Türkiye’de Nükleer Eko-Sistem oluşturulmalıdır

Türkiye’nin nükleer üretime geçme kararıyla birlikte Mersin ve Sinop’ta imzalar atılırken, yapılan santrallerde yerli ürünlerin desteklenmesi ve üretilmesi için de sektörler çalışmaya başladı. Nükleer santrallerdeki vanaları Türkiye’de dökmek, işlemek ve montajlarını burada yapmak için Fransız firması Velan ile iş birliği yapan Gedik Holding, kendini geleceğe hazırlıyor. Türkiye’nin nükleer kültürü oluşturması gerektiğinin altını çizen Gedik Holding CEO’su Doç. Dr. Mustafa Koçak, yerli ürünlere katkı verilmesi gerektiğini belirterek sorularımızı yanıtladı.

Gedik Holding açısından 2018 yılı değerlendirmesi yapar mısınız?

2018 yılı ülkemizdeki her sanayi firması gibi bizim için de hareketli geçti. Özellikle yılın ikinci yarında döviz kurundaki dalgalanmaya yönelik pek çok tedbiri hayata geçirdik, geçiriyoruz. İç pazarın daralma riskine ve ödemeler dengesinin olumsuz gelişmesine karşı da pazarlama ve satış çalışmalarımızı ihracat artışına yönelik aksiyonlar aldık. Tüm bu çalışmalarımızda başarılı olduk diyebiliriz. Bu anlamda 2018 yılını aldığımız kararlar ve revize ettiğimiz çalışmalar sayesinde iyi kapattık. Herkes gibi bizim de sanayi faaliyetlerimizi en çok etkileme potansiyeli olan gelişmeler ham madde fiyatlarının USD endeksli olması ile ilgilidir. Bu nedenle de ürünlerimizin satış fiyatlarındaki dövize endeksli yapısı ile özellikle iç piyasanın yürümekte olan projelerine ürün vermede herkes gibi bizde zorluklar yaşadık. Ancak yoğun bir şekilde müşteri ilişkilerimizdeki karşılıklı görüşmelerle çözümler ürettik ve hiç kimsenin işinin aksamasına meydan vermedik. Bu aksiyonlar,  56 yıllık piyasa deneyimi olan Gedik Kaynak ve bu yıl 52. yılını kutlayan Gedik Döküm ve Vana firmalarımızın yıllara dayalı deneyimlerinden elde ettiği birikimlerinin yansımalarıdır. Özetle, bizim için 2018 yılı iç piyasada düzen oluştururken, ihracata yönelme yılı oldu. İhracat departmanımızdaki personel sayımızı arttırdık ve yeni dış pazarlarda çalışmalarımızı yoğunlaştırarak 2019’a hazırlık yaptık.

Uluslararası Nükleer Santraller Zirvesi her yıl düzenlenmektedir. Yapılan zirvenin sektöre katkılarını aktarır mısınız?

Bilindiği gibi ülkemizde Mersin-Akkuyu’da ve Sinop’da olmak üzere iki adet nükleer enerji santrali (NPP) kurulma çalışmaları sürdürülmektedir. Nükleer enerji santralleri ülkemizde ilk defa kurulacak ve biz bu teknolojiye ülke sanayisi olarak yabancıyız. Buna rağmen yerli ve milli sanayiler olarak bu santrallerin kurulmasında ihtiyaç olacak malzeme ve işgücü girdilerini ülkemizden temin etmek zorundayız. Ülkemizde üretilmekte olan tüm ürünler başta olmak üzere bu dev projelere yerli ve milli ürünlerimizle katkı vermemiz gerekiyor. Gedik Holding olarak bünyemizde olan kaynak ürünleri (Elektrodlar, kaynak telleri ve kaynak makineleri), döküm ve vana ürünlerimizle her iki NPP’ye ürün vermek için çalışmalarımızı hızlandırdık. Firmalarımızı ziyaret eden Rus, Japon ve Fransız delegasyonlarla 2018’de görüşmeler yaptık. Markalarımız adına sanayi kapasite hacmimizi incelediler. Yerli malı ürünlerimizle bu projelerde yer alacağımıza eminiz.

Nükleer zirvenin her yıl yapılıyor olması nükleer sanayi kültürün oluşması ve firmalar arası iletişimin bu hedefli yoğunlaşmasını artırmaktadır. Biz Gedik Kaynak,  Gedik Döküm ve Vana olarak her yıl bu zirvede yer alıyor ve katkı sağlıyoruz. Bu yıl da, geçen yıl olduğu gibi zirvenin ikinci gününde yine bir Keynote Speech yapacağım ve nükleer sektörün önemli iki sanayi girdisini üreten Gedik Holding ve bağlı markalarımız adına görüşlerimizi ve hazırlıklarımızı anlatacağım.

Nükleer alanda Gedik Holding olarak sizin yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?

Yukarıda ifade ettiğim üzere, Gedik Holding bünyesinde üretilmekte olan kaynak elektrodları, telleri, kısaca kaynak teknoloji ürünleri santral inşasında kullanılabilir ve bu alanda yerli ve milli katkıyı ürünlerimizle sağlayabiliriz. Halen üretilmekte olan birçok sıcağa dayanıklı kaynak elektrot ve tellerimizle nükleer sektörün ihtiyacı olacak malzemeleri temin edebiliriz. Bu malzemelerin yurt dışından ithal edilmesine gerek yoktur ve bunun önüne geçilmelidir.

Buna ek olarak döküm ve vana teknolojilerimizle de santrallerde kullanılacak değişik vana tiplerinden bazılarını üretebilir ve kullanıma sunabiliriz. Bu hedefle sektörde deneyimli vana üretici Fransız firması VELAN ile işbirliği anlaşmasını 2018’de Fransa’ da imzaladık. Bu adımla, Fransız nükleer vana teknolojisi ile beraber çalışarak, vanaları ülkemizde dökmek, işlemek ve montajını burada yaparak Türk-Fransız ortak yapımı vanalar üretmek için çalışmaları hazırlıyoruz. Bu konuda zirvede bu iş birliğini anlatacağız. Vanaların nükleere uygun tasarımı ve onaylarının bulunması elbette zorunlu teknik şartlardır. Bu anlamda ortak çalışma gerekli idi ve biz de bu yönde çok önemli bir adım attık.

Türkiye’nin nükleer santrallerin devreye girmesiyle birlikte nükleer alanda gelişmesi bekleniliyor. Sizin bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Her zaman ifade ettiğimiz gibi, ülkemizde bir nükleer sanayi kültürünün oluşması ve gelişmesi gereklidir. Santrallerin kurulma aşamasında kullanılacak yabancı teknolojilere rağmen, hızlı bir şekilde ülkemizde bu sektörün teknik speklerine uygun ürünler üretilme aşamasına gelmeliyiz. Bu santrallerin en kısa zamanda gelecekte dışa bağımlı olması azaltılmalı ve ülke sanayilerinin anladığı, yapabildiği ve ürün verebilip hizmet ettiği düzeye getirilmeli. Bu amaçla çalışmalar hemen bugünden başlamalı, bakanlık ve TÜBİTAK Ar-Ge proje teşvik ve destekleri başlatılıp her alanı ve yönü ile ülkemizde bir “Nükleer Eko-Sistem” oluşturulmalıdır. Uzun yıllar Almanya’da nükleer enerji santrallerindeki çelik kaynakların Ar-Ge projelerinde çalışmış bir kişi olarak, gerekli teknik düzeyin ülkemizde oluşmasının ne kadar gerekli ve uzun yıllar alacağını biliyorum. Bu nedenle nükleer enerji sistemlerinin belli kısımlarının mutlaka ülke sanayisi tarafından üretilmesi ve temin edilmesi gerek. Bu çalışmalarla ancak gerekli deneyimleri biriktirecek ve teknolojik seviye yeterli düzeye gelecektir.

Biz Gedik Holding olarak bünyemizdeki teknolojik seviyeyi arttırma ve bu ekosistemin oluşmasına milli ve yerli katkıları vermeye hazırız ve bunun için çalışıyoruz.

İstanbul Gedik Üniversitesi olarak bu alanda yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?

Yukarıda değindiğim ülkemizdeki nükleer kültürün ya da nükleer eko-sistemin bilimsel ve teknolojik alanlarda her türlü çalışmaya acil gereksinim var. İstanbul Gedik Üniversitesi olarak elbette bu çalışmaların içinde yer alacağız. Özellikle malzeme ve makine mühendislik alanlarında üniversite-sanayi projelerinin başlatılması çalışmaları 2019’da yoğunluk kazanacaktır. Ancak TÜBİTAK bu alanda Nükleer Teknoloji Platformu ya da öncelikli alan oluşturarak Ar-Ge projelerine teşvik programları başlatmalı diye düşünüyorum. Bazı yetkin üniversite ve sanayi kuruluşları ile ortak projeler geliştirerek öncelikli konular etrafında doktora programları ve projeleri oluşturmalıyız. Bu alanda yüzlerce doktora projesi yapılmalıdır. Almanya ve Fransa’da bu seviye bu şekilde yakalandı ve onlarca yıl aldı. Bu tür çalışmaların yapılabileceği deneysel laboratuvarlar oluşturulmalıdır. Bu yönde İstanbul Gedik Üniversitesi ve Gedik Kaynak, Gedik Döküm ve Vana sanayi kuruluşları birlikte bir “Mükemmeliyet Merkezi” oluşturarak metalik malzemeler ve bunların kaynak ve birleştirme sorunlarına özellikle öncelik verip Ar-Ge projeleri geliştirecek. Bunu yaparken elbette nükleer santrallerde kullanılan özel tip çelikler (örneğin P91 çelikleri) ve kaynaklarının incelenmesi projeleri oluşturulacak ve ülkemizde bilgi birikimi sağlayacaktır. Keza nükleer vanaların gerekli Ar-Ge çalışmalarının başlatılması bu vanaların gelecekte ülkemizde yerli bilgilerle üretilebilmesini sağlayacaktır.

Gedik Holding olarak 2019 yılı beklentilerinizi aktarır mısınız?

Barış ve huzurun devamı ve temininin her şeyin başında geldiğine inanıyoruz. İçinden geçtiğimiz ekonomik sıkıntıların aşılabilmesi ülkenin iç dinamikleri ile mümkündür.

Sanayi (teknoloji) ve üniversite (bilim) alanlarında oluşturacakları daha güçlü işbirlikleri ve daha güçlü devlet teşvik ve destekleri ithalatı azaltıcı gerekli yerli ve milli sanayi çalışmalarını 2019’da hızlandırabilir. Tüm kamu ve savunma sanayi projelerinde, Nükleer sanayi gibi stratejik alanlarda yerli malı kullanımları gereklidir. 2019 yılı umarız bu yönde daha çok somut adımların atıldığı yıl olur.MART 2019