Ülkemiz ve insanlarımız için seve seve taşın altına elimizi koyarız

Polat Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Polat:

Madencilerimizin arama kurtarma çalışmalarında ortaya koyduğu performans, gözleri sürekli eleştirilen sektöre çevrilmesine neden oldu. Arama kurtarma faaliyetlerine katkı sağlayan firmalarımızdan biri olan Polat Madencilik ve Polyak Eynez Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Polat ile yaşanan süreci ve sektörün sorunlarını konuştuk.

Türkiye’yi derinden sarsan bir deprem yaşadık. Maden firmaları da bölgede arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Bu noktada sizin gözlemlerinizi aktarır mısınız?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak döneminde maden firmaları arama kurtarma konusunda daha tecrübeli olduğunu ve görev verilmesi gerektiğini gündeme getirmişti. Özellikle yer altı maden tecrübesi olan kömür maden işçileri arama kurtarma çalışmalarında hem kendini korumayı hem de kurtarılacak kişiyi korumayı çok iyi biliyor. Kömür madencilerinin ellerinde olan ekip malzemeleri de arama kurtarmaya uygundur. Türkiye’de eskiden sefer görev emri diye bir uygulama vardı. Sefer görev emri demek insanları böyle bir olay olursa sen şu görevi üstleneceksin diye bilgi verilirdi. Bu uygulamayı kaldırdılar. Biz daha öncesinde de her maden firması çalışanlarının %10’una sefer görev emri verilmelidir, dedik.  Bu kişilere hem eğitim hem de bölgeye ulaşımı konusunda öncelik verilmelidir. Bir deprem, bir kaza olduğu zaman bu kişiler herhangi bir yerden talimat beklemeden madene gelmeli ve o bölgenin kaymakamı veya valisi bu kişilerin ulaşımında birinci derece sorumlu olmalıdır. Maden işverenleri olarak bizler bu eğitimi veriyoruz, elimizi taşın altına severek koyuyoruz. Biz bu arkadaşlara ayrıca maddi destekte de bulunuyoruz, ayrıca AFAT da böyle durumlarda madenci arkadaşlarımıza ayrıca bir ödeme yapmalıdır. Kahramanmaraş depreminde Polat Madencilik ve Polyak Eynez Enerji olarak 360 madenci arkadaşımızı maden bölgesine gönderdik. Depremin olduğu ilk gün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Şeref Kalaycı beni aradı ve bölgeye arama kurtarma konusunda yardım istedi. Bakan yardımcısı beni saat 7.30 da aradı biz ekibimizi 9.30’da tüm ekipmanlarıyla hazırladık. 3 otobüs ve 2 adet tırla arkadaşlar yola çıktı. Tırların içinde arama kurtarma ekipmanları bulunuyordu. Fakat kara yolunda yaşanan olumsuz hava koşulları nedeniyle ancak bir gün sonra arkadaşlar ulaşabildi. Oysa burada bir organizasyon yapılarak arkadaşları uçakla bölgeye gönderseydik 4-5 saat içinde olay yerinde olurlardı. İlk giden ekibin dışında 120 madenci arkadaşımızı daha gönderdik onlar askeri kargo uçağıyla hemen bölgeye ulaştılar. Bu nedenle daha öncesinde çalışılması gerekiyor. Eğer organizasyonu iyi yaparsak bizde arkadaşlarımızı daha hızlı ulaştırmış oluruz.  

Türkiye’de kömür madenciliğine karşı sürekli olumsuz bir algı var. Depremde madencilerin yaptığı fedakarlık bu algıyı değiştirdi mi?

Özellikle kömür madeni konusunda Türkiye’de olumsuz bir algı var. Oysa tüm madenlerimizi işletmek zorundayız. Eğer dünyadaki herkes bu madenleri işletiyorsa bizde işletmek zorundayız. 2023 yılında enerji krizi yaşandı bütün gelişmiş ülkeler hemen kömür madenlerine yöneldi. Bu durum ‘Kömüre iadeyi itibar’ kazandırdı. Türkiye olarak bizde kömüre itibar kazandırmak zorundayız. Kömür madenini gelişmiş ülkeler nasıl çıkarıyorsa bizde aynı şekilde çıkarmak zorundayız.

2022 yılında kömür fiyatlarının çok yükseldiği belirtiliyor.

Kömür dünyada bir emtiadır. Uluslararası bir piyasası ve fiyatlaması vardır. Bu fiyatlar bazen maden çıkardıktan sonra zarar ettirir bazen de kar ettirir. Son dönemde dünyadaki emtia fiyatlarının yükselmesi, Rusya Ukrayna savaşı kömür fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Fakat Türkiye’de dünyada yükseldiği kadar bir fiyat artışı olmadı. Avrupa’da 350-400 dolara kömür aldı, hatta Fas 530 dolar ton başına kömür satın aldı. Fakat Türkiye’de tonu 200 doların üstünde kömür satılmadı. Rusya ambargo nedeniyle kömürünü yurt dışında sadece Hindistan, Çin ve Türkiye’ye satınca Türkiye ucuz kömürü alabildi. Dolayısıyla Rus kömürü Türkiye’ye ucuza gelmiş oldu.

Avrupalılar Türkiye’den kömür satın alabildi mi?

Avrupalılar bu yöndeki talepleri bizlere iletti, fakat Türkiye bu konuda hazırlıklı bir çalışması yoktu. O nedenle birkaç küçük satışın dışında ihracat yapamadık. Bundan sonraki satışlarımızda ancak fiyatta uygun olursak gerçekleşebilir.

Madencilerin bu dönemde yaşadığı sorunları aktarır mısınız?

Türkiye, coğrafya olarak iki tane büyük kıtanın ortasında kalmış, sıkıştırılan ve baskı gören, baskıdan dolayı çok faylı ve hareketli bir ülkeyiz. Bu nedenle Türkiye’deki madenler diğer ülkelerdeki madenler kadar kolay işletemiyorsunuz. Bu durum da Türkiye’de madencilik işinin zor olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Bu nedenle devletin bizlere daha fazla destek vermesi ve bizim yanımızda olması gerekiyor. Bizim karşımızda yasaklayıcı bir zihniyetle değil, yapıcı bir zihniyetle yanımızda durması gerekiyor. Ruhsat güvencelerinin daha rahat olması gerekiyor. Benim sektörde 50 yıllık bir geçmişim var ve mecliste de söylediğim bir şey var. Madencilikle ilgili ayrı bir bakanlığın olması gerekiyor. Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın kurulması gerekiyor. Madenciliğinde tüm izinleri tek bir bakanlık üzerinden yapılması gerekiyor. Şuanda 8 bakanlıktan ayrı izin alıyoruz. Böyle bir sektörde hizmet vermek çok zor oluyor. Denetimi de cezası da tek bir bakanlık üzerinden yapılması gerekiyor. İş kazalarıyla ilgili de maden firmalarının iç denetimi etkin hale getirilmesi gerekiyor. Bu kişiler bakanlık adına yetkili olabilirler. Biz kendi madenimizde böyle bir çalışma yaptık ve bizdeki arkadaşlar istedikleri zaman madeni kapatabilirler. Bu tip bir çalışmanın da yasal bir zemin oluşturulmalıdır. Bakanlıktan ayda bir gelen bir müfettişe bütün sorumlulukları veriyorlar. Gelen kişilerde kendilerini koruma altına almak istiyor. Oysa iç denetim olsa ve kazalarda da o kişiler sorumlu tutulursa o zaman sürekli bir denetim olur. Türkiye’de bir maden kazası oluyor firmanın sahibini hemen hapis yatıyor. Oysa ki ben yatırımcıyım, bütün riskleri ben alıyorum. İşin başında profesyonel arkadaşlar var. Böyle olunca yabancı yatırımcıları da Türkiye’ye getiremiyorsunuz. Bugün dünyanın en büyük maden firmalarının sahibi yok. Borsaya açık binlerce ortağı var. Bu tür firmalarda hangi yöneticiyi bulacaksınız. Böyle olunca da bu yatırımlar sorgulanır hale geliyor. Eğer patron olarak benim suçum varsa bunun cezasını çekeyim. Bugün işçi kazalarını incelediğinizde inşaat sektöründeki kazalar madencilik sektörüne göre 4 kat daha fazladır. Ama inşaatta kaza olunca işçi hatası deniliyor. Bunların dışında da madencilik sektöründeki finansın önünü açmanız gerekiyor. Maden sektörüne sermayesi yüksek firmaları kazandırmamız gerekiyor. Bu nedenle ruhsat güvencelerinin daha sağlam olması gerekiyor. Maden sektöründe ilk önce yatırımcıya güven vermeniz gerekiyor. Güvende sektöre sermaye girişini ve finansmana erişimi sağlayacaktır.MAYIS2023