AB Ekonomisinin Görünümü: Küresel Belirsizliklerin Ortasında Ilımlı Büyüme
Sema Gençay Çapanoğlu
İKV Kıdemli Uzmanı
Avrupa Komisyonunun 7 Şubat 2019 tarihinde yayımladığı Kış Dönemi Ekonomik Tahmin Raporu’nda AB ekonomisinin üst üste 7 yıldır büyüdüğü belirtiliyor. Önümüzdeki dönemde de bütün üye ülkelerde büyümenin devam edeceği tahmin edilmekle birlikte büyüme eğiliminin son yıllarda kaydedilen oranlara göre biraz daha yavaş bir hızda olması bekleniyor.
Avrupa Komisyonunun son yayımladığı raporda ekonomik tahminler, başta Avro Alanı’nın önde gelen ekonomileri olmak üzere, geçen yıl Sonbahar Dönemi Ekonomik Tahmin Raporu’na kıyasla aşağı yönlü revize edildi. İvmedeki bu azalış, küresel ticaretteki gerilim ve başta Çin olmak üzere yükselen ekonomilerdeki yavaşlama gibi dış faktörlerin yansıması olarak ortaya çıkıyor. Bazı Avro Alanı ülkelerinde bankaların mali sıkıntıları ve ülke borçlarının sürdürülebilirliği gibi sorunlar belirgin hale geldi. Brexit’in yıkıcı etkiler ve belirsizlik yaratma riski de bu olumsuzluklara ilave bir sorun olarak gündemde bulunuyor. 2017’de son yılların en yüksek seviyesine ulaşan AB ekonomisinin büyüme ivmesinin 2019’a kadar azalış kaydetmesi bekleniyor. Bu yavaşlama, özellikle Avro Alanı’nda küresel belirsizlikler ve önde gelen AB üyesi ülke ekonomilerinden kaynaklanan faktörlerden dolayı geçen sonbahar döneminde kaydedilenden daha belirgin. Bununla birlikte AB ekonomisinde büyümenin sağlam temellerle 2019’un 2’nci yarısından itibaren ve 2020’de kademeli olarak artış göstermesi bekleniyor.
AB’de Büyüme Yavaşlayarak Devam Ediyor
Geçen yılın ikinci yarısında küresel ticaretin yavaşlaması, belirsizlik ortamının ekonomiye güveni zayıflatması ve bazı üye ülkelerde üretimin azalması gibi sebeplerden ötürü AB’de ekonomik faaliyet yavaşladı. Otomobil üretiminin daralması, sosyal gerilimler ve mali politikaya ilişkin belirsizlik, bu yavaşlamanın önde gelen AB içi faktörlerini oluşturuyor. Büyüme oranı Avro Alanı’nda 2017’de %2,4’ten 2018’de %1,9’a indi.
Söz konusu gelişmeler sonucunda Avrupa Komisyonu, Kış Dönemi Ekonomik Tahmin Raporu’nda büyüme projeksiyonlarını geçen yıl kasım ayında yayımladığı Sonbahar Dönemi Ekonomik Tahmin Raporu’na göre aşağı yönde revize etti. Kış dönemi raporunda Avro Alanı’nda büyümenin 2019’da %1,3 ve 2020’de %1,6 oranında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Sonbahar dönemindeki tahminler ise 2019 için %1,9 ve 2020 için %1,8 oranında idi. AB için de büyüme tahminleri son raporda aşağı yönlü revize edilerek 2019 için %1,9’dan %1,5’e ve 2020 için %1,8’den 1,7’ye çekildi. AB genelinde büyümenin bu yılın başında yavaşlamasına rağmen mütevazı bir şekilde devam etmesi bekleniyor. AB ekonomisinin iyileşen işgücü piyasası, elverişli finansman koşulları ve genişlemeci mali duruştan faydalanması bekleniyor.
Azalan İvmeye Rağmen Bütün Üye Ülkelerde Büyüme Sürüyor
AB’nin önde gelen ekonomilerine bakıldığında, Almanya’da büyümenin belirgin şekilde yavaşlaması bekleniyor. Almanya için büyüme tahminleri, istihdamda artışa rağmen özel tüketimdeki yavaşlamanın tüketim ve ihracatın artış eğilimini azaltması dolayısıyla aşağı yönlü revize edildi. 2018’in ikinci yarısındaki yavaşlamada önemli bir etken de otomotiv sektöründeki çevre sertifikalarına ilişkin yaşanan darboğaz nedeniyle otomobil satışlarının azalması olarak görülüyor. Büyümenin 2019’da %1,1 ve 2020’de %1,7 oranında gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
Fransa’da ise geçen yıl kasım ayında başlayan protesto gösterilerinin büyümeyi olumsuz etkilediği ve özel tüketimin 2018’in son çeyreğinde yavaşladığı belirtiliyor. 2019’un ilk çeyreğinde ise özel tüketimin canlanması bekleniyor. İç tüketim ve düşen enerji fiyatlarıyla desteklenen büyümenin önümüzdeki dönemde artarak bu yıl %1,3 ve gelecek yıl %1,5 oranında gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
Birleşik Krallık’ta, ülkenin AB ile gelecekteki ticari ilişkilerine ilişkin belirsizliğin artması nedeniyle ekonomik faaliyetin geçen yılın sonunda yavaşladığı tahmin ediliyor. GSYH artışının bu yıl ve gelecek yıl %1,3 oranında kaydedilmesi bekleniyor.
Geçen yılın ikinci yarısından itibaren resesyona giren İtalya’da büyümenin, dünya ticaretindeki yavaşlama, düşük iç talep ve yatırımların yanı sıra belirsizlik ve artan finansman maliyetlerinin de etkisiyle 2019’da %0,2 ve 2020’de %0,8 oranında olması öngörülüyor. İspanya’da büyümenin geçtiğimiz yıllardaki kadar olmasa da AB ortalamasının üzerinde olmak üzere, 2019’da %2,1 ve 2020’de %1,9 oranında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Bu yavaşlamanın özel tüketimdeki daralmadan kaynaklandığı belirtiliyor. Yunanistan’da büyümenin 2019’da %2,2 ve 2020’de %2,3 ile Avro Alanı ortalamasının üzerinde olması bekleniyor. Ülkede tüketici güveni neredeyse kriz öncesi dönem düzeylerine yükselirken özel tüketimin, büyümenin itici gücü olduğu belirtiliyor. Ülkedeki ekonomik toparlanma ise devam eden reformların kararlılıkla sürdürülmesine bağlı bulunuyor. Daha küçük, Orta ve Merkez Avrupa ekonomilerinin de ücret artışlıyla desteklenen iç talepte canlanma ve AB fonlarının etkisiyle güçlü olmaya devam etmeleri bekleniyor.
Enerji Fiyatları Enflasyonu Aşağı Çekiyor
Tüketici fiyatları enflasyonu Avro Alanı’nda 2018’in sonuna doğru enerji fiyatlarındaki hızlı azalış ve düşük gıda fiyatlarının etkisiyle azaldı. Genel olarak enflasyon 2017’de %1,5 oranından 2018’de %1,7’ye yükseldi. Bu yıl ve gelecek yıl petrol fiyatlarının geçen yıl sonundaki değerlerinden daha düşük olacağı tahminiyle, Avro Alanı enflasyonunun 2019’da %1,4’de seyretmesi ve 2020’de hafifçe artarak %1,5’e yükselmesi bekleniyor. AB için ise enflasyon tahminleri 2019’da %1,6 ve 2020 için %1,7 düzeyinde. Sonbaharda yayımlanan raporda ise enflasyon tahminleri Avro Alanı için 2019’da %1,8 ve %1,6, 2020’de %2 ve %1,8 idi.
Belirsizlikler Ekonomik Görünüme Ağırlığını Koyuyor
Önümüzdeki dönemde AB’nin ekonomik görünümüne ciddi düzeyde belirsizlik hâkim durumda ve projeksiyonları negatif yönlü etkiyebilecek riskler bulunuyor. Küresel ticaretteki gerilimler ekonomik güvene olumsuz etki ediyor. Çin ekonomisinin öngörülenden daha hızlı bir şekilde yavaşlama ihtimalini de göz ardı etmemek gerekiyor. Küresel finansal piyasalar ve birçok yükselen ekonominin risk duyarlılığı ve büyüme beklentilerinde olumsuz yönde keskin değişiklikler meydana gelmesi riski bulunuyor. Brexit süreci de önemli bir belirsizlik kaynağı olarak kalmaya devam ediyor. Görünen o ki riskler AB’nin gündeminde az ya da çok her dönemde var oldu ve olmaya devam edecek. Bütün bu risklerin varlığının bilincinde olmak ise sorunların çözümünde izlenecek politikaların ilk aşamasını oluşturuyor. Çözüm ise oluşturulacak politika karmasında, yatırımların artırılması için gerekli ortamın iyileştirilmesi, yapısal reformların gerçekleştirilmesi ve ihtiyatlı mali politikalar izlenmesi gibi doğru öğelere yer verilmesine bağlı bulunuyor.MART 2019