2020 yılı denizcilik açısından milattır!

Ülkemizde denizcilik alanında önemli çalışmalara imza atılsa da, sektörde istenilen ivmenin yakalanamadığı ifade ediliyor. Sektörün gelişiminin ülke ekonomisine katkıları ile ilgili görüşlerini almak için bir araya geldiğimiz Pearl Naval Denizcilik San ve Tic AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Gürhan Burak Alkoç, konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Denizcilik alanında yaşanan gelişmeleri uluslararası çerçevede değerlendirmenizi istesek neler söylemek istersiniz?

Piyasalara global bir kriz hakim, özellikle gemi inşa sektörü, yaşanan bu gelişmeler doğrultusunda 2008 yılı öncesi gibi aktif değil. Ayrıca Çin ile ABD arasındaki ticari savaş, bunun yanında Hindistan’ın, Endonezya’nın beklenen gelişmeyi gösterememesi, Çin’in büyüme oranlarının düşüklüğü gibi etkenler denizcilik sektörünü de dolayısıyla olumsuz etkiliyor. Şuan itibari ile armatörlerin yüzünü güldürecek piyasa şartlarının olmadığını söyleyebiliriz. Geçen yıl zor bir pazarda çalışmalarımıza devam ettik, bu yılda belirsizliklerin hakim olduğunu söyleyebilirim. Bu belirsizliğin bir etmeni 2020 yılında sektör için getirilen yeni global regülasyonlardır. Denizcilik ile alakalı çevre ile ilgili yeni birçok regülasyonlar geliyor. Özellikle gemilerde sera gazı salınımı ile ilgili yapılan düzenlemere binaen sülfür oranlarını %3.5’ken bu oran %0.5’e düşürülüyor. Hal böyle olunca gemilerinizde yapmanız gereken modifikasyonlar ortaya çıkıyor. Bu değişimlerin maliyeti 1.5 milyon dolarları buluyor. Bu maliyetler gemi sahiplerini düşündürüyor. Gemide bir değişiklik yapılmayacaksa sülfürü düşük yakıt kullanmanız gerekiyor ve yine bu durumda da geminizi operasyonel ve teknik anlamda hazırlamanız gerekmekte. Dolayısyla rafineriler için hareketli bir dönem başlamış oluyor.

Bu hareketliliğin bir diğer yanı ise yapılan değişimin tersanelerimize getireceği hareketlilik olacaktır. Bu doğrultuda Çin ve Kore’de birçok tersane buna modifikasyonlara hazırlık yapıyor. Bu doğrultuda bizim tersanelerimizin de hazırlıklarına şimdiden başlaması gerekmektedir. Yeni regülasyonlar çerçevesinde deniz suyu ıslahı ve global sülfür ‘’BWTS-Scrubber’’ bakıldığında gemi tamir anlamında tersanelerimiz için 2020 yılında ciddi iş imkanları doğacaktır. Kısaca 2020 yılı sektör, rafineriler için bir milat sayılır.

Sektör özelinde baktığımızda Türkiye uluslararası arenada ki durumu ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Dünya sıralamasında on yedinci sıradan on beşinci sıraya yükseldik. Ancak ilk ona baktığımızda Yunanistan, Japonya, Çin, Almanya, Güney Kore, Amerika gibi ülkelerin filoları yanında bizim filomuzun maalesef tonaj olarak küçük olduğunu söyleyebiliriz. Bu çerçevede kat etmemiz gereken önemli bir yolun olduğu aşikar. Denizcilik ile ilgili ülkemizde olumlu işler oluyor. Bundan sonra ise çok daha bilinçli, tipik armatörlüğün dışında hareket ederek aradaki farkı kapatabiliriz. Oluşan yeni segmentleri değerlendirmemiz gerekiyor. İyi gemi işletmeciliği, yükünüzün olması gibi etmenlerde ön plana çıkıyor.

Ülkemiz açısından bir diğer önemli konu ise Akdeniz’de ortaya çıkan enerji kaynakları ve bu kaynakların ekonomiye kazandırılmasıdır, bu durum bizin alanımız açısından da önemli fırsatlar doğuruyor. Özellikle sismik gemiler, sondaj gemileri, destek gemileri önem kazanıyor. Bu noktada ise bu gemilerde çalışacak insan kaynağının yetiştirilmesi, istihdamı gibi oldukça önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor.

Bu alanla ilgili insan kaynağımızın geliştirilmesi hususu daha önceki beyanlarınızda da sıklıkla yer alıyordu.   

Ben uzun yıllar işim gereği uzak doğuda yaşadım. Edindiğim deneyimler sonucunda ülke insanının çok daha iyisini yapabileceği kanaatine vardım. Genç bir nüfusumuz var ve biz bu genç nüfusumuzu doğru alanlara kanalize etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bugün bursluluk oranı yüksek olan okullarımızda bile denizcilik alanı ile ilgili bölümlerin doldurulamadığını gözlemliyoruz. İşsizliğin halen önemli bir sorun olduğunu düşünürsek, denizcilik gibi bir alanın daha fazla geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu alanda dört yıl üniveriste eğitimi alan biri gemide çalışmaya başladığı andan itibaren 2500-3000 dolar maaş ile işe başlıyor ve ülkemize döviz girdisi sağlıyorsunuz. Eğer Türk bayraklı bir gemide çalışıyorsanız da dövizi içeride tutmuş oluyorsunuz. Üniversitelerimize baktığımız zaman dünya genelinde zabitan yetiştirmede, personel anlamında ilk beş sırada yer almaktayız. Fakat bunu ihraç etme noktasında yeterli hamleyi yapamadık. Örneğin Kore, Norveç ile aramızda üniversite denkliğini denizcilik alanında STCW-denizci ehliyeti noktasında sağlayamamışız. Bu ve benzeri durumlar bu alanda istihdam edilen insanlarımızın önünü tıkamaktadır. Bu sorunların çözülerek genç nüfusumuzun denizcilik alanında etkin rol almalarını sağlayabiliriz. Bunun yanında bu alanda istihdam edilen insanların vize problemlerini çözmemiz gerekiyor. Çünkü bazı ülkeler için yaşanan vize problemleri Amerika, UAE-Fujiarah, Çin gibi personelimizin iş bulmasını gecikmelerden ötürü etkilemektedir. Özellikle Kaptan ve Başmühendislere yeşil pasaport verilmesin önünün açılması, yıpranma payı vb sorunların aşılması gerekmektedir.

Bu ve benzeri sorunları sektörü temsil eden kuruluşlar ele alıyor mu?   

Deniz Ticaret Odası’nda bu konular gündeme geliyor ancak sektörün çözülmesi gereken birçok sorunu olduğu için önem sırası gözetilmekte. Dolayısıyla bu problemler halen devam etmekteler.

Sizin bu alanda yerli ve milli fon kurmak gibi bir hedefiniz var. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

Bu konu dünyada bilinirliği olan bir husus olmasına rağmen ülkemizde bilinmiyor. Eskiden bizde kooperatif şeklinde meydana getirdiği ve insanların katılımının sağladığı sistemler varmış ancak bu konu rafa kalkmış durumda. Denizcilik ile ilgili bir kaç şirketleşme yönüne giden benzer modelli A.Ş. olsa dahi, bizim düşündüğümüz konspet başka. Biz bununla ilgili bir süredir çalışmalarımıza devam ediyoruz. Kısmet olursa bu yıl içerisinde bu yöntemle yeni veya ikinci el gemiler satın almayı düşünüyoruz. Bu alımlarda kredi imkanları çok önemli ve bu hususta hem yurt içinde hem de yurt dışında görüşmelerimize devam ediyoruz. Mesela ABD’de faizler çok düşük olduğu için onlar farklı alanlara veya yerlere yatırım yapmak istiyorlar. Biz de bu noktada birkaç Amerikan bankası ile görüşüyoruz. Biz bu fonun temellerini attık, bir ekip oluşturduk. Bu fona ortak olmak için daha ülke gerçeklerine uygun yatırım yapılabilmesi için asgari bir miktar belirledik. Şuanda yapımızı tamamen Türk paydaşlardan oluşturduk ancak, yerel bir yapı görüntüsü vermemek için bir tane alanının önemli yabancı bir ismini ekibe dahil etmek niyetindeyiz. Önceliğimiz ilk geminin alınması, gemi alındıktan sonra insanlara fon ile ilgili hususları duyurup onların katılımını sağlamak istiyoruz.

Fonun sadet zincirleri ile karıştırılma ihtimali var mı?

Maalesef bu şekilde insanları istismar edenle var ve bu çok olumlu bir tablo olmuyor. Çiftlikbank diye bir yapı ortaya çıkıyor, binlerce insan mağdur oldu. Bu paralar ciddi bir yapının elinde önemli ekonomik kazanımlara dönüşebilirdi. Bizim sistemimiz ve kuracağımız yapı belli olduğu için bu konunun karıştırılacağını sanmıyorum. Özellikle İtalyan-Amerikan ortaklı borsada hisselerin olan büyük bir fimranın butik modelini modifiye ederek hareket etmek düşüncesindeyiz.

Sizin Korelilerle yeni anlaşmalar yaptığınızı görüyoruz. Bu çalışmalar ile ilgili bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Bizim iki firmamız var. Pearl Naval gemi işletmeciliği, danışmanlık yaparken, ISGEM’de daha çok sismik gemiler, sondaj gemileri, bunların millileştirilmeleri için çalışmalar yapmaktadır. Bu firmamız çerçevesinde ekipman temsilciliği yapıyoruz. Bunu yaparken de amacımız sadece bu ürünü satmak değil, servis hizmeti vermek değil, aynı zamanda bu know how’ı elde etmek. Kore ile de yıllarca işimiz gereği kurduğumuz dostluklar ticari boyutta işbirliğine dönüştü. Büyük Holding’ler ile yaptığımız işbirlikleri sayesinde de farklı alanlarda çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Sosyal sorumluluk çerçevesinde yaptığınız çalışmalar var mı?

Bunlardan bahsetmek çok istediğimiz bir durum değil ama örnek teşkil edeceğini düşünerek bahsedebiliriz. Özellikle denizcilik alanında eğitim gören öğrencilere burs veriyoruz. Engelli olup spor yapmak için takım kuran bir yapıyı desteklemeye çalışıyoruz. İstanbul’da belirlediğimiz okullara gücümüzün yettiğince, mümkün mertebe ihtiyaçlarını karşılamaya gayret ediyoruz.

MAYIS – HAZİRAN 2019