2023 hedeflerine yönelik projeleri hayata geçirmeyi sürdüreceğiz
Ülke ekonomisinin sağlıklı ilerleyişi içerisinde önemli görevler üstlenen Finansal Kurumlar Birliği, kurulduğu günden itibaren uluslararası ölçekte örnek teşkil edecek adımlar atmaya devam ediyor. Sektörün gelişen yüzü ile ilgili görüşlerini aldığımız Turkcell Finansman Genel Müdürü ve Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Mehmet Cantekin, sorularımızı yanıtladı.
Ülkemiz açısından zorlu geçen 2016 yılını genel ekonomi ve kurumunuzda bulunan üç sektör açısından aktarır mısınız?
2015 yılı gerek bölgemizde yaşanan istikrarsızlıklar gerekse genel olarak dünya ekonomisinde yaşanan durgunlukla, ekonomimiz için çok da kolay bir yıl olmadı. Bu sürecin hemen ardından yaşadığımız 15 Temmuz hain darbe girişimi ise ülke tarihimiz için önemli bir dönüm noktası oldu. Ancak eminim ki, biz el ele gönül birliğiyle geleceğe yürüyen cesur bir millet olarak bu badireyi de atlatarak ortak geleceğimize daha güçlü bir şekilde odaklanacağız. 15 Temmuz’u daha güçlü bir demokrasi, daha güçlü bir ekonomi, özgüvenli, umut ve motivasyon dolu bir Türkiye için fırsata çevireceğiz. Birlik olarak, tüm bu süreç sonunda Türkiye ekonomisinin çok daha iyi noktalara geleceğine yürekten inanıyoruz. Bizler de bu birlik ve beraberlik coşkusundan aldığımız güç ve güvenle ülkemiz için, ekonomimiz için daha fazla çalışmaya, üretmeye, reel ekonomiye sunduğumuz değeri artırmaya kararlıyız.
Diğer taraftan Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri olarak Türkiye ekonomisi için değer üretmeye devam ediyoruz. Bu misyonla 2013 yılında “Birlikten Güç Doğar” sloganı ile çatısı altındaki tüm sektörlerin reel ekonomiye katkılarını en üst düzeye taşıma misyonu ile kurulan Finansal Kurumlar Birliği sadece finansman kaynakları ile değil; her geçen gün gelişen insan kaynağı kalitesi, ihtiyaçlara özel-yenilikçi çözümleri, artan işbirlikleri ve yurt çapında genişleyen etki alanıyla reel sektöre destek vermeye devam ediyor. Her üç sektörümüzün 2016 yılı ilk 6 ay konsolide verilerini yine 2015’in aynı dönemine göre karşılaştırdığımızda; aktif toplamının yüzde 13,8 artışla 100 milyar 858 milyon TL’ye, işlem hacminin yüzde 1,2 artışla 77 milyar 249 milyon TL’ye, faaliyet konusu alacaklarının yüzde 14,2 artışla 90 milyar 974 milyon TL’ye, öz kaynak büyüklüğünün yüzde 15,6 artışla 14 milyar 602 milyon TL’ye, net kârlılığının ise yüzde 5 artışla 1 milyar 39 milyon TL’ye ulaştığını görüyoruz.
Bu veriler ışığında Birliğimizin genel performansını değerlendirecek olursak; öncelikle her üç sektörümüzün de başta KOBİ’lerimiz olmak üzere reel ekonomimize sundukları katkıyı her geçen gün artırdıklarının altını özellikle çizmek isterim. Biraz önce de sözünü ettiğim üzere finans sistemimizin üzerine yükseldiği sağlam temele ve ekonomi yönetimimizin dirayetli duruşuna duyduğumuz güvenle, 2016 yılı sonunda sektörlerimiz için aktif büyüklüğünde %10-%15 aralığında bir büyüme hedefliyoruz.
Finansal Kurumlar Birliği olarak kuruluşunuzdan bugüne her üç sektöründe gelişmesi için yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?
Birlik olarak 3 yılı aşkın bir süredir, temsil ettiğimiz Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri’nin diğer finans kurumları ile eşit rekabet şartlarında reel ekonomiye katkı sunabilmeleri için gayret gösteriyoruz. Gurur duyduğumuz projelerimizden biri olan ve Faktoring Sektörünün gelişimine çok büyük katkıda bulunan Merkezi Fatura Kaydı Sistemi’ni 2015 yılı başında hayata geçirdik ve sektörün istikrarlı büyümesini sağlayacak birçok proje üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor. Birliğimize 6361 sayılı Kanun ile verilen bir görev olan finansal kiralama sözleşmelerinin tescil edildiği Sözleşme Tescil Sistemi de Şubat 2015’de devreye sokulmuştur.
Bildiğiniz üzere, 6728 Sayılı ‘Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ 9.8.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Özellikle ‘Yatırım ortamına ilişkin işlem maliyetlerinin azaltılması’ ve ‘Finans kurumları arasında farklı uygulamaların ortadan kaldırılmasına ilişkin yeni düzenleme başlıklarını Birlik olarak büyük bir memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmemiz gerekir. Bu önemli gelişmenin, Birlik olarak gösterdiğimiz gayretin de somut bir karşılığını oluşturduğu kanaatindeyiz. Bu kapsamda, damga vergisi, harçlar gibi aracılık maliyetlerinin azalmasının hem şirketler hem de son tüketici lehine önemli bir gelişme olmasının yanı sıra; finans kurumları arasındaki farklı uygulamaların son bulmasıyla, sektördeki rekabet eşitsizliğinin giderilmesi yönünde de çok kıymetli bir adım atılmış olduğunu düşünüyoruz. Söz konusu kanuni düzenlemeler ile ciddi bir potansiyel taşıyan sektörlerimizin önünün daha da açılacağına; özellikle üretim ve ihracata sağladıkları finansman olanaklarını güçlendirerek; ülke ekonomimize sundukları değerin artacağına inanıyoruz. Ancak bu alanda faktoringin yasa kapsamına dâhil edilmemesini de üzüntüyle karşıladık. Modern bir finansman biçimi ve tek konusu ticaret olan bir finansal enstrümanın daha fazla desteklenmesini değil sadece rekabet eşitliği istiyoruz.
Yine 6728 sayılı kanunda yer alan ve bizi dolaylı da olsa ilgilendiren ‘faizsiz finansman ürünlerinin yaygınlaştırılması’ ve ‘şirket kuruluş ve şube açılış işlemlerindeki maliyetlerin azaltılması’ gibi düzenlemeleri de çok önemli buluyoruz. Katılım bankaları dışında faizsiz finansman sağlayan banka dışı finansal kuruluşların da sisteme girmeleri finansal ekosistem açısından önemli bir dinamizm getirecektir.
Tüm bu olumlu gelişmelerin yanı sıra önümüzdeki dönemde; finans hizmetleri sunan kurumların vergi kanunları karşısındaki durumları gözden geçirilerek özel karşılıkların gider yazılamaması gibi farklı uygulamaların ortadan kaldırılmasına yönelik gayretlerimizi de sürdüreceğiz. Aynı zamanda adres paylaşım sistemine erişebilmek gibi vergisel olmayan konularda da ihtiyaç duyduğumuz düzenlemelere ilişkin çalışmalarımıza önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz.
Altını çizdiğim üzere, bankacılık dışı finans kesimini güçlü bir şekilde temsil eden sektörlerimizin reel ekonominin finansmanındaki rolünün artırılması temel önceliklerimizden. Bu çerçevede, bu yıl odaklanacağımız konulardan biri de Tedarik Zinciri Finansmanı. BDDK tarafından bir faktoring ürünü olarak tanımlanan Tedarik Zinciri Finansmanı’nın uygulamasında çeşitli sıkıntılar yaşanmakta. Büyük alıcılar, binlere varan tedarikçisi ile en uygun sistemi bulmaya çalışıyorlar. Çünkü bu ürünün verimli kullanılabilmesi için hızlı finansman önemli. 90 gün vadeli bir faturanıza 60-70 günde onay alırsanız pek bir anlam kalmıyor. Birlik olarak, isteyen tüm finans kuruluşlarının ve alıcıların katılabileceği ortak bir dijital platform kurmayı hedefliyoruz. Sistemi ortak bir platforma taşıdığımızda KOBİ’lerin bankacılık dâhil toplam kredilerdeki %26’lık payını %35’lere taşıyacağımızı umuyoruz. Ayrıca Tedarik Zinciri Finansmanı’nın daha etkin kullanılabilmesi için gerekli standartları belirleme ve mevzuat değişikliklerini sağlamayı da planlarımız arasına koyduk.
Diğer yandan elbette sektörlerimizin ülke ekonomimizin sürdürülebilir gelişimine kattığı topyekûn değeri gerek kamudaki gerek özel sektördeki paydaşlarımıza gerekse kamuoyuna daha yoğunluklu iletişim çalışmalarıyla aktarmayı da sürdüreceğiz.
Bu çalışmaların yanı sıra Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın geçtiğimiz günlerde açıklamış olduğu Orta Vadeli Program çerçevesinde sektörümüze yönelik maddelerin bulunmasını çok önemsiyoruz. Bildiğiniz gibi Hükümetimizin ekonomik önlemleri ön planda tutarak açıkladığı program kapsamında Faktoring, Finansal Kiralama ve Finansman şirketlerinin kontrollü ve sağlıklı bir şekilde büyümesi ve finansal sektör içerisindeki paylarının artırılması amaçlanıyor.
Fatura Kayıt Merkezi ile yaptığınız çalışma sonrasında ülkemizdeki kayıt dışının da azalmasında önemli bir rol üstlendiniz. Bu noktada yapılan çalışmayı ve bu çalışmanın ülke ekonomisine ve faktoring sektörüne katkılarını aktarır mısınız?
Sistem, Finansal Kurumlar Birliği üyelerinin, mükerrer devir edilen alacaklardan doğabilecek zararlardan korunabilmesi amacıyla, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 43. Maddesi’ne istinaden kurulmuştur. Birliğimiz Merkezi Fatura Kaydı Sistemi’nin kurulması için Kredi Kayıt Bürosu A.Ş. ile anlaşmış ve gerekli yazılım, sistem ve altyapı kurulumu gerçekleştirilmiştir. Servisi kullanan üye kuruluşlar kayıt havuzuna ulaşarak sorgulama ve raporlama yapabilmektedir. Bunun için üyeler kendi geliştirdikleri web servis aracılığı ile ya da web sayfamızdan erişilen ekranlar üzerinden sistemi kullanabilmektedirler.
Faktoring, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de reel ekonominin finansmanına katkı sunan; ülke ekonomimizin dinamosu konumundaki KOBİ’lerimizin gerek üretim gerekse ihracattaki finansal ihtiyaçlarına yönelik hızlı, esnek ve pratik çözümler üretebilen, katma değerli bir hizmet.
Sektör 10 yıldır BDDK denetiminde, 4 yıldır kendine ait bir yasası olan ve 2 yıldır Faktoring işlemine tabi tüm alacak belgelerinin kayıt edildiği Birliğimiz nezdinde kurulu merkezi sistemi (Merkezi Fatura Kaydı Sistemi) olan bir sektör söz konusu. Türkiye’deki Faktoring sektörüne uygulanan denetimler, bağlı olduğu kurumlar ve yasal mevzuat dünyada en gelişmiş ülkelerdeki Faktoring sektörlerinde dahi yok.
Ülkemizde halen KOBİ’lerin faktoring ve leasıng gibi sektörleri yeterli miktarda tanımadığı belirtiliyor. KOBİ’lerimize bu alanları aktarmak için yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?
Ülke ekonomimizin dinamosu konumundaki KOBİ’lerimizin gerek üretim gerekse ihracattaki finansal ihtiyaçlarına yönelik hızlı, esnek ve pratik çözümler üretebilmeyi çok önemsiyoruz. Bu bakımdan her iki sektörü de paydaşlarımıza anlatmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Şu ana kadar Birlik çatısı altında gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda, Türk Eximbank, KOSGEB gibi değerli proje ortaklarımızın da katkılarıyla, Anadolu’nun çeşitli illerindeki Ticaret ve Sanayi Odaları’nda KOBİ’lerimiz ile birebir buluşarak, özellikle Faktoring sektörünü ve ürünlerini ilk ağızdan anlatma şansı yakaladık. Önümüzdeki dönemde benzeri çalışmaları sürdüreceğiz. Diğer yandan sektörlerimizin paydaşlarımız ve kamuoyu genelindeki algısını iyileştirme yönündeki stratejik iletişim planlamamız çerçevesinde yeni projeler de hayata geçireceğiz.
Finans sektöründe son dönemde eğitimli insan sayısının artması için kurumlar ve firmalar birçok farklı çalışmalar yürütmektedir. Finansal Kurumlar Birliği olarak bu alanda yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?
Finansal Kurumlar Birliği’nin (FKB), Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri sektörlerinde mesleki gelişimin desteklenmesi ve geleceğin finansçılarını yetiştirmek amacıyla Marmara Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (MÜSEM) işbirliğiyle 3 yılı aşkın süredir ‘Finansal Kurumlarda Temel Uzmanlık’ sertifika programını düzenlemekteyiz. Birliğimiz, genç finansçıları geleceğe hazırlama ve onların mesleki yetkinliklerini artırmasına destek amacıyla öncüsü olduğu eğitim işbirliklerine tüm hızıyla devam ederken; geçtiğimiz günlerde BDDK Başkanı Sayın Mehmet Ali Akben’in katılımıyla ‘Finansal Kurumlarda Temel Uzmanlık’ sertifika programını düzenleyerek yeni mezunlarımızı verdik. Özellikle bu ülkenin insan kaynağına gençlerin kazandırılmasını ve mesleğimizin gelişimine birlik olarak sağladığımız katkıyı önemsiyoruz. Bu sertifika programı ile birlikte gençlerimizin çalışma hayatlarına bir değer katıyorsak Birlik olarak da çok mutlu oluyoruz.
Finansal Kurumlar Birliği olarak uluslararası finans dünyasındaki yerimizi ve yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?
Bildiğiniz gibi Finansal Kurumlar Birliği, çatısı altında üç sektör temsil edilmektedir. Üç sektörümüz de kendi alanlarında sektörlerini geleceğe taşıyacak ve gelişmiş toplumlardaki bu tür finans enstrümanlarının gelişimlerini yakından takip edebilecekleri dünyaca kabul görmüş platformlarda çalışmalarını yürütmektedirler.
Bu kapsamda Leasing sektörümüz European Federation of Leasing Company Associations (Leaseurope) üyesidir. Bu kuruluş 1972 yılından beri Avrupa’da 34 ülkenin katılımıyla faaliyet göstermektedir. Finansman Sektörümüz de European Federation of Finance House Associations (Eurofinas) üyesi olup, bu organizasyon da Avrupa’nın 18 ülkesinin üyeliğinde çalışmalarını yürütmektedir. Son olarak Faktoring Sektörümüz Factors Chain International (FCI) üyesidir. Bu kuruluş da dünyada 81 ülkenin katılımıyla faaliyet göstermekte olup, son 6 yıldır üst üste Türk Faktoring Şirketleri’ni en iyi ihracat faktoring firması seçmektedirler. Şu an FCI’ın Başkan vekili aynı zamanda Birliğimizin de Başkan vekilliğini yürütmektedir.
Finansman şirketleriyle ilgili bir yönetmenlik çıktı ve kredi tutarlarının %2 si kadar karşılık ayrılmaları istenildi. Bu durum sektöre nasıl yansıyor?
Asında bu yönetmeliğin eski halinde de tüketici kredileri için kredi tutarının yüzde biri (% 1) oranında, anapara, faiz veya her ikisinin tahsilinde 30 günden fazla ancak 90 günden az gecikme olan nitelikteki krediler için kredi tutarının yüzde ikisi (% 2) oranında genel karşılık ayırırlar hükmü vardı. Ancak “Tasfiye Olunacak Alacaklar” ile “Zarar Niteliğindeki Alacaklar” hesabında sınıflandırılanların konut kredileri dışındaki tüketici kredilerine oranı yüzde sekizin (% 8) üzerinde bulunan finansman şirketleri, genel karşılık oranını, konut kredileri dışındaki tüketici kredileri için kredilerin vadeleri boyunca yüzde dört (% 4) olarak, anapara, faiz veya her ikisinin tahsilinde 30 günden fazla ancak 90 günden az gecikme olan konut kredileri dışındaki tüketici kredileri için kredilerin vadeleri boyunca yüzde sekiz (% 8) olarak uygularlar. Hükmü yer almaktaydı. Burada NPL oranının %8’i aşması durumunda da %1 ve %2 genel karşılık ayrılması imkanı getirilmiş oldu. Ancak bugüne kadar bankacılık NPL ortalamalarının hep altında ( 2016 ilk altı ay sektör ortalaması %3,2) kalan Finansman Şirketleri eski düzenlemenin getirdiği yüksek karşılık ayırma zorunluluğuyla karşı karşıya kalmamışlardır. Bundan sonraki dönemde oluşabilecek olumsuzluklarda NPL oranlarının artması durumda Finansman Şirketleri bu düzenlemenin faydalarından yararlanacağı görüşündeyim.
Finansman şirketleriyle ilgili ilk defa katılım finansman modeli oluştu. Yaptığınız bu çalışmayı aktarır mısınız?
Mevcut bankacılık sitemimizin yanında katılım finansman modelinin payını artırmak ve bunu sağlamak adına yeni finansal ürünler geliştirerek derinlik kazandırmak ülkemizin finans gündemindeki önde gelen konulardan birisidir. Yukarıda açıkladığım üzere 6728 sayılı Kanunda faizsiz finansman ürünlerinin yaygınlaştırılması olarak bir hedef ortaya koyulmuştur. Bunun sadece katılım bankaları tarafından değil bankacılık dışı finansal kuruluşlar tarafından da benimsenmesi ve desteklenmesi gerekmektedir. Bu konuda yasal düzenlemeler tarafında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yapılan çalışmalara biz de uygulayıcılar olarak destek veriyoruz. Bu çerçevede Turkcell olarak bütün müşterilerimize hizmet sunabilmek adına katılım finansman kuruluşu için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na başvurumuzu yaptık. Yaptığımız analizlerde bazı müşterilerimizin katılım finansman desteğini istediklerini gördük. Herkese hizmet sunmak ve bunu en iyi şekilde yapmak bizim ilkemiz. Katılım bankacılığını tamamlamak ve ülkemiz ekonomisine hizmet etmek adına Turkcell olarak öncü bir rol oynamış oluyoruz.
Finansal Kurumlar Birliği olarak gelecek hedeflerinizi aktarır mısınız?
Birlik olarak yola çıktığımızda önümüze, bankacılık dışı finans kesiminin ekonomi içindeki payını ve katma değerini artırarak; ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına katkı sunmak gibi bir hedef koymuştuk. Bundan böyle önümüzdeki 3 yıl boyunca da, kurucu yönetimin üstlendiği bu misyonu aynı şekilde devam ettirmeye kararlıyız. Bankacılık dışı finans sektörünü en güçlü şekilde temsil ederek, ülkemizin 2023 hedeflerine yönelik projeleri hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
Hatırlarsanız, dünya ve AB ekonomilerinde yaşanan durgunlukla da paralel olarak 2015 yılı ekonomimiz adına çok da kolay bir yıl olmadı. 2016 yılının ortalarına geldiğimizde ise 15 Temmuz kalkışması gibi hain bir girişimle sarsılan ülke gündemimiz, halen olağanüstü bir vaziyette. Tüm bunlara rağmen; ekonomimizin istikrarı, yabancı yatırımcının Türkiye’ye duyduğu güven, bankacılık ve bankacılık dışı finans sistemimiz güçlü bir şekilde ayakta duruyor. Bunda, başta bankacılık sistemimiz olmak üzere ekonomiyi finanse eden tüm kurumlarımızın üzerinde yükseldiği sağlam altyapının katkısı çok büyük. Biz de bu sağlam temele ve ekonomi yönetimimizin dirayetli duruşuna duyduğumuz güvenle ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşacağına eminiz.
Bu güven ve inançla; sektörlerimizin özellikle son 3 yıldır ortaya koyduğu büyüme performansını koruyarak, 2023’e kadar bankacılık dışı finans sektörlerinin ekonomiden aldıkları payı gelişmiş piyasalardaki seviyelerine yaklaştırmayı hedefliyoruz.