Askerin ihtiyacı olan mühimmatı üretmek istiyoruz
Yurtdışında önemli projelere imza atan Ekba Holding, savunma sanayi alanındaki yatırımlarına hız verdi. Bu çerçevede yaptığı piyasa araştırmalarını ve deneyimlerini okuyucularımızla paylaşan Ekba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Ekşioğlu, önemli açıklamalarda bulundu.
Ekba Holding olarak savunma sanayi alanında çalışmalar yürütüyorsunuz. Yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verir misiniz?
Türkiye’nin önünde bir Libya örneği var. Savaş yok iken her şeyin güzel olduğunu görüyorsunuz. İlişkileriniz çerçevesinde istediğiniz ürünleri alabiliyorsunuz. Fakat bir kriz anında veya savaş içersindeyseniz size hemen ambargo uygulanabiliyor. Bu ambargo sonucunda da dışarıdan hiçbir ürün alamıyorsunuz. Eğer kendi ürettiğiniz bir ürününüz yok ise o ülke bütün savunma gücünü kaybediyor. Libya bugün ikiye bölündü. Biz Ekba Holding olarak ABD’ye, Libya’ya mühimmat satmak için talepte bulunduk. Bize bu noktada hangi tarafa mühimmat satacağımız soruldu, bunun üzerine Libya Tripoli tarafına satacağımızı belirttik. ABD’den altı ay öncesine kadar o bölgeye silah verilebildiği fakat şuanda yasaklandığı cevabını aldık. Aradan 4-5 ay geçtikten sonra ABD’li yetkililer beni aradı ve mühimmat satışını yapabileceğimizi belirttiler. 4-5 ay önce başvuru yaptığımda neden izin vermediniz diye sorduğumuzda da o zaman öyle karar alındı diye cevap aldım. ABD, her iki tarafa da 8 ayda bir silah satıyor. Sonrasında anladık ki, Libya’nın petrolünü ABD alıyor ama para ödemiyor. Çünkü uluslararası geçerliliği olan resmi hükümet kurulup tanındıktan sonra paralarını ödeyecekler. Şu anda savaş var, terör var bu nedenle para ödemesi yapmıyorlar. Buradan çıkartacağınız ilk sonuç Libya’da savaş bitmez. Çünkü Amerika parasız petrol alıyor. Sonuçta Libya bir mühimmat alımında bile çok büyük sorun yaşıyor. Bu durumdan ülkemiz adına ders çıkarmamız gerekiyor.
Kendi şirketimiz açısından biz ne yapıyoruz, insansız hava araçlarıyla ilgili çalışmalarımız var. Havada bir saat kalabilen, 2 bin metre yüksekliğinde ve 5 km kadar gidebiliyor. Bu aracı sınır güvenliği, miting alanları, yol güvenliği gibi birçok alanda kullanabilirsiniz. Bunların dışında yurt dışından getirdiğimiz birçok ürün bulunuyor.
Savunma sanayi de yerli çalışmalar yapmak istiyoruz, fakat bu çalışmalar biraz zaman alıyor. Sizin bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Bugün Türkiye tank yapmak istiyor. Fakat böyle bir proje 5 yılda yapılabilecek proje değildir. Bu çalışmalar uzun vadeli çalışmalardır. İsrail’in tankları var. Geçenlerde gazetelerde Kornet ile bizim bir Tankı vurmuşlar hiçbir hasar almamış. Fakat farklı bir araç olsa ciddi sorunlar yaşayabilirdi. Bu teknolojiye sahip olmak kolay değildir. Bu nedenle bu araçları uzun vadede de olsa yapmak gerekiyor. Tankımızı, uçağımızı, mühimmatımızı üretmemiz gerekiyor. Devletin bu konudaki yatırımları teşvik ediyor olması gerekiyor. Savunma sanayi alanında bizim gibi yatırım yapmak isteyenleri desteklemesi gerekiyor. Şuanda biz de mühimmat fabrikası kurmak istiyoruz. Bu konuda gerekli başvuruları yaptık. Uçaksavar mermilerini üretmek istiyoruz. Askerin ihtiyacı olan mühimmatı üretmek istiyoruz. Sonuç olarak askeri ihtiyaçları Türkiye’de üretmek gerekiyor.
Ekba Holding olarak bu alanda üretim yapmaya kararlı mısınız?
Kesinlikle kararlıyız. Bir mühimmat fabrikasını hayata geçirmek istiyoruz. Bu alanda ülkemizin birçok ihtiyacının olduğunu biliyoruz. Aynı şekilde de bu ürünlere farklı ülkelerinde talepleri olduğunu görüyoruz. Mühimmat alanında birçok ülke yatırım dahi yapmak istiyoruz. Bize Suudi Arabistan’dan talep var. Orada da mühimmat üretimi yapmak istiyoruz. Çünkü onlarda artık bu konunun önemini anladılar. Yarın ambargo ile karşılaştıklarında kendi çözümlerini oluşturmak istiyorlar.
Ekba Holding olarak Rusya’da da işleriniz bulunuyor. Uçak krizinden sonra yaşadığınız sorunlar var mı?
Çok tahlilsiz bir şey oldu. Bana göre hiç olmaması gereken bir girişimdi. Herkes şunu söylüyor angajman kuralları çevresinde vuruldu. Ben böyle bir açıklamayı şahsi olarak kabul etmiyorum. Çünkü Yunanistan ile Türkiye arasında da sürekli böyle sorunlar yaşanıyor. Ege denizinin üstende F-16’lar sürekli sınır ihlali ediyorlar. Buna rağmen biz Yunanistan F-16 ‘larını vurmadık. Rusya’nın uçağını vurabiliriz. Buna hakkımız var. Fakat yılda 6 milyar doların üstünde ihracatımız olan bir ülkeden bahsediyoruz. Karşılıklı yatırımlarımız var. Yapılan evliliklerle akrabalık bağları oluşturulmuş durumda. Bizim binlerce işçimiz Rusya’da çalışıyor, müteahhitlerimiz gayet başarılı projeler yürütüyor. Bunların yanında Antalya’ya birçok Rus turist geliyor. Bu durumda vurmasaydık daha iyi olurdu. Çünkü Rus milleti kin tutar. Biz toplum olarak daha duygusal bir toplumuz. Çabuk alınırız ama çabukta affederiz. Bu durum aile ilişkilerimizde de böyle olduğu gibi devletlerarası ilişkilerimizde de böyledir. Fakat Ruslar bizim kadar duygusal değildir. Çeçen teröristler Rusya’da bir opera baskını yaptılar. İçerdeki 120 kişiden fazlasını esir alıp, Rus yönetimini tehdit ettiler. Eğer dediklerimizi yapmazsanız rehineler ölür dediler. Putin, Rus devletini kimse tehdit edemez diye operasyon yapılmasını istedi. Orada esirlerle birlikte Çeçenlerin hepsini öldürdüler. Rus devleti o operasyonda kendi vatandaşını öldürmüştür. Ne için devletin itibarı için. Biz ne yaptık. Onların uçaklarını düşürdük, bundan sonra bize hangi gözle bakacaklar. Bu nedenle Putin ve ekibinin yönetimi gitmediği sürece ilişkilerin düzelme ihtimali milyonda sıfırdır.
Rusya’da seçim olduğu dönemlerde Putin karşıtlarına Türkiye’nin destek verdiği belirtiliyordu. Yani ilişkiler uçak krizi öncesinde yok muydu?
Ben bu düşünceye katılmıyorum. Putin ile Tayyip Bey arasında bir sempati vardı. Putin, Tayyip Beyi anlatırken erkek adam, mert, korkusuz anlamına gelen kelimesini kullanıyordu. Rusya’da şu anda 300 milyon doların üstünde işimiz vardı, hepsi durmuş vaziyette.
Bu durum Çeçenistan’a nasıl yansıyor.
Çeçenistan’da Kadirov yönetimi var. Kadirov, Putin’i çok seven, Putin’in de kendisini çok sevdiği birisidir. Rusya’ya karşı hareket etmesi mümkün değil. Eski Sovyetler Birliği ülkelerinin de bu durumdan etkilenmeleri çok normaldir. Çünkü hepsinin stratejik ve savunma alanlarında Rusya ile anlaşmaları var.
Rusya ile krizi nasıl düzeltebiliriz?
Rusya ile yaşanan kriz on yıldan önce düzelmez. Çünkü kesinlikle Ruslar bizden intikam almak istiyor. Rusya’ya tazminat ödersek, ticaret başlar belirli sınırlamalar azalabilir. İşin bir başka boyutu ise Rusların da bize ihtiyaçları olduğudur.
Ekba Holding olarak siber güvenlik konusunda çalışmalar yürütüyordunuz. Bu çalışmalar belli bir seviyeye geldi mi?
Türkiye’de kurumlar arasında yarış var. Her yerde bir kamera var. Bunların hiçbiri tek bir merkeze entegre değildir. Bunları yaparken düşünüp planlayıp yapamıyoruz. Nasıl ki şehir planlamamız yok, diğer konularda da aynı sorunları yaşıyoruz. Emniyet kamera takıyor, belediyeler ayrı kameralar takıyor. Oysa bu işi tek bir merkezden yönetmek gerekiyor. Eğer tek bir merkez olursa bu kameraları teröre karşı, hırsızlığa karşı, asayişe karşı, şehir düzenine karşı kullanabilirsin. Siber güvenlik konusunda böyle ilerliyor. Çok önemli bir konudur. Neden önemli olduğuna gelince, artık her şeyimiz elektronik oldu. Banka hesaplarımız elektronik, evimiz elektronik, şirketlerin bilgileri ve devletin bilgileri elektronik oldu. Enerji piyasasına baktığınızda da bütün sistem elektronik oldu. Dolayısıyla siber güvenlik konusu çok önemli bir hale geldi. Bu konuda insan kaynağına ihtiyacımız var. Bu konuda da bir koordinasyon merkezi oluşturmamız gerekiyor.
Bodrum’da yaptığınız bir proje vardı devamı gelecek mi? Yeni bir projeye başlayacağız. Yaptığımız projedeki villaların hepsini sattık. Aynı bölgeye yakın proje geliştirmeye çalışıyoruz. Talebin var olduğunu söyleyebilirim.