlar istiyoruz. Tüm kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerimizi bu amaç doğrultusunda belirliyor, tüm yatırımlarımızı buna yönelik olarak yapıyoruz.
“Sanatsal, sportif ve kültürel gelişim olmadan en nitelikli akademik eğitimin dahi eksik kalacağına inanıyoruz”
Mevcut eğitim sistemi ve değişen sınav uygulamaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Merkezi sınav sistemi derecelerini başarının göstergesi olarak kabul etmekten uzak duran ve reklam kaygısına odaklanmayan bir eğitim anlayışıyla bireysel eğitimi öncelikli olarak görüyoruz. İki şeye inanıyoruz; Her bireyin farklı yetenekleri, hayalleri ve kapasitesi olduğuna… Sanatsal, sportif ve kültürel gelişim olmadan en nitelikli akademik eğitimin dahi eksik kalacağına…
Öğrencilerimizi, gençlerimizi sınavlarda gösterilen performansı ile ölçmemek gerektiğine inanıyoruz. Yaptığınız çalışmalar, benimsediğiniz, uyguladığınız eğitim prensipleri ile çocuklarımıza özgüven sağlamak başarıyı beraberinde getirecektir. Önceliğimiz sınavlar ve öğrencilerimizin sınav sonuçları değil. Bizim önceliğimiz öğrencilerimizin mutluluğu… Biz onları mutlu bireyler olarak yetiştirmeyi temel prensip olarak görüyoruz. Hayallerinin peşinden gitmeyi bilen, bunun için çaba harcayan, çalışan, kaybetmeyi bilen, kaybederek kazanmayı öğrenen bireyler yetiştirmeyi öncelikli görüyoruz. Çünkü hayatın gerçekleri bunlar. Bu sebeple sınav uygulamalarını tartışmak yerine, zaman kaybetmeden adapte olmayı, öğrencilerimizin kolaylıkla uyum sağlayacakları şekilde organize olmayı tercih ediyoruz. Özetleyecek olursak, biz hiçbir zaman bir sorunun parçası olmayı tercih etmiyoruz. Bardağın boş tarafına bakmıyor, “bu bardak boş” diye şikayet etmiyoruz. Bardağı nasıl doldururuz diye bakıyoruz.
“Bilgiyi nasıl kullanacağını bilen, o bilgiyi analiz ederek faydaya dönüştürebilecek donanıma sahip bireyleri yetiştirebilmek.”
PISA sonuçları Türkiye’deki eğitim sisteminin kalite sorununa işaret ediyor. Sizce kaliteli eğitimde eksiklerimiz nelerdir, neden gerideyiz?
Bu konuyla ilgili odaklanılması gereken esas nokta, kitle eğitiminden ziyade bireysel eğitime odaklanma potansiyeli ve bu anlayışın geliştirilmesi. Bireyin yeteneklerini keşfeden ve hayallerini destekleyen bir okul yaşamının beraberinde başarıyı getirmemesi kaçınılmaz olur. Bunun ülkeye yayılan bir eğitim politikasına dönüşümü ise ülkenin bilimle, teknolojiyle kalkınması anlamına gelir. Ve sadece daha başarılı değil daha mutlu insanların yaşadığı bir ülke olmayı sağlar. İTÜ gibi köklü bir akademik çatının gücüyle ve güveniyle yol alan İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları olarak bu bilinç ve sorumlulukla hareket etmeyi tercih ediyor, eğitimde model kabul edilebilecek bir anlayışı kurgulamaya ve istikrarla sürdürmeye gayret ediyoruz. Dijital çağ artık bilgiye de teknolojiye de ulaşmayı kolaylaştırdı. İhtiyacımız olan şey, bilgiyi nasıl kullanacağını bilen, o bilgiyi analiz ederek faydaya dönüştürebilecek donanıma sahip bireyleri yetiştirebilmek. İşte bu noktada sadece matematik, fizik, yabancı dil, coğrafya ve dahasını bilmek ya da sanat-spor dersleri almak, içinde bulunduğumuz çağa adapte gençler yetiştirebilmek için yeterli değil. Kişisel gelişimi ve birikimi yaşam boyu bitmeyecek bir yolculuk olarak gören, en az bir sanat dalıyla yakından ilgilenen, amatör bir uğraşa dönüştürebilen, spor yapan ya da yapamasa da iyi bir spor izleyicisi olan bireyler yetiştirme gayretindeyiz. Bu gayretin fark yaratan sonuçları görmek ise yeni adımlar için en anlamlı motivasyon kaynağımız. Bakış açımız bu olursa ülkemiz eğitimi için pozitif çıktılar sağlayacak fikirlerin daha sık dillendirilmesine bir katkı sağlamış oluruz.