Ulusal Faktoring CEO’su İzak Koenka: Gri listeden çıkış, Türkiye’nin finansal sistemine olan güveni artıracak

Türkiye’nin gri listeden çıkışı uluslararası yatırımcılarında dikkatini çekmeye başladı. Gri listeden çıkışın Türkiye’nin yurt dışı finans maliyetlerine de olumlu yansıyacağını belirten Ulusal Faktoring CEO’su İzak Koenka, faktoring sektörüyle ilgili önemli bilgiler paylaştı.

2024 yılı Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmelerle ilgili değerlendirme alabilir miyiz?

Türkiye ekonomisi 2024 yılının 1. çeyreğinde %5,7 reel GSYİH büyümesi kaydetti. Haziran 2024’te cari fazla 407 milyon USD olarak gerçekleşti ve son 12 aylık cari açık 24,8 milyar USD’ye ulaştı. Ayrıca Türkiye İstatistik Kurumu’nun (“TÜİK”) verilerine göre aylık TÜFE enflasyonu Temmuz 2024’te %3,2 arttı ve 2023 yıl sonuna göre %28,7 oranında artış kaydetti. 12 aylık TÜFE enflasyonu Haziran 2024’teki %71,6’dan Temmuz 2024’te %61,7’ye geriledi. TL/USD kuru ise 2023 yıl sonunda 29,43 iken, Temmuz 2024 itibarıyla 33,08, 16 Ağustos 2024 itibarıyla ise 33,70’tir.

Faktoring sektörü açısından 2024 yılıyla ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

49 şirketin faaliyet gösterdiği Türkiye faktoring sektörünün toplam aktifleri Haziran 2024’te bir önceki yılın aynı dönemine göre %57 artarak 256,3 milyar TL’ye, işlem hacmi %64 artarak 522,1 milyar TL’ye, net karı ise %58 artarak 9,9 milyar TL’ye ulaşmıştır.

Faktoring sektörü açısından alacak riskleriyle ilgili görüşlerinizi aktarır mısınız?

KOBİ’lerin nakit akışını iyileştirmek ve alacaklarını yönetmek açısından önemli bir rol oynayan faktoring sektörü, öncelikli olarak Türkiye’deki enflasyon oranı, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve faiz oranları gibi makroekonomik göstergelerden doğrudan etkilenmektedir. Ekonomik istikrarsızlık, müşterilerin ödeme kabiliyetini zayıflatarak alacak tahsilat risklerini artırabilir. Türkiye’deki politik gelişmeler ve bölgesel jeopolitik riskler de genel ekonomik ortamı etkileyerek müşterilerin finansal durumunu zayıflatabilmektedir. Bu durum, faktoring şirketlerinin karşılaştığı alacak risklerini arttırabilir. Etkili bir ödeme ve tahsilat yönetimi stratejisi, alacak risklerini azaltmada kritik rol oynamaktadır. Ayrıca faktoring şirketlerinin hizmet verdiği sektörlere bağlı olarak alacak riskleri değişiklik gösterebilir. Özellikle ekonomik dalgalanmalara ve dışsal şoklara hassas sektörlerdeki şirketlerin ödeme performansı zayıflayabilir. Bu nedenle, sektör ve şirket bazında detaylı risk analizleri, çeşitlendirilmiş müşteri portföyü, güçlü risk yönetim stratejileri, teknoloji destekli risk yönetim araçları ve erken uyarı sistemleri sayesinde olası ödeme zorluklarını öngörmeye çalışmak önemlidir.

Bu dönemde Ulusal Faktoring’in yaptığı çalışmaları ve yıl sonu hedeflerini aktarır mısınız?

Ulusal Faktoring olarak 2023 yılını 4,7 milyar TL plasmanla kapatmıştık. Haziran 2024 itibarıyla faktoring alacaklarımız 7,9 milyar TL’ye ulaştı. İşlem hacmimiz ise 2023 sonunda 16,3 milyar TL’ydi. Haziran 2023 itibarıyla 6,3 milyar TL olan işlem hacmimiz, 2024 yılının ilk altı ayında 15,8 milyar TL’ye yükseldi. Ayrıca 2023 yılında 503,2 milyon TL olan net karımız, Haziran 2024 itibarıyla bir önceki yılın aynı dönemine göre %118 artarak 401,5 milyon TL’ye ulaştı.

Kasım 2021’de gerçekleştirdiğimiz halka arz sonrası yönetim kurulumuza bağımsız yönetim kurulu üyeleri atadık. Ayrıca halka arz çalışmaları kapsamında SPK’nın onay verdiği planımıza uygun olarak 2023 yılında 7 yeni şube, 2024 yılının ilk altı ayında ise 3 yeni şube açtık. 2024 yılının ilk altı ayında açılan şubelerimiz Sivas, Erzurum ve Aydın’da bulunmaktadır.

Önümüzdeki dönemde Haziran 2024 itibarıyla %3,4 pazar payımızı ve 9.495 olan müşteri sayımızı arttırmayı hedefliyoruz. Müşteri sayımızı arttırırken Anadolu’da GSYİH’den yoğun pay alan ve ticaretin hacminin yüksek olduğu şehirlere odaklanmayı planlıyoruz. Ayrıca halka arz ile elde edilen gelirin %3’ünü teknoloji ve IT yatırımlarına ayırdık, bu alanda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Sürdürülebilirliği bir kültür haline getirmeyi hedefleyen bir şirket olarak, Şubat 2024’te ekonomik, çevresel ve sosyal konu başlıklarını içeren 2023 Yılı SPK Uyum Raporunu yayınladık. İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nin (“SKD Türkiye”) bir üyesi olan Şirketimiz, SPK Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesi’nde belirtilen kıstasların da dahil olduğu hem küresel hem de yerel ve sektörel sürdürülebilirlik alanındaki iyi uygulamaları ve faaliyetleri yakından izlemektedir. Sürdürülebilirlik, bugünün iş dünyasında giderek daha öncelikli hale gelirken, çalışanlarımızın da bu konuda bilgilerini geliştirmelerinin önem taşıdığına inanmaktayız. Bu kapsamda Şirket olarak sürdürülebilirlik alanındaki farkındalığı artırmak ve çalışanlarımızla güncel bilgileri paylaşmak amacıyla şirket içi eğitimler de düzenlemekteyiz.

Ayrıca finansal teknoloji ve yazılım geliştirme faaliyetlerinde bulunan bağlı ortaklığımız Ulusal Finans Teknolojileri A.Ş., 2024 yılında sermayesinin %100’üne Şirketimiz tarafından iştirak edilerek kurulmuştur.

Türkiye’nin gri listeden çıkışının önemini aktarır mısınız?

Türkiye’nin Mali Eylem Görev Gücü (“FATF”) tarafından “gri liste” olarak bilinen kara para aklama ve terörün finansmanı konusunda yetersiz önlemler alan ülkelerin yer aldığı listeden çıkması ekonomik ve diplomatik açılardan önem taşımaktadır. Gri listeden çıkış, Türkiye’nin finansal sistemine olan güveni artırarak, doğrudan yabancı yatırım girişini teşvik edebilir. Ayrıca gri listedeki ülkelerin bankaları ve finansal kurumları, uluslararası işlemler sırasında daha yüksek maliyetlerle karşılaşabilir. Türkiye’nin gri listeden çıkması, bu ek maliyetlerin düşmesini sağlayarak finansal işlemleri kolaylaştırabilir. Bunların yanı sıra, kredi derecelendirme kuruluşları nezdinde olumlu bir adım olarak değerlendirilebilir. Böylece Türkiye’nin kredi notunun iyileşmesine ve ekonomik görünümünün daha olumlu algılanmasına yol açabilir. Son olarak, Türkiye’nin kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadelede uluslararası standartlara uyum sağladığını ve etkin önlemler aldığını göstererek uluslararası alanda itibarını artırır.

Yakın bir zamanda bir faktoring şirketi yurt dışı firmaya satıldı. Sektördeki markalaşma ve kurumsallaşmanın önemini aktarır mısınız?

Türkiye faktoring sektöründe markalaşma ve kurumsallaşma, şirketlerin rekabet gücünü artırmada ve sürdürülebilir büyüme sağlamada kritik öneme sahiptir. Markalaşma, faktoring şirketlerinin güvenilirliğini artırırken, yerel ve uluslararası yatırımcılar için cazip hale getirir. Kurumsallaşmış şirketler, uzun vadeli ve sürdürülebilir stratejiler geliştirme, krizlere karşı direnç gösterme ve operasyonel verimlilik sağlama konusunda avantaj elde eder. Ayrıca, dijitalleşme ve teknoloji kullanımıyla müşteri deneyimini iyileştirirken, regülasyonlara uyum ve şeffaflık sayesinde sektörde güvenilirlik kazanırlar. Bu süreç, çalışan bağlılığı ve kurumsal kültürü güçlendirerek, yetenekli çalışanları elde tutmayı sağlar. Sonuç olarak, Türkiye faktoring sektöründe markalaşma ve kurumsallaşma, şirketlerin hem yerel hem de uluslararası alanda rekabet gücünü arttırır. Güçlü bir marka değeri, kurumsal yönetim, müşteri memnuniyeti, dijitalleşme ve regülasyonlara uyum, sektörde sürdürülebilir başarı ve büyüme için vazgeçilmez unsurlardır.

Bankalarda krediye ulaşımın zor olduğu bir dönemde KOBİ’lerin daha fazla faktoring sektörüne yöneldiği belirtiliyor. Bu açıdan KOBİ’lere önerilerinizi nelerdir?

KOBİ’lerin nakit akış ihtiyacını karşılama noktasında en önemli sistemlerden biri faktoring hizmetidir. KOBİ’ler, faktoring ile alacaklarını nakde dönüştürürken hem zaman hem de kaynak tasarrufu sağlamaktadır. Ayrıca faktoring sayesinde vadeli alacaklarını çok daha hızlı şekilde nakde çevirerek fon yaratan KOBİ’lerin rekabet gücü artmaktadır. Faktoring sektörü, KOBİ’lere düzenli bir nakit akışı sağlayarak ve finansman desteği vererek aslında tüm finans sistemine fayda sağlamaktadır. TÜİK’in güncel verilerine göre Türkiye’de 3,7 milyon KOBİ bulunmaktadır. Mayıs 2023’te yapılan düzenlemeyle 250 kişiden az çalışan istihdam eden, yıllık net satış hasılatı 500 milyon TL’yi aşmayan işletmeler KOBİ olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca 10 kişiden az çalışanı olan mikro işletmelerin yıllık net satış hasılat limiti 10 milyon TL, 50 kişiden az personeli olan küçük işletmelerin yıllık net satış hasılat limiti 100 milyon TL olarak belirlenmiştir.

Faktoring sektörünün başlıca müşteri hedefi olan KOBİ’lere verilen toplam krediler ile faktoring alacaklarının yıllar itibarıyla gelişimi karşılaştırıldığında, aralarında paralellik olduğu görülmektedir. 2008-2023 döneminde KOBİ kredileri yıllık ortalama %27,4 büyüyerek 3.206,7 milyar TL’ye ulaşırken, aynı dönemde faktoring alacakları ortalama %26,8 büyüyerek 196,9 milyar TL’ye ulaşmıştır. BDDK tarafından açıklanan en güncel verilere göre Haziran 2024 itibarıyla KOBİ kredileri ve faktoring alacakları sırasıyla 3.707,6 milyar TL ve 234,1 milyar TL’dir. Bankaların KOBİ müşteri portföyü de, sektörün radarı içerisindedir. Aralık 2012 itibarıyla 67 bin olan faktoring sektöründeki müşteri sayısı %14 artarak Haziran 2024 itibarıyla 76 bin’e ulaşmıştır.

Ulusal Faktoring olarak teknoloji yatırımlarınızı aktarır mısınız? Kasım 2021’de gerçekleştirdiğimiz halka arzımız ile elde edilen gelirin %3’ünü teknoloji ve IT yatırımlarına ayırdık, bu alanda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2024 yılında sermayesinin %100’üne Şirketimiz tarafından iştirak edilerek kurulan bağlı ortaklığımız Ulusal Finans Teknolojileri A.Ş., finansal teknoloji ve yazılım geliştirme faaliyetlerinde bulunmaktadır.EYLÜL2024