Balparmak CEO Ali Bozer: Dünyanın İlk 10 Bal Markası Arasında Yer Alıyoruz

Avrupa’ya yapılacak bal ihracatıyla ilgili TRACES sisteminin getirilmesi ve bal analizlerinin istenilmesi sektördeki hileli balın önüne geçilmesi konusunda önemli bir adım olarak görülüyor. Yurtdışındaki testlerden başarıyla geçtiklerini belirten Balparmak CEO’su Ali Bozer, sorularımızı yanıtladı.

Balparmak ile ilgili genel bir bilgi verebilir misiniz?

Balparmak’ın öyküsü Türkiye’de bal ve diğer arı ürünlerinin farklı bir kategoriye taşınmasıyla birlikte önemli bir sektör haline gelmesini de kapsıyor aslında. Zira 1980 öncesi geleneksel yollarla üretimi ve satışı yapılan balın ilk defa analiz edildikten sonra modern yöntemlerle paketlenip satışa sunulması Balparmak’la oldu. Mütevazı olduğu kadar vizyoner bir girişimle İstanbul’da başlayan bu başarı hikayesi, yıllar içinde tüm Türkiye’de bilinen ve bugün dünyanın dinlemeye ve anlatmaya başladığı özel bir girişimcilik örneği haline geldi…

O yıllarda Türkiye’de arıcılık yeni gelişiyordu. Türkiye’de tanınan, tercih edilen, dağıtımı yaygın biçimde yapılan bir bal markası yoktu, dolayısıyla bal sektörü, ufku geniş, önü açık bir alandı ve yapılabilecek çok şey vardı.

Balparmak, ülkemizde arıcılığın geliştirilmesinin, ülkemiz balının hak ettiği değere ulaştırılmasıyla mümkün olacağını göstermesi açısından önemli bir görev üstlendi.

Bu vizyonla 1980 yılında kurulan Altıparmak Gıda ve Balparmak markası, Türkiye’nin dört bir yanından gelen balları, gelişmiş laboratuvarlarında analiz ederek doğallığından emin olduktan sonra güvenli ve hijyenik süreçlerle ambalajlayarak tüketicilere ulaştırdı. Böylelikle kovandan sofraya doğal lezzet yolculuğu da başlamış oldu. Balparmak, 10 yıldan daha kısa bir sürede Türkiye’nin en çok satılan bal markası haline geldi. Altıparmak Gıda olarak 1991 yılında elde ettiğimiz pazar liderliğini günümüzde de sürdürmeye devam ediyoruz, 2023 Nielsen verilerine göre ciro bazında Türkiye’nin 1 numaralı doğal bal markasıyız. Çekmeköy’de 30 bin metrekare arazi üzerinde kurulu tesislerimizde, yılda 32 bin ton işletme kapasitesi ve 283 çalışanımız ile Euromonitor verileri ile de tescillendiği üzere dünyanın ilk 10 bal markası arasında yer alıyoruz.

Türkiye’nin bal ihracatındaki gelişmelerden bahseder misiniz?

İstanbul İhracatçılar Birliği verilerine göre Türkiye 2023 yılında 9,3 bin ton bal ihraç ederek 31,9 milyon dolarlık ihracat geliri elde etti. Bu rakam, 2022 yılına kıyasla ciroda yüzde 31, kilogramda ise yüzde 45 oranında bir düşüşe işaret ediyor. Bal ihracatındaki düşüşün temel sebebi, maalesef hileli bal diye tabir ettiğimiz taklit ve tağşişten kaynaklanıyor.

Bu durum global bal pazarında Türkiye’nin imajına zarar veriyor. Hileli bal numuneleri Avrupa kapılarından geri dönüyor. Birçok ülke balda hilenin önüne geçmek için yeni kurallar getirmeye başladı. Örneğin; Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yapmak isteyen firmaların Ekim 2024’e kadar TRACES* sistemine kaydolmalarını şart koştular. Ayrıca ithalat işlemleri sırasında gönderilen ürünlerden numune alıp NMR (Nükleer Manyetik Rezonans) analizi yaparak, yabancı şekerleri sisteme tanımlanmış bir kütüphaneye kaydediyorlar. Bunlarla da yetinmeyip, raflardaki ürünlerden toplayıp analize gönderiyorlar.

Balparmak olarak ihraç ettiğimiz tüm ballar yurtdışındaki tüm detaylı testlerden geçti, doğallığı ve gerçekliği ispatlandı. Ancak, geneli itibariyle Türk balının hile ve tağşiş ile anılması bizim de ihracat açısından gerçek potansiyelimizi yansıtmamıza bariyer oluşturuyor.

Dipnot: *TRACES, hayvanların, hayvansal ürünlerin, hayvansal kökenli olmayan gıdaların, yemlerin ve bitkilerin Avrupa Birliği’ne ithalatı ve AB içi ticaret ve AB’ye hayvan ihracatı için gerekli olan hayvan ve bitki sağlığı sertifikasyonuna yönelik Avrupa Komisyonu’nun çevrimiçi platformudur.

Balparmak olarak ihracatta yapılan çalışmalarınız nelerdir?

Balparmak olarak bal ve diğer arı ürünlerimizi Balparmak ve Apitera markaları altında yaklaşık 20 ülkeye ihraç ediyoruz. Bu ülkeler arasında; Amerika Birleşik Devletleri, Azerbaycan, Kıbrıs, Malezya, Japonya, Singapur, Katar, Kuveyt, Kosova, Yemen, Ürdün ve Avrupa ülkeleri yer alıyor. Bizim öncelikle amacımız hedef pazarlarda ilk 3 markadan biri olmak. Bunu gerçekleştirmek için canla başla çalışıyoruz.

Uluslararası fuarlarda ülkemizin bal ve diğer arı ürünlerini tanıtmaya devam ediyoruz. Fuarlar konusunda seçiciyiz, her yıl düzenli olarak Anuga, Sial ve Gulfood gibi önemli fuarlara mutlaka katılmayı hedefliyoruz.  Fuarların dışında öncelikli hedef pazarlarımıza yönelik distribütör arayışlarımızı da yoğun saha ziyaretleri ile gerçekleştiriyoruz.

Hedef pazarlarımızda yılda en az 3 saha ziyareti gerçekleştirmek gibi bir hedefimiz var, bu ülkelerde tüketici iletişimi ve promosyon yatırımlarının da olduğu 360 derece JBP modeli olan ortak iş planları ile performansımızı takip ediyoruz.

Avrupa’da bal ithalatıyla ilgili kayıt sisteminin devreye girmesinin sektöre yansıması nasıl olacak?

Yukarıda da bahsettiğim gibi Avrupa’ya ithalatı yapılan ballar birçok kontrole tabi tutuluyor. Balınızı Avrupa ülkelerine satabilmek için uymanız gereken regülasyonlara her gün bir yenisi ekleniyor. Son yıllarda Avrupa pazarına girdiği ortaya çıkan hileli balların tespiti nedeniyle ithalat sistemi zorlaştırıldı. Bu durum, hileli bal üreticileri ile bizim gibi sektöre milyonlarca dolar yatıran ve doğal bal ihracatı için çaba harcayan kurumların ayrışmasını sağladı. Avrupa’ya ürün satmak isteyen, doğallıktan uzak bal üretimi yapanların önü kesilmiş oldu.

Sektörün lideri olarak Türk balının dünyada hak ettiği yeri alması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bal ve diğer arı ürünleri konusunda sadece Türkiye’nin değil dünyanın sayılı Ar-Ge Merkezleri’nden birine sahibiz. Bu merkezde dünya standartlarında analizler yapılıyor. Hatta yeni analiz metotları geliştirerek dünyadaki laboratuvarların kullanımına sunuyoruz. Örneğin, baldaki hile (taklit ve tağşiş) yöntemlerinden biri olan esmer pirinç şurubunun tespitinde kullanılan metot, dünyada ilk kez Balparmak Ar-Ge Merkezimizde geliştirildi ve bilimsel hakemli dergide yayınlandı.  Diğer taraftan, Türkiye’ye özgü çam balının analizi için özel bir metot geliştirdik ve C4 adındaki bu metodun, itibarı yüksek uluslararası hakemli dergide yayınlanmasını sağladık. Metodumuz çam balına özel yurt dışı referans laboratuvarları tarafından kullanılmaya başlandı. Türk çam balının ihracatına yaptığımız bu katkı nedeniyle Balparmak ailesi olarak gurur duyuyoruz.  Zira, Türkiye’nin bal ihracatını ağırlıklı olarak çam balı oluşturuyor. Çam balı çok özel bir bal ve bu nadide ürünün yüzde 92’si Türkiye’nin Ege kıyılarında elde ediliyor.

2022 yılında yaptığımız yatırım ile tüm dünyadaki güncel analiz yöntemlerini kullanan en verimli seçenekler arasında yer alan bir cihazı, laboratuvar altyapımıza ekledik. En son teknolojik donanıma sahip Yüksek Çözünürlüklü Kütle Spektrofotometresi (High Resolution Mass Spectrometer/HR-MS) analitik cihazı ile mısır, pancar, pirinç, agave gibi şeker şuruplarının yanı sıra, gıda boyalarını, enzim katkılarının varlığını, doğruluğu yüksek ve hassas bir formatta raporlayabiliyor ve balların aslına uygunluğunu kontrol edebiliyoruz. Bu cihaz aynı anda 216 numuneyi analiz edebiliyor.

HR-MS ile geçtiğimiz yıl farklı ülkelerden toplam 17 laboratuvarın dahil olduğu ve düzenli olarak uluslararası yeterlilik test programı sunan BIPEA tarafından organize edilen laboratuvarlar arası karşılaştırma çevrimine dahil olduk. BIPEA’nın katılımcı laboratuvarlar ile paylaştığı ortak rapora göre, 17 laboratuvardan Balparmak Ar-Ge Merkezimiz dahil sadece iki tanesi, bal test materyalindeki yüzde 13,2’lik pancar şurubu eklentisini tespit edebildi. Bu sonuçla birlikte, Balparmak Ar-Ge Merkezimizin çalışmalarının ve merkez tarafından geliştirilen yeni laboratuvar analiz yönteminin başarısı uluslararası arenada da kanıtlanmış oldu. Ayrıca geçmiş analitik yöntemlere göre dikkate değer bir gelişmeyi temsil ettiğimiz ve hile (taklit-tağşiş) tanımlama açısından yüksek derecede kesinlik sağlayarak mevcut yaklaşımları yeniden şekillendirebilecek potansiyele sahip olduğumuzu tüm dünyaya gösterdik.

Bu titiz çalışmalarımızın ve doğal arı ürünlerine ulaşmak için yaptığımız yatırımlarımız sonucunda hem yurt içine hem yurt dışına doğal bal sunabildiğimiz, tüm dünyayla doğal ve kaliteli Türk balını tanıştırabildiğimiz için mutluyuz.

Balparmak açısından 2024 yılı hedefleri nelerdir?

Global bir marka olma yolunda ilk adımlarımızı atmak bu yılki en büyük amaçlarımızdan biri. 2024 yılı, hedeflediğimiz global pazarlara giriş yapabilmek için stratejimizi belirleyerek uygulamaya koymaya başlayacağımız bir yıl olacak. Aynı zamanda halihazırda bulunduğumuz bölgelerdeki iş hacmimizi artıracak çalışmalar planlıyor, belirlediğimiz ciroya ulaşmak için çalışıyoruz.

Gıda fiyatlarındaki artışın sektöre yansıması nasıl olacak?

Gıda fiyatlarındaki artış tüketicilerimizin alışveriş davranışlarını değiştiriyor. Gerek genel enflasyonun gerek gıda enflasyonunun yüksek seyrinin Ev Dışı Tüketim sektörüne zarar vereceğini öngörüyoruz. Bununla birlikte insanların sosyalleşme ihtiyaçlarını gidermek anlamında daha ekonomik çözümler olan piknik faaliyetleri ve ev davetlerinin artmasını bekliyoruz. Market alışverişinin ise cüzdanlardaki sınırlı bütçe nedeniyle daha küçük ambalaja geçeceğini ön görüyoruz. Tüketici tercihlerinin gelir durumuna göre uygun segmentte ürün seçimi ile gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz.

İhracat açısından ise döviz kurunda kontrollü kur olduğuna ilişkin genel kanaat ihracatçıyı fiyatlandırma açısından tedirgin ediyor. Ekonomi yönetiminden tek beklentimiz öngörülebilirlik.

Gıda fiyatlarındaki artışta bir diğer unsur da iklim değişikliği. Kovan başı verimlilik, yanlış üretim teknikleri gibi olumsuz etkenler de sektöre maliyet olarak yansıyor. Gelişmiş ülkelerde çiftçiliğin ölçek ekonomisiyle gerçekleştiğini biliyoruz. Türkiye’de hem çiftçilik hem arıcılık ölçek ekonomisinden uzak. Kamunun ölçek ekonomisi yaratacak çiftçi ve arıcılara yönelik uzun süreli, kalıcı ve denetlenebilir destekler vermesini bekliyoruz. Uzun vadeli yaklaşım ve oluşacak ölçek bu meslek erbabının itibar kazanmasını, bu mesleğin gençler tarafından da ilgi görmesini sağlayacaktır. Unutmayalım ki; gıda kategorisi stratejik bir kategoridir, pandemide gördüğümüz üzere eksikliği büyük bir sorundur.

Propolis ürünleriyle ilgili yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?

Propolis, arıların en büyük mucizesi. Bağışıklığa destek olan ve antioksidan kapasitesi en yüksek arı ürünü.. Bizim de TUBİTAK ve Balparmak Ar-Ge Merkezi iş birliği ile geliştirilen Apitera Ailesi’nin en önemli bileşenlerinden biri….

Apitera ürün ailesi içinde hem yetişkin hem de çocuk formuyla Apitera Propolisli Sprey, Apitera Propolis Kapsül, Apitera Arısütü Kapsül, Apitera Zen ve Apitera Up ürünleri yer alıyor. Koruyucu, ilave şeker ve tatlandırıcı içermeyen Apitera ürün ailesine yeni katılan Apitera Propolisli Çocuk Sprey, içeriğindeki bal, propolis, elma sirkesi ve doğal ahududu aromasıyla çocukların favorisi olmaya hazırlanıyor. Apitera olarak, arı ürünlerini her türlü formda tüketicilerle buluşturmak için çalışıyoruz. İhtiyaca uygun olarak propolis, arı sütü gibi arı ürünlerini her yaş grubuna yönelik farklı formatlarda sprey, kapsül, saşe olarak tüketicimize ulaştırıyoruz. Bağışıklığı destekleyen Apitera Zen, içeriğindeki propolis ve güçlü etkileri ile bilinen bitkilerin yanı sıra çinko, selenyum ve C vitamini ile ön plana çıkarken, enerji veren Apitera Up ise B vitaminleri ile dikkat çekiyor. Örneğin, bu yılın gözdesi, yetişkinler için özel olarak formüle edilmiş Apitera Propolisli Sprey…. Propolis, kekik yağı ve çörek otu yağı gibi etkili esansiyel yağlar içerirken, koruyucu ve ilave şeker içermeyen bu ürünün etkileri laboratuvar ortamında da kanıtlandı. Şimdi bu ürünün çocuk formunu da hazırladık. Özellikle mevsim geçişlerinde destekleyici bir ürün olacak.

Türkiye’de bal pazarının gelişimiyle ilgili bilgi verir misiniz?

Perakende pazara baktığımızda açık pazar hariç 2023 sonunda pazarın %6 tonaj olarak daraldığını görüyoruz. Pazarın cirosal olarak ise %74 büyüdüğünü görüyoruz. Pazarı gerçek anlamda ölçmekte zorlanıyoruz, zira tağşişli ve hileli ballar da bu ölçümün içinde yer alıyor. 2023 yıl sonu itibariyle bal pazarının %25’inin ölçülemeyen açık pazar olduğunu, e-ticaret satış kanalının hızla büyümekte olup toplam pazarın %3’ünü oluşturduğunu tahmin ediyoruz.MAYIS2024