Afrika’da Türk Rüzgarı Esiyor

Türkiye’nin Afrika açılımı meyvelerini vermeye başladı. Afrika’nın ihtiyaçlarını giderme noktasında önemli adımlar atılıyor. Müteahhitlik sektöründe atılan adımlar ise katlanarak büyümeye devam ediyor. Ticari faaliyetlerin geliştirilmesi adına gerçekleştirilen karşılıklı ziyaretlerin ardından bölgedeki durumu değerlendirmek için görüşlerine başvurduğumuz. Torkam Holding İcra Kurulu Başkanı Mahmut Dereli, önemli açıklamalarda bulundu.

Bölgede iş yapan bir işadamı gözü ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ni ziyareti ile ilgili bir değerlendirme yapmanızı istesek neler söylemek istersiniz?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son altı ay içerisinde iki defa Kongo Demokratik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Felix Tshisekedi ile görüşmesi oldu. Üçüncü görüşme Demokratik Kongo Cumhuriyetinde gerçekleşti. Bu görüşmede devlet erkanımız ve iş adamlarımız çok iyi karşılandı. Bu açıdan faydalı bir ziyaret olduğu kanaatindeyim. Bu duruma genel olarak Afrika kıtasında gerçekleştirdiğimiz insani yardımları da kattığımızda ülkemizin Afrika’da popülaritesinin oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan,  Afrika’ya sadece para kazanmak için gelinmediğini ifade ediyor. Sizin bu konu ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Bu konu oldukça önemli bende bu konudaki düşüncelerimi aktarmak isterim. Öncelikle kıta son iki yüz elli yıldır zengin yeraltı kaynakları olmasına rağmen bu kaynakların bölge insanının refahı için kullanılmadığını görüyoruz. Özellikle bölgede aktif olan ABD, Fransa ve Belçika’nın politikaları bu durumun ortaya çıkmasında belirleyici oldu. Bu ortamda Türkiye’nin bölgeyle olan tarihi bağlantısı ve şefkatli bakış açısı dengelerin değişmesine neden oldu. Burada TİKA ve sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinin önemli olduğunu belirtmek gerekir. Bu kuruluşlar herhangi bir dil, din, mezhep gözetmeksizin özellikle bölgenin ihtiyacı olan su, okul gibi ihtiyaçları karşılaması Türkiye’nin bölgedeki varlığını kolaylaştırdı. Bu doğrultuda geliştirilen dostluk köprüleri zamanla gelişti ve gelişmeye de devam ediyor.

Geliştirilen dostluk köprülerinin ekonomik faaliyetlere de yansıdığını gözlemliyoruz. Son dönemde tüm kıta için 75 milyar dolarlık bir ticaret hacminden bahsediliyor. Konu ile ilgili özellikle Kongo Demokratik Cumhuriyeti özelinde sizden bir değerlendirme alabilir miyiz?

Kongo Demokratik Cumhuriyeti seksen altı milyon nüfusu ve ülkemiz yüzölçümünün üç katı toprağı ile büyük bir ülkedir. Dünya kobalt ihtiyacının % 60’ını karşılamaktadır. Bunun yanında diğer yeraltı zenginlikleri ile önemli bir ülkedir. Bunun yanında sanayinin ve üretimin gelişmediğini görüyoruz. O nedenle yatırıma ihtiyaç var. Altyapı ve sanayi ile ilgili yatırımların yapılması gerekmektedir. Okula ve sosyal donatı alanlarına ihtiyaçları var. Çok zengin su kaynaklarına sahip olmasına rağmen birçok bölgesinde elektriğin olmadığını görüyoruz. Afrika bölgesi ile ilgili konuştuğumuzda acil on milyon konuta ihtiyaç var. Topyekûn bir seferberlikle buraya angaje olunursa bu rakamlarla baş edilebileceğini düşünüyorum. İki ülkenin kazan kazan formülü ile hareket ederek başarabilecekleri kanaatindeyim.

Bu noktada bir önemli konu ise finans, bu konuda üçüncü ülkelerle işbirliği gibi konular gündeme geliyor.

Haklısınız finansman modellerinin çeşitlendirilmesi gerekiyor. Finansal kaynağa çevrilebilecek kaynaklar mevcut ancak bunun için hukuki bir altyapıya ihtiyaç var. Bizde şirket olarak bu konuda bazı adımlar attık. Bunların yaygınlaştırılması sonrası ülkede ticari faaliyetlerin artacağını düşünüyorum.

Attığınız adımlarla ilgili bilgi alabilir miyiz?

Kongo Demokratik Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu tarafından bizim oluşturduğumuz farklı finansman modellerini içeren anlaşma onaylandı. Bu anlaşma çerçevesinde bu yılın sonuna doğru fiili olarak ülkede çalışmalarımıza başlayacağız.

Farklı ülkelerin Afrika ile kurulacak ticari ilişkilerde Türkiye ile ortak hareket etme isteği var. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

Biz uluslararası bir şirket olarak yapmış olduğumuz ticari faaliyetlerde partner olmak isteyen birçok firma bulunuyor. Bizim ülke olarak ve özellikle de inşaat alanında faaliyet gösteren şirketler olarak ortaya koyduğumuz performans dikkat çekiyor. Bu doğrultuda da Afrika bölgesine girmek isteyen firmalardan teklifler elbette alıyoruz.

Cezayir’de faaliyetleriniz devam ediyor mu?

Cezayir’de yapmayı taahhüt ettiğimiz toplam 9000 konuttan oluşan projeleri tamamladık ve teslim ettik. Dört tane otel projemiz vardı bunlardan iki tanesini tamamladık. Diğer iki otelin inşasına devam ediyoruz. Bunun dışında yapsat modeli ile hayata geçirdiğimiz bir alışveriş merkezi, ofis ve rezidanslardan oluşan karma projemizin ruhsat sürecini tamamladık. Yapım aşamasına geçtik. Cezayir pazarındaki çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Burada da diğer coğrafyalarda olduğu gibi pandeminin ortaya koyduğu zorlukları aşmaya çalışıyoruz.

Cezayir Cumhurbaşkanı’nın dünya kamuoyuna yansıyan beyanları var. Türkiye ile ilişkilere çok önem verdiğini belirtiyor. Bu yaklaşım size yansıyor mu?

Belirttiğiniz gibi Cumhurbaşkanı Türkiye ile ticari ilişkilere önem veriyor. Bunun yanında halklar arasında yakınlık da ticari ilişkilerde kendini gösteriyor. Dolayısıyla bize de bu durum olumlu yansıyor.

Tosyalı Holding’in Cezayir’deki yatırımları da oldukça önemli.

Tosyalı Holding’in inşaat dışında bir alanda yatırım yapması ve bu yatırımı zaman içerisinde büyütmesi, kendisinden sonra gelen Türk işadamlarının önünü açmıştır. Bizde bu çerçevede Cezayir’de PVC profil fabrikası kurduk. Bu tesiste 100’e yakın Cezayirli istihdam ediyoruz. İstihdam artırıcı bu yatırımlar ülkede müspet karşılanıyor. Bu çalışmalar kazan kazan formülüne güzel bir örnektir.

Türkiye’de de gayrimenkul sektörüne yatırım yapan bir firmasınız. Sektörün son dönemdeki gidişatı ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Türkiye’de üç farklı yerde iki milyar TL değerinde, altı yüz bin metrekare toplam alana sahip projemizi tamamlayarak sahiplerine teslim ettik. Kadıköy Fikirtepe’de iki yeni projeye başladık. Bunun yanında 100 milyon Euro değerinde Konya Seydişehir’de devre mülk proje geliştirmelerimiz devam ediyor. İnşaat maliyetlerindeki artış bizim planlamalarımız zorlaştırıyor. Bu durum fiyat istikrarsızlığını da beraberinde getirdi. Bu doğrultuda konut fiyatlarındaki artışı normal karşılamak gerekiyor. Fiyatların istikrara kavuştuğu ortamda Türkiye’nin önünün açık olduğunu düşünüyorum.

Konut’a talep devam ediyor mu?  

Türkiye’nin kaliteli ve güvenli konuta ihtiyacı devam ettiği için talepte devam ediyor. Artan nüfusumuz ve genç nüfusumuz göz önünde bulundurulduğunda konut arzının devam edeceğini düşünüyorum. Bunun önündeki tek engelin fiyat istikrarsızlığı olduğunu düşünüyorum.MAYIS2022