Yaşanan sıkıntıları birlik ve beraberlik anlayışı içinde aşabiliriz
Süt ve süt ürünleri sektörünün köklü firmalarından Ünal Süt ve Süt Ürünleri, dededen miras alınan kültürü teknoloji ile buluşturarak geleceğe taşıyor. Sektörün dinamik bir sektör olduğunu ifade eden Ünal Süt ve Süt Ürünleri CEO’su Abdulkadir Ünal, sektörün sorunları ve geleceği ile ilgili görüşlerini okuyucularımızla paylaştı.
Ünal Süt’ün hikayesi nasıl başlıyor? Bugün geldiğiniz nokta nedir?
50 yıl önce rahmetli dedem tarafından Kayseri’de küçük bir mandırada başlayan ve devamında eğitimci olan babam da hem okul hem de bu işi ufak çapta bir arada götürmeye çalıştı bizde arkadan onun bayrağını aldık götürmeye çalışıyoruz. Şirketimiz aile ortaklarıyla kurulmuş bir şirkettir. İlk başlarda 50 kiloluk sütle imalata başlandı ve Kayseri’de ticari anlamda ilk yoğurt üreten firma olduk. İlk kurulan eski tesislerimizde yaklaşık 15 sene boyunca faaliyet gösterdik. 2012 yılında Kayseri Mimarsinan Organize Sanayi Bölgesine taşındık. Burada Türkiye’nin yüzde 90’nına hizmet veren bir müessese haline gelmiş olduk. Ünal Süt olarak günlük 100 ton süt işleme kapasitesiyle çalışıyoruz. Aslında işletmemiz günlük 200 ton süt işleyebilecek kapasitede fakat ülkenin ekonomisi ve mevcut durumundan dolayı çok açılmadan kontrol edebileceğimiz kadar bir üretim yapıyoruz. Bizim yoğurt, ayran, kaşar, beyaz peynir, lor, tereyağı, kaymak bazında ürün çeşitliliğimiz var.
Genelde resmi kurumların ihalelerine giriyoruz ve okullar, yurtlar, fabrikalar, hastaneler, toplu tüketim noktalarına ürünlerimizi gönderiyoruz. Bunun yanında ulusal zincir marketler olarak Metro ile çalışıyoruz. BİM ile yeni başladık ve devam edecek. Yerel olarak da Kayseri’de çalıştığımız marketler var. Hedeflerimiz içerisinde ihracat var. Katara bir ürün numune gönderdik onun neticesini bekliyoruz. Bir dönem Azerbaycan’a ürün gönderiyorduk orayla şuanda bir çalışmamız yok. Kuzey Irak’ta diyaloglarımız var.
2018 yılını nasıl geçirdiniz? 2019 yılı büyüme hedefiniz nedir?
2018 yılı bizim için güzel geçti hedeflerimizin üstünde bir büyümemiz oldu. Büyüme olarak yüzde 17-18 oranında büyüme hedefi koyuyoruz kendimize. Bu sene de bu oranda büyümeyi hedefliyoruz.
Sektör hakkında genel bir değerlendirme yapar mısınız?
Süt konusunda devletin destekleri çok olmuştur. Fakat bölgesel olarak hayvancılığın dengesiz hammadde üretimden dolayı bizler büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Bu sıkıntıları açacak olursak; bahar aylarında süt artışı ihtiyaçtan çok fazla oluyor ve Temmuz ayından sonrada süt akışı azaldığı için biz dengeli bir üretim yapamıyoruz. Bahar ayında gelen sütlerle yarı mamul yapıyoruz -18 derecede muhafaza ediyoruz daha sonrada süt akışı azaldığı zamanlarda tekrar mamul ürün yapmak üzere kullanıyoruz yani sütü bir nevi stoklamış oluyoruz. Mevsimler arası geçişlerde azalma veya çoğalmayı bu şekilde dengelemeye çalışıyoruz.
Buradaki bu denge bozukluklarının tolere edilmesi için devletin Mart başı itibariyle ve Haziran başına kadar süttozu desteği verip, Türkiye’de fazla oluşan bölgelerdeki süt artışını süttozuyla değerlendirilmesi konusunda destek vermesi lazım. Devlet bazen sene başından sene sonuna kadar süt alıyor bu sefer de bizler süt bulmakta zorlanıyoruz. Bazen de süt hiç almıyor destek vermiyor, vermediği zamanda piyasadaki süt işletmeleri bu sütü kaldıramıyor işler düşük oluyor o zamanda süt üreticileri mağdur oluyor. Bu dengenin korunması adına devletin bu konuda planlı bir destek vermesi lazım.
Türkiye geneline süt ve hayvancılık sektörüne şuanda güzel destekler verilmesine rağmen yanlış veya art niyetli kullanılan durumlar yaşanılıyor. İmalatçı firmalara verilen destekler KOSGEB’den olsun, kalkınma ajansından olsun, Tarım Bakanlığından olsun işletmeler makina desteği alıyor ama amacına uygun çalıştırmıyor süreyi tamamladıktan sonra tekrar bu makinalar el altından satılıyor. Bundan dolayı devletin kayıpları oluşuyor.
Hayvancılık konusunda ise üreticiler para kazanamadıklarından dolayı köylerde hayvan besleyen insanlar işi bırakıyorlar şehirlere göçüyor, işsizlik artıyor. Köylerde böyle bir imkan varken artık insanlar bu işten vazgeçer oldu. Büyük çiftlikler kuruluyor ama ülkenin ekonomisinden dolayı birçok işletmeye kayyum atanmak zorunda kalındı. Kayseri’de birçok firmaya kayyum atandı. Diğer bir sorun ise kalifiye personel bulunması konusunda sorun yaşanılıyor. Kendi bünyemizde personel yetiştiriyoruz, muhakkak bir yedeğini bulundurmaya çalışıyoruz ama yetişmiş personel bulmak zor. Personel ihtiyaçlarımız olduğu zaman İŞKUR kanalıyla alıyoruz.
Hijyen ve kalite de sorunlar var mı?
Yaptığımız ürünlerde hijyen ve hile en önemli şeylerdir. Bugün süte su katılıyor, kimyasallar katılıyor veya margarin yağları katılabiliyor. Ünal süt olarak önce süt kalitesi noktasında ürün fabrikamıza kabul edilmeden sütte analizler kontroller yapılır ondan sonra kabul edilir. Firma olarak Tarım Bakanlığı sitesinde yanlış bir ifadeyle çıkmamış bir işletmeyiz, teşhir edilmemiş firmayız. Müşterilerimizden ürünler biraz daha hesaplı olsun farklı yağlar kullanabilirsiniz demelerine rağmen hileyi kabul etmiyoruz. Sonuçta bu bizim markamız, bizim ürünümüz, kimsenin hakkına girecek bir hileyi kabul etmeyiz. Tarım Bakanlığı’nın Kayseri müdürlüğünde Kayseri’ye Avrupa’dan veya Ankara’dan bir misafir geldiği zaman bizim tesisimize getirirler, gezdirirler bilgi alırlar bu anlamda örnek teşkil ediyoruz.
Türkiye ekonomik olarak zor bir dönemden geçiyor. Mevcut atmosfer sektörünüzü nasıl etkiliyor?
Biz sektör olarak olmazsa olmaz bir ürünle iştigal ediyoruz. Bugün doğmuş bebeğinden mezara kadar herkesin bu üründen tüketmesi lazım. Bugün giyim olsun mobilya olsun beyaz eşya olsun bunu öteleyebilir insanlar ama bizlerin üretmiş olduğu ürünü azda olsa tüketecek. Devletin almış olduğu tedbirler ve teşvikler konusunda tabi güzel şeyler oluyor. İşletmelerin geriden gelen borçlanması veya bankalarla olan çalışmalarından dolayı mevcut ekonomide günün durumunu iyi kullanamayan firmalar iflas edeceklerdir. 2018’de ciddi manada faizlerde bir artışlar oldu. Bugün kredi kullanan firmalar batışı geciktirmiş olur sadece. Çünkü bugün yıllık faizler % 18-20 civarında, şuanda kazançlar dibe vurmuş durumda ve üreticiler günü kurtarıyor. Krediyle çalışmak bugünlerde doğru bir seçim olmaz.
Eklemek istedikleriniz neler?
Memleketimize dış saldırılar hiç eksik olmuyor. Yaşanan sıkıntıları birlik ve beraberlik anlayışı içinde hareket ederek bu süreci aşmamız gerekiyor.
MART 2019